1.) Yakınımızda kim varsa…
Yeryüzünde milyarlarca kişi yaşıyor. Hayatımız boyunca karşılaşıp ilişki kurabildiklerimizse bu nüfusun çok az bir kısmını oluşturuyor. Dolayısıyla, aynı mekânda bulunuyor olmak, gerek arkadaşlık gerekse romantik ilişkilerin başlangıcında tetikleyici güç oluyor. Üniversite öğrencileri arasında yapılan çalışmalar öyle gösteriyor ki aynı apartmanda oturan öğrenciler birbirleriyle sıkı dostluklar kurabiliyorlar. Fiziksel olarak bir uyarana ne kadar maruz kalıyorsak, ona alışkanlığımız ve dolayısıyla sevgimiz de o ölçüde artıyor. Bilim insanları, yakınımızdaki kişilerle kurduğumuz ilişkileri de bu denklemle açıklıyorlar. Ancak, bu noktada üzerine düşünmemiz gereken farklı bir etken daha var: Aynı mekânda bulunuyor olmak, aslında bir ölçüde de aynı sosyoekonomik gruptan ve statüden geliyor olmak demek. Dolayısıyla kişilerin birbirleriyle anlaşabilme olasılığı aynı ortamı paylaştıklarında zaten yüksek oluyor.
2.) Fiziksel olarak çekici bulduklarımıza…
Özellikle de ilk bakışta aşk, karşımızdaki kişinin bize ne denli çekici gelip gelmediğiyle belirlenen bir olay. Yapılan araştırmalar öyle gösteriyor ki, erkekler karşılarındaki kadının fiziksel çekiciliğinden daha çok etkileniyorlar. Kadınlarsa her ne kadar söylemlerinde çekiciliğin çok da fazla önemli olmadığını vurgulasalar da davranışlarında onlar da en az erkekler kadar fiziksel olarak çekici olana yönleniyorlar.
Peki fiziksel olarak kimler çekici?
Fiziksel çekicilik unsurları kültürden kültüre büyük farklılıklar gösterebiliyor. Özellikle de medyanın sürekli olarak belli güzellik ölçütlerini dikte ediyor oluşu, o kültürdeki beğenileri şekillendiriyor.
Bu çerçevede büyük gözler, kemikli bir yüz yapısı ve içten bir gülümseme karşı tarafta beğeni duyguları oluşturabiliyor. Kadınlarda küçük çene, erkeklerdeyse büyük çene dişil ve eril bir karakteristik olduğundan karşı cinse çekici geliyor. Büyük gözler ve narin bir göz yapısı kadına “bebeksi” bir görünüm veriyor. Bebeklerde de bu şekilde evrilmiş olan bu yüz yapısı, karşıdaki kişide o yüze sahip canlıyı sevme, onu koruyup kollama isteği uyandırıyor. Uzmanlar, birine karşı çekim hissetmemizde yüzdeki simetrinin de önemine vurgu yapıyorlar. Çünkü yüzü simetrik olan kişiler, karşı tarafça genetik olarak daha sağlıklı algılanıyor.
3.) Kendimize benzeyene…
Çalışmaların ortaya çıkardığı bir diğer bulguysa “aynalama” olarak adı geçen ve birbirine ilgisi olan çiftlerin, bir süre sonra aynı şekilde hareket edip, konuşmaya başlamaları. Bu kişide karşısındaki ile iyi iletişim kurduğu hissi yaratıyor. Ancak benzerlik söz konusu olduğunda, bahsettiğimizin fiziksel özelliklerden çok beğeni ve hobiler olduğunun altını çizelim. Çünkü fiziksel olarak birbirine benzeyen kişilerin, genetik havuzları da benzer olacağından, melez bir soy elde etme olasılığı düşük oluyor. Oysa evrim her zaman, bizleri çeşitliliğe yönlendiriyor.
4.) Fiziksel olarak farklı olana…
Zıt kutuplar birbirini çekiyor da diyebiliriz. Fiziksel olarak birbirinden farklı kişilerin çocuklarınında genetik olarak çeşitliliğe sahip olacağını düşünürsek, doğal olarak kendimize benzemeyene karşı ilgi duyma eğilimimiz bulunuyor.
Kaynak: http://academics.vmi.edu/psy/jg/interpers-attract.htm
Yeryüzünde milyarlarca kişi yaşıyor. Hayatımız boyunca karşılaşıp ilişki kurabildiklerimizse bu nüfusun çok az bir kısmını oluşturuyor. Dolayısıyla, aynı mekânda bulunuyor olmak, gerek arkadaşlık gerekse romantik ilişkilerin başlangıcında tetikleyici güç oluyor. Üniversite öğrencileri arasında yapılan çalışmalar öyle gösteriyor ki aynı apartmanda oturan öğrenciler birbirleriyle sıkı dostluklar kurabiliyorlar. Fiziksel olarak bir uyarana ne kadar maruz kalıyorsak, ona alışkanlığımız ve dolayısıyla sevgimiz de o ölçüde artıyor. Bilim insanları, yakınımızdaki kişilerle kurduğumuz ilişkileri de bu denklemle açıklıyorlar. Ancak, bu noktada üzerine düşünmemiz gereken farklı bir etken daha var: Aynı mekânda bulunuyor olmak, aslında bir ölçüde de aynı sosyoekonomik gruptan ve statüden geliyor olmak demek. Dolayısıyla kişilerin birbirleriyle anlaşabilme olasılığı aynı ortamı paylaştıklarında zaten yüksek oluyor.
2.) Fiziksel olarak çekici bulduklarımıza…
Özellikle de ilk bakışta aşk, karşımızdaki kişinin bize ne denli çekici gelip gelmediğiyle belirlenen bir olay. Yapılan araştırmalar öyle gösteriyor ki, erkekler karşılarındaki kadının fiziksel çekiciliğinden daha çok etkileniyorlar. Kadınlarsa her ne kadar söylemlerinde çekiciliğin çok da fazla önemli olmadığını vurgulasalar da davranışlarında onlar da en az erkekler kadar fiziksel olarak çekici olana yönleniyorlar.
Peki fiziksel olarak kimler çekici?
Fiziksel çekicilik unsurları kültürden kültüre büyük farklılıklar gösterebiliyor. Özellikle de medyanın sürekli olarak belli güzellik ölçütlerini dikte ediyor oluşu, o kültürdeki beğenileri şekillendiriyor.
Bu çerçevede büyük gözler, kemikli bir yüz yapısı ve içten bir gülümseme karşı tarafta beğeni duyguları oluşturabiliyor. Kadınlarda küçük çene, erkeklerdeyse büyük çene dişil ve eril bir karakteristik olduğundan karşı cinse çekici geliyor. Büyük gözler ve narin bir göz yapısı kadına “bebeksi” bir görünüm veriyor. Bebeklerde de bu şekilde evrilmiş olan bu yüz yapısı, karşıdaki kişide o yüze sahip canlıyı sevme, onu koruyup kollama isteği uyandırıyor. Uzmanlar, birine karşı çekim hissetmemizde yüzdeki simetrinin de önemine vurgu yapıyorlar. Çünkü yüzü simetrik olan kişiler, karşı tarafça genetik olarak daha sağlıklı algılanıyor.
3.) Kendimize benzeyene…
Çalışmaların ortaya çıkardığı bir diğer bulguysa “aynalama” olarak adı geçen ve birbirine ilgisi olan çiftlerin, bir süre sonra aynı şekilde hareket edip, konuşmaya başlamaları. Bu kişide karşısındaki ile iyi iletişim kurduğu hissi yaratıyor. Ancak benzerlik söz konusu olduğunda, bahsettiğimizin fiziksel özelliklerden çok beğeni ve hobiler olduğunun altını çizelim. Çünkü fiziksel olarak birbirine benzeyen kişilerin, genetik havuzları da benzer olacağından, melez bir soy elde etme olasılığı düşük oluyor. Oysa evrim her zaman, bizleri çeşitliliğe yönlendiriyor.
4.) Fiziksel olarak farklı olana…
Zıt kutuplar birbirini çekiyor da diyebiliriz. Fiziksel olarak birbirinden farklı kişilerin çocuklarınında genetik olarak çeşitliliğe sahip olacağını düşünürsek, doğal olarak kendimize benzemeyene karşı ilgi duyma eğilimimiz bulunuyor.
Kaynak: http://academics.vmi.edu/psy/jg/interpers-attract.htm