Likya Yolunu Yürüdüm

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan gvnky Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 34
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,913
Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

gelidonya fenerindeki köşk ve çöplerimiz. muhteşem bir doğal uyum. ne de olsa topraktan geldi toprağa gider...

107.JPG
 

Etiketler


Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

Tebrikler doğrusu. Zor bir tarih sayılır malum, havalar... Sorunlara rağmen keyif almışsınız her halinizden belli. Bu arada şu plastik kelepçe olayı tam olmuş:smiley:
 

Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

tebrikler. vallahi. bizim şu likyayolu.org harici paylaşımlar gördükçe ister 10 km. ister 150 km. yürünmüş olsun mutlu oluyorum. Gerçekten çok özel yerler.

Bu arada ayakkabı seçiminin önemini bir kere daha vurgulamışsınız. Çok önemli tespit.
 



Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

tebrikler. bizim şu likyayolu.org harici paylaşımlar gördükçe ister 10 km. ister 150 km. yürünmüş olsun mutlu oluyorum. Gerçekten çok özel yerler.

Bu arada ayakkabı seçiminin önemini bir kere daha vurgulamışsınız. Çok önemli tespit.
 

Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

hava sıcaklığı gerçekten olumsuz etki yapar ve ısısavar olarak daha fazla su taşımaya neden olur. gece yürümek su taşımak açısından daha iyidir ama patikalardaki renkli işaretlere bağlı kalmak zorunda olmamız da gece saatlerini kullanma açısından bir engeldir. önümdeki güzergahı değerlendirerek, bazı günler saat 04.00 de bile hareket ettim. bazı günler geceleri de yürüdüm: finike-mavikent-karaöz.
kaş-körmen adası-apollonia-kaleüçağız güzergahında bulunan fakdere (ufakdere)-apollania arasında bir ara 7 litre su taşıdım. sağolsun yerli kadınlar. iki ayrı yerde buzlu su dolu şişe verdiler ve ben de afiyetle içtim. zor bir gündü ama bu destekle geç de olsa kaleüçağıza girdim. ilginçtir asıl ödül orada bekliyormuş. kaldığım pansiyonun sahibi birer duble rakı içmeyi önerdi ve zevkle kabul ettim. haliyle bir dublede kalmadım, üç duble ile yorgunluğumu attım. sabaha zımba gibiydim :smiley:
tavsiyem; bu gibi durumlarda bulunduğunda 32 dişe keman çaldıracak soğuklukta "bir" şişe birayı hızla gövdeye indirmektir. asla ikinci şişe olmamalıdır. mümkünse bu muz ile yapılmalıdır. hiçbir içkide olmayan kimyasal yapısı sayesinde bira, hemen enerjiye dönüşerek bedenin hızla dinlenmesini sağlar. sonrasında yapılacak olan soda ve kola takviyesi kaybedilen mineralleri yerine koyacağından kısa zamanda tekrar yürümeye hazır hale gelinir. deneyiniz.
 

Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

aslında bu yolda giymek istemediğim türden bir bottur o. hem pahalı (550-650 tl bandında) hem de yüksek irtifa (dağcılık) botudur. ancak geçen sene samsuna yürürken giydiğim bot yüzünden daha tedbirli davrandım. yürümesi rahat ve yumuşak olan bir botu seçtiğim geçen sene ayaklarım darmaduman olmuştu.
bu seneki ayağımda 9 yıldır kendine yer bulan bir bot olduğu için güvenerek giydim. hatta, yürüyüş öncesinde 4 gün üstüste sabah saat dörtte evden çıkıp 4 saat (24 km) hızlı ve sert tempo ile yürüdükten sonra bir şey olmadığını gördüğüm için bu zorlu yolda bunu kullandım.
tespitlerim doğrultusunda likya yolunda kullanılacak bot;
-çarşak bandı,
-en az 6mm kendinden kramponu,
-günlük değil uzun süreli kullanımlı,
-bilek büküm kesimi olan ve bu noktada kilitli bilek/bağcık kanca,
-vibram taban,
özellikleri olan bir bot olmalıdır.
 

Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

paylaşım için teşekürler.nice sağlıklı gezmeler.
 





Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

Merhabalar, size botunuz hakkında birkaç soru sormak istiyorum.
Anladığım kadarıyla kışlık bir bot tercih etmişsiniz ve büyük ihtimalle gore-tex teknolojisine sahip bir bot. Okuduğum birkaç yazıya göre güneş ve tozun gore-tex kumaşına zarar verdiğinden bahsedilmiş. Böyle bir tespitiniz oldu mu?
Birde kışlık bot yazın trekking yaparken sizce uygun bir tercih mi?
Benim elimde de gayet kaliteli botum var ve acaba likya yoluna uygun mudur diye düşünmekteyim.
güzel bir gezi olmuş, elinize sağlık
 

Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

Tek yürümenin zevki de bir başkadır sanırım... Bu arada bot konusunda şunu söylemeliyim, botun kalitesinin önemini yadırganamaz ama yine de su toplayan topuklarımın ve birbirinin üzerine çıkan ayak parmaklarımın çözümünü, her sabah üşenmeden yarabandı ile parmaklarımı sararak bulmuş ve Likya Yolu'nu yürürken baya rahat etmiştim ;)
 

Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

teşekkürler NightMutlu, yanıtlıyorum:
bir önceki sene (2011) ayağıma uygun olduğunu düşündüğüm botum beni resmen hacamat etti. ama karadenize yürüdüğüm için onlar gibi inadım tuttu ve sonuna kadar yürüdüm. bakınız (iç anadolu-samsun yürüyüşü).
buradan aldığım ana deneyim "türü, şekli, ağırlığı, tipi" ne olursa olsun denenmiş bir botla yola çıkmaktır. hoş, aslında, bunu da uzun mesafede denememiştim ama ayağımla 10 yıldır dost olmuşlardı. işte bir önceki senenin bende yarattığı sıkıntıyı yaşamamak için, dediğiniz gibi, gore-teks özelliği olan botu yazın kullandım. içim acıdı ama olsun.
gore-teks özelliği zamanla ve üzerine aldığı darbeler ile ortadan kalkabiliyor. ama bu öyle kolayına olmuyor. anakaraya döndüğümde botumu araç yıkama istasyonumda basınçlı su ile yıkattım ve içine su girmediğini gördüm.
bu botun tabanı oldukça serttir (vibram). bu sertlik tabanın aşınmasını engelledi. o bölgedeki patikalar oldukça zorlu ve keskin kaya ile taşlarla dolu. bir de bu açıdan bakmanızı öneriyorum. ayrıca, birgün, akşam karanlığına kalacağımı anladığım an yaklaşık 700 metrelik bir çarşağı yanal kayarak (tıpkı kayakçılar gibi) indim. sıradan bir botun bunu kaldırması mümkün değildir.
pek tabi ki, kışlık botun yazın kullanılması uygun değildir. ancak ne yazık ki, yazlık botlarla henüz tanışamadım. öneriniz var ise seve seve deneyeceğimi bildirmek isterim.

teşekkürler ADU,
tek yürürken kapasite ve sınırlarınızı bildiğinizden nereye kadar gideceğinizi kestirebiliyorsunuz. daha fazla kişi ile sınırları tespit edip, uygulamaya koymak oldukça zor oluyor.
ayak parmaklarının üstüste gelmesi tamamen dar botla alakalıdır. pek tabi ki ortopedik bir arıza yoksa...
topukların su toplamasına etken olan olumsuzluklardan bir tanesi ise ayakların bot içinde gezinmesidir. bunun yanında ergonomik bir topuk oyuğunun botta olmaması da önemli etkendir. bir de çoraba bakmakta fayda var.
ayak parmaklarının ön kısmının (sizde bu olmamış, güzel) su toplamasını ise (pek tabi ki, tırnak düşmelerini de), botun konç (boğaz) kısmının kilitsiz olmasından veya iyi bağlanmamış olmasından kaynaklanan ayağın ileri doğru kayması ile açıklamamız mümkündür.

benim önerim şudur: botun yazlık veya kışlık olmasını ikinci plana atarak ayağa ve zemine uygun olmasına dikkat etmek daha önemlidir. 1978 yılından beri bot giyen biri olmama rağmen ilk defa 2011 yılında ayaklarım hacamat oldu. alt tarafı, yürüdüğüm mesafe 459 km idi.
bu sene alagöz köyü (polatlı)-kocatepe (afyon)-belkahve(izmir) var. sanırım en az 750 km tutar. hem de ağustos sonu 9 eylül arasında, güneşin alnında... bakalım hangi botu kurban edeceğim veya hangi bota kurban olacağım :smiley:

saygılar efendim.
 

Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm

Güzel gezi olmuş hernekadar botlarınız sorun çıkarmış olsada bu işin tuzu biberi diye düşünüyorum geri dönüldüğünde anlatılcak bişeyler olması lazım değilmi ;)keşke gezi notlarınızı birazdaha uzun tutsaymışınız. nacizane likya yolunu yürümeyi düşünüyorum bnde, bununla ilgili yol arkadaşı bulmak adına forumda konu açtım ama ilgilenen olmadı haliylede tek başıma bu yolculuğu gerçekleştirmeye karar verdim fakat takıldığım noktalar var bunları sizden öğrenmek isterim. Öncelikle tek yürümenin zorluklarından bana göre en önemlisi güvenliğinizi nasıl sağlıyorsunuz ( aksam olduğunda çadırınızı kurduğunuz yerler, haşeratlardan korunma,vahşi hayvan tehlikesi ) başlıcalarını böle sıralıyorum. daha önce gelidonya fenerine çıkıp birgünlüğüne çadır kurmuştuk geceleyin ortalığa çıkan böcekler çeşit çeşit haşerat son olarakda akrepler mahvetmişti bizi onun için buda bi sorun oldu artık bana, o günden beri. Bu yolu tek başına yürümek ne kadar akıl kârı sizce, sonuçta ortada 509 km lik bi yol var havalar daha fazla ısınmadan şubat sonunda gitmeyi planlıyorum uygunmudur acaba henüz tam bir araştırma içine grip hazırlık yapmış değilim kısacası belirttiğim konular ve bunların dışında neler önerebilirisiniz.
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,853
Mesajlar
1,524,668
Kayıtlı Üye Sayımız
166,648
Kaydolan Son Üyemiz
Kasim_Sabbag

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst