umayice
Yaratma Cesareti'nden Selamlar
Merhaba Arkadaşlar
Durumumu kısaca anlatayım.
2001 yılında Edirne İli’nin Keşan İlçesi’nin Pırnar Köyü’ne 1-1,5 km mesafede doğanın içinde, ormana yakın bir arazi aldık ve köyün taş ustalarına büyük umutlar içinde ve mutlulukla mekânlarımızı yaptırdık. Mekânımızı alırken köyden özellikle biraz uzak olmasını tercih etmiştik. Eşim ve ben zihinsel olarak gelişmiş fakat hayat anlamında az gelişmiş, fazla deneyimi olmayan kişileriz. Eşim çevirmen. Hayatında kent dışında bir yerleşimde tatiller dışında bulunmamış kişileriz. Köylülerinde yardımsever yaklaşımlarıyla araziyi(tarlayı demek daha doğru olur) alıp İstanbul’u temelli terk edip yaz kış sürekli olarak yaşayacağımız, entelektüel ve fiziksel olarak daha iyi bir şekilde gelişeceğimize inandığımız mekânımıza taşındık ve yaşamaya başladık. Bazı zorlukları göze almıştık fakat bunun ne gibi dezavantajları olabileceğini zaman içinde orada yaşarken öğrendik. Elektrik, su ve yol yoktu. Suyu artezyen açtırdık, elektriği de iki tane güneş paneli sayesinde kıt kanaat sağladık. Elektrikli hiçbir aleti kullanamıyorduk. Eşim çalışırken jeneratör kullanmak zorunda kalıyordu. Maddi olarak bir birikimimiz yoktu. İstanbul’daki evimizi satıp buradaki mekânları kıt kanaat yaptırmıştık. Yazın güzel gözüken yerler kışın karda ve sonbaharda yağmurlar yağdığında bizim için büyük sorunlar oluşturdu.
Ben ve eşimin ehliyeti yoktu ve araç kullanmayı bilmiyorduk. Taşınırken sağ olsun İstanbul’dan bir tanıdığımız vasıtasıyla Renault Toros aldık. Satan kişi bu aracın dağ keçisi olduğunu ve patika yollarda ve köy yollarında işimizi göreceğini ve masrafsız bir araç olduğunu söylemişti. Bir kısmı ile haklı çıktı. Hakikaten kısmi olarak işimizi gördü. Aracı kullanamadığımız için köyden bir yardımcı tuttuk ve bizim şoförlüğümüzü yapmaya başladı. Fakat Keşan’ın kışları çok sert geçiyor ve kışın araç bizim patika yola giremiyordu. Ayrıca sonbaharda yağmurlarla birlikte yol tam balçık haline geliyordu. Araç saplanıp kalıyordu. Bu nedenle köyden traktörle ihtiyaçlarımızı getiriyorlardı. Ya da biz köye yürüyerek gidip araca binip arada bir alışveriş yapıp geliyorduk. İlk bahar, yaz dönemi ve sonbaharın ilk ayları dışında araç mekana giremiyordu.
Yanlış anlaşılmasın yaşadığımız durumlardan şikâyetçi değilim, bu sayede çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.
Oradaki koşulların bizim kontrol edebileceğiz kadarını aşması, bizim yetemememiz ve koşullarımızı az biraz daha iyileştirmek ve hazırlanmak maksadıyla ve köyde ve köylülerle yaşanan bazı problemler sebebiyle mekânı terk etmek zorunda kaldık. Ve bir süredir-3 senedir- Eski Foça’da yaşamaktayız. Bu arada para biriktirip elektrik ve su problemlerini çözmeye çalışıyoruz. Mekana arada bir gidip geliyoruz. Bu arada birçok yardımcı değiştirmek zorunda kaldık. Bunların sonuncusunda ben eşime “Artık yeter, bu işi ben öğreneceğim” dedim ve Foça’da sürücü kursuna gitmeye başladım. 23 Ekimdeki yazılı sınavı verdim. 27 Kasımdaki direksiyon sınavını da vereceğimi düşünüyorum. Bu bizim için tam bağımsızlık anlamına geliyor. Aslına bakarsanız araba kullanmamla ilgili ciddi fobim vardı ve bu sayede bu fobimi de aşmaya çalışıyorum.
Eşimi ikna etmiş vaziyetteyim Ocak ayında bir araç almaya. Şu an maksimum on sekiz-yirmi bin tl’ye kadar düşünüyoruz ve arabanın yarı parasını biriktirmiş durumdayız. Ocak ayında tamamını biriktirmiş olacağız.
Elimden geldiğince kısa kesmeye gayret etmeme rağmen yine de uzadığının farkındayım fakat yardımcı olabilecek arkadaşlar için durumumuzu kısaca anlatmak istedim.
Araçlarla ilgili çok fazla bir teknik bilgim yok. Bilgim henüz motor dersinde aldığımız bilgilerden ve benim internette yapmış olduğum araştırmalardan ibaret. Modifikasyonlarla ilgili bilgimde yok fakat araştırıp anlamaya çalışıyorum.
Bu arazi koşullarında
yaz kış kullanabileceğimiz,
parçası ucuz ve bulunabilen,
Keşan’da olduğumuzdan dolayı teknik servis problemi yaşamayacağımız,
bizi yolda bırakmayacak,
Vergisi ve motor hacmi düşük,
Az biraz konforlu,
Özellikle alışveriş için olacağı için bagajı geniş,
Beş kapılı,
bileklerim zayıf olduğundan hidrolik direksiyon olan veya olabilen
aynı zamanda asfaltta da sürebileceğimiz,
ikinci el bir araç arıyoruz.
Araç haftada bir kez alışveriş için gideceğimiz Migros, vs. gibi yerlere giderken kullanılacak sıklıkla. 1,5 km’lik patika yolundan sonra bozuk köy yollarında ve asfaltta kullanacağım. Yani alacağım araç bu üç yolda kullanılacak.
Keşan bizim köye 25 km civarında. Yani ayda toplam dört- 5 kez kullanılacak. Kışın daha az sıklıkta kullanılacak. Toplamda ayda 200 km yol yapacak.
Benim araştırmalarım(internette ve gezginler. net’te) sonucu yaklaşık iki aydır sitede beni ilgilendiren araçlarla ilgili bölümdeki(Lada Niva- Suzuki Vitara-Land Rover Discovery) forumları okudum. Bu sitedeki arkadaşların paylaşmış olduğu bilgi ve deneyimlerine olan güvenim sayesinde sizlere kendi meselemle ilgili birkaç soru sorma cüretinde bulundum.
Bu benim ilk aracım olacağı için elimden geldiğince doğru bir seçim yapmak istiyorum.
Düz vites mi otomatik vites mi almalıyım.
Benzinli mi lpg mi olmalı
Lada Niva mı Suzuki Vitara mı Land Rover Discovery mi?
Bunların avantajları ve dezavantajları nelerdir.
Alacağım araca modifikasyon yapılacaksa (Lada Niva- Suzuki Vitara- Land Rover Discovery) bildiğiniz güvendiğiniz bir yer var mı? İstanbul’da da olabilir bu. Çünkü erkek kardeşim ve ailem İstanbul’da yaşıyor. Aracı da istanbul’dan almayı planlıyorum Ocak ayında.
Okuduğum kısmıyla Lada Niva iyi gözüküyor fakat çok konforsuz, ve asfalta uygun olmadığı ve çok benzin yaktığı ve çok sesli çalıştığı söyleniyor. Ve bagajı çok küçük. Sonuçta ben off road yapmayacağım(belki ilerde sizlere katılırım kendimi geliştirirsem, belli olmaz)
Suzuki Vitara’nın da parçalarının pahalı olduğu söyleniyor ve kışın ve çamurda acaba bu koşullardan batmadan çıkabilir mi bilmiyorum.
Eşim Suzuki Vitara al diyor ama onun da pek bilgisi yok bu konuda.
Land Rover Discovery’yi inceledim konfor, bagajın büyük oluşu benim için avantaj fakat araç uzun ve büyük acaba arazide çamurda ve karda çıkar mı? Altının yükseltilmesi gerekir mi? Yükseltile bilir mi?
2000 ya da altı bir model ikinci el olabilir.
Yedek parçaları pahalı olur mu ve çok mu sorun çıkarır. Benzin çok mu yakıyor diğerlerine göre, vergisi çok mu yüksek. Park etme ve virajlarda sorun yaşar mıyım?
Ablam “Ucuz bir araç al, düz vites olsun, hidrolik direksiyon olsun, benzinli olsun, masrafı az olan bir araç olsun, ilerde arabayı daha iyi kullanmaya başladıktan sonra ihtiyacına göre daha iyi bir şey alırsın, mutlaka çizik falan oluyor ilk kullanımda, acemiliğini atarsın diyor. Kendisi Avustralya’da yaşadığı için uzaktan yardımcı olmaya çalışıyor.
Fakat baktığım ikinci el, birazcık düzgün gözüken lada’ların fiyatları bile on küsur civarında zaten.
Alıp iki sene sonra satmak mantıklı mı sizce?
Yada almışken düzgün bir şey mi almak lazım?(yine ikinci el olacak ama 20 bin tl’ye kadar olacak)
Otomatik vites alırsan bir daha düz vites kullanamazsın diyorlar. Ve otomatik vites arazide çok kullanışlı olmaz diyorlar. Fakat benim yaptığım araştırmalarda tam tersi düşünen kullanıcılarda vardı. Bunun doğrusu nedir acaba. Her kafadan bir ses çıkıyor. Ve bende pek bilgili olmadığım için tam ne almam gerektiğinden emin değilim. Bu konuda gerçekten kullanmış arkadaşlardan yardım bekliyorum özellikle.
Ben bu süreci olabilecek en doğru aracı alarak bitirmek istiyorum. Sorumluluk bende olduğu için ve de kendi bilgi eksiklerimden kaynaklanabilecek hataların oluşmaması için çok titizleniyorum. Bu nedenle sizleri sıktıysam kusuruma bakmayın.
Şimdiden yardımlarınız için teşekkürler.
Aşağıda birkaç fotoğraf yolluyorum. Yol durumuna dair bir bilgi olması açısından.
Gerçi asıl zor koşulların fotoları yok elimde ama yine de bir bilgi olur.
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]
Durumumu kısaca anlatayım.
2001 yılında Edirne İli’nin Keşan İlçesi’nin Pırnar Köyü’ne 1-1,5 km mesafede doğanın içinde, ormana yakın bir arazi aldık ve köyün taş ustalarına büyük umutlar içinde ve mutlulukla mekânlarımızı yaptırdık. Mekânımızı alırken köyden özellikle biraz uzak olmasını tercih etmiştik. Eşim ve ben zihinsel olarak gelişmiş fakat hayat anlamında az gelişmiş, fazla deneyimi olmayan kişileriz. Eşim çevirmen. Hayatında kent dışında bir yerleşimde tatiller dışında bulunmamış kişileriz. Köylülerinde yardımsever yaklaşımlarıyla araziyi(tarlayı demek daha doğru olur) alıp İstanbul’u temelli terk edip yaz kış sürekli olarak yaşayacağımız, entelektüel ve fiziksel olarak daha iyi bir şekilde gelişeceğimize inandığımız mekânımıza taşındık ve yaşamaya başladık. Bazı zorlukları göze almıştık fakat bunun ne gibi dezavantajları olabileceğini zaman içinde orada yaşarken öğrendik. Elektrik, su ve yol yoktu. Suyu artezyen açtırdık, elektriği de iki tane güneş paneli sayesinde kıt kanaat sağladık. Elektrikli hiçbir aleti kullanamıyorduk. Eşim çalışırken jeneratör kullanmak zorunda kalıyordu. Maddi olarak bir birikimimiz yoktu. İstanbul’daki evimizi satıp buradaki mekânları kıt kanaat yaptırmıştık. Yazın güzel gözüken yerler kışın karda ve sonbaharda yağmurlar yağdığında bizim için büyük sorunlar oluşturdu.
Ben ve eşimin ehliyeti yoktu ve araç kullanmayı bilmiyorduk. Taşınırken sağ olsun İstanbul’dan bir tanıdığımız vasıtasıyla Renault Toros aldık. Satan kişi bu aracın dağ keçisi olduğunu ve patika yollarda ve köy yollarında işimizi göreceğini ve masrafsız bir araç olduğunu söylemişti. Bir kısmı ile haklı çıktı. Hakikaten kısmi olarak işimizi gördü. Aracı kullanamadığımız için köyden bir yardımcı tuttuk ve bizim şoförlüğümüzü yapmaya başladı. Fakat Keşan’ın kışları çok sert geçiyor ve kışın araç bizim patika yola giremiyordu. Ayrıca sonbaharda yağmurlarla birlikte yol tam balçık haline geliyordu. Araç saplanıp kalıyordu. Bu nedenle köyden traktörle ihtiyaçlarımızı getiriyorlardı. Ya da biz köye yürüyerek gidip araca binip arada bir alışveriş yapıp geliyorduk. İlk bahar, yaz dönemi ve sonbaharın ilk ayları dışında araç mekana giremiyordu.
Yanlış anlaşılmasın yaşadığımız durumlardan şikâyetçi değilim, bu sayede çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.
Oradaki koşulların bizim kontrol edebileceğiz kadarını aşması, bizim yetemememiz ve koşullarımızı az biraz daha iyileştirmek ve hazırlanmak maksadıyla ve köyde ve köylülerle yaşanan bazı problemler sebebiyle mekânı terk etmek zorunda kaldık. Ve bir süredir-3 senedir- Eski Foça’da yaşamaktayız. Bu arada para biriktirip elektrik ve su problemlerini çözmeye çalışıyoruz. Mekana arada bir gidip geliyoruz. Bu arada birçok yardımcı değiştirmek zorunda kaldık. Bunların sonuncusunda ben eşime “Artık yeter, bu işi ben öğreneceğim” dedim ve Foça’da sürücü kursuna gitmeye başladım. 23 Ekimdeki yazılı sınavı verdim. 27 Kasımdaki direksiyon sınavını da vereceğimi düşünüyorum. Bu bizim için tam bağımsızlık anlamına geliyor. Aslına bakarsanız araba kullanmamla ilgili ciddi fobim vardı ve bu sayede bu fobimi de aşmaya çalışıyorum.
Eşimi ikna etmiş vaziyetteyim Ocak ayında bir araç almaya. Şu an maksimum on sekiz-yirmi bin tl’ye kadar düşünüyoruz ve arabanın yarı parasını biriktirmiş durumdayız. Ocak ayında tamamını biriktirmiş olacağız.
Elimden geldiğince kısa kesmeye gayret etmeme rağmen yine de uzadığının farkındayım fakat yardımcı olabilecek arkadaşlar için durumumuzu kısaca anlatmak istedim.
Araçlarla ilgili çok fazla bir teknik bilgim yok. Bilgim henüz motor dersinde aldığımız bilgilerden ve benim internette yapmış olduğum araştırmalardan ibaret. Modifikasyonlarla ilgili bilgimde yok fakat araştırıp anlamaya çalışıyorum.
Bu arazi koşullarında
yaz kış kullanabileceğimiz,
parçası ucuz ve bulunabilen,
Keşan’da olduğumuzdan dolayı teknik servis problemi yaşamayacağımız,
bizi yolda bırakmayacak,
Vergisi ve motor hacmi düşük,
Az biraz konforlu,
Özellikle alışveriş için olacağı için bagajı geniş,
Beş kapılı,
bileklerim zayıf olduğundan hidrolik direksiyon olan veya olabilen
aynı zamanda asfaltta da sürebileceğimiz,
ikinci el bir araç arıyoruz.
Araç haftada bir kez alışveriş için gideceğimiz Migros, vs. gibi yerlere giderken kullanılacak sıklıkla. 1,5 km’lik patika yolundan sonra bozuk köy yollarında ve asfaltta kullanacağım. Yani alacağım araç bu üç yolda kullanılacak.
Keşan bizim köye 25 km civarında. Yani ayda toplam dört- 5 kez kullanılacak. Kışın daha az sıklıkta kullanılacak. Toplamda ayda 200 km yol yapacak.
Benim araştırmalarım(internette ve gezginler. net’te) sonucu yaklaşık iki aydır sitede beni ilgilendiren araçlarla ilgili bölümdeki(Lada Niva- Suzuki Vitara-Land Rover Discovery) forumları okudum. Bu sitedeki arkadaşların paylaşmış olduğu bilgi ve deneyimlerine olan güvenim sayesinde sizlere kendi meselemle ilgili birkaç soru sorma cüretinde bulundum.
Bu benim ilk aracım olacağı için elimden geldiğince doğru bir seçim yapmak istiyorum.
Düz vites mi otomatik vites mi almalıyım.
Benzinli mi lpg mi olmalı
Lada Niva mı Suzuki Vitara mı Land Rover Discovery mi?
Bunların avantajları ve dezavantajları nelerdir.
Alacağım araca modifikasyon yapılacaksa (Lada Niva- Suzuki Vitara- Land Rover Discovery) bildiğiniz güvendiğiniz bir yer var mı? İstanbul’da da olabilir bu. Çünkü erkek kardeşim ve ailem İstanbul’da yaşıyor. Aracı da istanbul’dan almayı planlıyorum Ocak ayında.
Okuduğum kısmıyla Lada Niva iyi gözüküyor fakat çok konforsuz, ve asfalta uygun olmadığı ve çok benzin yaktığı ve çok sesli çalıştığı söyleniyor. Ve bagajı çok küçük. Sonuçta ben off road yapmayacağım(belki ilerde sizlere katılırım kendimi geliştirirsem, belli olmaz)
Suzuki Vitara’nın da parçalarının pahalı olduğu söyleniyor ve kışın ve çamurda acaba bu koşullardan batmadan çıkabilir mi bilmiyorum.
Eşim Suzuki Vitara al diyor ama onun da pek bilgisi yok bu konuda.
Land Rover Discovery’yi inceledim konfor, bagajın büyük oluşu benim için avantaj fakat araç uzun ve büyük acaba arazide çamurda ve karda çıkar mı? Altının yükseltilmesi gerekir mi? Yükseltile bilir mi?
2000 ya da altı bir model ikinci el olabilir.
Yedek parçaları pahalı olur mu ve çok mu sorun çıkarır. Benzin çok mu yakıyor diğerlerine göre, vergisi çok mu yüksek. Park etme ve virajlarda sorun yaşar mıyım?
Ablam “Ucuz bir araç al, düz vites olsun, hidrolik direksiyon olsun, benzinli olsun, masrafı az olan bir araç olsun, ilerde arabayı daha iyi kullanmaya başladıktan sonra ihtiyacına göre daha iyi bir şey alırsın, mutlaka çizik falan oluyor ilk kullanımda, acemiliğini atarsın diyor. Kendisi Avustralya’da yaşadığı için uzaktan yardımcı olmaya çalışıyor.
Fakat baktığım ikinci el, birazcık düzgün gözüken lada’ların fiyatları bile on küsur civarında zaten.
Alıp iki sene sonra satmak mantıklı mı sizce?
Yada almışken düzgün bir şey mi almak lazım?(yine ikinci el olacak ama 20 bin tl’ye kadar olacak)
Otomatik vites alırsan bir daha düz vites kullanamazsın diyorlar. Ve otomatik vites arazide çok kullanışlı olmaz diyorlar. Fakat benim yaptığım araştırmalarda tam tersi düşünen kullanıcılarda vardı. Bunun doğrusu nedir acaba. Her kafadan bir ses çıkıyor. Ve bende pek bilgili olmadığım için tam ne almam gerektiğinden emin değilim. Bu konuda gerçekten kullanmış arkadaşlardan yardım bekliyorum özellikle.
Ben bu süreci olabilecek en doğru aracı alarak bitirmek istiyorum. Sorumluluk bende olduğu için ve de kendi bilgi eksiklerimden kaynaklanabilecek hataların oluşmaması için çok titizleniyorum. Bu nedenle sizleri sıktıysam kusuruma bakmayın.
Şimdiden yardımlarınız için teşekkürler.
Aşağıda birkaç fotoğraf yolluyorum. Yol durumuna dair bir bilgi olması açısından.
Gerçi asıl zor koşulların fotoları yok elimde ama yine de bir bilgi olur.
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]