.
”Ben yerinizde olsam”ın iki anlamı var.
* Nezaketen birine akıl vermek.
* Ayni koşullarda
sadece kendi seçiminden bahsetmek.
İkinci açıdan Carevelle’i satmazdım.
İşin tuhafı, bu kadar kişiyle böyle uzun bir geziyi gerçekleştirmiş olmanızla, sorunuza aslında kendiniz yeterli bir cevap vermiş olmuyor musunuz ?
Bu da birinci açıdan bir cevap oldu.
İlaveten, Teoman beyin açılır tavan önerisine de katılıyorum.
Böyle bir karardan evvel belki şu sınırı çizmek de yerinde olurdu ?
Panelvan almayı düşünmeniz, yaptığınız ve başarılı olduğunu söylediğiniz o uzun ve kalabalık gezide eksikliğini tespit ettiğiniz şeyler için mi ?
Yoksa daha çok ortamın getirdiği öforik bir yaklaşım mi ?
Sadece eksikliğini duyduğunuz şeyler için bu masrafa girme durumunda olduğunuz içinse, tekrar düşünün derim. Söz konusu olan yalnızca bu aralık ! Çünkü karavan gereksinimlerinizin büyük bölümünü Carevelle’iniz zaten şimdilik karşılıyor olmalı ? Hatta masrafa girmek için önünüzde kızınızın üniversite yılları da bekliyor olabilir mi ?
Birkaç günlük kış kaçamakları dahil bir yaz karavancısı için, duş gibi muhtemel eksikliklerin de kampinglere girerek bu ekstra masraftan karşılanması zaten sorun olmamalı ?
Diğer bir deyişle altta yatan soru; karavan amacınız mı yoksa aracınız mı ?
Aracımı yaptırtacaksam. (Türkiye’de iki açıdan da geçerli olmak üzere)
Teorikte;
ne zaman, kaç kişi, nerelerde gezeceğimi göz önünde bulundurur ve maddi olanaklarımın gerçekci tesbitini yapardım. Araç seçimi dahil planımı, varsa karavan yaşamına uyum tecrübelerimin ışığında çizerdim.
Bütün bunlar için önceden
mutlaka doğru yapım bilgileri edinirdim.
Pratikte;
her işi ben yapmayı düşünmüyorsam, karavan içinde kullanılan teçhizatı kendim alır, ne kadar kolay hatta çıkardıkları işler açısından öngörülebilir olsalar da isim yapmış üreticiler yerine, emekli olarak vaktim olduğundan, belki izolasyon, solar gibi bazı kolay (?) işleri üzerime almayı tercih eder, yaptıkları işleri evvelden referans alıp, her etabın ücret ve iş açısından kontrolünü elimde bulundurmak amacıyla birkaç branj yapıcısıyla çalışırdım.
Kaportacılara boya, saç kesimleri ve camları, marangoza ahşabı, belki (?) elektrikçiye enerji sistemini yaptırır, böylelikle tek yapımcının bulanık ücret politikası yüzünden yolumu kaybetme riskine girmezdim.
Böyle toptan üreticilere mümkünse hangi iş için ne aldıklarını sorun, hemen istimleri bitiyordur..
Belki atölye seçiminde işinin ehli ama karavan işine daha girmediği halde istekli bir ustanın planınıza göre yönlendirilmesi, daha uygun olurdu ?
Yaşamda en kapsamlı sözleşmelerin bile işe yaramadığı oluyor . Düşünün uygulanmayan bir sözleşmeyi yasalarca rayına oturtmak için insanın her zaman siniri, vermesine değecek parası ve arta kalan zamanı olmayabiliyor.
Tek sözleşmeden dönmek yerine, sözleşmeniz olmasa da işçilik için 2-3 etapta ödenecek ücretlerle mesela, bir marangozu istediğiniz zaman değiştirebilme özgürlüğü, belki daha uygun bir alternatif olmaz mıydı ?
Bu durumda kısaca;
Dizginler elinizde, para cebinizde kalmakta..
...
Herşeyden önce;
Karavan üreticisinden evvel hanımınızla bir görüşün derim.
O konuya ikinizden de daha objektif yaklaşıyor olmalı ?
.