29 Ağustos 2016
Sabah Arif uyandırdı biraz zor kalktım, Arif giyindi çıktı, marketin önüne karavanı çekti su almak için. Yanına bir adam geldi, dün gecede gördüm, o da bizi görmüş fakat yanımıza gelmediğini söylüyor, her halde çekindi. Azeri Türküymüş, İstanbul'da kalmış, Türkçesi fena değil. Arif depoyu doldurdu ve ayrıldık epey yol yaptık, beğendiğimiz bir yerde kahvaltı ettik tekrar yola çıktık, şimdi bir yerleşim yerinde yakıt aldık gidiyoruz. Kafkaslarda saat 08.35, aşağı yukarı gümrük'e 200 km varmış. Gelişmeleri sonra yazarım. Bir yerden geçtik, rayonun ismi Ermenice yazılıymış, Utku burası Ermeni köyü diyor; ama güzel, sevimli, güzel evler var. Epey bir yerler geçtik. Polis kontrol noktası (Pos) ama epey büyük bir yer, pasaport, ehliyet baktı, Arif'i aldı gitti, epey bekledik meğer trafik sigortası istemiş, Arif önce anlamamış, yok deyince kızmış Arif'e git demiş. Ben de Arif'e boş ver git dediyse yürü dedim gidiyoruz bozuk yolda. Sıkı bir kontrol var, sık sık polisler, askeri arabalar, Mozdok'a girdik, yani Osetya'ya girdik 09.51 ilerliyoruz. Mozdok bitti yine kontrol noktası ( Pos) , pasaportlara baktı, Arif'i çağırdı, arka bagajı açtırdı oooo Türkiye dedi polis Arif ile gittiler. Sigorta yok diye 5.000 Ruble istemişler, Arif 2.000 Ruble vermiş, halbuki sigorta isteyen her yerde yaptırmıştık. Rusya'ya girerken sigorta yaptırmadılar, çıkmamıza 200 km den az kaldı bakalım sigorta yok diye kaç yer ceza kesecek, yüreğim acıyor ,hiç hak etmedik ödediğimiz cezaları. Yine kontrol noktası karavana baktı kapıdan, içeri girmedi, bagaja baktı, pasaportları götürdü. Arif gelin konuşun siz de dedi, Utku ile gidiyorduk ki Arif pasaportları aldı geldi, vermişler Arif öbür taraf, para verdiğimizi yer telefon edecekti dedi, gidiyoruz. Önümüzde bir büyük Pos daha varmış, orda ne yapacağız bakalım. Yollar acayip bozuk hoplaya zıplaya, düşe kalka gidiyoruz. Neyse yol biraz düzeldi gibi bakalım ne kadar gidecek. Yol biraz gittikten sonra son derece bozuldu. Tepeler çıktık, manzara güzel, ormanlık fakat yine kontrol noktası, bagaja baktılar, Arif ile konuşuyorlar, bunlar İnguş'muş. Askerle konuştum, burası İnguşetya imiş, Çeçen dedim İnguş dedi nerde Çeçenistan dedim işaretle bu taraf dedi ve asker Arif'in yanına gitti. Arif'te Abhaz'ız dedi, konuşuyorlar, bakalım para isteyecekler mi? İstemediler askerler register yapmışlar. Tepeden indik, başörtülü uzun etekli , pardösülü kadınlar ve bir köyün içinden geçtik, yemyeşil, güzeldi. Köyün camiside vardı, fotoğrafını çekemedim, çünkü cebimdeki makineyi bulamadım!! Bayağı aşağılara indik, yol fena değil, bir kontrol noktasını atlattık, adamlar başka arabalarla ilgileniyorlardı geçtik gidiyoruz Viladikavkaz'a doğru, sınıra 86 km yolumuz var. Neyse bu yolda düzeldi. Bir cami daha gördüm, bir cami minaresi de uzaktan gördüm. Evler cümbüş, malikane gibi evler var, sanki burası yeni yerleşim, bütün evler yeni ve birbirinden güzel bahçe duvarları ve kapıları görülmeye değer ama belgeleyemedim. Ve tekrar Kuzey Osetya'ya girmişiz, görülen sol tarafta İnuşetya'ymış. Patates, soğan domates, karpuz dükkan önlerinde pek çok, Arif bir kamyoncuya yolu sormak için gitti , kamyoncu heyecanla indi Arif'e yol anlatıyor, söylediği yerden saptık, doğru mu saptık diye duran bir adama sorduk, doğruymuş , yolu tarif etti, işaretle Arif'ten para istedi, Arif önce anlamadı niye diye sordu, dileniyordu herhalde, 100 Ruble verdi. Geldik kontrol noktası, Arif'le konuştular geçtik, biraz daha gittik yine kontrol noktası, Osetya'da Özbekistan gibi adım başı kontrol .Kenara çektirdiler , bagajı açtırdı, Utkuya kemer tak dedi, cezası 6.000 Rubleymiş, Arif zaten o kadar paramız yok dedi, neyse iyi adamdı güler yüzlü saldı bizi. Nazran (назрань) bitti , başka bir yere girdik, polis dolu, gümrüğe de az kaldı. Chermen ( чермен) bitti buralar Osetmiş. Yerleşim yerine yakın bir yerde kahve molası verdik, bir grup arkamızda misafir geçiriyor, kalabalıklar. Evet Viladikavkaz'a girdik saat 12.30, araba ile geçiyoruz. Umduğumdan büyük ve yeşil. Saat 13.15 bitti derken polis kontrol noktasında durdurdular. Kontroldeki polis yanlış girdin, çizgiyi çiğnedin diye para istiyor, Arif param yok dedi, o an orda bulunan başka bir adamda araya girdi bir şeyler söyledi, bizim çıkarımıza konuştuğu belli oluyor , neyse polis bizi bıraktı ve çıktık. Gümrüğe doğru gidiyoruz çok güzel, yemyeşil. Balta'ya girdik, bitene kadar acayip yeşildi, sonra orman azaldı gümrüğe 5 km kaldı, Arif Suat'a Gürcistan'da trafik sigortası lazım mı diye sordu, lazım değilmiş, gidiyoruz. Gümrüğe geldik, sıraya girdik saat 13.50 ,Rus gümrüğüne girdik saat 14.13 görevli geldi, Arif turist dedi, bize yol gösterdi, bakalım ne kadar işlemler sürecek. Benim ve Arif'in işlemleri bitince hemen pasaportlarımız verildi, Utku'nunkini vermedi, 5 dakika sonra dedi. Üniformalı bir adam elinde Utku'nun pasaportu ile geldi, hem Türkçe hem de İngilizce biliyordu, Utku'ya bu pasaportu (Yeşil pasaport) nasıl aldın diye sordu, Utku'da anlattı. Ben de 25 yaşına kadar öğrencilere ebeveynlerinden dolayı yeşil pasaport verildiğini söylemesini söyledim, fakat memur Türkçe bildiği için tercümeye gerek kalmadan anladığını söyledi, epey konuştuk, içindeki damgalara baktı, aklı karıştı ama şaşkın bir şekilde Utku'nun pasaportunu verdi. Çok şükür dedim, saat 14.55 de gümrükten ayrıldık. Gürcistan tarafındaki yolda gümrüğe doğru uzun kuyruklar, tüneller dolu acayip kalabalık, Rusya'ya girmek için inanılmaz kuyruk var, hele tırların kuyruğu 4-5 km uzanıyor. Neyse biz devam ediyoruz, dolaşa dolaşa yükseliyoruz, rakım nedir bilmiyorum, dağ otelleri, seyir terasları, telesiyejler gördük, sanırım kışın kayak yapılıyor. Bir otelde yemek istedik ama çoğu kapalıydı, bir tavernaya girdik, orası da hoşumuza gitmedi, hele Utku'nun da bu gün doğum günü, özellikle istedim ama bulamadık, Arap turistler çoğunlukta. Sonuçta yer ararken aşağılarda dere kenarında bir kamping bulduk, yanında da bir kır lokantası var, kampingde çok çadır vardı, biz lokantanın bahçesine girdik. Kampingde raftingden gelenler var, botlar, kürekler. Bizim yerimizde güzel, karavanda burada kalacağız. Yemek siparişi verdik, bahçede masalar var biz dere kenarına indik, şimdi Utku ile Arif oturuyor ben kalın bir şeyler giyeyim diye karavana geldim ve gümrük, Gürcü gümrüğünü yazmayı unutmuşum, 15.05 de girdik 15.20de çıktık hemen işimiz bitti 15 dakikada çıktık ve buraya geldik. Şaşlık siparişi verdik, salata, haçapuri yiyeceğiz. Arif geldi, gömleğini giydi, burada bir yokmuş dolaptan bira aldı, bende gidiyorum. Yemekten sonra gelir yatarız. Biraz başım ağrıyor, gümrük 1200 mt de idi çıkınca 2400 mt tırmanıp tekrar 1200 mt ye buraya geldik, tepelere inip çıkmaktan herhalde, dışarıda inşallah açılırım. Buraya çok araba geldi, sosyetik bayanlar bir sürü, bir takım adamlar yandaki kamptan mangala buraya geldiler, hepsi burada, keseyim burada ve gideyim. Keyifli dere kenarında dağ manzarası, harika etler ve haçapuri güzeldi, sızbal geldi daha sonra karavana geldik, Ahıska kızı Zeynep'in getirdiği pastadan kalanla Utku'nun yaş gününü kutladık ve yattık.