.
Gürkan bey,
Aslında gezi planlarken ender de olsa bazen bir borsa enstrümanı olan “Anti Cyclical” yani
devinim tersi düşünmenin faydaları oluyor.
1979 da Uzak Doğu’ya yaptığımız gezide, tesadüfen Sumatra adasındaki devasa büyüklükteki orman yangınlarının dumanları yüzünden Java ve Bali’de sekteye uğrayan turizm, fiyatları inanılmaz düşürmüşdü. Bali’de bir haftalık gezi için 8 kişilik koca minibüsün günlüğü için 40 Mark istemişlerdi de utanarak pazarlık edip 50 Mark vermişdik..
Yani herhangi bir çatışma veya doğal afet sonrası fiyatların düşmesi ile herkesin yapmadığını yapma durumu. Devinim tersi..
Bunları neden anlatıyorum..
Önce Rusya’da gezdiğiniz yerler için Alman dışişlerinin gezi uyarılarının Türkçe Google tercümesini, değiştirmeden aşağıda veriyorum.
“
Kuzey Kafkasya'da Seyahat
Federal Kuzey Kafkasya Bölgesi'ne ve komşu bölgelere seyahat ederken artan güvenlik riskine dikkat çekiliyor. Özellikle, İnguşetya, Çeçenya, Dağıstan ve Kabardey-Balkaria'ya mutlaka zorunlu yolculuklar kesinlikle önerilmez.
Yukarıda belirtilen bölgelerde, saldırılar, silahlı çatışmalar ve kaçırma olayları nedeniyle yüksek güvenlik riski vardır”
Sizin de bu gezide devinim tersi düşündüğünüzü tahmin etmesem de acaba gezdiğiniz yerlerdeki politik durumdan bilmem daha evvel ne kadar haberiniz vardı demekten de kendimi alıkoyamıyorum. Yazdığınız devamlı kontroller de galiba tam da bu bölgelerde rizikonun küçümsenmeyecek değerde olmasına işaret ediyor olmalı ?
Ne dersiniz belki sizi sarılarak uğurlayan görevliler de aslında başka birşey söylemek istiyorlardı ?
Hani Rusça bilmemeniz de yerinde olmuş galiba ?
Her şekilde de bravo doğrusu..
İlgiyle izliyorum..
....
Tabi yazdıklarım @ince999 ve @janberkaydemir için de geçerli..
Bu gidişle forumda, bir Indianer Jones kulübü kuracağız galiba ?
.
Ekli dosyayı görüntüle 509074
.
Ekli dosyayı görüntüle 509073 =
.[/QUOTe
Mesut Bey. Sovyetler Biriği zamanından bugüne bölgede yabancılara karşı bir önyargı var. Mevcut yönetimlerin de yabancı turistlere ve bundan gelecek bir kaynağa uzak bir politikaları var. Ülkenin tanıtımı ve turistik yatırımlar çok desteklenmiyor. Olanlarda iç turizme yönelik. Ayrıca daha önceden gelen federal yönetim ve sistemin çözülme sürecinde merkez dışı cumhuriyetlerin yurtdışı ile temasları sınırlı olsun dışa bağlı yatırım fazla gelişmesin amacı ile bölgede suni karışıklıklar de çıkarıldı. Yurtdışına bölge haddinden fazla problemli gösterildi. ( Bir dönem için ise bu geçerli bir uyarıydı).
