EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan CQC7 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 397
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 176,985
Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

deserteagle' Alıntı:
Yalnız, bu şekilde çalışırken metali çok ısıtmadan çalışmaya özen göstermeli. Metali ıslatarak sıcaklığının yükselmesini engellemek gerek. Isının çeliğin özelliğini etkilemesi çok şık olmaz.

Yahu, bu arada farkettim de EDC deyince cepte hep bulunan değil de bagajda/torpidoda hep bulunan aletleri de
göz önüne alıyoruz. O halde şu konuya da bakınız: Hayati İdame Ekipmanları konusunda da benzer bıçakların bahsi geçiyor.
selamlar,
Az önce sıcak demirci ustasıyla görüştüm, kamyon makası kukri için uygunmuş fakat kullandıkça pas tutacağını söyledi...
Sizce kukri için en uygun malzeme hangisidir...En azından paslanmayan :smiley:
 

Etiketler
Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

trou6le' Alıntı:
Merhabalar herkese

ilk mesajımı bu konuya yazıyorum...

1.Crkt kiss

[attachment=1]

2.Benchmade Griptilian Model 551
[attachment=2]

3.Bora büyük Shogun
[attachment=3]

4.Cold Steel Kukri alacağıım 95 ytl
[attachment=4]

Bora olabilir, çok değişik modelleride var...
Bulabilirsen ORJİNAL KUKRİ derim ama Türkiye satış fiyatı çok para... Senin resim deki çakma ...
Ben İzmirde kamyon sustasından(6mm) 75 YTL işçilik istedi ustam.
Tek sorun bıçağın kamyon makasından yapılacağı zaman ileride paslanacağı...
Araştırmalarım sonucunda paslanmaz lama dan yapılabileceğioldu fakat şu an araştırmadayım..

Yaa zamanında üstadlar nasıl bir malzemeden yaptılar bu KUKRİ'leri???
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

serif.ru' Alıntı:
...
kullandıkça pas tutacağını söyledi...
...

Kesinlikle umursama. Bu işin en iyi çeliği paslanmaz çelik değildir. Atamızın dedelerimizin kılıçları hep "paslanır" çeliktendi. Av tüfeklerimiz de öyle, yağlamazsan bir süre sonra karıncalanma falan başlar. Yağlanmak isterler ama korursan yıllar boyu sorunsuz kullanırsın.

Sonuçta kullandıktan sonra temizlemen ve yağlaman gerek. Eğer korursan yıllar boyu dayanır. Eğer toprağa atıp yağmur çamurda tutarsan paslanır tabii. Ancak biraz paslansa bile çok ince bir zımparalama ile eski haline getirirsin.
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

DEMİRCİLİK
Demircilik, Türklerin en eski el zanaatlarındandır ve Türk ulusu nezdinde saygın bir yere sahiptir. Tarihten küçük bir örnek vermek gerekirse Göktürklerin atalarının da demirci olduğu, Ergenekon destanında demir dağının eritilip oradan yol alındığı ve o günün de kutsal sayıldığı anlatılır. Bir inanışa göre demirciliği insanlığa Hz. Davut öğretmiştir. Bundan dolayıdır ki Hz. Davut demircilerin koruyucusu olarak bilinir. Demircilik Orta Asya halkları arasında nasıl önemli bir meslekse Anadolu’da da müstesna ve tarihi bir yere sahiptir.

Demirin bulunması ve kullanılması toplumların yaşam şartlarını belli ölçülerde kolaylaştırmıştır. İnsanoğlu demiri bularak savunma ve avlanma amaçlı silah, ev eşyası vb. araç gereçler üretmiş, yaşam alanlarını sağlamlaştırarak kendilerini diğer toplumlardan ve doğanın yıkıcı etkilerinden daha iyi bir şekilde korumaya başlamıştır.

