Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan trek71 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 211
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 129,524
Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

racoed' Alıntı:
sayın varyo 72 , hoş geldiniz. öncelikle sakin olun. yanılmıyorsam sizde bu siteye şu an ilk gelenlerdesiniz ,hoş geldiniz. ruhunuzda karvancılık varsa burada öğrenci olarak başlar , belkide zamanla paylaşımlarınızla katkılarda bulunuşunuz .
Sanırım haklısınız,forumu daha çok okumam lazım.Çadırdan,karavan konforuna geçmek isteyen bir acemiyim.Konu hakkında tecrübem yok,yzılanlardan afalladım sadece,baska bir topikte satın alınan karavanın ilk seyahatınde topuzdan çıkıp kazaya karıştıgından bahsedılıyordu,hayretler içerisinde okuyorum.Yanlışım olduysa özür dilerim.
 

Etiketler
Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Sn. Pino Yetkilisi,
Enteresan bir yaklaşımla yanlış tavrınızı düzeltme çabası içindeyken dahi amiyane tabirli kuyruğı dik tutma çabanız samimi olduğuna inandığım yaklaşımınızı ciddiyetten uzaklaştırıyor ne yazık ki. Bu platformda daha öncede farklı firmalar ile ilgili ciddi eleştiriler yapıldı ancak hiçbiri yapılan eleştirileri firmayı bitirmek olarak algılayarak savunmaya geçmedi.Forumdaki hiçbir katılımcının üreticiye bilinçli zarar verecek bir paylaşımda bulunacağını kendi adıma düşünmüyorum. Daha önce ciddi olarak eleştirilen firmalardan birinin sorunu çözmek için 500 km mesafeden aracı alıp kendi atölyesine çekmesine şahit olmuş biri olrak sizinde benzer bir şekilde Behçet Bey ile anlaşmak suretiyle gerek değişim gerekse onarım amaçlı karavanı atölyenize almanız yerinde bir uygulama olacaktır. Sizlerin bizlere ihtiyacı olduğu kadar ,bizlerinde nitelikli ve güven duyabileceğimiz üreticilere ihtiyacımız var.
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

olurmu süleyman bey bakın bu gruptakilerin hemen hemen hepsi karavan imalatına başlayacak ve dünya çapında karavan üretecekler ve onun için daha şimdiden rakiplerini piyasadan çekilmeye zorluyorlar ve hayal mahsulü suçlamalarla ki bunlar da fotoşopla düzenlenmiş fotoğraflarla desteklenerek firmayı köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar ve sonrasında da neler olacak neler.birde böyle mi düşünsem acaba diye aklımdan geçirdim hani.bir olay karşısında önce kendimde kusur aramayı adet edinmişken insanımız nasıl olurda bukadar aymazlık içersinde davranabilir merak ediyorum.son günlerin moda tabiriyle ''siz neyin kafasını yaşıyorsunuz,, diye sormuyor da değil hani insan
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Bahsi geçen üreticinin ne karavanını gördüm ne de kendileriyle tanıştım. Bu yüzden yorum yapmamayı tercih ediyorum. Ancak, Bosch markasının kurucusu Robert Bosch'un felsefesi tekrar tekrar aklıma geliyor. Sadece hatırlatmak istedim.

Robert Bosch, Bosch markasını günümüze başarıyla taşıyan ve bugün hala güncelliğinden hiçbir şey kaybetmeden geçerli olan felsefesini, o günlerde şöyle özetliyordu:

"İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim. Verdiğim sözlere ve ürünlerime duyulan güven benim için her zaman kısa vadeli kazançlardan daha önemli olmuştur."

Robert Bosch
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Konu başlıktan çok uzaklaştığı için geçici bir süre (24 saat) kilitliyorum.
 



Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Merhaba dostlar,

gidişat başlığın dışında geliştiğinden mesajlar serbest muhabbet başlığımıza taşınmıştır.

http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=29998.5880
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Bu başlıkta rastladığım ve bizde hala varlığını sürdürdüğüne şaştığım bence 3 yanlış:

1) Satın aldığımız ülke ürünleri ile endüstrisinin gelişimini sağlarız.

Doğrusu, kaliteli mal seçimi ülke endüstrisinin gelişimini sağlar, olmalı. Kalite sorunlarına rağmen sırf ülke malı diye yapılan romantik terçih, yalnız üreticisine verdiği yanlış sinyallerle değil, ayni zamanda alıcının maddi kaybı ve ülke ekonomisinin erken gelişimini önlemesiyle de zararlı. Son çeyrek yüzyılda açık pazar ekonomisine geçme sonucunda yapılan bütün tecrübelere rağmen bu yaklaşımda ısrar etmek, belli bir yaş gurubu için hala öğretilmiş reflekslerin işlerliğini gösteriyor galiba ?
Alıcısını kaliteli mala kaptıran üreticinin gerçek rekabet ortamında, kendini düzene sokma zorunluluğu ne kadar acımasız olsa da sonuçta kazanan herhangi bir şekilde ülke oluyor. Üstelik eksport olasılığı da gündeme geliyor.
Örnek; otomobil endüstrisi ve benzerleri.

2) El yapımı ürün, seri yapımdan kalitelidir.

Küçük üreticinin anlaşılan nedenlerle yayılmasını desteklediği bu öngörü için bilimsel kaynak gösterilmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Örneğin müzik enstrümanları için doğru olabilecek bu yaklaşım, yine otomobil endüstrisinde geniş anlamı ile iflas ediyor. Yollara bakabilirsiniz.

Önce, Türkiye'de üretilen karavan "el yapımı" değil, bir "tekil üretim". Buzdolabı, kalorifer, klima, tuvalet, panel, v.s. gibi fabrika ürünlerinin sadece sipariş üzeri, montajı. Almanya'da seri üretim yapan birçok firma yanında, böyle üretim yapan onlarca firma da var. Son birkaç senedir ilk defa band teknolojisi ile üretime geçen bir firma ürünlerini ~%15 ucuza satıyor. Forumlarda bu 3 farklı üretimle ilgili kalite farkı açısından, tek bir yazı bile okumadım. Kalite başka yerde saklı olmalı. Kullanılan ürünlerde, üretim denetiminde, kalite kontrolünde, çalışanın kalitesinde, personel yönetiminde v.s. Müşteri memnuniyetinin yönetiminden bahsetmiyorum bile. Bunlar her üç üretim tarzı içinde geçerli. Unutmayalım band üretimine göre, otomatize edilmiş üretimde, diplomalı meslekleri marangoz, elektrik, karoseri olan kişiler ağırlıkta. Ben bizim üreticilerin yerinde olsam reklamımı daha mütevazi yapardım.

Üstelik üretim kavramlarının kullanımı bu kadar basit değil. İlk fabrikasyon üretimlerinden olan piramit taşlarının yapımı bir el üretimi idi ! İkiside seri üretim ürünü olan solar panellerden Çin malı olan birçokları, el ile lehimlendiğinden, robotlar tarafından lehimlenenlere göre daha güvensiz. Prestij yaratması için el yapımı diye fahiş fiatlarla satılan kol saatlerinin dişlileri, gerekli presizyon için yalnızca fabrikasyon üretilebilmek zorundalar.
Buyurun ayıklayın pirincin taşını.

3) Ticaret ilişkilerimin merkezi benim. ( Kanun ve prensipler dışında uymam gereken başka faktör yok yada gerekli değil. Firma olarak, prensipte benim alıcıya değil, alıcının bana uymasını bekleyebilirim. Esnek olmama gerek yok )

Bu başlıkta söz konusu firma, inisiyatifi elden kaçırdı, bence bu hata.
Hatta ele geçirmeye çalışmadı bile daha büyük hata.
Hepsinden daha da büyük hata bunun önemini bile kavrıyamadı. Prensiplerinde ısrar eder bir yaklaşımla, alıcının somut şikayetlerine bilerek cevap vermez bir konumu seçti. Müşteri, yazdıklarının kronolojik gelişimi ve tarzı ile forumda rahatlıkla objektif güven kazandı. Sitenin karavancıların kelime anlamı ile bir forumu olması küçümsendi ise bu hepsinden de daha büyük bir hata. İnternet taramalarında firma adıyla bu başlığın beraberce ortaya çıkmamasına güvenmek, bence bu küçük ve beraberliklerden beslenen topluluğun iç dinamizmini inkar demek.
Üstelik firma reklamı için ağırlıkla bu iç dinamizme güveniyorsa, büyük paradoks !

Bu noktaya (özellikle bu platformda) gelmiş bir gerilimde, artık firma için haklı olup olmadığı asla en küçük bir rol bile oynamıyor. İnisiyatifin müşteri hatta forum katılımcılarının elinden alınıp tamamen tersine çevrilebilmesi firma için kolay ve sonuçta daha da ucuz olabilecek, belki de pozitif bir reklam kapısı aralanacaktı.
Sanırım seçilmiş sessizlik ile bu fırsat kaçırıldı.

Aslında bu durumlar için eskilerin güzel bir prensibi vardı, bilmem hala geçerli olmaması için bir sebep var mı ?

"Müşteri her zaman haklıdır"

Bilmem ben de haklı mıyım ? :smiley:
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Fotoğraflarına baktığınızda albenisi olan,şasisi güvenli (en iyisini yapıyoruz derken markası öne çıkarılıyor)eleştiri yerine, biraz özenle methiyeler düzebileceğimiz bir ürün ,tabir-i caizse (türkçeyi beceremiyoruz ya,arapça yazalım bari :smiley: ) araya gidiyor.Beğenmediği forumu takip etse, müşterilerinin çoğunun buradan bilgilenip yönlendiğini görecek,mobil olsun,çekme olsun panellerin olmazsa,olmazlığını bilecek,buna göre biraz kafa yorup ilerde müşterisine sorun olmayacak,( dolayısıyla kendi kafasını ağrıtmayacak) tavana montajlar için bir iki aparat yerleştirecek,sorun çıkarmayacağından emin olup test etmediği camlar ilk yağmurda onu utandırmayacak,Bu tarz imalatçılarda duymaya alıştığımız,Uçaktan görünmez-bu kadar çatlak su kaçırmaz,idare eder-mantığındaki çalışanlarını farkedip denetlerken prensiplerinden ödün vermeyecek ,biraz ileri gidelim ,müşterilerinin kendisi kadar deneyimli olmayacağını varsayarak,yaşam akülerinin yerlerini hazır bırakacak(denge sorunu Bknz.http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=42120.0 malum 2 akü karavanın istiap haddi kadar ) tüm özene rağmen ortaya çıkabilecek basit sorunlar için iki kişilik bir ekip kurarak Türkiye içindeki karavanları fabrikasına çağırmayacak(Yurt dışı için vize biraz külfet ama ) velhasılı baktımda ,atla-deve değil beklentiler.... O kadar umutsuz vaka olsa Behçet bey avatar resminde hala Pino reklamı yapmazdı.....Laf aramızda hakikaten güzel görünüyor fotoğraflarda....Bu yorumda da Mesut beyi şaşırtacağız belki ancak ,aradığı yanıt Sn Atiladi'nin sorduğu bir soruya verdiği cevapta ; ''Sevgili Atilla, genlerinin önemli bir bölümü Alman normlarına göre mutasyona uğramış birine böyle bir soru sorarsan, cevabı da ona göre biraz detaylı gelecek:''

Read more: http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=105658.150#ixzz3MfDTjVw8
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

"el yapımı" değil, bir "tekil üretim".

Mesut, yazındaki her cümleyi yukardaki 5 kelimen gibi başlık olarak kullanmak mümkün.

Enver Bey, yazdıklarınızı okurken üreticinin aklından ne geçiyordur diye düşündüm. Müşterinin isteklerini, deneyimlerini ve düşüncelerini böyle ilk elden duymak aslında bir üretici için büyük bir fırsat olması lazım.