Özelde bölge ile ilişkim çok küçükken başladı. 155 yıl önce Kuzey kafkasya da yaşanan savaş sonrası sürgün ile Osmanlı topraklarına yerleşen bir ailenin ferdiyim. Ailemin tarih ve aidiyet ilgisi sonrası benim de köklerimiz ile olan ilgim arttı. Lise ve üniversite eğitimim boyunca ilgili çevre ve derneklerin çalışmalarında yer aldım. Bu dönemlerde maddi imkanları sağladığımda o günkü Sovyetler Birliğinin politik durumunu önemsemeden anavatan Kuzey Kafkasya bölgesine yerleşme ve yaşama orada kültürel varlığı sürdürme konusunda karar aldım. İş hayatıma başladığım devlet demiryolları ve memuriyet hayatının bana uygun bir iş ve yaşam alanı olmadığını düşündüğümden ani bir kararla istifa edip 1991 yılında bölgeye yerleştim. Gittiğim yer sizinde yazdığınız Kabardino - Balkarya Cumhuriyetinin başkenti Nalchık şehriydi. Ülkeye girişimden üç gün sonra Moskova da bir darbe oldu ve Sovyetler Birliği bunun sonrası dağıldı. Arkasından bahsettiğiniz yokluk, kargaşa ve suç dönemi başladı. Bunun yanında tabiki fırsatlar ortaya çıkmaya başladı. Bütün dünya Rusya'ya akmaya başladı, bende bir şekilde havacılık ve turizm konusunda kendime bir yer buldum. Bölgede 8 yıl kaldım ilk çocuğum orada doğdu. Ekonomik olarak çok ucuz bir bölgede her şeyi kazıyarak bulabilme ve bu karışık ortamda kendimizi korumayı da öğrendik. Bölgeyi işim dolayısı ile karış karış gezdim, aklınıza gelecek her türlü halktan arkadaşlarım oldu. İşyerimin daha sonra beni Türkiye de görevlendirmesi ile 1999 yılında Türkiyeye geldiğimde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmıyacağını anladım ve o gün bu gün arafta yaşıyoruz. Fırsat buldukça bölgeye gitmeye devam ediyorum.
Cumhuriyetlerden bir diğerine geçiş biraz bürokratik bir yapıdan kaynaklanıyor. Bölgede trafikte oluşmuş rüşvet mekanizması artık çok etkili olmasada bazen yine gözüküyor. Artık kurallar konusunda hassaslar. Örneğin bundan beş sene önce gittiğinizde yaya geçidinden dikkatli geçmesseniz bir araç altında kalmanız büyük bir olasılıktı, şimdi yaya geçidinde kural ihlali yapan tek bir araç göremezsiniz. Yollarda trafik işaretleri ve yol çizgileri çok düzenli ve uyum çok fazladır. Konaklama ve yeme içme yerleri güvenlidir, yerel halka işiniz düştüğünde tüm işlerini bırakıp sizinle ilgilenebilir, zor durumda kaldığınızda yardım için tereddüt etmezler. Tüm ihtiyaçlarınız için rahatlıkla her kapıyı çalabilirsiniz. Özel bir günlerine denk gelirseniz sizi kesinlikle göndermez ve misafir ederler.
Bunları bildiğim halde yaşadığım ilk yıllardaki kalan hafıza, araçla yola çıkmak konusunda bizi düşündürdü. Fakat kültürel geşmişi orası olan Türkiye de yaklaşık 5 milyon insan yaşıyor. Birçoğu bu eski hikayelerden dolayı gitmeye çekiniyor. Onlara bunun kolay bir yol olduğunu ve herkesin rahatlıkla yapabileceğini göstermek için yola çıktık, yolda ve sonrasında yayınlar ve yazılar ile geziyi paylaştık. Sonuç iyiki gitmişiz diyoruz. Bunu biraz Türkiyeli gurbetçilerin hafızalarında yer etmiş nesilden nesile aktarılan Balkanlar, Bulgaristan geçişi ve bu hızlı geçişin hikayelerine benzetiyorum.
Sizin şu anda gezdiğiniz bölgeler de bizde aynı izlenimi uyandırıyor, ben merak ile planlar yapsam da benimle Kafkasya bölgesinde yaşamış eşim Asya da işim olmaz diyerek konuyu kapatıyor. Bende başlangıçta olacak bir İran ile konuyu ısındırmaya çalışıyorum.
Kafkasya ve Rusya ile ilgili bir gezi organizasyonu olursa ben içinde olmak için her türlü imkanımı kullanırım, o yollar da beraber olabilmek dileği ile ...
Biz daha yeni başladık daha gezecek çok yerimiz var...
İstanbul da yaşıyoruz ama yolunuz düşerse Düzce de misafir eder Almanya dışişlerine düşmemiş bölgeler de gezdiririz...