Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres
Bu tablo Dali'nin en meşhur resimlerinden biri. İsmi: ATOMİK LEDA. Dali’nin gizemli karısı Gala, bu sefer de resme adını veren Leda karakteri olarak poz veriyor.bir su perisi olan Leda, Zeus/Jupiter tarafından kuğuya dönüştürülmüştür. Resimde Gala yani Leda atomun çekirdeğini oluşturuyor. Etrafındaki cisimler ise çekirdek etrafında dönen elektron ve protonlar. Aynı atomlar gibi, hiç bir cisim birbirine temas etmemektedir. Dolayısıyla tüm cisimlerin gölgeleri oluşmuştur: sağ altta denizin bile gölgesi var. Bu efsane hakkında bir araştırma:
" Leda, mitolojide Sparta tanrıçası olarak geçiyor. Zeus ise Leda’ya hayran. Leda bir başkasıyla evlendiği gece, Zeus kuğu biçimde Leda’ın odasına sızıyor, onunla birlikte oluyor. Ve tabiki hiçbir şeyden haberi olmayan kocası da. Efsaneye göre, bu iki birleşmeden iki ikiz yumurta oluşuyor, Zeus’un genlerini alan çocuklar, her iki ikizden birer tanesi, ölümsüz çocuklar olarak doğuyor; Pollux ve Helen. Resimdeki kuğu ve yumurtalar neyin nesi derseniz, sebebi bu hikayeye bir gönderme. Resimdeki yerleşimi ise Dali, altın oranı göz önünde bulundurarak itinayla yapıyo. Dikkat ederseniz reismdeki öğeler bir beşgene tam olarak olarak oturuyor. Ve gelelim resmin en önemli özelliğine, hiçbir şey ama hiçbir şey birbirine dokunmuyor.
İşte Dali’nin atom fiziğine yaptığı gönderme ve bu bilginin sanatına konu oluşu. Dali yaptığı açıklamada da altını özellikle çiziyor : “kuğu, Leda’ya dokunmuyor, Leda kaideye dokunmuyor, kaide zemine dokunmuyor, zemin denize dokunmuyor…” Dali’ye bu fikri veren atom fiziği, “nothing touches” teorisi, yani hiçbir şey birbirine dokunmaz. Anlamı şu, her ne kadar cisimler birbirine dokunuyor gürünse de aslında atomları asla birbirine dokunmaz, atomları birbirine dokunmayan da dokunmuş sayılmaz. İki farklı cismin atomlarında bulunan protonlar arasındaki uzaklık, proporsiyonunu göz önünde bulundurarak düşündüğümüzde, dünyanın güneşe olan uzaklığından daha fazladır. "