Ynt: Kampta Güvenlik (İnsana Karşı)?
Konuya iki negatif hikaye ekleyeyim.
İyi birer kampçı olan iki kız arkadaşımız 90 lı senelerde tecavüzden son anda kurtulmuştu.Bu hikayenin ayrıntılarına girmiyorum baya uzun ve çetrefilli.
Erikli yaylasından dönerken uğradığımız balık çiftliği sahibi bir bey bize ağlayarak Ankarada oturan yiğeninin başına gelenleri anlatmıştı.Erciyes dağına iki kız arkadaşı ile giden yiğeninin karşısına eli silahlı 3 maganda dikilip filmleri aratmayacak bir yüzsüzlükle kızlardan birini bırakırsa diğerini alıp canını kurtarabileceğini söylüyor. Eleman düşünmeden teklifi kabul ediyor ve hızla kız arkadaşını arabaya bindirip, içeride bulunan silah ile tecavüzcülerin ikisini vurup öldürüyor. Sonuç çocuk bilmem kaç sene ceza yiyor.
Bu madalyonun bir yüzü. Ve o yüzü doğada görme şansımız inanın şehirdekinin bilmem kaçta biri.Aslan gibi gençler Beyoğlunun orta yerinde tinerciler tarafından bıçaklanıp öldürülmedi mi ?Gün içinde kaç kişi kim vurduya gidiyor ya da kaç ev soyuluyor ?
Yazıma yine bir kamp hikayem ile son vermek istiyorum.
Bir dostumla şimdi adını hatırlayamadığım (Onno Tunç un uçağının düştüğü yerdi sanırım) bir yaylada kış vakti kamp kurmaya gitmiştik. Sisle beraber üstümüze çöken zifiri karanlık ve soğukta yanımızda getirdiğimiz çinekopları ateşte pişirip inceden demlenirken bir kapı gıcırdaması ve silah mekanizmalarının kurulma seslerini duyduk. Önümüzü görmediğimiz bir ortamda bir kaç kişiye ait olan ayak sesleri yanımıza yaklaşıyor bizse bakalım kısmette ne var dercesine bekliyorduk. Derken üç genç yanımızda bitti,herbirinde birer tüfek, selam sabah derken buyur ettik yemeğe, çocuklar kem küm etti ama belliki balık kokusu onlara da cazip gelmişti.
Neyse lafı uzatmayayım gelen çocukların ikisi muhtarın oğlu diğeride yiğeniymiş.Ava çıkmışlar ama fişekleri bitmiş, sadece fişek olsa iyi aşağıdan bekledikleri yardım gelmeyince ne yiyecekleri kalmış ne de sigaraları. Biz doğal olarak elimizde ne varsa paylaştık çocuklarla. Daha sonra çocuklar aslında uzun bir süre önce yanımıza gelmek istediklerini ama korkudan gelemediklerini söylediler.Boş tüfekleri kurma seside caydırıcı olsun diyeymiş.
Görüldüğü gibi aslında dağ başında herkes birbirinden doğal olarak korkabiliyor.
Hikayenin paranoya kısmı ise şuydu;
Gençlerden aynı bölgede bir süre önce hizbullah oluşumu gurupların kamp yapıp eğitim yaptıklarını ve kafa çeken kampçıları eşşek sudan gelinceye kadar dövüp oradan uzaklaştırdıklarının hikayesini dinledik.Daha sonra o bölgeyi terk etmişler.
Yine biz gelmeden iki hafta önce iki ineği paramparça eden, irilikte hatırı sayılır bir ayıyı, hep beraber zar zor öldürdüklerini dinleyince , ortalığı buram buram balık kokutarak o ayıyı nasıl misafir edebileceğimizi düşünerek gözlerimiz uzaklara daldı.
Gece sonunda mis gibi kar havasıyla uyku tulumlarımıza sarılarak uyuduk.
Kısaca hiç bir şey olmaz diye düşünüp ortamın tadını çıkarın. Kafanız rahat etmeyecekse arabaya veya yanınıza bir tüfek alın. Risk az da olsa her zaman her yerde var.