Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan ilbeğ Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 52
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 55,425

ilbeğ

Kamp III
Mesajlar
600
Tepkime Puanı
0
Yer
kocaeli
İKİ SİMGE

Yaşlı kızıldereli reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.

Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla, sordu dedesine: Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.

- "Onlar" dedi, "benim için iki simgedir evlat."

- "Neyin simgesi" diye sordu çocuk.

- "İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.

Çocuk, sözün burasında; 'mücadele varsa, kazananı da olmalı' diye düşündü ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:

- "Peki" dedi. "Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?"

Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa.

- "Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem!"
 

Etiketler
Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

KIZILDERİLİLER VE AY ÜSSÜ

1957 yılında Amerika'nın güneyine araştırmayapmak üzere üs kuran Nasa 'yı birgün küçük birkızılderili çoçuk farkeder ve koşa koşa epeyce
uzakta bulunan kamplarına gidip Büyükbabasına haber verir.
-Büyükbaba, beyaz adamlar gelmiş,aşağıdaki vadide gördüm...
Çok kalabalıklar ve birşeyler yapıyorlar.Yaşlı kızılderili homurdanmaya başlar, belli ki epeyce sinirlenmiştir.
-Onlarla konuştun mu?
-Hayır, beni görmediler. Ben büyük tepenin üzerinden onları izledim.
-O zaman yarın yanlarına git ve orada ne aradıklarını sor.
Küçük kızılderili ertesi sabah yola koyulur.Üsse varır ve beyaz adamlardan birinin yanına gidip;
-Burada ne yapıyorsunuz? diye sorar.Beyaz adamlardan birkaçı küçük kızılderilinin başını okşarlarlar, ona gülümserler ve;
-Hani geceleri gökyüzünde parlayan birşey var ya, biz buradan onu seyrediyoruz.
-Ay'ımı?! peki ama neden?
Adamlar küçük çocuğun sorusunu yine gülümseyerek yanıtlarlar.
-İleride... çok yıllar sonra buradan oraya insanları götürebilmek ve orada yeni bir hayat kurabilmek için... Anladın mı?
Küçük kızılderili şaşkınlığını gizlemeye çalışarak"Anladım" der ve koşa koşa uzaklaşır.Öyle hızlı koşmuştur ki, kampa geldiğinde konuşamaz haldedir. Hemen büyükbabasının yanına gider ve kendisine söylenenleri
bir bir anlatır. Yaşlı kızılderili torununun anlattıklarını dinledikten sonra iyice sinirlenir,bağırıp çağırmaya başlar.Ertesi sabah yine torununu yanına çağırır ,hayvan derisi üzerine kızgın bir çubukla vekendi lisanınca yazdığı notu torununa uzatarak der ki;
-Bunu al, beyaz adamlara götür ve onlara de ki;" Bunu büyükbabam gönderdi... Oraya, yani Ay'a gittiğinizde bunu oradakilere verecekmişsiniz"
Küçük kızılderili kendisine söyleneni aynen yapar. Üs deki beyaz adamlardan birine notu verir, Büyükbabasının söylediklerini de iletir ve yine koşaradım uzaklaşır.
Üs çalışanları, belli bölümleri yakılmış deriparçasına bakıp, bakıp saatlerce gülerler.Ancak aradan bir kaç gün geçtikten sonra, yaşlı kızılderilinin o notla, sözde ayda yaşayanlara nasıl bir mesaj iletmek istedigini merak etmeye başlarlar. Bu merak günden güne öylesine büyür ki,bir tercüman çağırmaya karar verirler.
Tercüman geldiğinde herkes bir araya toplanır ve merakla beklemeye başlarlar. Bu arada gülüşmeler hala ara ara devam etmektedir.
Tercüman deri parçasını eline alır , okur ve ağlamaya başlar. Herkes şaşkındır, gülüşmeler yerini iyiden iyiye meraka bırakmıştır.
Tercüman yaşlı gözlerini kalabalığa çevirir ve der ki;
-Not aynen şöyle;
"Bu adamlara dikkat edin,elinizden topraklarınızı almaya geliyorlar!"
 

Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

NE DUYMAK İSTERSEN

Bir gün New York'ta bir grup iş arkadaşı yemek molasında dışarıya çıkarlar. Gruptan biri kızılderilidir yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yolda çalışma yapan işçilerin, araçlarının çıkardığı gürültü ve araçların korna sesleri arasında ilerlerken Kızılderili kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyler ve aranmaya başlar arkadaşları bu gürültüde arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam ederler.

Aralarından bir tanesi inanmasada onunla birlikte aramaya devam eder.

Kızılderili caddenin karşısına doğru yürür, arkadaşı da arkasından takip eder ve o binaların arasında bir kaç tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar.

Arkadaşı Kızılderiliye "Senin insanüstü güçlerin var! Bu sesi nasıl duydun?" diye sorar.

Kızılderili ise bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek arkadaşına kendisini izlemesini söyler.

Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlayarak atar. Bir çok insan bozuk para sesinin ceplerinden düşen bir paramı diye sesin geldiği yöne doğru bakar Kızılderili arkadaşına dönerek; "Gördün mü? Önemli olan nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğine bağlıdır. Herşeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin..." der.
 

Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

doga ve kızılderılı belkıde bırbırıne yakısan en guzel ıkılı ..............tum hıkayeler kızılderılı hıkayesı olmak zorunda degıl emınım arkadasların ates basında anlatılabılecek kamp keyfıne katkıda bulunacak hıkeyelerı vardır ozellıkle ızcı arkadasların katkısı olacagını dusunuyorum ....
 




Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

Kızılderili,küçük ateş yakar, YAKLAŞTIRIR,
Beyaz adam, büyük ateş yakar, UZAKLAŞTIRIR.
 

Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

schweps' Alıntı:
Kızılderili,küçük ateş yakar, YAKLAŞTIRIR,
Beyaz adam, büyük ateş yakar, UZAKLAŞTIRIR.
Güzel söz :smiley:

Bence bu başlık kızılderililere özel olsun :smiley:

KIZILDERİLİ'NİN DOĞA ANLAYIŞI

1871 yılında doğan "Tatanga Mani" ya da Yürüyen Boğa adlı, yaşamı boyunca doğayı anlamaya çalışan Stoney kızılderilisi, yaşlılığında Kanada hükümeti tarafından Kızılderili halkının temsilcisi olarak bir dünya turuna çıkarılır. 87 yaşında, Londra'da yaptığı bir konuşmada, Kızılderililerin Yüce Ruh'la ve onun yarattığı doğa ile olan ilişkisini şu şekilde dile getirir:

"Biliyorsunuz, dağlar her zaman taş binalardan daha güzeldir. Şehirde yaşamak, yapay bir varoluştur. Orada birçok insan, ayaklarının altında gerçek toprağı hiç hissedemiyor, saksıdakiler dışında bitkilerin büyüyüşünü göremiyor ya da caddelerin ışıklarından geceleyin yıldızlarla süslenen büyüleyici gökyüzünü görebilecek kadar uzaklaşamıyor. İnsanlar Yüce Ruh'un yarattığı sahnelerden uzakta yaşadığında, onun kanunlarını da kolayca unutuyorlar.

Biz her şeyin yaratıcısı ve yöneticisi olan Yüce Ruh'la iyi geçiniyorduk. Siz beyazlar bizim vahşi olduğumuzu sandınız. Bizim dostlarımızı anlamadınız, anlamaya çalışmadınız. Biz güneşe, aya ya da rüzgara övgüler düzerken, siz bizim putlara taptığımızı söylediniz. Hiç anlamadan, yalnızca bizim tapınma şeklimiz sizinkinden farklı diye, bizi kayıp ruhlar olarak nitelediniz.

Biz Yüce Ruh'un eserlerini her şeyde görürdük, güneşte, ayda, ağaçlarda, rüzgârda ve dağlarda. Bazen bunlar aracılığıyla ona yaklaşırdık. Bu çok mu kötüydü? Bence biz Yüce Varlığa, bize putperest diyen beyazların çoğundan daha güçlü bir imanla, gerçek bir inançla bağlıyız. Doğaya ve doğanın yöneticisine yakın yaşayan Kızılderililer karanlıkta değildir.

Ağaçların konuştuğunu bilir miydiniz? Evet, konuşurlar. Birbirleriyle konuşurlar, kulak verirseniz sizinle de konuşacaklardır. Asıl sorun, beyazların dinlememesidir. Kızılderilileri dinlemeyi hiç bir zaman öğrenemediler, bu yüzden doğadaki başka sesleri dinleyeceklerini de hiç sanmıyorum. Oysa ben ağaçlardan çok şey öğrendim, bazen hava, bazen hayvanlar, bazen de Yüce ruh hakkında.
 


Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)



Benden de hüzünlü bir aşk öyküsü :smiley:

Ampata genç ve cesur bir savaşçının karısıymış. İki çocuk annesiymiş. Bir zaman kocası ve çocuklarıyla birlikte mutlu bir şekilde yaşamış. Evleri bazen ağaçsız, uçsuz bucaksız düzlüklermiş. Bazen de kulübelerini orman içinde bir derenin kıyısına kurarlarmış. Ampata derelerde, nehirlerde bir aşağı bir yukarı kürek çeker, hasır yapmak için saz ararmış. Ya da ormanda dolaşır, çadır yapmak veya yakmak için ağaç kabukları toplarmış. Yazın açık alanlara çıkarlar, kışınsa ağaçlık bölgelerde, güneş gören daha korunaklı yerlerde barınırlarmış.Hayatlarını işte böylece rahat ve mutlu bir şekilde sürdürürlermiş.

Ampata'nın kocası zamanla kabile içindeki etkinliğini ve etkisini artırmış ve sonunda günün birinde reis olmuş. Bu Ampata'nın yüreğini kıvançla doldurmuş ve kocasını her zamankinden çok sevmesine neden olmuş. Ancak Ampata zamanla farkına varmış ki kocasının rütbesi ve önemi arttıkça önceden beri sahip oldukları aile içi rahatı ve huzuru bulamaz olmuşlar. Kocası artık bir halk adamı olmuş. Evleri sürekli gelip giden ziyaretçilerle dolup taşıyormuş. Kocası ise topluluktaki önemi arttıkça, hırsı daha çok bileniyormuş. Bir süre sonra etki alanını daha da çok genişletmek için yakınlarda yaşayan ünlü bir kabile reisinin kızını ikinci bir eş olarak almaya karar vermiş.

Ampata kocasının bu arzusunu öğrenince dehşete düşmüş. Kocasının bu kararına karşı çıkmış ama kocası onu dinlemiyormuş bile. Ampata'ya ikinci bir kadınla evlenmenin kabile içindeki etkisini iyiden iyiye artıracağını, bu yüzden de yeniden evleneceğini söylemiş. Ampata kocasıyla aynı evde kalarak bu utanca daha fazla katlanamayacağına karar vermiş.Böylece kocası yeni eşini eve getirmeden önce, kalbi kırık bir şekilde iki çocuğunu da yanına alarak babasının evine gitmiş.

Kışı babasının yanında, akrabalarıyla birlikte geçirmiş ancak geçen zaman ne kederini ne de umutsuzluğunu azaltmış. Bahar geldiğinde babasının topluluğu, kışın yaptıkları kanolarla birlikte Mississippi'den aşağı kürek çekerken Ampata da onlarla beraber gitmiş. İki çocuğu da kanoda kendisiyle birlikteymiş.Kanolar, St.Anthony şelalesine yaklaştıkça güçlenen akıntılar yüzünden kıyıya yönelirken; Ampata akıntının ortasına doğru kürek çekmeyi sürdürmüş. Akıntı ve girdaplar öylesine güçlüymüş ki kano giderek daha da hızlanmış ve artık kürek de bir işe yaramaz olmuş. İşte tam bu sırada Ampata oturduğu yerden doğrulup gözyaşları içinde şu veda sözlerini söylemiş:

"Bir tek onu sevdim ve onu bütün kalbimle sevdim. Taze avları onun için pişirdim, onun için süpürdüm, çalı süpürgemle ocaktaki külleri. Onun için giyindim, süslendim, onun için diktim ayağına giydiği geyik derisinden çarıkları. Nasıl beklerdim bitmek bilmeyen günler boyunca onun avdan dönmesini ve nasıl da sevinçle dolardı kalbim ayak seslerini duyunca! Gönülden bağlıydım ona. Bütün dünyamdı o benim. Ancak o bir başkası için terk etti beni ve hayat artık taşıyamayacağım bir yük oldu şimdi. Çocuklarım bile üzüntümü çoğaltıyorlar. Yüzlerinde onu görüyorum, bana babalarını anımsatıyorlar sürekli. Verdiği hayatı geri alsın diye yakardım Yüce Ruh'a. Çünkü istemiyorum artık onu. Dualarımın kabul olunacağı akıntıya bırakıyorum şimdi kendimi. Bembeyaz köpüklerini görüyorum suyun, onlar benim kefenimdir. Çağıltısını duyuyorum şelalenin, o da cenaze şarkımdır benim. Elveda.."

Ampata'yı durdurmak için çok geçtir artık. Yakınları kanonun köpüklerin içine daldığını görürler. Çağlayanın altında dengesini yitiren kano sulara gömülür. Kimi zaman, gece yarısı nehrin kıyısında duran karanlığa kalmış bir yolcunun ay ışığının altında, pusun ve su serpintisinin arasında, Ampata'nın kanosunu gördüğü söylenir. Bir an için şelalenin kıyısında beliren görüntü, hemen pusunun içinde kayboluverir...
 

Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

Teşekkürler arkadaşlar güzel paylaşımlar.
 



Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)


Bir de "Yayla Hikayeleri" var, ateş başında anlatılması çok zevkli olur.

Karadeniz'li arkadaşlarımız bu öyküleri bilir :smiley:
 

Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

Kendimizin ilginç kamp hikayelerinden kısa olanlarını yazamaz mıyız?
 


Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

Kızılderili olmak için Kızılderili Kanı Taşımak Gerekmez. Kızılderili Felsefesiyle Yaşamı Yorumlamak Bizi En Safkan Oglala'dan Daha Oglala, En Katışıksız Şayen'den Daha Şayen Yapar...




Son Irmak Kuruduğunda,
Son Ağaç Kesildiğinde,
Son Balık Tutulduğunda,
İnsanoğlu Paranın Yenmeyecek Bir Şey Olduğunu Anlayacaktır...!



Bizler Ağaçlara Zarar Vermek İstemeyiz. Ne Zaman Onları Kesmemiz Gerekse, Önce Onlara Tütün İkram Ederiz. Odunu Asla Ziyan Etmeyiz,Lazım Olduğu Kadar Keser, Kestiğimizin Hepsini Kullanırız. Eğer Onların Hislerini Düşünmez Ve Kesmeden Önce Tütün İkram Etmezsek, Ormanın Diğer Bütün Ağaçları Gözyaşı Dökecektir, Bu da Bizim Kalbimizi Yaralar..

Mitakuye Oyasin...
 

Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

TİLKİNİN GÜZEL GÖZLERİ

Arkadaşımla beraber o geceyi geçirecek bir yer ayarladık. Güzel bir yer bulduk. Sıcak bir yaz gecesi...

Açık havada yan yana yatıyoruz... Aramızda 1 metre ya var ya yok..........Güzel bir uykudan sonra sabaha karşı uyandım, tarif edilemez temiz bir hava ortalık yeni ağarıyor güneşin doğmasına 1 saat kadar var.

Gökyüzü alabildiğine güzel..

Ben üşür gibi oldum ve kalınca örtünüp yüzümüde kapattım, Arkadaşım uyuyor.

Yeniden uyumaya başlamışyım ki, dizlerime bir şeyin dokunduğunu hissettim. Hafif bir ağırlık var? Arkadaşımın, eli ile bana dokunduğunu düşündüm.

Uykuda çok güzel, hareket etmek te istemiyorum, yavaşça hareket etmeden yüzümü açtım ve ne göreyim!................Genç bir tilki dizlerimin üstünde oturuyor!

Hayvan bir an donup kaldı, ne yapacağını şaşırdı, bende öyle......Tilki dizlerimin üstünde 80-90 cm uzaklık ile birbirimize bakıyoruz hiç kıpırtı yok. "Ne kadar hafif, gözleri ne kadar güzel" diye düşündüm.

Hiişşt! diye bağırdım, hemen sıçrayıp 3-5 metre ileriye gitti ve oturup tekrar şaşkın şaşkın öylece bakıp durdu. Tekrar seslendim bu sefer kaçıp gitti....Arkadaşıma "Kalk bak tilkiler üzerimizde geziyor" dedim. Aldığım cevap şu; "Gelsin boşver yat uyu..........çok uykum var ben uyuyorum" ;D



Bir daha böyle bir şey yaşamadım...............Unutamadığım ise tilkinin güzel gözleri...
 



Ynt: Gece Ateş Başında Anlatılacak Hikayeler (Kızılderili Hikayeleri)

Harika hikayeler, okumaya doyamadım
 

SON KONULAR - FORUM

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,907
Mesajlar
1,525,457
Kayıtlı Üye Sayımız
166,709
Kaydolan Son Üyemiz
Mete26

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst