Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mayıstosböce Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 191
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 107,149
Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

Bu fotoğraflardan sonra, nette aramaya başlıyorum bu güzel kamperi; belki daha çok fotoğrafı vardır...

Yatak ayrı bir güzel, sobası da; odunluk ne o öyle yaa, fincanlar ve tava çivilere asılmış, masa ve sandalyeler ne şirin!... :smiley:

Velhasıl, niyettir asıl olan; gerisi, laf-ı güzaf... ;)

Cavid Sezen
 

Etiketler
Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

Sade yaşamak eşyaları azaltmak adına güzel bir keşif.
Video yu mutlaka izlemek gerekiyor.

http://www.kickstarter.com/projects/964689693/nomad-simple-modern-mobile-furniture

Screenshot_5.png


Screenshot_4.jpg


Screenshot_3.jpg
 

Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

mayıstosböce' Alıntı:
Sade yaşamak eşyaları azaltmak adına güzel bir keşif.
Video yu mutlaka izlemek gerekiyor.

http://www.kickstarter.com/projects/964689693/nomad-simple-modern-mobile-furniture

Bulent hocam acikcasi aslinda esyalari degil esyalarin tasinirken kapladigi alani azaltmis oluyoruz. Acikcasi bana sadece kapitalin yeni bir satis stratejisini andiyor. Ozellikle cevresel duyaraliklarin giderek attigi gunumuzde, bazi materyaller geri donusturulmus materyallerden kullanarak bakin cevreyede duyarliyiz denililiyor. Acikcasi ne yazikki IKEA nin basite indirgenmis ve cevreye duyarli hali. Sonucta su anda bu genc arkadasin bu projeyi hayata gecirebilmek icin para ihtiyaci var. Bu yuzden sanki geri donusum ve sadelige vurgu yapmis gibi geldi bana.

Sonucta tamda yukardaki soruya donuyoruz "Kapitali bulurken yaşadığımız süreçde bir okadar önemlimidir acaba?"

Peki ya sonrasi? Bu genc arkadas hedefledigi yardimlari toplar daha sonrasinda bu isi kurarak binlerce, yuz binlerce satis yaptiktan sonrada, gercekten cevreye bu kadar duyarli olmaya devam edecekmi?

Ayrica bu malzemeleri uretirken cevreye zarar vermeye devam etmis olacak. Cunku her ne kadar malzemeleri ger donusturerek kaynak kullanimini belli olcude azaltsalarda, geri donusum tesislerininde belli miktarlarda karbon ayakizi (Carbon footprint)'i vardir. Bu yuzden hem kapital duzenin insani surukledigi surekli alis veris yapma duzeninden siyrilmak ve cevreye zarar vememek icin yapilmasi gereken esyalari azaltmak, almamak, 2. el esya kullanimini yayginlastirarak hali hazirda uretilmis olan bir malzemeyi ayni amacla yada farkli amaclarla bir cok defa kullanmak ve en sonunda geri donusum gelir.

Biraz uzun ve karisik oldu ama ozetle bu tip girisimler bana cevreci duyarliliklari kullanarak para kazanma girisimi gibi geliyor.
 

Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

Bulanı tanımadığımız için kapitalist açıdan bakabiliriz tabi ki Melih.
Eğer insanlara bu tarz bir malzeme kullanımını düşündürebilirse bence baya büyük bir iş başarmıştır.Sade yaşam tüketim toplumu olmama bence bir küçük itme ile başlanacak bir durum.Ben ne yapıyorum,niye alıyorum diye soru sorduracak her obje,her fikir bence bu düzene karşı atılmış bir hamledir.
 

Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

"Ben ne yapıyorum,niye alıyorum diye soru sorduracak her obje, her fikir bence bu düzene karşı atılmış bir hamledir."

Tebrikler.
 



Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

Topikten 4-5 sayfa okudum, yeniyim ve yanlışım varsa affola. Ama sanki topiğe yazarak sadelik özlemi içinde olanlar hep erkek gibi geldi bana :smiley: Tüketim toplumunun ana hedefi olan kadınlara bu felsefeyi kabul ettirmek biraz daha zor gibi. Kadına kabul ettirmek zor oluncada, dişi kuşun yaptığı ev hiç bir zaman sadeleşemiyor. Tabii o dönemde sadelik bir moda trendi değilse. ;D
 



Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

Bana derler sen komünistmisin diye bende keşke olabilsem derim,egolar,ben merkezcilik,banane bu sürüden cilik varken olamam zaten.O kadar üst düşünce,egolardan sıyrılma ve paylaşımcılık, şahsi fikrim eğitimle yada dünyayı tükettiğimizde olabileceğine inanırdım.Meğer ki hiç biri şart değilmiş...

[size=10pt]Komünist kayıp Türkler, Dukha'lar[/size]

Moğolistan Kuzey sınırındaki Sayan Dağları yamaçlarında yaşayan ve Türkçe konuşan ‘Dukha’ adlı toplulukla ilgili haberler, Atlas
Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek ile Yeditepe Üniversitesi Kültürel antropoloji Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi olan Selcen
Küçüküstel’in sunumuyla medyada yer aldı.

Kayıp Türkler diye medyada gündem olan Dukha’ların doğayla barışık, özel mülkiyetin olmadığı komün yaşantıları ‘on bin yıl önce insanlık nasıl yaşıyorsa öyle yaşıyorlar’ diye hayranlık ve birazda günümüz dünyasının stres ve tüketim toplumuna nazireyle ifade edildi.

Yönetici sınıfının olmadığı Dukha toplumunda eşitlikçi ilişkiler var. Suç işlenmiyorlar. Kadın erkekten ya da erkek kadından üstün değil. Nesli tükenmekte olan ren geyiklerinin sütü ile beslenip yabani meyveleri toplayarak yaşıyorlar. Göçebe topluluk avlanırken bile ihtiyaçları dışında doğaya zarar vermekten kaçınan Doha’lar aynı zamanda şaman inancına da sahipler. Doğaya zarar vermekten kaçınan Doha’ları
anlatılırken ‘kirlenmesin diye nehirlerde ellerini bile yıkamıyorlar’ derken nehirlere ve göllere inançları gereği saygı duydukları da ifade ediliyor.

Dukha’ların inancı Tengricilik ya da Göktanrı dini olarak biliniyor. Tengri’ye ibadet etmenin yanında Animizm, Şamanizm, Totemizm bu inancın ana hatlarını oluşturur. Bu inancın kalıntılarını bugün Moğollarda (Lamaizmle birleşmiş şekilde), ve bazı hâlâ doğaya bağlı göçebe yaşam tarzı sürdüren Türk Halkları’nda, örneğin Altay-Türkleri ve Yakutlarda bulmak olasıdır.

Tengriciliği çoktan bırakmış halklarda bu inancın birçok unsuru geleneksel kültür olarak hâlâ sürmektedir. Örneğin ağaca çaput bağlama gibi gelenekler ve Türkiye Türkçesindeki “Utançtan yedi kat yerin dibine girdim” deyimi gibi. Dini ne olursa olsun tüm Türk ve Moğol uluslarda Şamanist ya da Tengri dönemi gelenekleri görmek olanaklıdır. Ölen birinin arkasından yapılan yedisi, kırkı, 52’si gibi törenlerde bu bağlamda örnek olarak verilebilir.

Asya’da yaşayan Türkleri inceleyen İndiana Üniversitesinden Profesör Denis Sinor, Tunguz kabileleri ve Yukagir’lerin Tunç çağı evrelerinden beri Kızılderililerle ortak bir kültüre sahip olduklarını tespit etmiştir. Savına dayanak olarak; huş ağacından oyulmuş kayıklar, deri, ağaç kabukları örtülerek yapılmış barınaklar ya da Kızılderililerin yarı küresel (Wigwam) veya konik(tepec) çadırları tipinde ortak kültür, önünde yarık bulunan hafif giysi türleri, makosenler, karlı ormanların temel ulaşım aracı kayak gibi donanımları öne sürer.

Neyse, komünal biçimde yaşam süren Dukha halkı ile ilgili yazıyı hazırlarken, inaç sistemlerine dair araştırmayla Kızılderililere kadar vardırdık işi...
Küreselleşen dünyanın acımasız sömürü/ekonomi politikaları, kirli siyaset/politika oyunlarının dışında adeta alternatif yaşam süren Dukha’lara selam olsun...



http://blog.milliyet.com.tr/Komunist_kayip_Turkler__Dukha_lar/Blog/?BlogNo=386736&ref=milliyet_anasayfa

http://www.youtube.com/results?search_query=kay%C4%B1p+t%C3%BCrkler+dukha+halk%C4%B1&oq=kay%C4%B1p+t%C3%BCrkler+dukha+halk%C4%B1&gs_l=youtube.3...37108.42365.0.43523.14.13.0.0.0.0.0.0..0.0...0.0...1ac.1.
 

Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

mayıstosböce' Alıntı:
Cavid hocamın uyarısıyla bu sevimli kamyonu buraya da eklemeyi uygun buldum.
Kahrolsun kapitalizmin şişirdiği egolar bak amcam ne güzel karavan yapmış yatağı evimizde bile yok :D

Bulent hocam gecen gun bu araci televizyonda izledim. Aslinda ne yazikki dusundugumuz gibi masumca yapilmis bir karavan degilmis. Bunu ogrendigimde biraz icim burkulmadi degil dogrusu. Karavani yapan genc bir arkadas ve farkli arayislarda olanlara geceligi 60 pounddan konaklamak amacli kiraya veriliyormus. Oradaki konu biraz gecti ama aslinda aslinda donup dolasip kapitalizme hizmet ediyor. :smiley:

Programi merak edenler icin programin adi George Clarke's Amazing Spaces. Karavan yapmak isteyenlerin mutlaka izlemelerini oneririm cunku program kucuk mekanlara maksimum kullanim getirmek uzere kurgulanmis bir program ve bu yuzden Ingiltere'den ve dunyanin degisik yerlerinden uygulanmis ornekleri gosteriyor.

Buradan bolumlerini izlemek mumkun fakat Turkiye'den acilmayabilir bu yuzden belki bilenler DNS yada IP adresi degisikligi ile izleyebilirler.

http://www.channel4.com/programmes/george-clarkes-amazing-spaces/episode-guide/series-1
 



Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

Pratiğe geçmiş bir sade yaşam örneği daha.Gazetelerde çıkan haberin aynısını yayımlıyorum ama ingilizce olan sitede daha ayrıntılı bilgiler var merak eden oradan okuyabilir.


Emma Orbach bir müzisyenin kızı. Ebeveynleri Emma’yı ülkenin en pahalı yatılı okullarından birine göndermişler. Emma ardından Oxford’da başladığı Çince eğitimini dereceyle tamamladı. Böyle bir başlangıcın ardından hayatta ne isterse elde edebilirdi. Oysa Emma çok farklı bir yol seçti. Ormanda kendi inşa ettiği evinde, teknolojiden uzak bir hayat sürmeyi tercih etti.
2 keçisi, 7 tavuğu ve 2 atıyla birlikte modern hayattan izole bir şekilde yaşayan Emma Orbach, bu şekilde yaşamanın kendisini mutlu ve huzurlu hissettirdiğini söyledi.

Eski kocası ve çocukları şehirde komforlu evlerde yaşayan Emma, nehirden su taşımayı, odun kesmeyi, sebze yetiştirmeyi, tavukları ve keçileriyle ilgilenmeyi seviyor.

Peki Emma, elektrik ve su tesisatı olmadan nasıl yaşıyor?
‘Kahvaltıdan sonra hangimiz piyanoyu kapacak diye yarışırdık. Anne ve babam fazlasıyla ilginç insanlardı. Babam vicdani retçi idi. O öldükten sonra annem bir sanat kolejinde kütüphaneci olarak çalıştı. Şu an 82 yaşında ve hala kasabada yaşıyor. Çocuk olarak, materyalist bir yaşam anlayışından uzak tutulduk. Genellikle kırlarda gezerdim. Çiçekleri ve doğayı çok seviyordum. Kardeşlerimle yemeklerimizi ağaçların üzerinde yerdik. Gerçekten özgürdük. Herkesin yaptığını yapmak zorunda hissetmediğim için şükran duyuyorum. Bu hissi her zaman bir prensip olarak korudum. Bugün hayatıma dair her şey beni mutlu ediyor. Bir ormanda uyanmaktan, geceleri gökteki yıldızları izlemek, doğayla iç içe yaşamaktan mutluyum.’

Emma, medeniyetten uzak bir yaşam sürmesinin sebebinin ‘dünyaya daha az zarar vermek’ olduğunu söylüyor. Tuvaleti evinin hemen yanıbaşındaki ormanda bulunan derme çatma bir delikten ibaret olan Emma, ‘Lağım sistemi, kendi pisliğinizin sorumluluğunu almamanızdan başka bir şey değil. Pisliğinizi kendinizden uzaklaştırıp denize döküyorsunuz’



http://www.dailymail.co.uk/news/article-2254397/Oxford-graduate-quit-mainstream-society-live-hobbit-style-existence-mud-hut-Welsh-hills.html

http://www.youtube.com/watch?v=nuPQldFfBZc

article-2254397-16AD4CD2000005DC-269_964x339.jpg


oxford-dan-mezun-oldu-ama--emma-orbach-oxford-universitesi-1342890.jpg


oxford-dan-mezun-oldu-ama--emma-orbach-oxford-universitesi-1342893.jpg


oxford-dan-mezun-oldu-ama--emma-orbach-oxford-universitesi-1342894.jpg


Screenshot_10.jpg
 


Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

Konuya şöyle bir katkıda bulunayım ;

http://tvarsivi.com/antalya-alakir-vadisinde-yasayan-ciftle-soylesi-yapiliyor-16-09-2012-izle-i_2012090476362.html

http://www.aymavisi.org/makale/Cadde'den%20Bostan'a%20Yeni%20Hayat.html

Yine şehir hayatı ve getirilerinden bıkmış, doğada yaşamaya karar veren ve şehire ait herşeyi hayatlarından çıkaran insanların öyküsü.
 

Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

Şemsiye tamiri ve tüketim toplumu

10 Ocak 2013, 12:46

Tayfun Özkaya
tayfun.ozkaya@yurtgazetesi.com.tr

Şemsiye tamiri ile ekoloji ve sömürü arasında ilgi var mı sizce? Bence var. Artık şemsiye tamir ettirenler azaldı. Tamir ücreti 5–6 TL. Hâlbuki 5 TL’ye Çin malı şemsiye var. Tabii bunlar en fazla bir iki yağmur dayanabiliyor. Biraz daha iyileri de fazla dayanmıyor. Öte yandan kaliteli bir şemsiye tamirlerle 30 yıl bile dayanıyor. Bazıları yılda birkaç şemsiye almayı daha kârlı buluyor.

Bu iki davranış ne gibi sonuçlar doğuruyor. Kaliteli bir şemsiyeyi 10 yıl kullanan bir kişiye karşılık diğerleri bu süre içinde on, bazen yirmi şemsiye kullanıyor. Çoğu Çin’de üretilen bu şemsiyeler nasıl bu kadar ucuz olabiliyor? Bunun nedeni, iki konuda sömürüye yol açması. Birincisi çevreyi sömürme. Bu ürünler için çelik vb. maddeler ve enerji üretilirken ve kullanılırken çevreye hiç dikkat edilmiyor. Bu kullan at sistemi nedeniyle en az on misli malzeme ve enerji kullanmak gerekiyor. Bu da küresel ısınmayı arttırıyor. İkinci sömürü alanı ise emek. Çalışan işçilere çok düşük ücret ödeniyor.

Diğer yandan bu şemsiyelerin taşınması için de daha fazla yakıt kullanılıyor. Şemsiye tamir ettirmediğinizde bu konunun ustaları küçük dükkânlarını kapatıyorlar. Bunların gelir kaybı da önemli. Ülke olarak şemsiyeler için yurtdışına ödediğimiz döviz de artıyor.
Aslında bu kullan at sistemini destekleyen başka gelişmeler de var. Sitelerde dikkat ederseniz sadece büyük alışveriş merkezleri oluyor ve küçük dükkânların bu sitelerde oluşması daha tasarım aşamasında engelleniyor. Şemsiye tamircileri bu merkezlerde dükkân kiralayamayacağına göre tamirci bulmak zorlaşıyor.

Aslında kaliteli bir şemsiye alıp epeyce bir süre kullanmak sık sık şemsiye kaybetmiyorsanız daha ekonomik. Dahası kalitesiz şemsiyelerle yağmurda ıslanmak riski de hayli fazla.
Tüketim toplumu insanlardan sürekli daha fazla tüketim yapmalarını istiyor. Bu, planlanmış bir şey. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD Başkanı Eisenhower’in bir danışmanı “tüketim maddelerinin artan bir hızla tüketilmesi, yenilerinin alınması ve çöpe atılmasına ihtiyacımız vardır” demiş. Bu amaçla reklamlarla insanlarda satın alma istekleri teşvik ediliyor. ABD’de her hangi bir insan günde 3000 reklam mesajı alıyormuş. Tüketimi sağlama almak için planlamış bir şekilde ürünlerin çabuk eskiyecek veya değiştirilecek şekilde üretilmeleri gerektiği de ileri sürülmüş. Brooks Stevens adlı bir endüstri tasarımcısı planlanmış işe yaramama diyebileceğimiz bu kavramı “tüketicide daha yeni ve daha iyi bir şeyi, gerektiğinden daha önce satın alma arzusu yaratmaktır” şeklinde tanımlamış. (Vance Packart, The Waste Makers, 1960)
Dikkat ederseniz dayanıklı tüketim malları artık çok çabuk eskiyor. Sık sık şemsiye değiştirenlerin kaliteli bir şemsiyeyi yıllarca kullanana göre daha fazla çöpe katkıda bulunduğu açıktır. Hatta bunlar şemsiyeyi bozulduğu noktada hemen sokağa fırlatıyorlar.
Bireysel olarak yapacaklarımız var bence. Kaliteli bir şemsiye alalım ve tamircilerin dükkânlarını öğrenelim. Türk Standartlar Enstitüsü’nün şemsiyelerde kalite açısından bir temel çizgi çekmesi de yerinde olur ama yapacaklarını sanmam. Bunların köklü bir şekilde gerçekleşmesi için doğa ve çalışanı sömürmeye son veren bir sistemin uygulanması gerektiği açık. Şemsiye deyip geçmeyin, orada bütün sorunları buluyoruz.

**********************************************************************************************************************
Alıntı: http://www.yurtgazetesi.com.tr/semsiye-tamiri-ve-tuketim-toplumu-makale,3087.html

Cavid Sezen
 

Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

“tüketim maddelerinin artan bir hızla tüketilmesi, yenilerinin alınması ve çöpe atılmasına ihtiyacımız vardır”

Read more: http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=41478.170#ixzz2IFvAygm8

Cavit abi size katılmamak elde deyil..Bir örnekde, Kurtuluş savaşında Türkiyede,ki yahudiler bir araya gelmişler nası bir iş yapalımda bu ortamda para kazanalım demişler ekibin piri toplu iğne yapalım evet toplu iğne yapalım demiş yere düştüğünde bile insanlar eğilip almaya tenezül etmezler demiş.
 



Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan

Yeni evli çift Mike ve Natalie nin eve çevirdikleri okul otobüsü ''Rosie'' de yaşam serüvenleri başlıyor şu anda arkadaşlarının bahçesinde kalsalarda yakında dört ayaklı arkadaşları 'Atlas' ile birlikte harekete geçecekler.

0000a5ae.jpeg


0000a5ad.jpeg


0000a5af.jpeg


0000a5b2.jpeg


0000a5b0.jpeg
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,785
Mesajlar
1,523,755
Kayıtlı Üye Sayımız
166,600
Kaydolan Son Üyemiz
emirkucukgenc

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst