İki İhtilal; 1789 Fransız İhtilali ve 1917 Bolşevik İhtilali

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mete Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 26
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 12,384
Ynt: İki İhtilal

Necoli' Alıntı:
Bazı yerlerde size katılmıyorum. milliyetçilik fransız devrimiyle ortaya çıkmıştır ayrıca Türk toplumu islam dinini kabul edince Türk öz kültüründen bazı ödünler vermişlerdir. Laiklik islamiyet sonrası Türk devletlerinde görülmemiştir. ve devletçilik ise zaten ''genel olarak'' sanayi devriminden sonra ortaya çıkmıştır.

Necoli bey (isminizi bilemediğim için böyle hitap etmek mecburiyetinde kaldım)

Terimlerin ne zaman ortaya çıktığı değil neyi ifade ettiğine bakarsanız Fransız ihtilali ile ortaya çıkan Milliyetçilik kavramının zaman içerisinde ifade ettiği ırkçılığı Türklerin binlerce yıl önce reddettiğini görürsünüz. Bilge kağanın yazıtlarında da görüldüğü gibiTürk Devlet Geleneğinin özünü teşkil eden bu düşüncenin Atatürk felsefesinde ırkçılığı reddeden bir milliyetçilk olarak ifade edildiğini görürüz. Yani İttihat Terakkinin savunduğu milliyetçilk anlayışı ile temelde burada ayrılır. İttihat Terakki Milliyetçilik anlayışını Fransız ihtilalinden almıştır ama Atatürk Milliyetçiliği Türk devlet geleneğinden doğmuştur. İkisi farklı şeylerdir. Laik lik anlayışıda yine Türk Devlet Geleneğinin temellerindendir Atatürk Bunları çok iyi incelemiş ve bu esaslara uygun bir devlet kurmanın gayreti içerisine girmiştir.
(Bu arada tavsiye ettiğiniz M.Esat Bozkurt'un eserlerii okudum)
 

Etiketler


Ynt: İki İhtilal

fastjunkie' Alıntı:
Hocam, benim hukuk sistemi hakkında söylediklerim doğru mu ?

Evet Osmanlı kağıt üzerinde şeri hükümlerle yönetiliyor gibi görünsede örfi hukuk ve gayri müslimler için uygulanan hükümlerde oldukça fazla idi. Ama tartışırken dönemleri belirtmekte fayda var çünkü Osmanlı Devleti kuruluşundan yıkılışına aynı sistemi devam ettirmiş bir devlet değildir. İstnbulun alınışına kadarOsmanlı Devleti sonrasında ise Osmanlı imparatorluğudur. Ve bu iki dönem arasında her yönüyle korkunç anlayış farkı vardır. İdari, Hukuk, askeri, Sosyal vb görüşler bir çok noktada tamamen zıt anlayışa dönüşmüştür.
 

Ynt: İki İhtilal

acemi80' Alıntı:
Evet Osmanlı kağıt üzerinde şeri hükümlerle yönetiliyor gibi görünsede örfi hukuk ve gayri müslimler için uygulanan hükümlerde oldukça fazla idi. Ama tartışırken dönemleri belirtmekte fayda var çünkü Osmanlı Devleti kuruluşundan yıkılışına aynı sistemi devam ettirmiş bir devlet değildir. İstnbulun alınışına kadarOsmanlı Devleti sonrasında ise Osmanlı imparatorluğudur. Ve bu iki dönem arasında her yönüyle korkunç anlayış farkı vardır. İdari, Hukuk, askeri, Sosyal vb görüşler bir çok noktada tamamen zıt anlayışa dönüşmüştür.

Doğru, genel olarak imparatorluk zamanınından bahsettim.
 



Ynt: İki İhtilal

Necoli' Alıntı:
peki Türk devrimlerinde sovyet esintisini neden yok sayıyosunuz?

Çünkü aynı yanlış o konuda da yapılıyor mesela halkçılık anlayışı. Türkiyede Marksistler Atatürkün halkçılık anlayışının kaynağını sovyet devrimi olarak açıklar ama yine iyice incelediğinizde görürsünüz ki sosyalist ideolojideki halk tarifi ile Atatürk'ün halk tarifi arasında hiç bir benzerlik yoktur. Sosyalist ideolojide halk dendiğinde işçi sınıfı proleterya veya bir başka deyişle emekçi sınıfı ifade edilir ve bu sınıfın haklarının savunulması üzerine ideoloji geliştirilir. Ama Atatürk'ün halkçılık anlayışında bir sınıf ayrımı yoktur ve neredeyse bu kavramın içerisine bütün millet girer. Yani Türk Devlet Anlayışında tarif edilen halk vardır ve halk herşeyin merkezindedir.
 

Ynt: İki İhtilal

acemi80' Alıntı:
Çünkü aynı yanlış o konuda da yapılıyor mesela halkçılık anlayışı. Türkiyede Marksistler Atatürkün halkçılık anlayışının kaynağını sovyet devrimi olarak açıklar ama yine iyice incelediğinizde görürsünüz ki sosyalist ideolojideki halk tarifi ile Atatürk'ün halk tarifi arasında hiç bir benzerlik yoktur. Sosyalist ideoojide halk dendiğinde işçi sınıfı proleterya veya bir başka deyişle emekçi sınıfı ifade edilr ve bu sınıfın haklarının savunulması üzerine ideoloji geliştirilir. Ama Atatürk'ün halkçılık anlayışında bir sınıf ayrımı yoktur ve neredeyse bu kavramın içerisine bütün millet girer. Yani Türk Devlet Anlayışında tarif edilen halk vardır ve halk herşeyin merkezindedir.

Mustafa Kemal Kendisini Devlet sosyalisti olarak açıklıyor ve Kendi sosyalizm anlayışında şu sözleri söylüyor; ''SSCB ile ilişkilerimiz devam etmektedir ve ilerleyecektir, bizlere istiklal harbi sırasında büyük yardımları oldu ve genç cumhuriyetimize hala yarımları bulunmaktadır. Ancak ne SSCB nede biz birbirimizin rejimlerine müdahale etmeyiz birbirimize belli saygı çerçevesi içinde destek gösteririz bizim iktidarımız tamamiyle halktan yamadır. SSCB gibi bir amele diktatörlüğü olmayacaktır.''


bu konuda size hak veriyorum zaten cumhuriyet Devrimi Milli Demokratik Devrim'in başlangıcı olduğu için mecburen ilk olarak aydın-odru-halk devrimi yapmıştır. ve zaten sosyalizm her ülkenin kendi iç dinamiklerine göre şekililenir. ve Mustafa Kemal'in gösterdiği ''muasır medeniyet'' işareti ucu açık bir kavramdır ayrıca ''Türk milletini sınıfsız ve imtiyazsız bir toplum'' olarak tanımlar. biraz önceki söylediklerime dönersek her ülkenin sosyalizm anlayışı farklıdır örnek olarak. SSCB, Çin, Küba ve Venezüela bu ülkelerin sosyalizm anlayışları oldukça farklıdır.
 

Ynt: İki İhtilal

Necoli' Alıntı:
Mustafa Kemal Kendisini Devlet sosyalisti olarak açıklıyor ve Kendi sosyalizm anlayışında şu sözleri söylüyor; ''SSCB ile ilişkilerimiz devam etmektedir ve ilerleyecektir, bizlere istiklal harbi sırasında büyük yardımları oldu ve genç cumhuriyetimize hala yarımları bulunmaktadır. Ancak ne SSCB nede biz birbirimizin rejimlerine müdahale etmeyiz birbirimize belli saygı çerçevesi içinde destek gösteririz bizim iktidarımız tamamiyle halktan yamadır. SSCB gibi bir amele diktatörlüğü olmayacaktır.''


bu konuda size hak veriyorum zaten cumhuriyet Devrimi Milli Demokratik Devrim'in başlangıcı olduğu için mecburen ilk olarak aydın-odru-halk devrimi yapmıştır. ve zaten sosyalizm her ülkenin kendi iç dinamiklerine göre şekililenir. ve Mustafa Kemal'in gösterdiği ''muasır medeniyet'' işareti ucu açık bir kavramdır ayrıca ''Türk milletini sınıfsız ve imtiyazsız bir toplum'' olarak tanımlar. biraz önceki söylediklerime dönersek her ülkenin sosyalizm anlayışı farklıdır örnek olarak. SSCB, Çin, Küba ve Venezüela bu ülkelerin sosyalizm anlayışları oldukça farklıdır.

Bak şimdi kendi yazdıklarını daha dikkatli oku Atatürk kendisinin sosyalist olduğunu nerede söylüyor, böyle birşey yok aksine ne diyor bizim iktidarımız halktan yanadır. Amele(işçi) diktatörlüğü olmayacaktır. Bu cümleler benim yukarıda açıkladığım halkçılık anlayışını ifade ediyor yani sosyalizmden çok farklı bir halkçılık anlayışı. Ve devamla biz onların iktidarına onlarda bizim iktidarımıza karışmaz. Farklı yönetim şekilleri vurgulanıyor.
 

Ynt: İki İhtilal


Liberalizmin devamında yeni bir fikir akımı gelişti

Nasyonalizm veya Nasyonal sosyalizm

Fransız ihtilali ile ortaya çıkan ve fertlere özgürlük vadeden Liberalizm bu defa milletlere özgürlük ifadesi ile kendisini göstermişti. Nasyonalizm, milletlerin bağımsızlığının ifadesidir. Millet tarifinde dil, din ve ırk birliğini esas alan bu fikir akımı, ileriki yıllarda Irkçılık düşüncesini ön plana çıkararak Almanya, İtalya, İspanyada faşizm’i doğurdu.
Napolyon Fransız hâkimiyetini sağlamak adına giriştiği savaşlarda, başka ülkelerin egemenliği altında yaşayan halklara hürriyet vaat ederek ayaklandırdı. Bütün Avrupa’yı kan gölüne döndüren Napolyon’u durdurmak için İngiltere, Avusturya, Rusya ve Prusya Viyana kongresini düzenleyerek Avrupa Korosu adını verdikleri bir birlik oluşturdular. Oluşturulan bu birliğin hedeflerinden birisi de daha zayıf devletleri aralarında paylaşmak idi. Bağımsızlığını kazanmış olan Polonya bir kere daha parçalanmış, bu arada Osmanlı topraklarının paylaşılması hesapları da güçlenmeye başlamıştı. Nasyonalizm fikri ve Viyana kongresi, gerileme dönemine giren Osmanlıyı da etkilemeye başladı.1821 yılında başlayan Yunan ayrılıkçı hareketleri karşısında Osmanlı İngiltere’nin desteğinden emindi ancak öyle olmadı, İngiltere Yunanistan’ın bağımsızlığını Rus desteği ile almasını kendisi için tehlikeli görerek, kendi kontrolün de bir devlet olsun düşüncesi ile destekledi. 1827 Navarin’de demirli Osmanlı donanması o günün düşmanı Rusya, dost bilinen İngiltere ve Fransız gemilerince topa tutularak batırıldı. Osmanlı çaresiz İngiliz baskısı ile geri çekildi, o bölgede dağınık olarak yaşayan 20.000’e yakın Türk nüfusunun çoğu katledilmesiyle Yunanistan, 1829 da bağımsızlığını kazandı. Aynı yıllarda yeniçeri ocakları kaldırıldı yeni ordu çalışmaları yapıldı ama ne yazık ki Yunanistan kaybedilmişti. 1878 de Sırbistan, Karadağ ve Romanya, 1908 de Bulgaristan ve 1913 yılında da Arnavutluk birer bağımsız devlet olarak Osmanlı İmparatorluğundan koptu. Avrupa’daki Milliyetçilik akımı Osmanlı içerisindeki, ümmetçilik politikası ile bir arada tutulmaya çalışılan farklı milliyetteki unsurları etkileyip, birer birer Osmanlıdan kopmasına sebep olurken, geride sadece kendisini Müslüman Osmanlı kabul eden Türkler kalmıştı. Türklük ancak Meşrutiyet yıllarına doğru, o da Avrupa’ya okumak gayesi ile giden veya siyasi sebeplerle kaçan gençlerin oradaki siyasi akımlardan etkilenerek Türklüklerini hatırlayıp, Türkçe denilen ve halkın kullandığı bir dil olduğunu fark etmesi ile gündeme geldi. İlk zamanlarda ferdi olarak çıkışlar yapan, Türkçeyi ve Türk kimliğini savunan genç aydınlar, sonraları çeşitli isimler altında teşkilatlanmaya başladılar. Jön Türkler, Genç Osmanlılar, İttihat Terakki, Türk kimliğini gündeme getiren teşkilatlar olarak sayılabilir.
Ferdi çalışmalar esnasında Türk Dili ve Türk Tarihi davasının en ateşli savunucularından biride Ali Suavi idi.
 