Karavanlardaki bazı cihazların Avrupa fiyatları Türkiye’ deki kazanç durumuna göre fazla olabilir ama, Avrupalı karavancıda Türkiye’ deki el emeğinin bir kaç katını ödüyor. Tek fark Avrupa’ daki ustanın yaptıği hakikaten “el yapımı”. Aşağıdaki linkte sanıyorum bütün çekme karavanlar tanıtılıyor. Fiyatlarıyla donanımlarını karşılaştırmakta fayda var.
http://www.wildcamper.de/wohnwagen/blog-6
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Değerli Arkadaşlar,
Adım Fatih Şimşek. Endüstri Mühendisiyim. Ankarada ikamet ediyorum.Az çok gezi kültürümüz var, biraz da dağcılık yapıyoruz. Biz de tabi 3 çocukla gezmekten geri kalmamak için bir karavan alalım dedik. Bu sene Pinodan bir karavan sahibi oldum. Hatta kardeşimle beraber 2 karavan aldık. Gezimizi de facebook ve instagramda "talhascaravan" adıyla görebilirsiniz. Yaklaşık 6000 km. 3 küçük oğlum ve eşimle beraber bir tur yaptık.
Malesef Behçet Bey'in yaşadığı gibi bizim içinde bu güzel hobi adına herşey güzel giderken özellikle bu karavan hususu inanılmayacak derecede stres sebebi oldu. Burada karavanın sipariş süreci, teslimi, ruhsat çıkarma işlemleri ve kullanımı ile ilgili olarak söylenecek çok şey var. Ben özellikle Behçet Bey'in misyonuna hizmet etmek adına başka kişilerin benzer durumu yaşamaması için şimdilik karavanda varolan ve firmaya da bildirdiğim teknik problem listesini yazacağım. Bunların bir kısmına firma tarafından uzun bir süreçte cevap dönüldü tabi bunları da anlatacağım. Amacım burada kimseye haksızlık etmek değil herkese hakettiği ne ise o hakkı iade etmek olacak. Bu arada kesinlikle yerli üretimi destekleyen biriyim. Bu anlamda kimi tanıyorsam kendi alanımda destek olmayı da ülkemiz adına hizmet sayarım. Şimdi teknik problem listesini yazıyorum.

