Gitmeyin ! Kesinlikle Tavsiye Etmiyorum.

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Aysunfunda Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 61
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,551
Tam Aysunfunda ya teşekkür edecektim paylaşımı için....
Bir de baktım konu taaa nereye gelmiş, hatta Okan Motelin sitesine girip eşimle dahi paylaştım "buranın kıyısında çadır kurulabiliyormuş" diye.
Yeni üye olan beyefendinin eleştirilerini ben de ilk okuduğumda çok subjektif buldum, hele son cümlesindeki "kedileri rahat bırakın" kısmı tam bir talihsizlik, genel manada ise tartışma kültürü ve medeni duruşu beni mutlu etti. Eleştiri hep olacak illa ki.

Ben Aysunfunda Hanıma şunu sormak isterim. Kızım ve eşimle beraber sizin fotoğraflarını gönderdiğiniz yerde ücretsiz kamp alanı mı bulunuyor yoksa motel sahiplerine ricada mı bulunmamız gerekiyor?

Ayrıca sevgili Farazicosmos. Bana Alanya ile Datça arasında yine tam da senin kriterlerinde, yani sessiz, doğa ile iç içe, tesis olmayan yerler önerebilirsen çok memnun olurum. 15 günlük bir çadır tatiline çıkmak üzereyiz.
Sevgiler
İyi akşamlar, kusura bakmayın ancak dönebildim mesajınıza...
Biz burayı tesadüfi olarak keşfettik...önceki mekanda yaşadığımız talihsizliği anlatınca buranın sahibi beyefendi bize kendi arazisini açarak memnuniyetle kabul ederiz sizi dedi...aslında 3 odalı bi motel orası :smiley: ama kocaman uçsuz bucaksız bir arazisi var işletmenin...kabul etmeyebilirdi bu şekilde çadırla konaklamayı ama naif bi insan, hemen gelin dedi bize...bizde kendisine gecelik bi kamp ücreti teklif edip daha sonraki günlerde orda kaldık ve restorantın yemeklerinden faydalandık...Beyefendinin eşinin eli inanılmaz lezzetli...Siz eğer buraya gitmeyi düşünürseniz size özelden tel numaralarını verebilirim...eğer temiz bir alan arıyor doğayı seviyor sakinlik ve huzur istiyorsanız aradığınız yer orası derim.
 
Son düzenleme:

Etiketler

.

B..’tan bir konu için bence gerilime gerek yok.:yum:

Fakat yine de yukarıda örnek vermeden esas üzerinden söylemek istediğimi izninizle biraz daha açayım.

Tam da bu gün bir başka başlıkta şöyle yazmıştım.
Her arazinin resmî ya da gayri resmi bir mülkiyeti var. İzin almadıkça uluorta bırakmak hatta çukur kazmak yasa dışı davranış demek !
Devlet istemiyor. Müeyyidesi bile var.
Belediyeler tuvaletlerime boşalt diyor. Onlar da öyle.
Bilmem içimizde kendi arazinize yapılmasını hoş gören olur muydu ?
Sahipli hayvanlar için bile durum ayni.
Bir de doğa sever karavancılar için düşünün.


Yoksa ayni noktada konsantre olmadıktan sonra insan dışkısının hayvan dışkısı gibi tabiatla bütünleşmesinin biyolojik bir sorun olmayacağını hatta bilinçli uygulamada gübre olarak kullanıldığını hepimiz biliyoruz.
Ama mülkiyet sorunu çözülmeden bu faydanın bir anlamı da yok.

Diğer bir nokta da; dışkı oluşumunun başlangıcı olan beslenmeyi, bir kültür olarak görüyor ve tanımlıyorsak, yani yemeğin zamanı, mekanı, hazırlanması ve tarzına bilinçli olarak uyuyorsak, devamını da ayni şekilde sonlandırmak bize en yakışanı olmaz mıydı ?
Aradaki farkı gözler önüne getirmek zor olmamalı ?

Açık havada def-i hacetin dayanılmaz cazibesini hayal edebiliyorum ama bunun yemeğe herkezden önce başlama gibi pek de sosyal olmayan bir davranışla parelelikleri olabileceğini de düşünmekten kaçınamıyorum ?
Çünkü bizler için olay, biyolojikten ziyade sosyal ve kültürel karakterli.

Medeniyet Freud’un dediği gibi içgüdülerin dizginlenmesi. O da o kadar kolay birşey değil tabi. Hoşgörü en büyük yaşam düsturum ama yine de herkesin, herşeyi yapabileceği bir toplumda yaşamak istemezdim.

Son olarak Orhan beyin gönderdiği İstanbulun yetersiz kanalizasyon çözüm yazısına gönderme yapmak isterdim.
İşte tam da o yüzden, soruna önce kendimizden başlamak yerinde bir davranış olmaz mıydı ?

Dedim ya konu b..’dan, gerilimi daha da b..’dan olmalı...?
Aman ha...:yum:

.
 

İnsan olarak sorunumuz galiba doğanın işleyişini kendi arzumuza göre yeniden set etmeye çalışmak..Ben 52 yaşındayım ve öküz gibi olduğu yere (halıya) pisleyen görmedim..Ama doğaya çıkmış ve sıkışmış arkadaşın bir ağaç ya da çalı dibi araması kadar doğal bir şey yok..Haa, siz yanınızda wcnizi taşıyabiliyorsanız ne mutlu size..Kamp çantasına sığmıyor o maalesef.
Saygılar.
 

.

B..’tan bir konu için bence gerilime gerek yok.:yum:

Fakat yine de yukarıda örnek vermeden esas üzerinden söylemek istediğimi izninizle biraz daha açayım.

Tam da bu gün bir başka başlıkta şöyle yazmıştım.
Her arazinin resmî ya da gayri resmi bir mülkiyeti var. İzin almadıkça uluorta bırakmak hatta çukur kazmak yasa dışı davranış demek !
Devlet istemiyor. Müeyyidesi bile var.
Belediyeler tuvaletlerime boşalt diyor. Onlar da öyle.
Bilmem içimizde kendi arazinize yapılmasını hoş gören olur muydu ?
Sahipli hayvanlar için bile durum ayni.
Bir de doğa sever karavancılar için düşünün.


Yoksa ayni noktada konsantre olmadıktan sonra insan dışkısının hayvan dışkısı gibi tabiatla bütünleşmesinin biyolojik bir sorun olmayacağını hatta bilinçli uygulamada gübre olarak kullanıldığını hepimiz biliyoruz.
Ama mülkiyet sorunu çözülmeden bu faydanın bir anlamı da yok.

Diğer bir nokta da; dışkı oluşumunun başlangıcı olan beslenmeyi, bir kültür olarak görüyor ve tanımlıyorsak, yani yemeğin zamanı, mekanı, hazırlanması ve tarzına bilinçli olarak uyuyorsak, devamını da ayni şekilde sonlandırmak bize en yakışanı olmaz mıydı ?
Aradaki farkı gözler önüne getirmek zor olmamalı ?

Açık havada def-i hacetin dayanılmaz cazibesini hayal edebiliyorum ama bunun yemeğe herkezden önce başlama gibi pek de sosyal olmayan bir davranışla parelelikleri olabileceğini de düşünmekten kaçınamıyorum ?
Çünkü bizler için olay, biyolojikten ziyade sosyal ve kültürel karakterli.

Medeniyet Freud’un dediği gibi içgüdülerin dizginlenmesi. O da o kadar kolay birşey değil tabi. Hoşgörü en büyük yaşam düsturum ama yine de herkesin, herşeyi yapabileceği bir toplumda yaşamak istemezdim.

Son olarak Orhan beyin gönderdiği İstanbulun yetersiz kanalizasyon çözüm yazısına gönderme yapmak isterdim.
İşte tam da o yüzden, soruna önce kendimizden başlamak yerinde bir davranış olmaz mıydı ?

Dedim ya konu b..’dan, gerilimi daha da b..’dan olmalı...?
Aman ha...:yum:

.

Yazınızın altındaki paylaşımım bu yazıyla alakalı/cevap değildir..
Saygılar.
 



İnsan olarak sorunumuz galiba doğanın işleyişini kendi arzumuza göre yeniden set etmeye çalışmak..Ben 52 yaşındayım ve öküz gibi olduğu yere (halıya) pisleyen görmedim..Ama doğaya çıkmış ve sıkışmış arkadaşın bir ağaç ya da çalı dibi araması kadar doğal bir şey yok..Haa, siz yanınızda wcnizi taşıyabiliyorsanız ne mutlu size..Kamp çantasına sığmıyor o maalesef.
Saygılar.
.

En azından çocukluğumuzda bile yapmayanımız yoktur açıkcası.

Yazdıklarım için aslında, bu uygulamanın kaide ve günlük karavancı pratiği olarak algılanmamasını istediğimi düşünürseniz, daha isabetli olur diyeyim.

Kısaca istisnalar kaideyi bozmamalı yani..:yum:

.
 

Konuya 'Özgürlük' yönüyle bir yaklaşımda bulunmak isterim :

Özgürlük ; 'Her istediğini fütursuzca yapabilmek' değildir...:worried:

İnsanın yapmak istediklerinin SINIRINI belirleme özgürlüğüdür esas olan : Ekolojik - Sosyal - Kültürel ayrıntıları da gözeterek....Ve tabii ki , bu sınır 'bir diğeri'nin özgürlükleri sınırına kadar geniştir ancak .

Biliyorsunuz Türk'ün aklı ya kaçarken başına gelir ya da ....

Bu konuda da , faaliyeti yapmazdan ÖNCE aklımızı başımıza topladığımız vakit , uygun olanı -özgürce(!)- kestirebiliriz az çok :smiley:
 


Günaydın, teşbihte hata olmaz diyerekten "delinin biri kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış" olayına döndü bu "doğaya bırakmak" olayı.
Herkesin fikrine saygı göstermek lazım elbette.
Diğer yandan ben özgürlüğün tanımını "başkalarına zarar vermeden yapılabilecek her şey" diye genelliyorum.
İnsan dışkısının doğaya ne zararı/faydası var bilmiyorum, araştırmadım. Belki bakarım birazdan :smiley: Sadece doğada kaybolduğunu biliyorum hepsi bu. Keşke hepimizi doğaya direkt dışkılasak da plastiklerimizi, camlarımızı bırakmasak, buradan da bakılabilir.
Sonra bir de Mülkiyet Kavramından bahsetmiş sevgili forumdaşım ve belediyelerin "gel benim tuvaletime yap" demesinden...doğaya yapıvermenin öküz olduğunu ima etmiş...Öküzler ve inekler gerçekten çok ama çok faydalı hayvanlardır, bunu hepimiz biliyoruz. Nokta!
Her yerde tuvalet olmadığı gibi devlete ait olan araziler aynı zamanda kişilere ait değil midir? Belli bir partinin yönetiminde olan belli bir il/ilçenin içinde kalan ve özel arazi olmayan topraklar milletin arazisidir, lakin devlet bu arazileri kimi kişilere 49 yıllığına kiralayarak aslında vatandaşın hakkına alenen tecavüz etmektedir ve benim de en nefret ettiğim konuların başında gelir. Bu nedenle mülkiyet/özel mülkiyet kavramına katılamayacağım. Devletleri milletler oluşturur ve devlet gücünü milletten alır, sosyal devletin özünde bu vardır. Dünya toprakları insanlara aittir, en güzel koylar veya yaylalar herkese aittir.
Diğer taraftan ise başka bir forumdaşım "insanları hayvanlardan ayıran en büyük fark medeniyettir" demiş.
Ben böyle olduğunu sanmıyorum, belki vicdan katılabilir, belki biraz akıl katılabilir ama medeniyet değil. Zaten bir insan topluluğunun belli bir zamanda belli bir yerde yaşayarak ortaya koyduğu değerler bütünüdür medeniyet. İnsanlar hem medeni hem de uygarlık anlamında bir hayli erozyona uğradı ve uğramaya devam edecek.
Niyetim konuyu uzatmak değildi ama biraz öyle oldu.
Özetle ben de doğada uygun bir yer olduğunda bir çukur kazılarak ve üzeri kapatılarak, tıpkı kedilerin yaptığı gibi doğaya dışkılamanın bir sakıncası olmadığını savunuyorum.
Keşke herkes bir araya gelebilse bir kamp ortamında da seviyeyi düşürmeden, sesimizi yükseltmeden yüz yüze çay ve kahvelerimizi içerken bir çok konuyu tartışabilsek :smiley:

Saygı ve sevgilerimle,
 




İlk olarak yapılan şikayetin çok sert olduğunu düşünüyorum. Bir işletme sahibi olmak onu belli başlı yerlere getirmek kolay değil. Başarı zor kazanılır kolay kabedilir. Lütfen bu tarz eleştirileriniz varsa gidip işletmecinin yüzüne karşı söyleyin. Belki bazı şeyler yorgunlukla gözünden kaçmış olabilir. Hem daha yapıcı olurdu hem de kalan zamanda daha iyi bir tatil geçirilebilirdi. Anlamayan biri olursa burada paylaşımda bulununmanız daha doğru olur.

Fakat mekanı savunan arkadaşın yaptığı savunma şekli ve diğer insanlara karşı yaptığı bayan olduğu için destekliyorsunuz demek, kendi eksikliğinin dışa vurumu olmuş. Onun dışında her eleştiriye karşı savunma olması doğaldır.

Mekan sahibinin alttan alıp cevap vermesi gerekirken verdiği yanıtlar hiç hoş olmamış. İstenmeden yaşanan olumsuzlukları telafi etmek için ücretsiz olarak arkadaşlara diledikleri bir zaman 3 günlük bir tatil hediye edip bir daha böyle bir durumun yaşanmayacağını söyleseydi, buradaki tüm negatif görüşler pozitife çevirip insanları kendi tarafına çekmiş olurdu. Ya doymuşluk ya da işletme bilincinin tam yerine oturmamış oluşu hissiyatı oluşturdu bende

Konuyla alakasız olan olayla ilgili;
Wc olmayan ormanın içinde bir yerdesiniz, küçük abdestin geldiği zaman bunu etrafta gizli ortak kullanılmayan bir yere yapmanın ne gibi bir sorunu olabilir. Bunun medeniyetle ne ilgisi var? Büyük abdestin küçükten doğal ihtiyaç olarak hiç bir farkı da yoktur. Büyük abdestini yapan öküz olmuyor, üstünü kapamayan ve ya yeterli uzaklıkta yapmayan öküz olur yani ulu orta yaptığı için. Hayatım boyunca büyük abdest durumuna denk gelmedim ama şayet öyle bir duruma denk gelsem burası özel mülkiyet mi bana öküz mü derler diye düşünmem. Düşüneceğim ilk şey nasıl çukur kazarım, nasıl temizlenirim ve nasıl üstünü kapatırım olur. Sonuçta kimse kimsenin evinin bahçesine girip bu işi yapmıyor.
Tek hayalim karavan sahibi olmak, tut ki bir gün karavanım oldu, tek başıma doğada tatil yapıyorum ve etrafımda bir allahın kulu yok. Küçük abdestimi asla tutup wc yapıp boşuna haznesini doldurmazdım. Hayvan vücutlarından atılan dışkı ve idrarın doğaya hiç bir zararı olamaz aksine dışkı besleyeci gübre görevini görür. Bir tek ineklerin çıkardığı gazlar sera etkisinde önemli bir yere sahiptir ;)
 

İlk olarak yapılan şikayetin çok sert olduğunu düşünüyorum. Bir işletme sahibi olmak onu belli başlı yerlere getirmek kolay değil. Başarı zor kazanılır kolay kabedilir. Lütfen bu tarz eleştirileriniz varsa gidip işletmecinin yüzüne karşı söyleyin. Belki bazı şeyler yorgunlukla gözünden kaçmış olabilir. Hem daha yapıcı olurdu hem de kalan zamanda daha iyi bir tatil geçirilebilirdi. Anlamayan biri olursa burada paylaşımda bulununmanız daha doğru olur." demişsiniz. :smiley:

Fakat mekanı savunan arkadaşın yaptığı savunma şekli ve diğer insanlara karşı yaptığı bayan olduğu için destekliyorsunuz demek, kendi eksikliğinin dışa vurumu olmuş. Onun dışında her eleştiriye karşı savunma olması doğaldır.

Mekan sahibinin alttan alıp cevap vermesi gerekirken verdiği yanıtlar hiç hoş olmamış. İstenmeden yaşanan olumsuzlukları telafi etmek için ücretsiz olarak arkadaşlara diledikleri bir zaman 3 günlük bir tatil hediye edip bir daha böyle bir durumun yaşanmayacağını söyleseydi, buradaki tüm negatif görüşler pozitife çevirip insanları kendi tarafına çekmiş olurdu. Ya doymuşluk ya da işletme bilincinin tam yerine oturmamış oluşu hissiyatı oluşturdu bende

Konuyla alakasız olan olayla ilgili;
Wc olmayan ormanın içinde bir yerdesiniz, küçük abdestin geldiği zaman bunu etrafta gizli ortak kullanılmayan bir yere yapmanın ne gibi bir sorunu olabilir. Bunun medeniyetle ne ilgisi var? Büyük abdestin küçükten doğal ihtiyaç olarak hiç bir farkı da yoktur. Büyük abdestini yapan öküz olmuyor, üstünü kapamayan ve ya yeterli uzaklıkta yapmayan öküz olur yani ulu orta yaptığı için. Hayatım boyunca büyük abdest durumuna denk gelmedim ama şayet öyle bir duruma denk gelsem burası özel mülkiyet mi bana öküz mü derler diye düşünmem. Düşüneceğim ilk şey nasıl çukur kazarım, nasıl temizlenirim ve nasıl üstünü kapatırım olur. Sonuçta kimse kimsenin evinin bahçesine girip bu işi yapmıyor.
Tek hayalim karavan sahibi olmak, tut ki bir gün karavanım oldu, tek başıma doğada tatil yapıyorum ve etrafımda bir allahın kulu yok. Küçük abdestimi asla tutup wc yapıp boşuna haznesini doldurmazdım. Hayvan vücutlarından atılan dışkı ve idrarın doğaya hiç bir zararı olamaz aksine dışkı besleyeci gübre görevini görür. Bir tek ineklerin çıkardığı gazlar sera etkisinde önemli bir yere sahiptir ;)
Merhaba, şikayet sahibi olarak kendime ait olan kısmı hemen yanıtlayayım :smiley:

Buraya bu kadar şeyi yazmadan önce, tabii ki kendilerine kampa girdiğimiz anda bazı cümleleri söyledik...tabii uyarı tarzında olamazdı bu ifadeler daha çok temenni ifadeleriydi...bunların ilki gürültü yaparız biz dendiğinde "yapamazsınız" yada "neden yapıyorsunuz" diye sert,anlamsız ve tartışmacı bi tepki yerine "belirli saatlere kadar olabilir böyle şeyler" deyip usulüne uygun bi şekilde kapattık konuyu kırıp dökmeden...anlaşılır olduğumuzu düşünmüştük aslında :rolleyes:

Diğer olay sıcağı sıcağına yaşanan kedi olayıydı...kediler yemeklerin arasında gezinirken müdahale etmeniz gerekmiyor mu dediğimizde "söz geçiremiyoruz" diye kurulan bir cümlenin üzerine tutup daha sert bi cevap vermenin tartışma çıkarmanın manası yok diye düşündük çünkü ne kadar çok şey söylerseniz söyleyin karşınızda sizi anlamayacak ve burda cevap hakkını kullandığında dahi "kedileri rahat bırakın" diyen bi tavır vardı :confused: sizin aslinda söylediğiniz son cümleyi uyguladım ben burda tavırları gördükten sonra "Anlamayan biri olursa burada paylaşımda bulununmanız daha doğru olur"

Sonuç itibariyle bizce en güzel hareket temennilerimizi sıcağı sıcağına yapıp sinirleri daha fazla bozmadan hesabı kapatıp çıkmaktı,biz de öyle yaptık.

Ha buraya gelip neden bunları yazdım ?

Bi gün bizim gibi Google da araştırırken rastlarsanız ve de bizim hassasiyetlerimize sahip biriyseniz onca güzel eleştiri arasında bi de böyle bi eleştiri var deyip belki dikkate alır gidecekseniz de hazırlıklı olarak gidersiniz diye yazdım.

Sadece başlık konusunda biraz sert davranmış olabilirim,kabul ediyorum...onun dışındaki tüm konularda söylediklerimin arkasındayım :smiley:
 
Son düzenleme:

.

Sanırım yanlış anlaşılmasına benim de etkim olduğu bir durum söz konusu. :confused:

Yazdıklarım için aslında, bu uygulamanın kaide ve günlük karavancı pratiği olarak algılanmamasını istediğimi düşünürseniz, daha isabetli olur diyeyim
cümlesinde belirttiğim gibi hedef karavancı pratiğiydi, hem de tek çözüm olarak. Sanırım karavancılıkla henüz ilgilenmeyenlere; Türkiye’de nedense bazen beraberce kullanılan gaita ve gri su depolarının, 100 hatta 200 litreye kadar hacma sahip olduğunun bir gerçek olduğunu söylemem lazım.

Böyle bir pratiğin hem de ağırlıklı ve günlük çözüm olarak uygulanmasını ayni derecede savunmak bence zor olmalı ? Bazılarımız kampinge girmeyi sevmediğini ve böyle bir uygulamayı alternatif olarak düşündüğünü açıkça yazmakta !

Bu noktada benim yanlışım, forumda konuyu dikkate almayıp, asıl hobim karavancılık yerine kampçılıkta işlemek oldu.:(

Çok kimsenin bazen yazılanları hızlı okuduğunu aslında kendimden de biliyorum. ;)
Bu yüzden “insan dışkısının hayvan dışkısı gibi tabiatla bütünleşmesinin biyolojik bir sorun olmayacağını hatta bilinçli uygulamada gübre olarak kullanıldığını hepimiz biliyoruz” ve “Kısaca istisnalar kaideyi bozmamalı yani..” cümlelerimin atlanmasının, bilerek yapılmadığını umut etmek isterim.

Üstelik “....yukarıda örnek vermeden esas üzerinden söylemek istediğimi izninizle biraz daha açayım” derken “örnek” demekle ismen söylendiğinde konu için yanlış anlaşılma potansiyeli olan, o bahsi geçen hayvanı anmamayı hedeflemiştim. Zaten hiç de anmadım !

Biliyorum, çetrefilli yazmam konuları daha da zorlaştırıyor. :confused:
Yakında yaşamının 3/2 sini dışarıda geçirmiş olacak birisinin Türkçesini, umarım en azından tabiattaki gaitamız kadar hoşgörüyle karşılarsınız ?:yum:

Sanırım bu kadar açıklamadan sonra, müsaadenizle artık konuya daha fazla müdahil olmamın bir anlamı kalmıyor.


...
Konunun çatallaşması forumların ruhuna yabancı olanlarca yadırganmamalı. Forumlarda aslen bilgi ve görüş alış verişi esas olsa da sonuçta sohbet köşesi olduğu unutulmamalı. Seminer ya da doktora çalışması olsa inanın sadece okur kimseyle de muhabbet ihtiyacı duymazdım..:yum:

Zaten Aysun hanımdan da ikaz ya da rica benzeri birşey duymadım..:smiley:


.
 
Son düzenleme:

İkaza gerek yok :smiley: öyle bi hakkım da yok üstelik...burası açık bi platform...herkes saygı çerçevesinde, ne yapması gerektiğini bilir diye düşünüyorum :smiley:
.

Sanırım yanlış anlaşılmasına benim de etkim olduğu bir durum söz konusu. :confused:

Yazdıklarım için aslında, bu uygulamanın kaide ve günlük karavancı pratiği olarak algılanmamasını istediğimi düşünürseniz, daha isabetli olur diyeyim
cümlesinde belirttiğim gibi hedef karavancı pratiğiydi, hem de tek çözüm olarak. Sanırım karavancılıkla henüz ilgilenmeyenlere; Türkiye’de nedense bazen beraberce kullanılan gaita ve gri su depolarının, 100 hatta 200 litreye kadar hacma sahip olduğunun bir gerçek olduğunu söylemem lazım.

Böyle bir pratiğin hem de ağırlıklı ve günlük çözüm olarak uygulanmasını ayni derecede savunmak bence zor olmalı ? Bazılarımız kampinge girmeyi sevmediğini ve böyle bir uygulamayı alternatif olarak düşündüğünü açıkça yazmakta !

Bu noktada benim yanlışım, forumda konuyu dikkate almayıp, asıl hobim karavancılık yerine kampçılıkta işlemek oldu.:(

Çok kimsenin bazen yazılanları hızlı okuduğunu aslında kendimden de biliyorum. ;)
Bu yüzden “insan dışkısının hayvan dışkısı gibi tabiatla bütünleşmesinin biyolojik bir sorun olmayacağını hatta bilinçli uygulamada gübre olarak kullanıldığını hepimiz biliyoruz” ve “Kısaca istisnalar kaideyi bozmamalı yani..” cümlelerimin atlanmasının, bilerek yapılmadığını umut etmek isterim.

Üstelik “....yukarıda örnek vermeden esas üzerinden söylemek istediğimi izninizle biraz daha açayım” derken “örnek” demekle ismen söylendiğinde konu için yanlış anlaşılma potansiyeli olan, o bahsi geçen hayvanı anmamayı hedeflemiştim. Zaten hiç de anmadım !

Biliyorum, çetrefilli yazmam konuları daha da zorlaştırıyor. :confused:
Yakında yaşamının 3/2 sini dışarıda geçirmiş olacak birisinin Türkçesini, umarım en azından tabiattaki gaitamız kadar hoşgörüyle karşılarsınız ?:yum:

Sanırım bu kadar açıklamadan sonra, müsaadenizle artık konuya daha fazla müdahil olmamın bir anlamı kalmıyor.


...
Konunun çatallaşması forumların ruhuna yabancı olanlarca yadırganmamalı. Forumlarda aslen bilgi ve görüş alış verişi esas olsa da sonuçta sohbet köşesi olduğu unutulmamalı. Seminer ya da doktora çalışması olsa inanın sadece okur kimseyle de muhabbet ihtiyacı duymazdım..:yum:

Zaten Aysun hanımdan da ikaz ya da rica benzeri birşey duymadım..:smiley:


.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,675
Mesajlar
1,521,970
Kayıtlı Üye Sayımız
166,526
Kaydolan Son Üyemiz
Tuncaytuna02

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst