Bir sonraki durağımız Başkurtistan armasının kuray çiçeği ile birlikte iki temel simgesinden biri olan ve Tukayev Caddesi’ne yüz metre mesafede yer alan Salavat Yulaev Anıtı oldu.
Başkurt arması
Başkurtlar,Kazan Hanlığı yıkılıncaya kadar ona bağlı kalmışlar ancak Korkunç İvan’ın 1552’de Kazan’ı ele geçirmesinden sonra rusların egemenliğini mecburen kabul etmişlerdir. Çarlığın onları ortodoks yapma girişimleri ve milli benliklerini unutturmak için yoğun baskılarına karşı sürekli mücadele etmişler ve dört kez büyük katılımlı ayaklanmalar yapmışlarsa da bunlar ruslar tarafından son derece kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
1773 yılında Başkurtların Ruslara karşı en büyük ve geniş katılımlı son ayaklanması olan Pugaçev ayaklanması başlar.Daha öncekilerden farklı olarak bu bir bağımsızlık ayaklanması olmayıp Başkurtların rus halkıyla birlikte rus çarına karşı gerçekleştirdiği bir ayaklanmadır.Rusların dahi kendi çarlarına karşı ayaklanmasının nedeni o yıllarda Başkurtistan topraklarında açılan maden ocaklarında ve fabrikalarda köle olarak çalıştırılmalarından kaynaklanmaktadır.Rus köylüleri güçlü rus ordusu karşısında çabuk pes etseler de Başkurtlar 1775 yılına kadar savaşmayı sürdürürler.
Bu savaşın bir çok kahramanı olmasına rağmen Salavat Yulay oğlu Salavat Yulaev(=Салават Юлаев) halkının yüreğinde ayrı bir yer edinmiştir.Rus ordusunun seçkin Başkurt alaylarından birinde komutanlık yapan ve genç yaşında batır(=bahadır) ünvanı kazanan bu yiğit genç; bilgisi,şiirleri ve kuvveti ile herkesi kendisine hayran bırakması yanında çok da güzel kuray(=başkurt kavalı) çalarmış.1773’de Pugaçev isyanı başlayınca kumandanı henüz yirmi yaşında olan Salavat’ı ve birliğini isyancıların üzerine gönderir.Salavat,Orenburg yakınlarında bir bildiri yayımlayarak isyancıların saflarına geçer ve rus ordusuna karşı başarılar elde etmeye başlar.Sonunda rus ordusu savaşı kazanır ve isyanı başlatan Pugaçev yakalanıp idam edilir.Salavat ise ruslara bir süre daha direnirse de sonunda esir düşer.Babası Yulay ile birlikte çeşitli yerleşim birimlerinde halkın gözü önünde kırbaçlanıp,vücutları kızgın demir ile damgalanır ve sonrasında Baltık Denizi sahillerindeki Rogervik kalesinde sürgüne gönderilirler. Hapiste geçen yirmi altı sene sonunda 1800’de Estonya’da vefat eder.Ancak halkının Salavat’a duyduğu saygı ve sevgi artarak sürer.
Ruslar,zorlukla bastırdıkları bu isyandan sonra 1917 yılına dek hiçbir erkek çocuğuna Salavat ismi verilmesine izin vermedikleri gibi Yayık nehrinin adını da bu ayaklanmayı çağrıştırmaması için Ural nehri olarak değiştirirler.Ancak ne yapsalar Salavat Yulaev’in halkın yüreğinde yer etmesini engelleyemezler.Başkurtlar,rus kumandanın emrine uymayıp milletinin yanında yer alarak göz göre göre kendi ölüm fermanını imzalayan Salavat Yulaev’in bu cesaret ve kahramanlığını daha o hayatta iken taçlandırmışlardır. Salavat Yulaev ile ilgili bir çok şarkı genellikle şöyle başlar;
“Salavat kaç yaşında?
Yeşil kürklü börkü başında,
Bulgadir(=alay komutanı) de olmuş,hey Salavat!
Daha yirmi iki yaşında.”