Arıza olarak görülen konular : (Tabi bunlar benim arıza olarak gördüklerim firma hepsini arıza olarak görmüyor)
1. Karavan yan duvarları, karavanın satışı anlamında ciddi problem olacak şekilde kabardı, diğer pinolarda bizim karavandaki durumu göremedim.
2. Banyo kapısı açılıp kapanma sıkıntısı olduğundan aparatlar çıkartıldı, çünkü aparatlar birbirine denk gelmeyecek şekilde takılmış ve içerden kapatılamıyordu. İç tarafa içerden kapatabilmek için aparat takıldı.
3. Ahşaplara sürülen vernik benzeri malzeme sıcaktan dolaplara koyulan elbiselere yapışıyor. Dolaplar kıyafetlerin rengini alıyor. Aynı zamanda masaya da sıcak bardaklar yapışıyor.
4. 2-3 dolap kapağı yamuk durduğu için yolda açılıyor.
5. Su giderine eğim verilmediği için mutfak pis suyu banyodan çıkıyor (bu iğrenç bir durum), buraya ilave takozlar takılarak problem çözüldü. Bu sırada tatilin ilk haftası banyo ve mutfak suyu kullanımından dolayı çıkan bu problem sebebiyle çok tatsız durumlar yaşandı.
6. Banyo gideri hatalı üretildiği için karavanı 3-4 kez su bastı, alt döşemenin içi de ıslanmış oldu, ve seyahatin ilk haftası maalesef bu arızları çözmeye uğraştık. Buranın tesisatı tamamen sökülüp yenilenerek problem çözüldü.
7. 12 volt regülatör çok sesli çalışıyor. 12 V sigortaları indirilse dahi çalışmaya devam ediyor(yani ihtiyaç yokken dahi). 12 volt direk solar şarj regülatöründen de alınabilirdi.
8. Tüp yeri hava almamasından dolayı tehlike oluşturuyor, buraya matkapla delik açıldı ancak yine de daha büyük bir tüpün karavanın dışına ön tarafa takılması gerekiyor. Bu tedirginlikten dolayı karavanın ocak ve şofben kullanımı sonrası her seferinde tüp kapatıp açma sıkıntısı oluyor.
9. Tüp tesisatı yapılırken borular gereksiz uzun tutulmuş (1,5 metreden sonra emniyet riski olmasına rağmen hatta, buzdolabının altındaki küçük dolapta bu yüzden verimsiz hale gelmiş.
10. Banyo lavabosu sıkılmamış ve oradaki malzemenin yalıtımı yapılmamış, dolayısıyla her banyo kullanımında tüplerin olduğu kısma buradan da boru tesisatından tüplerin olduğu yere su akıyor. Tatil boyunca bir bezle sürekli burayı kurulamak durumunda kaldık.
11. En büyük problemlerden biri de karavan yalıtımının zayıflığı, yaz mevsiminde dahi battaniye hatta elektrikli kalorifer kullandık. Bunun en büyük sebebi cam lastiklerinin şuan tamamen süs olarak durması, yani pencere lastikleri pencerelere oturmuyor. Dolayısıyla buradan rüzgar giriyor ya da içerdeki sıcaklık korunmuyor. Aynı zamanda lastiklerin karavan kasasına oturtulmasında da uyumsuzluk var. Yani karavanın karavanın pencere kasasının köşe eğimleri ile lastik montajı eğimleri birbirinden farklı. Cam oturmamasının yol açtığı bir diğer problem ise stabilize yollarda karavanın içinin tamamen toz ile dolması ve karavanın camlarının içi de neredeyse dışı gibi tozla kaplanıyor. Yani karavanın temel işlevlerinden birisi olan yalıtım konusu şuan çalışmıyor.
12. Buzdolabı havalandırması gerekli ancak dolabın ön tarafındaki ahşap ile dolabın yerleştiği iki kenar birbirine çok uzak, rüzgarlı bir havada karavanın içinde vantilatör varmış gibi dolabın altından rüzgar direk olarak giriyor. Karavanın içi aniden soğuyor.
13. Karavanın ahşap işçiliğinde atlanmış noktalar, birbirine özensiz oturtulmuş yerler çok fazla. Hatta depo ile olan aradaki ahşap ile depo arasında boşluk var bu da yalıtım için olumsuz unsur.
14. Depo kapakları yıkarken su alıyor buraya da kapıdaki lastikten takılması gerekiyor.
15. Gece yatağa dönüşen masanın süngerleri çok büyük kesilmiş ve yerleştirmek çok zor oluyor. Bunlar en azında iki cm daha kısa olmalı ki yatak yaparken rahat yapılabilsin.
16. Süngerlerin uzunluğundan dolayı ve katlanan masanın ayağının çok ciddi bir güç uygulayarak gürültü ile katlanmasından dolayı yatak açmak ciddi problem haline geliyor. Bu daha pratik olmalı, bu işlemi yaparken insanın belini ağrıtmaması işten bile değil. Zaten masada yerine çapraz oturuyor ve metal aparatı her seferinde fazla kasıyor.
17. Depo kapakları alta açılıyor, sadece anahtar ile açıldığından sürekli anahtar aramak gerekiyor. Anahtarsız ayrıca bir kilit olmalı ve anahtar sadece kilitlemek için kullanılmalıdır. Aynı zamanda bu kilitler çok sağlam görünmüyor ve kapağın yolda açılması ciddi problemlere yol açabilir. Bu kapakların yukarı açılması daha mantıklı olabilir. Zaten engebeli yerlerde karavanın bu kapakları yere çarpıyor.
18. Mutfaktaki fan hiçbir işe yaramıyor bunu bence hiç takmasanız da olur sadece ses yapıyor. Zaten dışardan elinizi tutarsanız siz de dışarı gerekli havayı atamadığını göreceksiniz.
19. Karavanda hiç reflektör yok! Stop lambaları da reflektörsüz.
20. Karavanın önü 60 kg ağırlık basmıyor. Çok az ağırlık bastığı için karavan normal halinde arabayı çok sallıyor. Ancak karavanın deposu eşya dolu ve su deposu da yarı dolu iken arabayı sarsmayacak bir ağırlığa erişiyor. Statik kontrolü hem sağ sol hem ön arka anlamında yapılmalı.
21. Karavanın arabaya takılan elektrik kablosu fazla uzun dolayısıyla yere fazla yakın gidiyor.
22. Su tesisatı borusu su kaçırıyordu, 3’lü ekleme yerinden buradaki kelepçeler sıkılarak problem çözüldü.
23. Hidrofor aşırı sesli çalışıyor, gece su açamayacak kadar rahatsız ediyor. Hidroforun marka modelinden kaynaklanıyor olabilir. Çünkü başka karavanlarda bu kadar ses çıkmıyor.
24. Ben karavana folyo yapıştırma istememe rağmen folyo yapıştırıldı. Ancak bu folyolar transfer kağıdı kullanılmadan yapıştırılmış ve karavanın üzerinde kesilmiş dolayısıyla karavanın dış yüzeyi derin şekilde maket bıçağıyla çizilmiş. Biz bazı folyoları çıkardığımızda bunu gördük. Ancak alttaki büyük alanların kenarları da çizilmiş bu işlemin diğer pinolarda da aynı şekilde yapıldığını gördüm. Maalesef fabrikadan sıfır çıkan karavanlar (sokakta birisi eline alıp maket bıçağıyla karavanımızı çizse ne yaparız !) çizik olarak çıkıyor.
25. 220 V elektrik girişi tekerin hemen arkasında en çok çamur yiyen yere yapıldığından ve herhangi bir kapağa da sahip olmadığından içi çamur doluyor. Bu aynı zamanda yolda giderken kısa devreye de yol açabilir.
26. Karavanın alt köşeleri fabrika çıkışında vurulma vb sebeplerden dolayı darbe aldığı ya da köşebentlerin çapraz kesildiği görülüyor. Buralarda açıklıklar var.
27. Karavanın kenarlarında alüminyum köşebent ve diğer bazı birleşme noktalarında rastgele mastikleme yapılmış. Bazı yerlere yapılmış ama bazı yerlere hiç yapılmamış.

Tasarım ve ekipman olarak öneriler :

1. Banyo kapısı tasarımında problem var, içerdeki örtü kapalı olsa dahi kapı kasanın dışında kaldığı için duş alırken kapıya gelen su karavanın içine akıyor.
2. Üst havalandırma kapağı çok sesli açılıp kapanıyor.
3. Karavanda stepne lastik yok!
4. Yatarken masanın takıldığı metal aparat keskin olduğu için çocuklar için sıkıntı oluşturuyor. Buraya çocuk uyurken kafası vurduğu takdirde çok ciddi problemlere yol açabilir.
5. Maalesef karavanın alırken de konuştuğumuz su deposu konusu kullanımda işlevsel değildir. Çünkü deponun 25 litrelik kısmı kullanılamıyor. Depo bu şekilde 75 litreye düşüyor. Bu noktada su bittiğinde de hidrofor çalışır kalıyor. Kesinlikle su girişi deponun dibinden olmalı.
6. Su deposu kapaklardan dışarı çıkmıyor, temizliği nasıl yapılacak, üst kapaktan içeri el girmiyor.
7. Banyo havalandırması yetersiz geliyor burada daha büyük bir pencere ya da fan olmalı, banyonun tabanı ıslandığında günlerce kurumuyor.
8. Karavanın her yerinde çok fazla pino yazıyor, folyolar sökülebiliyor. Ama öndeki kabartma gereğinden büyük sanırım dünyada örneği yok. Bu rahatsız edici bir durum. Eğer bu doğru bir pazarlama yöntemi olsa idi diğer markalar da uygulardı.
9. Perdeler çok kısa pencereleri zar zor kapatıyor.

Şimdi bunlar benim sıkıntı yaşamama sebep olan noktalar. Hepsi arıza kapsamında olmayabilir zaten bunları tasarım önerisi olarak belirttim. Bu soruların bir kısmın da cevap aldım onları da paylaşacağım elbette. Aynı zamanda karavan ruhsat işlemi ile de ilgili olarak ayrı bir başlıkta süreci anlatmam gerekcek sanırım. Ayrıca fotoğraflara da yer vereceğim.
Yalnız yaklaşım olarak Behçet Bey'den ayrılan noktamız tüketici hakkı olarak gerekenleri yapmamız. Çünkü kamp alanlarında beni sürekli karavanın sağını solunu tamir etmeye çalışırken gören karavan dostlarına söylemeye utanmama rağmen 25.500 TL gibi 410 Pino'ya bir bedel ödedik. Kişisel olarak yaptığım diğer enerji, ısıtma vb donanımlar ile 30.000 TL ye karavanı malettik. Yerli üretimin gelişmesi için öncelikle tüketici mevzuatına uygun iş yapabilmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Ben sizlere karavan alma niyetimizden itibaren sıra ile deneyimlerimizi paylaşacağım. Konumuzda zaten bu. Aynı zamanda firmanın sürekli olarak telafi sözü vermesi de bir yere kadar insanı tatmin eder, çünkü mesele burada karavanın kendisinden çok geçen zamanınız. Yılda bir kez o da yapabilirseniz tatil yapıyorsunuz. O vakit de böyle geçtikten sonra hatanın telafisi ne kadar tatmin eder sizi. Evet karavanı belki tamir ederseniz olmadı iade edersiniz ama geçen vakti geri döndüremezsiniz.

Bu arada Pino veya diğer markalardan bağımsız olarak sadece gezi tecrübemize dayanarak şunu söyleyebilirim. Eğer karavanı bir yere çekip 2 ay kalmayacaksanız. Gerçekten gezme amacı ile çekme karavan alıyorsanız. Benim tur esnasında gördüğüm mutlu karavancılar yabancı karavanlar ile yola çıkan karavancılardı. Onlar anı yaşarken biz bildiğiniz yaşam mücadelesi veriyorduk. Bu karavan bir zorunluluk değil biraz zevk, eğlence ve macera işi. Bu sebeple bunu ya eğlenerek yapacak aracınız olmalı ya da hiç yapmamak en hayırlısı :smiley: Ya da bizim gibi elde takım çantası o nalbur senin bu nalbur benim dolaşırsınız. Hobiniz macera ve gezi değil atölye çalışmasına dönebilir. Tabi bunun da öğretici yanları yok değil. Behçet Bey gibi karavanlı gezginden çok, karavan yapım bakım uzmanı olduk. Elbette bu tercih edilir bir durum değil özellikle de çocuklarınızla geçirmek istediğiniz zamanı çalarak.


Zahmet edip okuduğunuz için teşekkür ederim. Yazıya vakit ayırmaya çalışarak devam edeceğim.

saygılar sevgiler
 



Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Öncelikle geçmiş olsun,söylenecek herşey daha önce bu konuda defalarca söylendiği için ,malesef söyleyecek söz bulamıyorum,umarım herşey düzelir,herşeyi detayıyla yazmanız çok güzel,firma özeleştiri yapma imkanı bulacaktır,tekrar geçmiş olsun,umarım bundan sonrası güzel olur
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

çok çok çok geçmiş olsun ve ailenizle daha güzel vakit geçireceğiniz zamanlar sizlerin olsun inşallah
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Bu sorunlar,yerli üretim yapan tüm firmalar için geçerli,yabancı karavanların tamamıda çok kaliteli değil,sorunsuz gezi için sanırım marka olmuş,isim yapmış karavalar tercih edilmeli...
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Pino karavan'dan bir çekme karavanı emanet alıp iki arkadaş bu senenin mayıs ayında yaptığımız Kapadokya gezisi http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=102855.0 sonrası karavanın beğenmediğim yönlerini


Gelelim bize göre Pino karavanın eksilerine
Denediğimiz modelde yolda hızınızı 90 km üzerine çıkardığında yoldan çıkma eğilimi gösteriyor.
Yine kullandığımız bu eski modelde lastiklerin C tipi yük lastiği değilde R tipi olması eksi puan
Yeni nesil çekme karvanların hepsinde standart olması gereken kasetli tuvalet yerine portopotti tuvalet bu güzel karavana yakışmıyor.
Ön kısmın yuvarlatılmış forumu yakıt sarfiayatını azaltması bakımından olumlu ancak burada bir deponun olmamasını olumsuzluk.
Ön yatak altı deposuna konulan 100 lt lik su deposu yüklemeyi gereksiz yere zorlaştıracak şekilde konmuş .Depo bu boyuttaki bir çekme karavan için oldukça büyük.Karavanın dengesi düşünüldüğünde arka oturma gurubunun altına konuşlandırılması daha uygun olur.
Karavan içinden ön yatak altı depo alanına ulaşmak küçük dolap kapağı sebebiyle oldukça zor.
Kullandığımız bu modelde su deposunu dışarıdan doldurmak için kapak olmaması bir handikap.
Mutfak tüpünün piknik tüpü olması uzun gezilerde bir sorun.

Şeklinde sıraladığım için rahat konuşabilirim.Türk malı çekme karavanlar içinde bana göre en iyisi olan bu markanın yanında diğer Adapazarı imalatı çekme karavanlar çok daha geride kalıyor.Taman Pino'yu bu kötü imalatları için eleştirelim ancak bu olumsuzlukları telafi etmeleri içinde teşvik edelim.

Bence yapmaları gereken imalat hatası bu karavanı geri alıp yenisi ile değiştirmeleri.Eleştirilere kulak vermelerini tavsiye ediyorum.Türk imalatçısı olarak en iyisi olarak gördüğümüz bu firmanında ayakta kalması, bu hatalarından ders alıp üzdüğü müşterilerinin gönüllerini alması en büyük temennim.Yoksa elimizin altında eli yüzü düzgün imalatçı kalmıyacak.

Sevgili Faruk abiye bunu daha önce telefon ile yüzünede söylediğimden burada yazmakta bir beis görmüyorum.Pino markasına yapılan eleştirileri üzerine alınıp savunma pozisyonuna geçip kendi doğrularının karşı tarafa dikte etmeyi bırakıp şu inatçı ihtiyar modundan bir an önce çıkması kendi hayrına olacaktır.
 

Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Fatih Beyin yazısını okudum. İsmimiz aynı olduğu gibi kaderlerimiz de benzer.
Bu başlık Pino için açılmış durumda ve onların imalatları üzerinden gidiyor. Ancak Pinonun haricinde üretim yapan diğer karavancılar neredeyse hiç gündeme bile gelmiyor ve onlar da tam siper durumundalar. Tık yok ve sesleri solukları bile çıkmıyor. Onların üretimleri Pinodan çok mu iyi. Bence bu bağlamda pinoya haksızlık ediyoruz gibi gelmeye başladı. Pinoyu öldürdük astık infaz ettik ya diğerleri. Herhalde pinonun durumuna kıs kıs gülüyorlardır.
Fath beyin yazdığı teknik sorunların neredeyse % 90'ı benim karavanımda başıma gelenlerle birebir örtüşüyor. Tek fark benim ödediğim ücretin Fatih Beyin bir tık daha altında kalması.
Lütfen pinoya yüklenirken bir kez de bu doğrultuda değerlendirerek dğer tatlısu balıklarını unutmamak.
 



Ynt: Hikayenin Sonu (pino Karavan Bizi Nasıl Delirtti!)

Sevgili Tifa, biz zamanında tercihini Pino'dan yana kullananlar olarak reklam ve beyanlara güvenerek diğer üreticileri aynı klasmanda degerlendirmedigimizi söyledik. Kötüden emsal olmaz ayrıca. Burada "diğerleri iyi mi ki Pino iyi olsun" gibi bir yaklaşım işi sulandırmak olur bence. Pino zaten kendisi diğerleriyle aynı kulvarda olmadığını söylüyor. Derlerse ki "yok aslında birbirimizden farkımız" o zaman susalım. Erba'yı neden begenmedigimi başta anlatmıştım; ama onları neden fazla eleştirmediğimi de belirtmiştim.

Bir Erba, Sally, Başoğlu alınca neyle karşılaşacağınızı az çok bilirsiniz. Ona göre para ödersiniz. Pino alınca neyle karşılaşacağınızı bilemiyorsunuz. Çogunlukla Passat fiyatına Dacia görünümlü Murat 124 alıyorsunuz.

Pino'dan memnun olmayan benzer durumdaki çok kişi "firmayla aramız bozulmasın" diyerek ön plana çıkmıyor. Bunu da anlıyorum. Benim gibi az sayıda "kimseye eyvallahı olmayan" müşteri de çıkıp gerçekleri yazıyor.

Pino da hala müşterilerden ve dostlarından gelen açık-kapalı uyarılara rağmen bildiğini okumaya devam ediyor.

Tam bir MBA Case Study!
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,745
Mesajlar
1,523,082
Kayıtlı Üye Sayımız
166,561
Kaydolan Son Üyemiz
Alkan033

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst