Rusya;ural Etekleri Ve Idil(=volga) Boyları;1-9.ağustos.2015

[vata]

Kahvaltı sonrası valizlerimizi otelin emanetine bırakıp aracımızı da kiralama firmasına teslim ettikten sonra Tataristan Oteli’nin önüne gelip çift katlı otobüsle seyahat(=экскурсиa на даблдекерах=Ekskursiya na dabldekerah) şirketine kişi başı gün boyu geçerli bilete 600 ruble (~30 TL) ödeyerek şehir turuna çıktık.Yirmi dakika içinde rusçada “surlar ile çevrelenmiş ve tahkim edilmiş şehir merkezi” anlamına gelen ve çoğu tarihi rus kentinin merkezinde bulunan Kremlin(=Кремльн) bölgesine ulaştık.Kazan şehrindeki Kremlin bölgesi, üzerinde on üç kule bulunan 8-14 metre yüksekliğindeki beyaz renkli duvarlar ile çevrilidir.Hatta bu yüzden “Beyaz Kremlin” olarak da adlandırılmaktadır.




Musa Celil Heykeli

Kremlin’in hemen girişindeki meydan 1.Mayıs.Meydanı olarak anılmakta olup Kremlin ziyaretçilerini Musa Celil’in heykeli karşılamaktadır.Musa Celil(=Муса Җәлил),1906-44 yılları arasında yaşamış ünlü bir tatar şairdir.Nazilere karşı kahramanca savaşmış,yaralanıp esir düştüğünde dahi vatanseverlik üzerine yazmaya ve esir rus askerlerini organize etmeye gayret etmiş ve sonunda naziler tarafından önce ağır işkencelere maruz kalmış sonrasında ise giyotinle idam edilmiştir.Hem Lenin nişanı hem de sovyet kahramanlık nişanı kazanan tek kişidir.

 

[vata]

Spaski Kulesi

Üzerinde dört metre çaplı saat bulunan beyaz renkli Spaski Kulesi Kremlin’in güneyden yaya giriş kapısıdır.



Taynitski Kulesi

Kremlin'in kuzeybatı yönünden giriş kapısı olan Taynitski Kulesi 16. yüzyıla aittir.Rusların Kazan kuşatması sırasında havaya uçurdukları bu kulenin altından kuşatma altındaki halk su kaynağına inip su temin ediyorlarmış.





Başkalaşım Kulesi,Kremlin'in batı girişinde bulunan Kutsal başkalaşım(=configuration) Kulesi de 16. yüzyıla ait olup dış saldırılara karşı en güçlü yapılmış ve etkileyici kuledir.

 

[vata]

Kazanka Nehri kıyısında yer alan üçgen şeklindeki Kremlin bölgesi yaklaşık 28 hektarlık bir alanı kapsamakta olup,2000 yılında UNESCO tarafından dünya tarih mirası olarak kabul edilmiştir.Kremlin,hem Kazan Hanlığı hem de sonraki dönemlerde bölgenin idari merkezi olarak işlevselliğini sürdürmüş olup halen devletin bazı idari yapıları ve cumhurbaşkanlığı sarayı burada bulunmaktadır.Kazan Kremlin’i içinde dört önemli yapı vardır.Bunlar Kul Şerif Camisi,Müjde(=Annunciation) Katedrali, Tataristan Milli Müzesi ve Suyumbüke Hatun Kulesi’dir. Tataristan,rus coğrafyasında kilise ile caminin yan yana bulunduğu tek kremline sahiptir.Ancak burada ne ezan sesi ne de çan sesini duyamazsınız.Çünkü hem camideki ezan sesi hem de kilisenin çan sesi sadece binaların içinden duyulabilecek şekilde uygulanmaktadır.Kazan Kremlin’i her gün 08-22 arasında açık tutuluyor ve giriş ücretsiz olup rehberli tur tercih ederseniz 300 rubledir.



Kazan Kremlin'indeki Kul Şerif Camisinin uzaktan görünümü

 

[orgasmatron]

Yoşkar-Ola kentindeki bu kısa geziden sonra aracımızla 93 kilometre daha kat ederek Çuvaşistan'ın İdil Nehri'nin kıyısında yer alan 450.000 nüfuslu başkenti ve Rusya’nın Volga’daki incisi olarak tanımlanan Çeboksarı(=Чебоксары) ya da çuvaş dilinde kale anlamına gelen Şupaşkar(=Шупашкар)’a ulaştık.Burada hava serindi fakat yağış yoktu.Moskova’nın 650 km. doğusunda kalan şehirde kışları oldukça sert geçen karasal bir iklim hüküm sürüyormuş.Şupaşkar,Antalya’nın da kardeş kentidir.
Çuvaşistan,Rusya’da 18.300 kilometrekare yüzölçümüne sahip nüfusunun çoğunluğu çuvaş ağırlıklı olmak üzere tatar ve ruslardan oluşan 1.5 milyon nüfuslu bir özerk cumhuriyettir.Ülkenin üçte biri ormanlık alan kalanı ise bozkır görünümündedir.Çuvaşistan ekonomisi tarım ve sanayi ağırlıklıdır.Ülkedeki büyük çiftliklerde başta tahıl,patates,sebze,şeker pancarı,şerbetçi otu,kendir ve tütün yetiştirilir.Küçükbaş hayvancılık da yaygındır.Sanayi ise alkol,kimya ve makine imalatı ağırlıklıdır.
Ülke,eski zamanlarda ürettiği çanlar nedeniyle çok ünlü imiş. Çuvaş çanları günümüzde Rusya,İngiltere ve Fransa’daki pek çok kilisede bulunuyormuş.Yine tahta oymacılığı ve örgü ülkenin en eski el sanatlarıdır.Örgülerinde kullandıkları ana renk koyu kırmızı olup, örgülerin arasında yeşil, koyu mavi, sarı renkler ve kenarlarında siyah bordürler hakimdir ve kullanılan motifler farklı anlamlar içermektedir.
Kazan Hanlığı’nı yıktıktan sonra çuvaşların yaşadığı bölgeyi de ele geçiren ruslar burada uyguladıkları asimilasyon taktiklerinde başarılı olarak onlara Hıristiyanlığı ve rus dilini konuşmayı kabul ettirmişlerdir.Çuvaşlar ya da kendi dillerindeki tanımıyla Çavaşlar,Gagavuzlar ile birlikte ortodoks Hıristiyan inancına sahip olan Türk kökenli ikinci halktır.



Çuvaşistan bayrağı
Çuvaşistan bayrağındaki üç yıldız,geçmiş, bugün ve geleceği;sarı güneşi ve güzelliği, kırmızı hayatı;hayat ağacı ise kalıcılığı simgeliyormuş.Çuvaş dilinin moğol ve macar dillerine benzerliği bu dilin aslında Türkçe’nin en eski lehçelerinden biri olduğu gerçeğinin fark edilmesini geciktirmiş.Çuvaş dili üzerinde son yüz yılda yapılan çalışmalar sonucu bu dilin,Hun Türklerinin kullandığı R Türkçesi ile benzerlikleri ortaya çıkarılmıştır.
Uzaya giden Türk soylu ilk adam ve üçüncü kozmonot,Andrian Nikolayev Çuvaşistan’ın gururudur.Başkent yakınlarındaki Şorşel Köyü’nde onun adına yapılmış bir müze ve anıt mezarı bulunmaktadır.
Çuvaş kelimesi sakin,durgun anlamına geliyormuş.Zaten Rusya’da Çuvaşlar çalışkan, güleryüzlü ve diğer halklarla uyumlu bir halk olarak kabul ediliyormuş. Şupaşkar’da da son derece dingin,insana huzur veren bir ortam var ancak 450.000 nüfuslu bir şehir için sokaklar fazla tenha idi.

Uzaya giden ilk insan Yuriy Gagarin de Cuvaştir, Lenin de yarı Cuvaştır Ruslar bunları kasten saklarlar. Bu yuzden uzaya ilk giden insan ve uzaya ilk çıkan Turk Yuriy Gagarin' dir . Çuvaşistanin Başkentinin adı da sarı çubuk yani Çubuksarı'dır. Paylaşımlarınız ansiklopedi tadında tebrik ederim, ben Ufa'dan Başkurt-Tatar la evli olduğum için bi daha oralara varıp gezmiş kadar oldum hocam eline sağlık.