Ynt: İki İhtilal

Bolşevik İhtilali ve Etkileri

Ekonomik çöküntü içerisindeki Rusya’da, Çarlık Rejimi I.Dünya savaşının getirdiği yüke daha fazla dayanamamış, Moskova sokakları asker kaçakları ve dilencilerle dolmuştu. Ülke içerisindeki esir milletlere bağımsızlık vadeden Sosyalistler, Çarlık rejimini yıkarak yönetimi ele geçirdi. Emekçi sınıfının iktidarını vadeden bu fikir akımı dünya işçilerini kurtarmak ve bir bayrak altında toplamak iddiası ile Rus emperyalizminin bir aracı olarak ülkeleri etkilemeye başladı. Arapların İslamiyet, Fransızların Milliyetçilik adına yaptıklarını bu defa Ruslar Emekçi sınıf adına yapmaya başladı. Bu arada kurulan Muhtar Türk Cumhuriyetlerinin muhtariyetleri, kendi dilini ve alfabesini kullanma özgürlüğü ancak iki yıl sürdü. Komünizm baskıcı bir rejime dönüşerek demir perde ülkelerini yarattı
 



Ynt: İki İhtilal

İkinci olarak ele aldığımız Bolşevik ihtilali sonrası iktidara taşınan fikir akımı ise

Sosyalizm

Fransız ihtilali ile ortaya çıkan İnsan hakları vatandaşlık, eşitlik, özgürlük düşüncesi önce liberalizm olarak dünyayı etkilerken sonra şahıslara olan özgürlüklerin milletlere uygulanması ile milliyetçiliği, şimdi de eşitlik prensibinin ekonomiye uygulanması ile sosyalizm’i ortaya çıkardı. Uzun yıllar fikir düzeyinde kalan Sosyalizm, ancak 1917 Bolşevik ihtilali ile fiiliyata geçti.
Karl Marx ile birlikte sosyalist düşüncede önemli bir değişiklik meydana gelmiş ve Marx’ın sosyalist akımının gelişmelerindeki tesiri de, daha önceki yazarlara nispetle çok daha derin olmuştur. Karl Marx ve yakın arkadaşı F.Engels 1848’de “Komünist Manifestosu’nu” yayınlamışlardır. Onlara göre işçinin vatanı yoktur sınıfı vardır. Bunun yayınlanmasından sonra işçileri bir milletler arası teşekkülde birleştirmeye çalışmışlardı. Marx, kendi sosyalist sitemini işçi sınıfı esasına dayandırdığı ve bu sistemi evrensel veya enternasyonal açıdan ele aldığı için, bütün dünya işçilerinin örgütlenmesi konusuna çok önem vermiştir. Bu çabaların sonucunda, I. ve II. Enternasyonaller dediğimiz sosyalist Enternasyonaller ortaya çıkmıştır. Bu Enternasyonaller ne işçi sınıfını ve ne de sosyalist düşünceyi örgütlendiremediği gibi, kendi içinde çıkan fikir ayrılıkları ve çatışmaları ile sosyalizm akımının fikir planında tam bir parçalanmasına da sebep olmuştur.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,740
Mesajlar
1,522,991
Kayıtlı Üye Sayımız
166,557
Kaydolan Son Üyemiz
Takezo

SON KONULAR



Geri
Üst