8.Ağustos.Cumartesi,Kazan’daki son günümüzdü.Sabah erkenden kalkarak otele yüz metre mesafedeki Abdullah Tukay(=улица Габдуллы Тукая) ve Moskovskaya Caddeleri(=улица Московская) arasında kalan
Kolhoz pazarı(=Колхоз Базары) ya da günümüzdeki adıyla
Merkez pazaryeri(=централbныи ринок=Sentralni Rinok)'ne gittik.
Pazar yerinin girişi
Kolhoz,rusça ortak tarım yapma(=коллективное хозяйство=kollektivnoy hoziyastva) anlamındaki iki kelimenin ilk hecelerinin birleştirilmesinden türetilmiş bir isimdir.Bolşevik ihtilali ardından soyluların ve zenginlerin sahip oldukları tüm topraklara el konulduktan sonra sovyet toprakları iki şekilde işlenmeye başlar.Bunlardan birincisi köylülerin maaşlı işçi olarak çalıştıkları ve tüm masrafları devlet tarafından karşılanan ve bizdeki devlet üretme çiftliklerinin eşdeğeri olan
sovhoz(=cobхо́з) ikincisi ise yine devlete ait toprakların sembolik bir ücret karşılığı kiralandığı,üretim araçları ve hayvanların işletmeye ait olduğu,ücretin emeğin niteliğine ve çalışma süresine göre verildiği,belli sayıda köylü ailenin oluşturduğu ortak tarım işletmesi olarak tanımlayabileceğimiz
kolhoz(=kолхоз)lardır.Kolhoz ürünleri belirlenen fiyatlar üzerinden devlet kuruluşlarına satılırmış. 1991’de Sovyetler Birliği dağılırken bunların sayısı 70.000’i aşıyormuş.
Tezgahlardan kareler
Kayısılar ve diğer kuru yemişler Özbekistan'dan geliyormuş.
Çak-çak tatlısı tezgahı
Bölgede
organik tarım yapılıyormuş.Zaten pazar yerinin kapalı olan kısmı mis gibi kokuyordu.Pazar yeri, başta orman meyveleri ve sebzeler olmak üzere çeşitlilik yönünden çok zengin,fiyatlar ise son derece makuldü. Sebze-meyvenin büyük çoğunluğunun kilogram fiyatı 20 rublenin(~1 TL.) altında idi.Ayrıca dilimizi kolay anlayan esnafla konuşmak son derece keyif verici idi.
Burada bize göre eksik olan tek şey canlılıktı.Satıcıların yüksek sesle bağırmadığı,müşterilerin pazarlık yapmadığı,tezgahların son derece tertipli olduğu AVM gibi ortamı doğrusu biraz yadırgadık.