ASUS_T00J-D cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

 

[orgasmatron]

Yupa fotoğrafları
Eskiden mezar başlarına dikildiği kabul edilen yupalar kadın ve erkek için farklı ağaçlardan ve farklı figürlerde yapılırmış. Erkeklerin yupaları meşeden,kadınlarınki ıhlamur ağacından yapılırmış. İnanışa göre her Çuvaş’ın ormanda bir ağacı varmış ve öldüğünde bu ağaç kesilip onun yupası yapılırmış.
Ruslar, sadece dil ve din konusunda baskı yapmakla yetinmeyip ele geçirdikleri Sibirya ve İdil-Ural bölgesindeki Türk kökenli tüm halkların her birine ayrı bir milli birlik ruhu aşılamışlardır.Dolayısıyla bu coğrafyada yaşayan halkların her biri,kendisini aynı kandan geldiği diğer halktan farklı olarak görmüş ve buna uygun davranmıştır.Bu son derece ustaca taktikle ruslar aynı kökten gelenlerin birlikte hareket etmelerini engellemişlerdir.
Bütün bu başkalaştırma ve farklılaştırma uygulamalarına rağmen çuvaş kardeşlerimiz yupa yapma,ağaca çaput bağlama ve kurban sunma gibi şaman döneminden kalma bazı uygulamaları günümüzde de sürdürüyorlarmış.Bu durum bana "tabiatta hiçbir şeyi tam anlamıyla yok edemezsiniz sadece şekil değiştirmesini sağlayabilirsiniz" sözünü anımsattı.
Açıkçası zaman zaman fazla hoşgörülü davrandıkları için kızsam da girdiği topraklardaki halklara zulüm etmeyip,onları din değiştirmeye zorlamayan ecdadımızın ne kadar doğru yaptığını Yunanistan ve Makedonya gezilerinde oradaki insanların Türk kelimesini duyunca saygılı ve içten davranışlarını bizzat yaşayarak görmüş ve çok etkilenmiştim.Burada gördüklerim karşısında ecdadımızın ne kadar haklı olduğunu daha iyi anladım ve onları bir kez daha rahmetle anıyorum.

Çuvaşların Hıristiyanlığı'nı Rus Kilisesi tartışıyor "halen" çünkü çok yoğun gök tanrı şaman etkisi var , totemcilik çapıtcılık yaygın , sihircilik de cabası ve gülebilirsiniz belki ama bir numaralı sihirciler dünyada Mariler ve Çuvaslardir , hanimin akrabaları çuvaş bir gelin aldılar ( Müslüman olmak şartıyla) düğünde cuvaslar tatarların masadaki votkayı aldılar ve kendi masalarındaki votkayla değiştirdiler bizim baja (tatarca bacanak) gitti şişeleri yeniden değiştirdi sordum neden değiştirdin diye sıhır (sihir) yapıyorlar dedi .... durum bu Rusyadan hatunlarla takilanların dikkatine....

ASUS_T00J-D cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

 

[orgasmatron]

Kazan'daki ikinci gün akşam yemeği için otelimize bir kilometre mesafedeki Butlerova Caddesi(=улица Бутлерова) No:31 adresindeki Bilyar Restoran (=Биляр Pectopah)’a gittik.Yemekleri güzel ve fiyatları da makuldü.

Bilyar Restoran ’da önce tatarca Alsu(=Aлсу) denen kırmızı pancarlı ayran içtik. Tadı şalgama benzese de biraz baharatlı ve içimi daha yumuşaktı.

Yeleş

Öçpoçmak

Pelmeni

Tıpkı Kazakistan ve Başkurdistan’da olduğu gibi Tataristan’da da At eti(=Конина) yeniyor.At etinden güveçte yahni şeklinde yapılan yemeği denedik.At yahnisi basit ve lezzetli.Tadı yağsız dana eti gibi ama sert değil.Yanındaki soğan, havuç ve kırmızı biberle güzel olmuş.

Çak-çak tatlısı
Tatlı olarak da Özbekistan ve Kafkasya’da da aynı isimle bilinen ve tatarların kendilerinin milli tatlısı olarak lanse ettikleri çak-çak (=Чак-Чак)tatlısı yedik.İnce şeritler halinde kesilen hamur yağda kızartıldıktan sonra şekerli karamele bulanıp üzerine de pudra şekeri ve ceviz serpildikten sonra sunuluyor.Aslında bu geleneksel bir düğün tatlısı imiş ve gelinin nikah sonrasında tüm misafirlere birer parça kendi yaptığı çakçaktan ikram etmesi adettenmiş.Kazan’da Kayuma Nasri Caddesi(=улица Каюма Насыри), No:11 adresinde bir de çak-çak müzesi (=Музей чак-чака) mevcut.Gezme fırsatım olmadı ama bunun da mı müzesini yaptınız be kardeşim demekten kendimi alamadım!!
Hesap ise 1100 ruble (~55 TL.) idi.

Çak Çak Başkurt tatlısıdır düğünde kız almaya varıldığı zaman kapıda Başkurtlar cak cak yedirirler damada ve akrabalarına , Ruslar ekmek ve tuz yedirir, Tatarlar balı nereden bulmuş da çak çak yapmışlar

ASUS_T00J-D cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

 

[vata]

Seyyid Kul Şerif,Kazan Hanlığı döneminde yaşamış bir şair ve din adamıdır.1552 yılında şehrin IV.İvan tarafından işgaline karşı öğrencileri ile birlikte dirense de başarılı olamaz.Ruslar hepsini öldürür ve İslam aleminin bu ilk sekiz minareli camisini yıkıp parçalarının bir kısmını Moskova’da Kremlin Sarayı’nın yanındaki Vasilievski Kilisesi yapımında kullanırlar.Bu olaydan tam 444 yıl sonra 1996 yılında,İslam dininin ve devletin yeniden doğuşunu sembolize etmesi amacıyla yapımına yeniden başlanan cami Kazan şehrinin bininci kuruluş yıldönümü olan 2005’te ibadete açılır.







Kul Şerif Camisi’nin dış görünümünden kareler











Kul şerif Camisi iç görünümünden kareler

Avrupa'nın en büyük camisi olan Kul Şerif Camisi,yapıldığı bölge yüzeyindeki yükseklik farklarından dolayı iki platform üzerinde bulunur. Üst platform dini törenler,alt platform ise müze ziyaretleri için planlanmıştır.Bayram namazlarının kılındığı caminin avlusu 6.000 kişilik bir kapasiteye sahiptir.Kul Şerif Camisi(=Мечеть Кул Шариф=Meçet Kul Şarif)’nin mimari kompozisyonunun içeriğini Bismillah ile yeniden doğuş ve gelişimi ifade eden lale sembolleri oluşturmaktadır. Caminin ana bölümünün kenarında 55’er metre yükseklikte dört ana minare ve bunların yanında iki küçük ve iki de dekoratif olmak üzere toplam sekiz minaresi bulunan caminin iç dekorasyonu İzmir’li Odak firmasınca yapılmıştır. Caminin açılışını yapan Tataristan Cumhurbaşkanı Şeymiev "burası Kazan ve Tataristan için yeni bir sembol,geçmiş ve geleceğimiz arasında bir köprüdür” diyerek mabedin önemini dile getirmiştir.

Şimdiye kadar gördüğümüz bu en güzel camiyi ziyaret etmenin hazzıyla Kremlin'i gezmeye devam ettik.

 

[vata]

Kazan’da hiç bozulmadan günümüze kalabilmiş eserlerden biri de Suyumbike Hatun Kulesi(Башня Сюмбике =Başniya Suyumbike)’dir. Kimi tarihçilere göre Korkunç İvan,Kazan Hanlığı’nı sona erdirdikten sonra hanlığın güzelliği dillere destan son kraliçesi Suyumbike Hatun ile evlenmek ister.Buna razı olmayan kraliçe öncelikle Kazan’daki mevcut minarelerden daha yüksek bir bina inşa etmesi halinde bu evliliği kabul edebileceğini söyler. Korkunç İvan da şehrin en yüksek noktasına kırmızı tuğladan ve 58 metre yüksekliğindeki ilk üç katı dikdörtgen sonraki dört katı sekizgen formdaki yedi katlı bu kuleyi sadece altı gün içinde inşa ettirir.Bunun üzerine çar ile evlenmek için kentten ayrılmadan önce kuleyi görmek istediğini söyleyen Suyumbike Hatun en üst kata çıkıp bir süre etrafı seyrettikten sonra kendisini boşluğa bırakarak intihar eder.Kazan’ı işgal edip halkı katleden,cami ve medreseleri yıkan ancak Suyumbike Hatun’un kalbini kazanmayı başaramayan Korkunç İvan bu duruma çok kızsa da bu kuleye dokunmaz.Gerçeğin böyle olmadığı,Suyumbike Hatun ve oğlunun Moskova’ya esir olarak götürüldüğü ve orada Suyumbike Hatun’un başka birisiyle evlendirildiğini ve her ikisinin de kahırdan öldüklerini yazan tarihçiler olsa da 1552 yılından sonra Kazan halkı için bu kule kutsal bir yer olarak kabul edilmiş.










