Ynt: Karavan mı Yelkenli mi?
Yelkenli tekneden yana olsamda Karavan ile yelkenli teknede yaşamın genelde farkı olmadığını düşünüyorum..
Fark sadece seyir ve konaklamaların yapıldığı mekanlardadır.
Berk yelkeni tekne hakkında çok güzel yazmış. Fakat
"denızde hanzolar yoktur uzerınıze suren suruculer yoktur, karsılasıtıgnızda sıze gulumserler" cümlesi pek doğru sayılmaz.
Denizdeki hanzo karadakinden daha beterdir ve son yıllarda sayıları çoğalmaya olağanüstü bir şekilde devam etmektedir. Genelde motoryat, kiralık (barebot) yelkenli teknelerde arz-ı endam ederler .
Kendi teknem ile seyirde 5-6 bf havada ve bir kanal geçisinde kafadan gelen 25-35 knot rüzgarla mücadele ederken kaşılaştığımız bir motoryatın hızını kesmeden 200 m yanımızdan geçmesi va kaptanının flybridge gülerek el sallaması, selam vermesi insanın sinir sınırlarını zorlaması her zaman mümkün. Ya da marinada bir gece vakti alkol sınırına gelmiş tahsillli bir magandanın fütursuz kahkahaları ile uykunuzdan zıplayıp zaten alçak olan kıç kamara tavanına kafanız vurmanız olasılığı çok yüksektir. Bazende karadan ulaşımı olamayan bir koyda yandaki teknede çalışan jenaratör uykunuzun kaçmasına neden olabilir.
Yok, belki karada olsanız delidir ne yapsa yeridir sözü misali marşa basar yer değiştirirsiniz yada sözle uyarmayı seçebilrisiniz.
Çünkü kolluk kuvvetleri mutlaa yakınlarda bir yerdedir. Fakat ıssız koyda en yakın sahil güvenlik en az 30 dm mesafede olabilir.
Bulaşmamak için siner sabah 05 de demir almanın ve seyir planlarını gözden geçirmesini yaparsınız. Ama saat daha 02.30 dur ve yapacağınız uzun seyir için dinlenmemniz gerekmektedir. Ama siz dinlenmeden vira demiryapar yola çıkarsınız.
Oysa tekneyi emeklliğinizde hobinizi ve kendi sakinliğinizi yaşamak istemiştiniz değilmi ?
Haa birde her sene marinaya ödenecek bağlama parası ne hikmetse sizin ödiyeceğiiz zaman övro nun artışıyla TL bazında % 30-40 zamlanıverir. Hoş geliriniz veya bütçeniz bunu ödemeye müsaittir ama öderken kendinizi salak hissetmeniz mümkündür.
Hazmetmek zor olur...
Bütün bunları yaşadıktan sonra ıssız bir koyda denk gelirse tenha bir zamanda hayatınızın en mutlu 3 gününü yaşarsınız. Kendinizi şanslı ve ayrıcalıklı hissedersiniz. Uygun bir rüzgar bulur, saatlerce genişapaz da mesala Yeşilova Körfezinde Simi ye doğru yelken yapar aklınızdaki ve hayatınızdaki tüm sorunları Simi geçitinde bırakırsınız. Ya da Datça ya doğru haşin ve de gaddar bir Kuzey rüzgarı sizi çamaşır makinesinde yıkanan çamaşır gibi ordan oraya savurur. Palamutbükü' nün tahta isklesini yanaştığınızda öpersiniz...
Tüm bu güzel yaşananlar, kötü yaşananları örtermi derseniz, işte bu size kalmış...
Bana göre kötü yaşananlar daha çok... Onun içindir ki satılık olamayan tekne yoktur.
Karavancılığı bilmiyorum....