Ynt: Likya Yolunu Yürüdüm
teşekkürler NightMutlu, yanıtlıyorum:
bir önceki sene (2011) ayağıma uygun olduğunu düşündüğüm botum beni resmen hacamat etti. ama karadenize yürüdüğüm için onlar gibi inadım tuttu ve sonuna kadar yürüdüm. bakınız (iç anadolu-samsun yürüyüşü).
buradan aldığım ana deneyim "türü, şekli, ağırlığı, tipi" ne olursa olsun denenmiş bir botla yola çıkmaktır. hoş, aslında, bunu da uzun mesafede denememiştim ama ayağımla 10 yıldır dost olmuşlardı. işte bir önceki senenin bende yarattığı sıkıntıyı yaşamamak için, dediğiniz gibi, gore-teks özelliği olan botu yazın kullandım. içim acıdı ama olsun.
gore-teks özelliği zamanla ve üzerine aldığı darbeler ile ortadan kalkabiliyor. ama bu öyle kolayına olmuyor. anakaraya döndüğümde botumu araç yıkama istasyonumda basınçlı su ile yıkattım ve içine su girmediğini gördüm.
bu botun tabanı oldukça serttir (vibram). bu sertlik tabanın aşınmasını engelledi. o bölgedeki patikalar oldukça zorlu ve keskin kaya ile taşlarla dolu. bir de bu açıdan bakmanızı öneriyorum. ayrıca, birgün, akşam karanlığına kalacağımı anladığım an yaklaşık 700 metrelik bir çarşağı yanal kayarak (tıpkı kayakçılar gibi) indim. sıradan bir botun bunu kaldırması mümkün değildir.
pek tabi ki, kışlık botun yazın kullanılması uygun değildir. ancak ne yazık ki, yazlık botlarla henüz tanışamadım. öneriniz var ise seve seve deneyeceğimi bildirmek isterim.
teşekkürler ADU,
tek yürürken kapasite ve sınırlarınızı bildiğinizden nereye kadar gideceğinizi kestirebiliyorsunuz. daha fazla kişi ile sınırları tespit edip, uygulamaya koymak oldukça zor oluyor.
ayak parmaklarının üstüste gelmesi tamamen dar botla alakalıdır. pek tabi ki ortopedik bir arıza yoksa...
topukların su toplamasına etken olan olumsuzluklardan bir tanesi ise ayakların bot içinde gezinmesidir. bunun yanında ergonomik bir topuk oyuğunun botta olmaması da önemli etkendir. bir de çoraba bakmakta fayda var.
ayak parmaklarının ön kısmının (sizde bu olmamış, güzel) su toplamasını ise (pek tabi ki, tırnak düşmelerini de), botun konç (boğaz) kısmının kilitsiz olmasından veya iyi bağlanmamış olmasından kaynaklanan ayağın ileri doğru kayması ile açıklamamız mümkündür.
benim önerim şudur: botun yazlık veya kışlık olmasını ikinci plana atarak ayağa ve zemine uygun olmasına dikkat etmek daha önemlidir. 1978 yılından beri bot giyen biri olmama rağmen ilk defa 2011 yılında ayaklarım hacamat oldu. alt tarafı, yürüdüğüm mesafe 459 km idi.
bu sene alagöz köyü (polatlı)-kocatepe (afyon)-belkahve(izmir) var. sanırım en az 750 km tutar. hem de ağustos sonu 9 eylül arasında, güneşin alnında... bakalım hangi botu kurban edeceğim veya hangi bota kurban olacağım
saygılar efendim.