Suyumbike Hatun Kulesi


Uzun yıllar gözetleme amaçlı görev yapan kule son yıllarda giderek eğilmeye başlamıştır.Halen dikey düzlemden iki metre kadar yatık vaziyette olup ileride Pizza kulesi gibi olup olmayacağı merak konusu olan kule Kazan Hanlığı’ndan günümüze kalan tek eserdir.

 

[vata]

Kazan Kremlin içinde yapılmış ilk ortodoks kilisesi Meryem’e Müjde Katedrali(=Blagoveşenski Sabor= Благовещенский собор) görülmesi önerilen üçüncü yapıdır.





Meryem’e Müjde Katedrali

Buradaki müjde kelimesi Hz.İsa’nın doğacağını meleklerin Hz. Meryem’e haber vermeleri anlamında kullanılmaktadır.Korkunç İvan şehri zaptettikten sonra yıktığı kale duvarlarının ahşap malzemesini ve kum taşını kullandırarak 1554-62 yılları arasında bu kiliseyi inşa ettirmiştir. Mavi renkli soğan şeklinde beş kubbesi ve iç içe geçen iki şapelden oluşan bu kilise daha sonra aynı yerde ve bu kez taştan yapılmıştır.Onaltıncı yüzyıl rus kiliseleri içinde altı kemer ve beş apsisli tek kilise olma özelliği taşır.Kilise defalarca kez yangınlar nedeniyle hasar görmüş ve sonuncusu 2005’te tamamlanan restorasyonlar görmüşse de orijinalliği bozulmuştur.

 

[vata]

Konstantin Ton isimli mimar tarafından 1843-53 yılları arasında Kazan Hanı'nın yok edilen sarayının olduğu yerde yapılmış eski Vali Konağı günümüzde Tataristan Cumhurbaşkanlığı Sarayı(=Президентский дворец= Prezidentski Dvorets) olarak kullanılmaktadır.Son derece alımlı ferforje kapının ötesine geçmek yasaktır.



Tataristan Cumhurbaşkanlığı Sarayı

 

[vata]

Kazan Kremlin’de mutlaka gezilmesi gereken bir başka önemli yapı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın arkasında bulunan Tataristan Milli Müzesi (=Национальный музей Республики Татарстан=Natsiyonalni muzey respubliki Tatarstan)’dir.





Tataristan Milli Müzesi

1895 yılında endüstri müzesi olarak kurulan ve 2001’de yenilenen müzenin girişinde,ziyaretçileri Türklerin Ergenekon’dan çıkışını temsil eden önünde bozkurt olan büyük bir tablo karşılıyor.Dört asırdan fazla kendilerini asimile etmek için baskı yapan ruslara rağmen milli kimliklerini koruyan tatar kardeşlerimiz bu cesur tablo ile bize tarihine sahip çıkmayan toplumların geleceğe güvenle bakamayacakları mesajını veriyorlar.



Müzenin girişinde Kazan Hanları'nın isimlerinin kazılı olduğu dikili taş

Müzede Kazan’ın kuruluşundan günümüze İslamiyet’in kabul edilişi,Altın Ordu Devleti’nin kuruluş ve yükselişi,Timur dönemi,Kırım ve Kazan Hanlıkları ve Korkunç İvan dönemine kadar geçirdiği tüm önemli olayları kronolojik bir sıra ile izleyebiliyorsunuz.Günümüzde sekiz yüz bin parçaya ulaşan dev koleksiyonu ile bu müze mutlak görülmesi gereken yerlerdendir.

 

[vata]

Müzenin tam karşısında ise cephanelik ve topçu avlusu(=пушечныи двор=Puşeçni Dvor) olarak kullanılan bulunmaktadır.



Topçu avlusunun arkadan görünümü



Topçu avlusunun önden görünümü

 

[vata]

Kremlin’in gece görünümü



Kul Şerif Camisi’nin gece görünümü

Kremlin duvarının hemen dışında ise Kazan şehrinin armasındaki sembolü olan Zilant(=казански зиланt=Kazanski zilant)’ı görüntüledik.





Zilant

Kanatlı yılan anlamına gelen Zilant’ın aynı zamanda şehrin efsanevi koruyucusu olduğuna inanılmaktadır.

 

[vata]

Bundan sonra Kremlin'in batı tarafında bulunan Fedeoseevskaya Caddesi (=Улица Федосеевская=Ulitsa Fedoseevskaya),No:36 adresindeki Çiftçiler Sarayı(=Дворец земледельцев=Dvorets Zemledeltsev)'nın önüne geldik.Yapımı 2010 yılında tamamlanan bu binada günümüzde Tataristan Tarım ve Gıda Bakanlığı(=министерство сельского хозяиства и продовольствия республики татарстан= Ministertsvo selskogo hoziastva i prodovalstviya) hizmet vermektedir.







Çiftçiler Sarayı

Dört katlı olarak inşa edilen binanın,komşusu Kazan Kremlini ile uyum sağlaması ve anıtsal bir görünüm kazandırmak amacıyla cephe dizaynında korint,iyon ve dor mimarisine ait klasik mimari ögeler kullanılmıştır.Bakanlığın dış cephesinde dikkat çeken yaklaşık yirmi metre yüksekliğindeki ağaç, bereket ve refahı simgelemektedir.

 

[vata]

Kazan şehrinin Vahitovski bölgesinde yer alan önemli resmi binalarını görüntüleyerek Kremlin bölgesindeki turumuzu tamamladık.



Puşkin Caddesi(=Улица Пушкина=Ulitsa Puşkina),No: 86 adresinde Kazan Ulusal Kültür Merkezi(Национальный культурный центр= Natsiyonalni kulturni Sentr) bulunmaktadır.Gezme fırsatı bulamadığım ve dıştan bakıldığında göze pek hoş gelmeyen kırmızı renkli bu binanın içinde konferans ve konser salonları bulunuyormuş.



2005 yılında Türk inşaat firması "Ekin Proje" tarafından yapılmış olan Tataristan Devlet Konseyi binası(=Государственный Совет Республики Татарстан=Gosdartsveni Soviet Respubliki Tatarstan).



Kazan tren garı(=Железнодорожный вокзал Казань=Jeleznodorojni Vakzal Kazan)

 

[vata]

Kremlin dönüşü öğlen yemeğini Bauman Caddesi No:64 adresindeki Kafe Dom Çaya(=Кафе Дом чая) veya Aşhane(=Ашхана) isimli klasik tatar lezetleri sunan bir lokantada yedik.Lokanta ilk bakışta basit görünüyor ancak yemekleri lezzetli ve fiyat hesaplı.Tataristan’da mutfak et ve hamur üzerine kurulu. Hatta “Tatar hamursuz doymaz” diye bir söz de var. Ülkede et çok iyi ve ne yazık ki iklim koşulları sebze ve meyva açısından fazla çeşit sunamıyor.Buna rağmen Tatar kardeşlerimiz mutfakta harika yemekler yaratıyorlar.


Yeleş



Öçpoçmak

Yeleş(=Элеш) yuvarlak,öçpoçmak (=Өчпочмак) ise üçgen şeklindedir. Bunların dışında bir de peremyaç var.Aslında üçü de bizdeki mantının versiyonlari ancak biri et suyunda diğeri fırında sonuncusu da kızartma şeklinde yapılıyor ve her üçü de yanında bir kase tatarca şulpa,rusça bulyon denilen et suyu ile sunuluyor.Öçpoçmakın hamuru kalın ve çıtır olup içinde küp şeklinde kesilmiş patates ile dana kıyması vardır.Yeleş ise bunun yuvarlak versiyonu, ama hamuru çıtır değil,biraz daha ekmek hamuru kıvamında ve içinde patates ve kuşbaşı kuzu eti kullanılmış. Peremiyaçi(=перемячи) ise mantının poğaça kadar büyük şekillisi olup bunun içine sadece kıyma konulmakta ve üzerine hardal,sirke ve soğan içeren bir sos eklenmektedir.

Bulyon.Dana kemiği ile yapılan bu et suyunun içinde çok az soğan ve dereotu var.



Bunların yanında salata,



Soğuk bir yerel bira olan Kutup ayısı (=белый медведь=Beli medved),



Tatlı olarak da Gubadya(=Губадия) ile



Smetannik aldık.Rus usulü cheese cake diyebileceğimiz smetannik (=Сметанник),yumuşak bir kekin üzerine yağsız krema ve tvarog(=Творог) denilen tatlı lor peyniri ile yapılıyor.Ruslar, Amerikalılardan farklı olarak üzerine meyva jölesi eklemediklerinden sade ama lezzetli bir tatlı elde etmişler.

Tamamına 500 ruble(~25 TL) ödediğimiz yemek hem hesaplı hem de lezzetli idi.