Ynt: Panelvan Kasası Izolasyonu Ve Kondensasyon Üzerine
İnsan benim gibi, mayısın ortalarından beri, gürültülü, sıcak ve internet fakiri yerlerde dolaştıktan sonra nihayet, sakin, limonata havalı, ara sıra başını kaldırarak baktığı enfes deniz manzaralı bir Yunan adasının uygun bir kampinginde (H.Dahil 14€, İstanbul 7 saat) , hızlı bir internet bulursa, gözlerini ekrandan, parmaklarını da klavyeden kaldıramıyor. Hele özellikle "Gezenbilir"de sıkı bir " Think-Tank" takımı kurmuşsa.
Yok yok kıskandırmak için yazmadım. Sizlerde zaten birgün büyüyüp, emekli olmayacak mısınız canım ?
Herneyse konudan Hüseyin ve Teoman bey için de az sapmama izin verirseniz söylemek istediğim; eski bina mantolamaları son araştırmalar ışığında sükselerinden çok kaybediyorlar. Yanlış alınan baz verileri ile yapılan hesaplar çoğunlukla, değişimin yüksek maliyetini, geri kalan bina yaşı içinde amortize edemeyeceği gerçeğini ortaya koyuyormuş. Hatta, Almanyada bazı şehirler çok sıkı norm koymaya başlamışlar bile.
Ben benzer bir fenomeni, daha hesaplı olduğu söylenerek satın alınması tavsiye edilen diğer yeni bir beyaz eşyadan da tanıyorum.
Nihayet asıl konumuza dönersek..
Bildiğimiz üzere sıcaklık arttıkça, havanın alabildiği nem miktarıda artıyor. Uyku sıcaklıkları 18°C ile 22°C arasında bile su miktarı olarak oldukça fark var ! Gerisini siz düşünün.
Yani çok sıcakta uyumak yerine doğru örtünerek serinde uyumak daha avantajlı. Sonuçta; soğuk günlerde içinde oturduğumuz zaman boyunca karavanlarımızı az aralık pencere vasıtası ile duruma göre
devamlı değil, saat de bir 5 dakika kadar aktif havalandırmak yerinde olmalı. Bu, ısıtıcılarımız çalışdığından,
ısı kaybını azaltmak için, timer kontrollü bir bilgisayar fanı ile küçük bir pencere aralığından (lumboz) gerçekleştirilebilir ? Bazılarımıza fantezi gelecek bu çözümü iç ve dış ısı farkının fazla olmadığı ve hatta çok az yağmurun yağdığı bu gece, sadece bilgisayar fanını manüel birkaç defa çalıştırarak taklit ettim. İç ortam çok rahatladı, daha kuru ve nefes alınabilir oldu. Kondensasyon tehlikesinin azalması da cabası tabi. Gece ve kişi başına birer cola tenekesi suyun vücudumuzdan ter ve nefes yolu ile kaybına, yemek yapıldıktan sonra belki havalandırılmayan karavan içi, yağmur yemiş elbiseler, ayakkabılar, açık lavobo ve ıslak duş kabininin nemi eklenirse, sorunun boyutları tahmin edilebilir. Yazları karavanlarımız zaten açık, ısıtıcının açık olmadığı soğuk yada serin günlerde ise pencerelerin az da olsa açık bırakılması, içinde olmasak da akla yakın.
Nem özellikle mobilyalarca emiliyor ve buraları da küfün başlıca oluşduğu yerler. Kaportada oluşan terin aşağı inmesi ve yine aşağı inen soğuk havanın yukarılara göre kondensasyon için bu bölgelerde oluşturduğu serin yüzeyler, alt kısımları daha sorunlu yapıyor. Bu noktada daha evvel yazdığım bir hususu düzeltmek istiyorum. Ahşabın boyasız yada kaplamasız bırakılması benim gibi yaz karavancısı veya karavanlarını gayet disiplinli havalandıranlar için belki pek fazla anlamı olmasa da, çoğumuz için nemin ahşaba nüfuzu, yerleşmesi dolayısıyla küf tehlikesini arttırması açısından önem arz ediyor.
Eveet yok mu başka arttıran?