mayıstosböce
An lar Sadece An lar,Yaşam Budur Zaten
Ynt: Romantische Straße Rotasında 2012
Detaylı bir çalışmanın güzel bir özeti gibi olmuş.
Kareler birbirinden güzel.
gezmen' Alıntı:Böyle bir kamping için şu söylenebilir; eder başarım oranı (fiyat performans nispeti), tadından yenmez!...![]()
Tadından yenmez gerçekten de (Mustafa, Fatih ve Ertan Beylere genel olarak katılıyorum), Türkiye gerçekleri, ahhh dedirtiyor. Böyle bir kampingi, güzel ülkemde kimse yapmaz, yaparsa da büyük risk almış olur bence. Müşteri/karavancı çok sınırlı sayıda ve geniş çoğunluğun gelir düzeyi ortada, böyle bir kampingin maliyeti bir hayli yüksek ki bu nedenle girişimciyi kurtarmaz (otel, dinlence köyü ... daha kazançlı olur)... İşletmeci, zararına bir iş yapmaz..Ha, bir deli(!) çıkmaz mı, belli mi olur, çıkar belki; bu işe kalkışacak olanın "hem deli, hem zengin" olması gerekir. ;D
Ucuz pahalı tartışmalarına girmem; ekonominin kuralları işler burada. Gönlüm, bu nitelikteki bir kampingi, Türkiye'de bu edere bulmayı ister doğal olarak. Örneğin Alman işçisinin, memurunun, emeklisinin kazandığını elde edemiyor olmamıza karşın, yine de razıyım kişisel olarak. (Benim için de 30-35 Euro, emekli karı-koca öğretmen emeklisi olarak yüksek bir rakam, belirteyim...
)
Yani, tablo pek parlak değil.Ayrıca, bu gelir düzeyindeki bu sıkıntıların yanında, göreli olarak, temiz suya kolay ulaşabilme, atık sularını boşaltmada yol boyu tesislerini kullanabilme olanağı, güneş panellerinin kent elektriğine duyulan gereksinmeyi azaltması, Türkiye'de her yerde konaklayabilme olanağı, küçük kamperlerin park kolaylığı (çok dikkat çekmiyor bu nedenle) ...vb nedenler de kamping arayışlarını azaltıyor ülkemde diye düşünüyorum. Kuşkusuz en büyük neden, ailelerin gelir düzeyindeki düşüklük...
Bence, biraz politik bir yaklaşım gibi algılanabilir ama hem kampingde, hem de kamp dışında konaklama, son derece olağan. Yukarıda saydığım nedenler, yaklaşımımızı belirliyor.
Ben, çözümü (Türkiye karavancılarının büyük çoğunluğu açısından kuşkusuz), "karavanpark"larda görüyorum; hani Almanların "stellplatz" dedikleri... Hizmet, düşük düzeyde olabilir ama temiz su, atık, elektrik, göreli güvenlik ... sağlanabiliyorsa, çoğumuz için yeterlidir. Karavanparklar, genelde bir gece ya da bazen iki gece konaklanan yerlerdir. Hüseyin Bey'in (Akdeniz45) örneklerinden yola çıkarak, çoğunlukla 0-10 Euro arasında bir bedelle karavanparklarda kalınabildiğini öğrendik.
Bu durumda, kişilerin ya da kamu kuruluşlarının (ilk akla gelmesi gereken belediyelerdir), bu işe (karavanpark yapımı) soyunmalarıdır. (Konya Karatay gibi örnekler var. Son olarak, Bursa Nilüfer Belediyesi yapıyor..) Belediyeleri daha uygun görüyorum çünkü:
1. Karavanparkların yapım ve işletim giderleri epeyce düşük,
2. Belediye başkanlarına siyasal rant sağlama olanağı vermesi,
3. Beldelerinin tanıtımı ve belde ticaretine küçük de olsa bir katkı yapma olasılığı ...
gibi nedenlerle bu işe kalkışabilirler. Dikkat edilmesi gereken nokta, belediye başkanlarına giderken, onlara iyi bir sunum yapmak ve bir taşla birkaç kuş vurabileceğine onları inandırabilmektir. Başkanlarımızın büyük çoğunluğu, tüccar zihniyetlidir; kendisine, partisine ve beldesine bir yarar sağlayacağına inan(dırıla)mazlarsa, böyle bir işe girişmezler.
Cavid Sezen
Detaylı bir çalışmanın güzel bir özeti gibi olmuş.
Kareler birbirinden güzel.