Aralık İlçesi’ndeki Dilucu sınır kapısından geçerek ülkemize ulaştıktan ve yaklaşık 80 kmlik güzel bir yolu bir saatte geçtikten sonra saat 10.30 gibi Iğdır şehrine vardık.
1934 yılında Kars'a bağlı bir ilçe olan Iğdır, Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasından sonra Kafkasya'da ortaya çıkan karışıklıklardan dolayı öneminin artmasına binaen Ardahan ile birlikte 1992 yılında Kars'tan ayrılarak il olmuştur.Merkezi 90.000 nüfuslu olan Iğdır kentinin, büyük,ulu anlamına gelen ismini Oğuz Türklerinin Üçok kolundan gelen ve Oğuz Han’ın torunu olan İğdir Bey’den aldığı kabul edilmektedir.
Iğdır;Ermenistan,İran ve Azerbaycan gibi üç ülke ile sınırı olan şehir özelliği nedeniyle dünyada istisnai bir özelliğe sahiptir.Türkiye,henüz tamamlanmamış olan Boralan sınır kapısıyla İran,1993’ten beri kapalı olan Alican sınır kapısı ile Ermenistan ve 1992’den beri faaliyette olan Dilucu sınır kapısıyla Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti üzerinden Azerbaycan’a açılmaktadır.
Sert karasal iklime sahip Doğu Anadolu bölgemizde yer almasına rağmen çevresinde bulunan Ağrı Dağı gibi yüksek alanlara göre alçakta kalan kuytu konumuyla adeta bir mikroklima oluşturan Iğdır Ovası’nda kurulu Iğdır kentinde yıllık ortalama sıcaklık 11,6 °C'dir.Oysa yalnızca 170 km uzaklıktaki Kars'ta bu ortalama 4,2 °C'dir.Hal böyle olunca Iğdır’da pamuk yanı sıra kavun,karpuz,kayısı ve elma gibi çok güzel meyvalar yetiştirilir.Iğdır kayısısı(=şalak)nın en önemli özelliği büyük,sert ve elips şeklinde olması ve uzun süre dayanmasıdır.
Teorik olarak sınır şehri olmasına binaen sınır ticareti nedeniyle daha fazla gelişmesi beklenirse de mazot kaçakçılığını önlemek için getirilen zorunlu yaptırımlar şehrin daha yavaş bir şekilde gelişmesine ortam sağlamaktadır.
1934 yılında Kars'a bağlı bir ilçe olan Iğdır, Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasından sonra Kafkasya'da ortaya çıkan karışıklıklardan dolayı öneminin artmasına binaen Ardahan ile birlikte 1992 yılında Kars'tan ayrılarak il olmuştur.Merkezi 90.000 nüfuslu olan Iğdır kentinin, büyük,ulu anlamına gelen ismini Oğuz Türklerinin Üçok kolundan gelen ve Oğuz Han’ın torunu olan İğdir Bey’den aldığı kabul edilmektedir.
Iğdır;Ermenistan,İran ve Azerbaycan gibi üç ülke ile sınırı olan şehir özelliği nedeniyle dünyada istisnai bir özelliğe sahiptir.Türkiye,henüz tamamlanmamış olan Boralan sınır kapısıyla İran,1993’ten beri kapalı olan Alican sınır kapısı ile Ermenistan ve 1992’den beri faaliyette olan Dilucu sınır kapısıyla Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti üzerinden Azerbaycan’a açılmaktadır.
Sert karasal iklime sahip Doğu Anadolu bölgemizde yer almasına rağmen çevresinde bulunan Ağrı Dağı gibi yüksek alanlara göre alçakta kalan kuytu konumuyla adeta bir mikroklima oluşturan Iğdır Ovası’nda kurulu Iğdır kentinde yıllık ortalama sıcaklık 11,6 °C'dir.Oysa yalnızca 170 km uzaklıktaki Kars'ta bu ortalama 4,2 °C'dir.Hal böyle olunca Iğdır’da pamuk yanı sıra kavun,karpuz,kayısı ve elma gibi çok güzel meyvalar yetiştirilir.Iğdır kayısısı(=şalak)nın en önemli özelliği büyük,sert ve elips şeklinde olması ve uzun süre dayanmasıdır.
Teorik olarak sınır şehri olmasına binaen sınır ticareti nedeniyle daha fazla gelişmesi beklenirse de mazot kaçakçılığını önlemek için getirilen zorunlu yaptırımlar şehrin daha yavaş bir şekilde gelişmesine ortam sağlamaktadır.