![IMG_1677_zps1wpsp96z.jpg IMG_1677_zps1wpsp96z.jpg](https://www.gezenbilir.com/forum/data/attachments/525/525957-54d0c410d5bcafea370361555ce2f19e.jpg)
Başkurt arması
Başkurtlar,Kazan Hanlığı yıkılıncaya kadar ona bağlı kalmışlar ancak Korkunç İvan’ın 1552’de Kazan’ı ele geçirmesinden sonra rusların egemenliğini mecburen kabul etmişlerdir. Çarlığın onları ortodoks yapma girişimleri ve milli benliklerini unutturmak için yoğun baskılarına karşı sürekli mücadele etmişler ve dört kez büyük katılımlı ayaklanmalar yapmışlarsa da bunlar ruslar tarafından son derece kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
1773 yılında Başkurtların Ruslara karşı en büyük ve geniş katılımlı son ayaklanması olan Pugaçev ayaklanması başlar.Daha öncekilerden farklı olarak bu bir bağımsızlık ayaklanması olmayıp Başkurtların rus halkıyla birlikte rus çarına karşı gerçekleştirdiği bir ayaklanmadır.Rusların dahi kendi çarlarına karşı ayaklanmasının nedeni o yıllarda Başkurtistan topraklarında açılan maden ocaklarında ve fabrikalarda köle olarak çalıştırılmalarından kaynaklanmaktadır.Rus köylüleri güçlü rus ordusu karşısında çabuk pes etseler de Başkurtlar 1775 yılına kadar savaşmayı sürdürürler.
Bu savaşın bir çok kahramanı olmasına rağmen Salavat Yulay oğlu Salavat Yulaev(=Салават Юлаев) halkının yüreğinde ayrı bir yer edinmiştir.Rus ordusunun seçkin Başkurt alaylarından birinde komutanlık yapan ve genç yaşında batır(=bahadır) ünvanı kazanan bu yiğit genç; bilgisi,şiirleri ve kuvveti ile herkesi kendisine hayran bırakması yanında çok da güzel kuray(=başkurt kavalı) çalarmış.1773’de Pugaçev isyanı başlayınca kumandanı henüz yirmi yaşında olan Salavat’ı ve birliğini isyancıların üzerine gönderir.Salavat,Orenburg yakınlarında bir bildiri yayımlayarak isyancıların saflarına geçer ve rus ordusuna karşı başarılar elde etmeye başlar.Sonunda rus ordusu savaşı kazanır ve isyanı başlatan Pugaçev yakalanıp idam edilir.Salavat ise ruslara bir süre daha direnirse de sonunda esir düşer.Babası Yulay ile birlikte çeşitli yerleşim birimlerinde halkın gözü önünde kırbaçlanıp,vücutları kızgın demir ile damgalanır ve sonrasında Baltık Denizi sahillerindeki Rogervik kalesinde sürgüne gönderilirler. Hapiste geçen yirmi altı sene sonunda 1800’de Estonya’da vefat eder.Ancak halkının Salavat’a duyduğu saygı ve sevgi artarak sürer.
Ruslar,zorlukla bastırdıkları bu isyandan sonra 1917 yılına dek hiçbir erkek çocuğuna Salavat ismi verilmesine izin vermedikleri gibi Yayık nehrinin adını da bu ayaklanmayı çağrıştırmaması için Ural nehri olarak değiştirirler.Ancak ne yapsalar Salavat Yulaev’in halkın yüreğinde yer etmesini engelleyemezler.Başkurtlar,rus kumandanın emrine uymayıp milletinin yanında yer alarak göz göre göre kendi ölüm fermanını imzalayan Salavat Yulaev’in bu cesaret ve kahramanlığını daha o hayatta iken taçlandırmışlardır. Salavat Yulaev ile ilgili bir çok şarkı genellikle şöyle başlar;
“Salavat kaç yaşında?
Yeşil kürklü börkü başında,
Bulgadir(=alay komutanı) de olmuş,hey Salavat!
Daha yirmi iki yaşında.”