Ynt: Dizel Motor ile İlgili Önemli Bilgiler...
"Sn.bartek, 2 yazınızdada bahsettiğiniz regülatör konusunda detaylı bilgi verebilirmisiniz."
Levent Bey, dizel motorun yakıt- devir ayarını yapan bir regülatörü vardır. Genelde küçük motorlarda mekanik-santrifuj regülatör, büyük motorlarda elektronik regülatör olur. Elektronik regülatör daha pahalı ama daha hassasdır.
Mekanik regülatör, krank milinden direk veya dolaylı olarak tahrik edilen mil ve ağırlıklardan oluşur. Siz araçta ayağınızla gaz verirsiniz, yani fazla mazot gönderim için izin verirseniz. Bu durumda krank mili hızlanır. Mekanik regülatör mili de hızlanır, mile bağlı ağırlıklar santrifuj etkisiyle açılır. Ağırlıkların açılması ile de ara çubuk bağlantılarla mazot pompasının yakıtını azaltırsınız. Regülatör olmazsa siz gaza bastıkça motor hızlanır, hızlanır , hızlanır. Aşırı hıza geçer. Buna dur diyen regülatörtür.
Durumum tersini düşünelim. Yük fazla gelsin, yani yokuş çıkmaya başladınız diyelim. Krank mili hızı düşer, ağırlıklar kapanır, siz gaza basınca ağrılıklarda kapalı olduğu için yakıtı fazla gönderbilirsiniz. Yük gerçekten fazla ise krank mili hızını artıramaz, ağrılıklarda kapalı olduğu için habire yakıt gönderirsiniz. Sonuç yakıta göre oksijen azlığından kara dumanla karşılaşırsınız.
Elektronik regülatörde volantın hızını manyetik pikupla ölçersiniz, kontrol devresi üzerinden izin verilecek yakıt miktarını ayarlarsınız. Bu tip motorlarda yük değişimlerine cevap 1-2 saniyede gerçekleşir. Mekanik regülatörlerde bu süre 10 saniyeyi bulur. (Ferhat Bey, senkron çalışan jeneratörlerde elektronik regülatör şarttır)
Ferhat Bey, bence sizin motorun durumu gayet iyi. Sadece bana göre motor gücü seçilirken Türkiye'deki eksrem şartlar düşünülmemiş. Dünya çapında satış yapan iş makinacıları motorlarını en az % 25-30 büyük seçerler. Sizinki mesela % 10 büyük seçilmiştir. Bu nedenle kafanızı pek takmayın. 2300 metre üzerlerine yavaş çıkarsınız, olur biter.
Sizin motor doğal emişli 2.7 litre, turbolu olsaydı 2 litrelik motor yeterdi. 2 litre motor + turboşarj fiyatı 2.7 litrelik motordan azdır. Maliyet nedeni ile turbo çok kullanılıyor.
Bu arada subap ayarının rakımla ilgisi yoktur. Tüm motor firmaları subap ayarını motor soğuk veya sıcak iken istenilen ayarda yapın der. Ben Antalya ile Van'daki arkadaşa aynı değeri söylerim. Yani subapları açarak yanma odasına yüksek rakımda fazla oksjen gönderemezsiniz. Değerleri kafadan atıyorum. 1 litre içinde Antalya'da 20 gr oksijen var diyelim. Bu değer Van'da 10 gr dır. Motorun silindirlerinin hacmi toplam 2 litre ise Antalya'da 2 litre , Van'da da 2 litredir. Birinde motora 20 gr oksijen girer, diğerinde 10 gr. Bu şuna benziyor , yüksek rakımda zor nefes alanlara ağzını niye tam açmadın diye sormaya. (Gerçi insan ciğerinin hacmi yüksek rakımda büyümesi bile lazım basınç düşmesi nedeni ile. )
Hava sıkıştırılabilen akışkan olduğu için motorun sabit 2 litre hacmine sıkıştırarak gönderirseniz oksijen artabilir- Turboşarj bunu yapar. Başka oksijen artırmanın çaresi yoktur. Eğer siz turbodan daha az maliyetli bir yol bulursanız motor üreticileri size ihya ederler . 50 sene önceki dizel motorlarla günümüz dizeli arasındaki tek fark yakıtı nasıl yakacağım, havayı nasıl getireceğim ile ilgilidir.
Sonuçta arkadaşlar yüksek rakıma kafanızı takmayın, sizin yapacağınız çok bir şey yok. Dua edin motoru düzgün seçilmiş olsun.
En son biliyorsunuz 1 milyon euronun üzerinde alınan metrobüsler Istanbul'da yokuş çıkamadı. İmalatcısı biz sizin bu kadar kişiyi aynı anda bindireceğinizi hesaplayamadık dediler ki , anlamı motoru küçük seçilmiş demektir. Sonuçta bilerek vaya bilmeyerek maliyeti düşürmek için her şey yapılıyor.
Kalk gidelim Küheylanı servise döndürdük bu arada.