Demir kılıçların savaşlarda ne denli önemli olduğuna iyi bir örnek Hitit kralı Hattuşili III ile Mısır Firavunu Ramses II arasında geçtiği bilinen Kadeş savaşıdır. O dönemde Mısır askerlerinin kılıçları ve mızrak uçları dövme bakırdandı. Bu sebepten ötürü Mısırlıların demirden kılıç ve mızraklarla donatılmış Hitit askerleri karşısında yenildikleri anlatılmaktadır.

Demir, savaş sırasında savunma gereçleri süngü, mızrak, kılıç olarak; barış zamanında da ekim aletleri, saban, orak, yaba, kazma, kürek, keser, makas gibi el aletlerinin yanında inşaat sektörünün ve sanayinin vazgeçilmez malzemesi olmuştur. Pencere, kapı ve duvarlarımızı süsleyen ve koruyan demir parmaklıklar demirci ustalarının maharetli elleriyle bizlere sundukları sayısız işlerden sadece birkaçıdır.

Demircilik bir doğu sanatıdır. Bu meslek doğuya yapılan akınlar ve seyahatler neticesinde batıya yayılmıştır.

Arkeolojik kazılarda demir bulguların nadiren görülmesinin en önemli nedeni oksitlenmedir. Oksitlenme demiri yakıp yok eder. Bu nedenle XI. yy. öncesine giden kazılarda demirden yapılan işlere pek rastlamayız. XII yy.’dan sonra demircilikte önemli gelişmeler sağlanmış ve günümüze kadar gelen eşsiz güzellikte eserler bırakmışlardır.

Demir doğada saf olarak bulunmaz ve kimyasal elementler cetvelinde “Fe” harfleri ile temsil edilir. İçine nikel katılırsa paslanmaz çelik elde edilir ve bu eklenen malzemeye göre farklı şekillerde adlandırılır. Haddeden geçirilerek elde edilen sac levhaların paslanmasını önlemek için üst kısımları madeni yağla yağlanırlar. Demir en iyi emaye ile uyum sağlar.

Demircilikte fabrikasyon imalata başlanmadan önce üretimde kullanılan kesici ve delici (inşaatlarda kullanılan keski ve çiviler, ağaç keseri, çeşitli bıçaklar, çiviler, kasapların kullandıkları et satırları vb.) malzemelerin dayanıklılığın sağlanarak, kolayca kırılıp, körlenmesini engellemek gerekir. Demire “su verme” ihtiyacı buradan gelir. Bu işlenen demirin kullanım amacına bağlıdır. Örneğin, yapılan iş sert yerlerde kullanılacak bir alete gerek duyuyorsa daha sert su verilir ve maddenin içeriğinde değişiklikler yapılır. Örneğin tenekeci makası gibi demir kesecek aletlerin demirindeki karbon oranı 1.7'den fazla iken bu oran inşaat demirleri için tam olarak 1.7 dir.

Demirin 3 çeşit sertleştirme işlemi vardır. Bunlar sırayla

1)Suda sertleştirme

2)Madeni yağda setleştirme

3)Hava ile sertleştirme

Demir ocakta ısıtıldığında ulaştığı sıcaklığı aldığı renge göre demirci ustaları anlarlar. Örneğin sigara ateşi rengi demir tavının 600 C'de, portakal rengi 900 C, sarımtırak renk beyaza dönüşünce demirin tav derecesi de en yükseğe gelmiş demektir.

Demir yüksek tavda dövülmelidir. Eğer düşük ısıda dövülürse çatlamalar meydana gelir. Yüksek tavda demir halk tabiriyle çürür çünkü yüksek sıcaklıkta demirin kimyasal yapısı ve özelliği bozulur. Eğer yapılacak demir malzeme çok sayıda tavlama işlemi gerektiriyorsa, örneğin 6-7 defa tavdan sonra, demiri mutlaka kuma gömerek 24 saat bekletmek gerekmektedir. Bu işleme demirci tabiri ile “normalleştirme tavı” denir. Üretim sürecine dinlendirme işleminden sonra devam edilir. Demir tavı renklere göre anlaşılabildiği gibi demirin (yani çeliğin) sertlik dereceleri de renklere göre belirlenebilmektedir.

Demir malzemenin meneviş boyama işlemi genellikle silah sanayinde ve Karadeniz bölgemizde kullanılan bir tekniktir. Burada amaç, tabanca ve benzeri çelik aletleri paslanmaya karşı korumak ve görüntü bakımından güzel göstermektir. Bu işlem için çelik 600 C’ye kadar tavlanır. Bu tavlama işlemi fındık büyüklüğündeki linyit kömürü ile yapılırsa çeliğin kimyasal yapısı daha az değişir. Tavlanan çelik madeni yağa batırılır. Az miktarda hava verilerek isli yanması sağlanan linyit ocağının üzerinde yağa batırıp çıkartılan çelik malzeme tutulur. Soğumuş çelik üzerindeki yağ ve linyit isi birleşerek kaplama boya oluşur. Daha sonra da suya batırılarak meneviş boyama işlemi tamamlanmış olur.

Kaynağın henüz bulunmadığı zamanlarda demir ocak kaynağı ile kaynatılırdı. Mümkün olduğu kadar açık portakal renginde ısıtılan demir malzemeler üst üste getirilerek aralarına boraks tozu konularak ve örs üzerinde balyozlarla dövülerek birbirleri ile kaynaması sağlanırdı. Bu işlem sırasında demir malzemenin şeklinin bozulmaması için altta oluklu tabla, üstte de oluklu saplı baskı kullanılırdı. Balyozla, baskının üzerine vurularak malzemenin şeklinin bozulması engellenirdi.

Günümüzde ise demirciler, yukarıda bahsedilen araç ve tekniklerin yerine, oksijen ve elektrik kaynağını, delgi makinelerini, kesici ve delici elektrikli aletleri kullanmaya başladılar.

Tavlanan demirin örs üzerinde dövülmesi: Ocak yanında çeşitli ağız yapısında kıskaçlar hazır bulunur. Bu kıskaçların burunları sıcak malzemeyi tutan kısmı düz, oluklu veya karga burnu şeklindedir. Ocaktan alınan demir malzemeyi sıkı sıkıya tutabilme özelliği vardır. Bu arada demirci çırağı körük yardımıyla kok kömürü ateşini harlı tutmaya çalışır ve hiç bir zaman ateşte kömürün bitmesine izin vermez. Gerçekten de demire şekil vermek ancak ve ancak demir kor halindeyken mümkündür.

Elindeki kıskaçla kor halindeki ham demiri tutan demirci ustası diğer eliyle de çekicini kullanır. Ustanın çekiç vuruşunun açısına ve vuruş şiddetine göre demirci kalfaları da balyozlarıyla demiri döverler. Balyozun aynı yere vurması gerekiyorsa usta çekicini örse yavaş yavaş vurur. Usta çekicini örse yan tuttuğu zaman balyozla vurma işlemi de durmalıdır.

Kömür kokusu ve kömür isi içerisinde her işlerini kendilerinin yaptığı ustaların maharetli ellerinden çıkan, bazen çelik bazen de yumuşak demirden yapılan aletler gerçek birer alın teri, el emeği ürünüdürler. Demirci ustaları kor haline getirilen demir parçalarını çekiç ve balyozlarla karşılıklı örs üzerinde döverek şekil vermektedirler. Bu bağlamda demirci ustalarını bir orkestrayı yöneten şeflere benzetmek çok da yanlış olmaz. Gerçekten de kalfalar, çekiçlerini ne zaman vuracaklarını ustanın çekiç ritmiyle belirlerler. Dört kişinin kullandığı büyük balyozlar kor halindeki demirin üzerinde inip kalkarken herhangi birinin diğerine çarpmaması, bu işlemin nasıl bir uyum içinde yürümesi gerektiğine en önemli delildir.

Çeliğe verilen gerçek su, demirci ustalarının alınlarından akıttıkları terleridir.

Türkler tarih boyunca demircilikte oldukça ileriydiler. En iyi kılıçları yapıp sertleştirme işleminde at idrarı kullanmak kaydıyla idrardaki kimyasal bileşimi sertleştirmede kullanmayı bilmişlerdir.


Bu mesleklerle birlikte bizler de geçmişimizle olan bağlarımızdan yavaş yavaş kopmaktayız.

Teknoloji acımasız çarkları arasına demirciliği de alarak bu mesleği icra eden ustaların sayısını hızla tüketmektedir. Günümüzde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az kalan emektar ve yaşlı ustalar için yetiştirecek çırak bulmak da, benzer durumdaki diğer zanaatlarda olduğu gibi, neredeyse imkansız hale gelmiştir. Kitlesel üretim ve hızlı tüketim alışkanlıklarının, emeğe dayalı meslek kollarından insan ilişkilerine kadar uzanan geniş bir yelpazede her şeyi metalaştırıp öğüttüğü bir dönemde, toplumsal yaşamın daha geçen yüzyılın başına kadar dayanağını oluşturan çoğu meslek birer birer yok olmaktadır. Zira, çağımız toplumunun estetik ve emek kaygılarından uzaklaşarak maliyet-kazanç ikilisine odaklanan dünya görüşü ve insan ilişkileri yaklaşımı, geçmişimizden miras kültürel ve sosyal zenginliklerimizi de erozyona uğratmaktadır. Sonıuç olarak, mesleklerinin kendileri ile birlikte toprağa gömüleceğini düşünmek, demirci ustaları için ayrı bir enişe, belki de başlıca üzüntü kaynağı olsa gerek.

Not: Bu yazıda kullanılan tablolar ressam Mehmet Ali Diyarbakırlıoğlu tarafından yapılmıştır.
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

Kukri yaptırmak isteyen arkadaşa samuray kılıcı öneriyorum ;D

Bende 3 tane Buck var, hepsinin değişik kullanım amaçları var çok memnunum ;)

Birincisi en soldaki metalik ve en ufak boy olan düz çakı, günlük basit işlerde hep yanımdadır, domates vs kesmek için çok uygun, küçük, taşıması kolay...Polis tarafından el konulma ihtimali de yok ;)

İkincisi Buck Tactical, daha çok askeri amaçlar için üretilmiş bu kaliteli model çok keskin ve ağzındaki küçük bölümle yarma, dar alanlarda kesme gibi işlemleri çok kolay yapabiliyorsunuz, kalitesini anlamak için kullanmanıza gerek yok elinize almanız yeterli :smiley:

Üçüncüsü en sağdaki Buck Whittaker, tam bir kamp çakısı.. Bıçağı inanılmaz derecede keskin, üstünde çok kaliteli 2 uçlu tornavida (düz, yıldız) , bir pense ve konserve açacağı var.. Pensesini fotoğrafta gördüğümde "iş yapmaz" demiştim ama kargo gelip de elime alınca utandım ::smiley:

Ben ilk başta en küçüğü tek olarak, sonra Tactical ve Whittaker'ı beraber e-bay'den aldım. Birincisi evime kadar geldi hiç problem yaşamadım. Ama ikinci kargo gümrüğe takıldı ve 2 tam gün uğraşmam gerekti..Dibi tırtıklı modeller her türlü av dükkanında rahatlıkla satılmasına rağmen bireysel alımlarda gümrükten girişinin yasak olduğu, emniyet müdürlüğünden onay almamız gerektiği söylendi. İzmir emniyetine gidip gerekli belgeyi almaya çalışırken asıl şoku yaşadık. Dediler ki izni bizden değil Ankarada Emniyet Genel Müdürlüğünden almanız lazım, oraya da elden götürmezseniz kağıt onlara ulaşana kadar gümrük çakılarınızı imha eder (Yani gümrükçü bıçakları evine götürür demeye çalıştı, o çakıları eline alan hiç bir insan evladı imha edemez iddia ediyorum ;)Çakı düşmanı annem bile ne kadar beğendiğini söylemeden edemedi çünkü ;D) Neyse sonra çakıları bu şekilde alamayacağımızı anlayınca işi "sempatik" kanaldan hallettik. Zamanında Karaköy'deki av dükkanlarına gittiğimde 30 dolara aldığım çakı için 180 ytl istemeselerdi ben de böyle yurt dışından getirtmek için uğraşmak zorunda kalmazdım ama fiyat farkı abartılı...

Buck'dan çok memnunum, kesinlikle tavsiye ederim ;) Ama kukri kadar iş görmez sanırım :D
[attachment=1]
 



Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

Tavsiyen için çok teşekkürler :smiley:, aklımdan geçmedide değil aslında....
10 tane Bucks'a (herne bucksa) 1 adet BORA çakıyı değişmem...

Ben şehir eşkiyası değilim sokaklarda bıçak ile dolaşayım, Amerikan marka çakılar bana fazlası ile fantastik kaçıyor; çok yapmacık geliyor(her nekadar teknoloji harikaları densede!!!)
Doğa ile baş başa iken el yapımı ve o coğrafya için asırlardan beri kullanılan çakılar her zaman ilgimi çekmiştir...
Prof.Dr. Sayın Oktay SİNANOĞLU'nun dediği gibi Amerikalılar sadece silah ve flim yapar...
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

Uzun bir süre yabancı ordu malları satan bir dükkanda ortak olarak iş yaptım ve elime sayısız çakı,bıçak,kurki geçti.
Her markanın en iyilerini en kötülerini görme imkanım oldu ama bu başlıkta birşeye takıldım.
Neden kurki bu kadar çok ilgi çekti?
Talep edilmesindeki sebep nedir diye merak ediyorum çünkü kullanım amacına göre kurki gibi bir alet ile ormanda kendinize yol açar, hayati idamede kullanırsınız(sığınak,yatak,sal vs). Peki trekking,kampçılık,ofroad gibi etkinliklerde ne kadar çok işimize yarar bunu tespit etmek gerek sanırım.
Millet olarak silahlara bir ilgimiz vardır evvelden beridir acaba bu durumda ondan dolayı mıdır diye düşünmeden edemiyorum.

Netice olarak hergün insanın yanında taşıyabileceği bir teçhizat değildir kurki, zaten onu günlük yaşamında taşımak zorunda olan insanda buraya senede bir belki uğrar belki uğramaz.
Everyday Carry konusunda biraz saptık sanırım...
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

serif.ru' Alıntı:
10 tane Bucks'a (herne bucksa) 1 adet BORA çakıyı değişmem...

Ben şehir eşkiyası değilim sokaklarda bıçak ile dolaşayım, Amerikan marka çakılar bana fazlası ile fantastik kaçıyor; çok yapmacık geliyor(her nekadar teknoloji harikaları densede!!!)
Sayın serif.ru(isminiz olmadığından böyle hitap etmek zorundayım)
Burada herkes "hergün yanında taşıdığı" çakılardan bahsettiği için ben de hergün yanımda taşıdığım çakıları yazdım ;)
Yanında her çakı taşıyan şehir eşkiyası değildir, üstündeki aparatlar sayesinde bir sürü küçük işinizi halledebilirsiniz. Ben çakıları alırken Amerikan malı olmalarına değil de kaliteli çelikten imal edilmiş olmalarına bakarak aldım. Alırken de "keşke Bursalı bıçak ustaları bunlar gibi çakılar yapsa da biz de yurt dışından almak zorunda kalmasak" demişimdir..
Ayrıca çakıların 3'nün de üstümde olduğu durumlar oluyor ama ne yazık ki belirttiğiniz gibi şehirde değilim ondan problem olcağını sanmıyorum:smiley:En basit olanı sürekli cebimde, diğerleri üzerime giydiğim aksesuarlara göre üstümde oluyor veya olmuyor... Şemdinli'nin 30 km daha güneyinde ne zaman neye ihtiyacınız olacağını bilemiyorsunuz, bitane de palam olsa fena olmaz aslında;)
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

Türkiye de üretilen bıçakların en iyisini bora firması üretiyor bildiğim kadarıyla onlarda dünya standardının en düşüğü olan 440C(çin malı tenekeler hariç)çelikten üretiliyor,en iyi markaların da 440c bıçakları var elbette kabzası aynı olan bir modelin çeliğine göre 50 ila 1000 ytl arası fiyatları oluyor...
Bence tek bıçak taşınakcaksa 440c bıçak alınmamalı...
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

Bora firmasını ilk defa duydum ama hemen araştırmaya başlıcam bakalım nasıl modelleri varmış...Ürünlerini görebilceğim bir web sitesi var mı acaba?
 



Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

Bu da beim Bora marka av bıçağım...

Çok kaliteli kılıfları olduğunu belirtmek isterim...


borawz2.png


Ayrıca, markanın web adresi de;

http://www.boraknives.com.tr/
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

Bence boranın bazı modelleri kasaplar için uygundur ancak outdoor aktivite yapan birisi için 154cm çelikli bir bıçak biraz fazla ödensede daha dayanıklı ve uzun ömürlü olucakdır...
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

merhaba yerli en kaliteli biçak BORA dır.İşi bilerek ve kaliteli yapıyorlar,birde kakma bicakları var muhtesem.
bence en kaliteli makarlar sumlar: GERBER,SOG ,CRKT,KABAR,COLD STEEL,BOKER,VICTRONIOX,
Çelik olarak da bence 440 c,154cm,AUS 8 ve tabii DAMAST ( şam çeliği iki farkli çeliğin dövülerek meydana gelir),
bende çelik hastaliği vardır.
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

benchmade,spyderco
 

Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

Bir doğa tutkununun çakısı olmadan olmaz :smiley: Gerçi çoğumuz bu ihtiyacı kolleksiyon mertebesine taşımış durumdayız. Bu nedenle Efe Bey'in (behicefe) yazdıklarına katılıyorum :smiley:

Bıçakçılıkla uğraşan büyükbabamı göremedim ama babamdan, nasıl bıçak yaptıklarını dinlemekten hala keyif alırım. Sanırım doğa sporları ile uğraşmamış olsaydımda aynı merakım olurdu.

Her gün yanımızda taşıdığımız derken aslında yukarılarda da gördüğümüz gibi geniş bir yelpaze var karşımızda. Şırnak'taki arkadaşımızın ihtiyacıyla Karadeniz yaylalarında veya büyükşehirde yaşayan arkadaşların ihtiyaç ve kullanımları farklı olabiliyor. Neyseki konuşabileceğimiz ve bilgilerimizi paylaşabileceğimiz bolca çeşit var :smiley: Ben uzun bir süre Victorinox'un aşağıdaki Spartan Standart modelini taşıyordum. Bu orta boy çakı sonraları çalıştığım binaya girişte bile problem çıkartmaya başladı. Ardından sinemalar, alış veriş merkezleri, metrolar, bib bib li kapılar derken cebimde taşıyamaz oldum :( E çantanızda sürekli yanınızda olamıyor. Bende yine Victorinox'un MiniChamp'ini aldım. Makası, yıldız ve düz tornavidası, kapak açacağı, cımbızı, kalemi ve iki kesikin bıçağıyla günün 9 saati bilgisayar başında tüneyen beni yeterince idare ediyordu. Üstelik bozuk para cüzdanınızda bile taşıyabiliyorsunuz. Aslında MiniChamp'in gündelik yaşamım için çok daha uygun bir seçim olduğunu kullandıkça gördüm.

Yine spartan modeli gibi ama daha fazla fonkisyonlu markalı olmayan iki çakım daha var. Birde askerde aldığım çatal ve kaşığı olan bir çakım var :smiley: Pek sağlam bişey değil ama yine de doğa yürüyüşlerine çıktığımda mutlaka çantamın gözüne atarım.

Küçük bir tool çakı da kullanıyorum. Bıçaklarını bilemem gerek ama pense ve tornavidaları gayet iyi durumda. Son anda aklıma geldi :smiley: Victorinox'un pusula, büyüteç ve derece içeren bir seti var aşağıdaki gibi. Çok kullandığımı söyleyemem ama sırt çantamın daimi eşyalarındandır :smiley:

Paylaştığınız bilgi ve deneyimleriniz için teşekkürler arkadaşlar. Sağlıcakla kalın.

SA30482-2.jpg
 



Ynt: EDC (Everyday Carry) Hergün Yanınızda Taşıdığınız Bıçağınız Var mı? Varsa Nedir?

ErdSngzr' Alıntı:
Bir doğa tutkununun çakısı olmadan olmaz :smiley: Gerçi çoğumuz bu ihtiyacı kolleksiyon mertebesine taşımış durumdayız. Bu nedenle Efe Bey'in (behicefe) yazdıklarına katılıyorum :smiley:

Bıçakçılıkla uğraşan büyükbabamı göremedim ama babamdan, nasıl bıçak yaptıklarını dinlemekten hala keyif alırım. Sanırım doğa sporları ile uğraşmamış olsaydımda aynı merakım olurdu.

Her gün yanımızda taşıdığımız derken aslında yukarılarda da gördüğümüz gibi geniş bir yelpaze var karşımızda. Şırnak'taki arkadaşımızın ihtiyacıyla Karadeniz yaylalarında veya büyükşehirde yaşayan arkadaşların ihtiyaç ve kullanımları farklı olabiliyor. Neyseki konuşabileceğimiz ve bilgilerimizi paylaşabileceğimiz bolca çeşit var :smiley: Ben uzun bir süre Victorinox'un aşağıdaki Spartan Standart modelini taşıyordum. Bu orta boy çakı sonraları çalıştığım binaya girişte bile problem çıkartmaya başladı. Ardından sinemalar, alış veriş merkezleri, metrolar, bib bib li kapılar derken cebimde taşıyamaz oldum :( E çantanızda sürekli yanınızda olamıyor. Bende yine Victorinox'un MiniChamp'ini aldım. Makası, yıldız ve düz tornavidası, kapak açacağı, cımbızı, kalemi ve iki kesikin bıçağıyla günün 9 saati bilgisayar başında tüneyen beni yeterince idare ediyordu. Üstelik bozuk para cüzdanınızda bile taşıyabiliyorsunuz. Aslında MiniChamp'in gündelik yaşamım için çok daha uygun bir seçim olduğunu kullandıkça gördüm.

Yine spartan modeli gibi ama daha fazla fonkisyonlu markalı olmayan iki çakım daha var. Birde askerde aldığım çatal ve kaşığı olan bir çakım var :smiley: Pek sağlam bişey değil ama yine de doğa yürüyüşlerine çıktığımda mutlaka çantamın gözüne atarım.

Küçük bir tool çakı da kullanıyorum. Bıçaklarını bilemem gerek ama pense ve tornavidaları gayet iyi durumda. Son anda aklıma geldi :smiley: Victorinox'un pusula, büyüteç ve derece içeren bir seti var aşağıdaki gibi. Çok kullandığımı söyleyemem ama sırt çantamın daimi eşyalarındandır :smiley:

Paylaştığınız bilgi ve deneyimleriniz için teşekkürler arkadaşlar. Sağlıcakla kalın.

Merhaba benim anlamadiğim alisveris merkezine girken sorun çikatıyıor bu ara ben hiç geri ve orada birakmadim güvenlik amiri bile gelince ben giriyorum diyorum istersen tutukla yada pesime birini tak içerde fazlası ile var ben bunu hiç anlayamıyorum ve onları takmiyorum.
o içerde de satilmasın inadina bir kac çakı ile giriyorum.:smiley:
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,670
Mesajlar
1,521,922
Kayıtlı Üye Sayımız
166,524
Kaydolan Son Üyemiz
cixman

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst