Samisk Friluftsmuseen adındaki bir Sami çiftliğine uğradık. Kilometremiz 6483 oldu. Yolda ayaklarına paten takmış insanların, kayak sopalarıyla kayak yapar gibi yolda gittiklerini görüyoruz. Küheylan'ı aşağıda otoparkta bırakıp yukarıya doğru yürüdük. Burası aslında sami müzesi olarak işletiliyormuş ama bizim buraya geldiğimiz saat olan 19:15 civarında ortalıkta kimse kalmamış, biz de mekanları dışarıdan geziyoruz.
İskandinav Yarımadası'nda fotoğraftaki köprüden epeyce olmalı; çeşitli kaynaklardaki fotoğraflarda gördüm. Birçok ada, böyle köprülerle birbirine ve ana karaya bağlanmış.
Ferhat, bu reçel işi çok güzel; "berry sülalesi" emre amade... Doğal ürünlerin reçeli de çok güzel olur hani!..
Asma köprüler genellikle çok estetik. Farklı farklı bir yığın köprülerden geçtik. Bazı fiyort geçişleri ise deniz altından tünelle yapılmış. Sanırım geçilecek mesafe uzunsa tünel, kısaysa köprü kullanıyorlar.
Bu sene Nordkapp'a giden denizaltı tünelini de ücretsiz hale getirmişler.
Bu berrylerin birçoğu ile reçel yapmış olduk. Onların yüzünden neredeyse tüpümüz bitecekti. Yaptığımız ve aldığımız reçellerle iyi ki gümrükte sorun yaşamadık. Bilmiyorum "reçel kaçakçısı" diye bir şey varmı. ;D
Biz de yanımızda küçük kartuşlu tüpü yedek olarak götürmüştük. Bizde de ispirtolu bir ocak var dediğiniz gibi yanımızda bulundurup yerine göre kullanılabilir.
Benzinli ocaklar sanırım böyle kamp ocakları arasında en iyileri.
Saat 20:30'da 6507. kilometrede köprüyü geçerek Lotofen adalarına girdik. Manzaralar daha da bir güzelleşti.
Tjeldsundet fiyordunun kenarından yol alıyoruz.
Saat 21'de Lodingen yakınlarında bir park yerine gelince, konaklamaya karar verdik. [GPS115]. Hava kararıyor, doğal güzellikleri kaçırmak istemiyoruz.