Günde 3 paket tükettiğim sigarayı bırakma kararıyla yeni bir yaşama merhaba demiştim. Üstünden 3.5 yılı aşkın bir zaman geçmiş.
Bisiklet alıp “Bisikletli yaşama merhaba” dedim önce. Mahalle, şehir derken kendimi Gökova’da bulmuştum, ardından İzmir-Fethiye turu, Kapadokya turu geldi. Çadır kullanmaya kamp yapmaya başlamıştım, gezmenin keyfini alınca geri dönüş olmuyor. Ardından motosiklet geldi, onunlada dolaştım ( bisikletin yeri ayrı ama) .
Karavan ve karavancılığa merak saldım, araştırmaya başladım. Çok güzel ve özel dostluklar kurdum, ağabeylerim kardeşlerim oldu karavancılar içinde. El birliği ile karavan aramaya başladık, karavan fonu ( içmediğim sigaranın parası bir fonda birikmekte) her ay büyümeye devam etti. Zaman zaman bulduk gücüm yetmedi, gücümün yettiğini biz beğenmedik. Ta ki malum sitedeki karavanı görene kadar. Fiyatı menzilimin dışında olsada kanım kaynamıştı bir kere. 1990 model Hymer Camp51…
Sahibi ile defalarca konuştuk, kanka olduk. Teklif ettiğim fiyata o vermiyordu, onun verdiği fiyat bana uymuyordu. Ankara’dan Abbas abi Samsun’a gidiyormuş Hikmet aradı , abi baktıralım mı seninkine. Sağolsun Abbas abi gidip inceledi müstakbel karavanımı. Kaçırılmayacak bir araç, ihtiyacım olsa ben alırım deyince daha bir gönlüm düştü. Bir gün dellendim ve aradım Hasan abiyi, açmadı telefonunu. Mesaj attım kendisine. Ben parasızlıktan teklifimde direttim, sen laz inadından aşağıya inmedin, gel sen bunu bana sat artık deyip bir orta yol teklifi yaptım. Bir saat kadar sonra dönüş yaptı, dişçideymiş uyuşmuş ağız kaslarıyla seni arayacağım dişçideyim dedi ve oluru verdi. İşte böyle başladı bizim hikayemiz.
Sevgili kardeşim, dostum Hikmet her zaman olduğu gibi yanımdaydı, benden daha meraklı abi ne zaman gidiyoruz diyordu. Çıktık bir gece yola aldık geldik nazlı ceylanı. Henüz bir ismi yok karavanımızın. İlk gezide adınıda okuruz kulağına artık.
Aldık geldik karavanı tuvaletinde ve truma boilerinde sorun çıktı. Elektrik bağlantılarında soketler gevşemiş elden geçmesi gerekiyordu. Sevgili kardeşim Hikmet ve Ağabeyim Rıfat Tülün yanımdaydı. Bu ikili gibi dostu olanın sırtı yeremi gelir.
Önce tuvaletteki sorunu, ardından da trumayı söküp ondaki sorunu hallettik. Truma çok uğraştırdı. Parçaladık dışarıda çalıştırdık, monte ettik çalışmadı, tekrar söktük inceledik sonunda sıkıntıyı bulduk. Karavan tüm donanımıyla yolculuğa hazır hale geldi.
İlk olarak gevşeyen elektrik bağlantılarını elden geçirmek oldu. Ne de olsa serde elektronik teknik öğretmenlik var.
Uploaded with ImageShack.us
Rıfat abi ve Hikmet, truma ile tanışıyorlar
Uploaded with ImageShack.us
Bisiklet alıp “Bisikletli yaşama merhaba” dedim önce. Mahalle, şehir derken kendimi Gökova’da bulmuştum, ardından İzmir-Fethiye turu, Kapadokya turu geldi. Çadır kullanmaya kamp yapmaya başlamıştım, gezmenin keyfini alınca geri dönüş olmuyor. Ardından motosiklet geldi, onunlada dolaştım ( bisikletin yeri ayrı ama) .
Karavan ve karavancılığa merak saldım, araştırmaya başladım. Çok güzel ve özel dostluklar kurdum, ağabeylerim kardeşlerim oldu karavancılar içinde. El birliği ile karavan aramaya başladık, karavan fonu ( içmediğim sigaranın parası bir fonda birikmekte) her ay büyümeye devam etti. Zaman zaman bulduk gücüm yetmedi, gücümün yettiğini biz beğenmedik. Ta ki malum sitedeki karavanı görene kadar. Fiyatı menzilimin dışında olsada kanım kaynamıştı bir kere. 1990 model Hymer Camp51…
Sahibi ile defalarca konuştuk, kanka olduk. Teklif ettiğim fiyata o vermiyordu, onun verdiği fiyat bana uymuyordu. Ankara’dan Abbas abi Samsun’a gidiyormuş Hikmet aradı , abi baktıralım mı seninkine. Sağolsun Abbas abi gidip inceledi müstakbel karavanımı. Kaçırılmayacak bir araç, ihtiyacım olsa ben alırım deyince daha bir gönlüm düştü. Bir gün dellendim ve aradım Hasan abiyi, açmadı telefonunu. Mesaj attım kendisine. Ben parasızlıktan teklifimde direttim, sen laz inadından aşağıya inmedin, gel sen bunu bana sat artık deyip bir orta yol teklifi yaptım. Bir saat kadar sonra dönüş yaptı, dişçideymiş uyuşmuş ağız kaslarıyla seni arayacağım dişçideyim dedi ve oluru verdi. İşte böyle başladı bizim hikayemiz.
Sevgili kardeşim, dostum Hikmet her zaman olduğu gibi yanımdaydı, benden daha meraklı abi ne zaman gidiyoruz diyordu. Çıktık bir gece yola aldık geldik nazlı ceylanı. Henüz bir ismi yok karavanımızın. İlk gezide adınıda okuruz kulağına artık.
Aldık geldik karavanı tuvaletinde ve truma boilerinde sorun çıktı. Elektrik bağlantılarında soketler gevşemiş elden geçmesi gerekiyordu. Sevgili kardeşim Hikmet ve Ağabeyim Rıfat Tülün yanımdaydı. Bu ikili gibi dostu olanın sırtı yeremi gelir.
Önce tuvaletteki sorunu, ardından da trumayı söküp ondaki sorunu hallettik. Truma çok uğraştırdı. Parçaladık dışarıda çalıştırdık, monte ettik çalışmadı, tekrar söktük inceledik sonunda sıkıntıyı bulduk. Karavan tüm donanımıyla yolculuğa hazır hale geldi.
İlk olarak gevşeyen elektrik bağlantılarını elden geçirmek oldu. Ne de olsa serde elektronik teknik öğretmenlik var.
Uploaded with ImageShack.us
Rıfat abi ve Hikmet, truma ile tanışıyorlar
Uploaded with ImageShack.us