mildseven
Ana Kamp
- Mesajlar
- 71
- Tepkime Puanı
- 1
Selamlar;
İsmim Uğur Öztürk. İzmir'de yaşıyorum. İnternet ile sürekli içli dışlı olmama rağmen ilk defa bir Forum'a üye olup yazı yazıyorum. Forum'u bulmam da tamamen tesadüf eseri oldu. Daha doğrusu forum benim hobi olarak ilgilnediğim hemen hemen her konuyu; Scuba, sualtı fotoğrafı, 4x4, off-road; kapsadığı halde bunları araken bulmadım forumu.
2000 Model Disco II V8 bir küheylanım var. Çok seviyorum küheylanı ama bizimki bana ızdırap veren bir birliktelik. Gerek bakımı gerek arızası özellikle de doyuramadığım benzin susuzluğu beni perişan etmeye başladı. Nihayetinde psikolojik karşıtlığımı yenip Disco'yu LPG yakıt sistemine çevirtmeye karar verdim. Psikolojik diyorum çünkü bundan önceki işim Aygaz'da dökmegaz tanklarını ve otogaz istasyonlarını kurup, LPG satmaktı. Meslek olarak ta LPG'nin güvenlik kurallarına uygun kullanıldığı müddetçe tehlikesiz olduğunu bilirim. Internet'i karıştırmaya başladım. Benim LPG üzerine çalıştığım zamandan beri çok değişmişti LPG dönüşüm sistemleri. Sıralı enjeksiyonlu sistemler çıkmış piyasaya. Dünyadaki uygulamaları araştırdım önce Disco'ya en uygun dönüşüm sisteminin ne olacağına karar vermek için. İngiltereden safyaları karıştırdım hemen. Disco-LPG en kolay orda bulunur diye. Şimdi sorsanız İngilterede kaç dönüşüm istasyonu var LPG dolum istasyonları nerededir hepsini söylerim. Bu arada dizel motorlara da LPG uygulaması yapıldığını öğrendim. Benzinli motorlardaki gibi tam bir dönüşüm değil. LPG ve Dizel birlikte yakılıyor. 70 dizel/30 LPG veya 60 Dizel /40 LPG gibi oranlarda. %20 - %30 yakıt tasarrufu ve %10-%15 güç artışı iddia ediyorlar. 3-5 yıla kadar Türkiye'de de yapılmaya başlarsa şaşırmam.
Uygulanmış dönüşüm örneklerini gördükten sonra en uygun markanın Prins olacağına karar verdim. Döndüm Türkiye'den sayfaları karıştırmaya başladım. Bu sırada buldum forumu. Yavuz Bey'in Disco'ya Prins LPG sistemi taktırdığı yazışmalar takıldı önce aramama. Sonra oturdum, geçtiğimiz hafta sonu iki gün boyunca pek çok konuyu keyifle okudum forumun içerisinde. Özellikle Yavuz Bey'in Disco'sunun geçirdiği evrimden çok etkilendim. Benim küheylan da aynı renkte olduğu için heves ettim şnorkel, port bagaj, tampon, vinç yaptırmaya fakat forumu okumaya devam ettikçe de ümitsizliğe kapıldım biraz. Özellikle ideal off-road aracının gerekliliklerini okudukça. Mümkün olduğunca elektronik aksamının az olup mekanik olması, manuel vitesli olması hatta ABS bile bulunmamasının iyi olacağını öğrenince, ki hepsi mantıklı sebepler, biraz da hayal kırıklığına uğradım. Az elektronik az arıza, çok mekanik çok keyif. Benim küheylan yoğunluklu asfaltta ve hafif arazi şartlarında dolaştığı halde durmadan arıza çıkarıyor. Sizler Disco'nun nekadar güvenilir ve sorunsuz olduğunu söylediğinizde şaşırmıştım. Ya benim küheylen Disco değil ya da hala Disco olduğunu bilmiyor. Aldığım günden beri sorunu, arızası bitmiyor. İlk olarak hava akışmetresi arızalı çıktı. Değiştirdik. Low Range geçince manuel moda geçmediğini fark ettim. Bilmem ne müşürü bozukmuş. Değiştirdik. Koltuk ısıtıcısı çalışmıyordu. Rezistanslı ısıtıcı yanmış. Onu da değiştirdik. Piza kulesi gibi yana yatmaya başladı. Arka amortisör körüğü delinmiş. Değiştirdik. Sıtma nöbetine tutulmuş gibi titremeye başladı. Ateşleme bobinleri yanmış dediler. Çaresiz değiştirdik. Durmadan su eksiltiyordu. Servis bir türlü bulamadı sebebini. Fark ettim ki taşma kabının altındaki boru bağlantı parçası kırılmış. Kabı değiştirmedim 350 Euro olduğunu duyunca. Fabrikada atelyede uygun şekilde tamir ettirdim. Orjinalinden sağlam oldu. Amortisör körüklerine hava basan kompresör V8 motodan daha sesli çalışmaya başlayınca, o da bozuk fiyatı da 1400 YTL dediler. Onu değiştirmedim çok şükür. Kompresörü söküp temizledik. Su girmiş içerisine. Paslanıp, kitlenmiş rulmanları. Değiştirince sessiz sedasız çalışmaya başladı. Aküsü bitti yolda kaldık. Tam da benzincide. Bu arada değişen rot başlarını, rotilleri, motor takozlarını hiç söylemeyeyim bile. Benim Küheylan Özde Değil Sözde Disco galiba. Ama ne yapayım çok seviyorum. İlk olarak 4x4 almaya karar verip araştırmaya başlayınca sevdim. Arazi kabiliyetlerini, çok fonksiyonelliğini, zamanının ilerisinde bir araç oluşunu, küt-keskin-köşeli hatlarını sevdim. Sonra bir gezi sırasında pekişti sevgim. Bilen bilir İzmir'de pek kar yağmaz. İzmir'e taşındığım 2001 yılından buyana hersene bir veya iki kez kar yağdı. Ama ne gariptir ki her kar yağışında İzmir'liler sanki hayatlarında ilk kez kar gören çöl bedevileri gibi davranıyorlar. Manisa'da Spil dağı var. Senede bir iki kez kar görüp doyamayanlar oraya gider hafta sonu. Biz de bir haftasonu heves ettik. 3 Aile çocuklar ile 8 kişi doluştuk benim Disco'ya çıktık yola. Dağa tırmanırken baktım bütün araçlar kar yüzünden geri dönüyor yolu tıkamışlar. Bize her yer yol deyip daldık araziye. Sanki arzide değil düz yolda gidiyoruz. Bana mısın demeden ulaştırdı Disco bizi zirveye. Son olarak ta Konya'dan bayram dönüşü. Bir kar bir tipi. Diğer araçlar zincir nezaretinde zar zor ilerlerken biz sol şeritten geldik İzmir'e.
Ne atabiliyorum, ne satabiliyorum ne de vaz geçebiliyorum. Bir ara ikinci el Disco III için heves ettim. Ama hem fiyatı yüzünden hem de Yavuz Bey'in Disco III için yorumunu okuyunca vaz geçtim hemen. Her neyse Disco macerama LPG ile devam etmeye karar verdim. Hatta bayram öncesi Ankara'ya uğrama planımız var. Belki Yavuz Beyin montaj yaptırdığı dönüşüm servisinde yaptırırım montajı. Çözemediğim bir konu var lakin. İngiltere'deki dönüşüm örneklerinin fotoğraflarını incelerken Disco'nun ve hatta pek çok 4x4'ün şasi altına tank montajı yapıldığını fark ettim. Baktım Disco'nun altında uygun yerler var. Dönüşüm yapanlar pek yanaşmıyor aracın altına montaja. Sızdırmazlık testi diyorlar. TSE ve Makina Mühendisleri Odası'nın sayfasından ilgili standartları aradım. Standartları buldum ama para vermezseniz okuyamıyorsunuz standartları. Sizlerden bilgisi olan var mı bu konuda? Disco'nun şasi altına tank montajı yapılabilir mi? Yapılırsa TSE Standartlarına aykırı olur mu? TSE Standartlarının çok büyük bölümünün DIN, JIS, ASTM gibi standartlardan tercüme olduğunu düşünürseniz sorun olmazmış gibi geliyor.
Dedim ya ilk defa yazıyorum bir foruma. Umarım çok uzun ve gereksiz ayrıntılarla dolu olmamıştır.
Sevgiler
İsmim Uğur Öztürk. İzmir'de yaşıyorum. İnternet ile sürekli içli dışlı olmama rağmen ilk defa bir Forum'a üye olup yazı yazıyorum. Forum'u bulmam da tamamen tesadüf eseri oldu. Daha doğrusu forum benim hobi olarak ilgilnediğim hemen hemen her konuyu; Scuba, sualtı fotoğrafı, 4x4, off-road; kapsadığı halde bunları araken bulmadım forumu.
2000 Model Disco II V8 bir küheylanım var. Çok seviyorum küheylanı ama bizimki bana ızdırap veren bir birliktelik. Gerek bakımı gerek arızası özellikle de doyuramadığım benzin susuzluğu beni perişan etmeye başladı. Nihayetinde psikolojik karşıtlığımı yenip Disco'yu LPG yakıt sistemine çevirtmeye karar verdim. Psikolojik diyorum çünkü bundan önceki işim Aygaz'da dökmegaz tanklarını ve otogaz istasyonlarını kurup, LPG satmaktı. Meslek olarak ta LPG'nin güvenlik kurallarına uygun kullanıldığı müddetçe tehlikesiz olduğunu bilirim. Internet'i karıştırmaya başladım. Benim LPG üzerine çalıştığım zamandan beri çok değişmişti LPG dönüşüm sistemleri. Sıralı enjeksiyonlu sistemler çıkmış piyasaya. Dünyadaki uygulamaları araştırdım önce Disco'ya en uygun dönüşüm sisteminin ne olacağına karar vermek için. İngiltereden safyaları karıştırdım hemen. Disco-LPG en kolay orda bulunur diye. Şimdi sorsanız İngilterede kaç dönüşüm istasyonu var LPG dolum istasyonları nerededir hepsini söylerim. Bu arada dizel motorlara da LPG uygulaması yapıldığını öğrendim. Benzinli motorlardaki gibi tam bir dönüşüm değil. LPG ve Dizel birlikte yakılıyor. 70 dizel/30 LPG veya 60 Dizel /40 LPG gibi oranlarda. %20 - %30 yakıt tasarrufu ve %10-%15 güç artışı iddia ediyorlar. 3-5 yıla kadar Türkiye'de de yapılmaya başlarsa şaşırmam.
Uygulanmış dönüşüm örneklerini gördükten sonra en uygun markanın Prins olacağına karar verdim. Döndüm Türkiye'den sayfaları karıştırmaya başladım. Bu sırada buldum forumu. Yavuz Bey'in Disco'ya Prins LPG sistemi taktırdığı yazışmalar takıldı önce aramama. Sonra oturdum, geçtiğimiz hafta sonu iki gün boyunca pek çok konuyu keyifle okudum forumun içerisinde. Özellikle Yavuz Bey'in Disco'sunun geçirdiği evrimden çok etkilendim. Benim küheylan da aynı renkte olduğu için heves ettim şnorkel, port bagaj, tampon, vinç yaptırmaya fakat forumu okumaya devam ettikçe de ümitsizliğe kapıldım biraz. Özellikle ideal off-road aracının gerekliliklerini okudukça. Mümkün olduğunca elektronik aksamının az olup mekanik olması, manuel vitesli olması hatta ABS bile bulunmamasının iyi olacağını öğrenince, ki hepsi mantıklı sebepler, biraz da hayal kırıklığına uğradım. Az elektronik az arıza, çok mekanik çok keyif. Benim küheylan yoğunluklu asfaltta ve hafif arazi şartlarında dolaştığı halde durmadan arıza çıkarıyor. Sizler Disco'nun nekadar güvenilir ve sorunsuz olduğunu söylediğinizde şaşırmıştım. Ya benim küheylen Disco değil ya da hala Disco olduğunu bilmiyor. Aldığım günden beri sorunu, arızası bitmiyor. İlk olarak hava akışmetresi arızalı çıktı. Değiştirdik. Low Range geçince manuel moda geçmediğini fark ettim. Bilmem ne müşürü bozukmuş. Değiştirdik. Koltuk ısıtıcısı çalışmıyordu. Rezistanslı ısıtıcı yanmış. Onu da değiştirdik. Piza kulesi gibi yana yatmaya başladı. Arka amortisör körüğü delinmiş. Değiştirdik. Sıtma nöbetine tutulmuş gibi titremeye başladı. Ateşleme bobinleri yanmış dediler. Çaresiz değiştirdik. Durmadan su eksiltiyordu. Servis bir türlü bulamadı sebebini. Fark ettim ki taşma kabının altındaki boru bağlantı parçası kırılmış. Kabı değiştirmedim 350 Euro olduğunu duyunca. Fabrikada atelyede uygun şekilde tamir ettirdim. Orjinalinden sağlam oldu. Amortisör körüklerine hava basan kompresör V8 motodan daha sesli çalışmaya başlayınca, o da bozuk fiyatı da 1400 YTL dediler. Onu değiştirmedim çok şükür. Kompresörü söküp temizledik. Su girmiş içerisine. Paslanıp, kitlenmiş rulmanları. Değiştirince sessiz sedasız çalışmaya başladı. Aküsü bitti yolda kaldık. Tam da benzincide. Bu arada değişen rot başlarını, rotilleri, motor takozlarını hiç söylemeyeyim bile. Benim Küheylan Özde Değil Sözde Disco galiba. Ama ne yapayım çok seviyorum. İlk olarak 4x4 almaya karar verip araştırmaya başlayınca sevdim. Arazi kabiliyetlerini, çok fonksiyonelliğini, zamanının ilerisinde bir araç oluşunu, küt-keskin-köşeli hatlarını sevdim. Sonra bir gezi sırasında pekişti sevgim. Bilen bilir İzmir'de pek kar yağmaz. İzmir'e taşındığım 2001 yılından buyana hersene bir veya iki kez kar yağdı. Ama ne gariptir ki her kar yağışında İzmir'liler sanki hayatlarında ilk kez kar gören çöl bedevileri gibi davranıyorlar. Manisa'da Spil dağı var. Senede bir iki kez kar görüp doyamayanlar oraya gider hafta sonu. Biz de bir haftasonu heves ettik. 3 Aile çocuklar ile 8 kişi doluştuk benim Disco'ya çıktık yola. Dağa tırmanırken baktım bütün araçlar kar yüzünden geri dönüyor yolu tıkamışlar. Bize her yer yol deyip daldık araziye. Sanki arzide değil düz yolda gidiyoruz. Bana mısın demeden ulaştırdı Disco bizi zirveye. Son olarak ta Konya'dan bayram dönüşü. Bir kar bir tipi. Diğer araçlar zincir nezaretinde zar zor ilerlerken biz sol şeritten geldik İzmir'e.
Ne atabiliyorum, ne satabiliyorum ne de vaz geçebiliyorum. Bir ara ikinci el Disco III için heves ettim. Ama hem fiyatı yüzünden hem de Yavuz Bey'in Disco III için yorumunu okuyunca vaz geçtim hemen. Her neyse Disco macerama LPG ile devam etmeye karar verdim. Hatta bayram öncesi Ankara'ya uğrama planımız var. Belki Yavuz Beyin montaj yaptırdığı dönüşüm servisinde yaptırırım montajı. Çözemediğim bir konu var lakin. İngiltere'deki dönüşüm örneklerinin fotoğraflarını incelerken Disco'nun ve hatta pek çok 4x4'ün şasi altına tank montajı yapıldığını fark ettim. Baktım Disco'nun altında uygun yerler var. Dönüşüm yapanlar pek yanaşmıyor aracın altına montaja. Sızdırmazlık testi diyorlar. TSE ve Makina Mühendisleri Odası'nın sayfasından ilgili standartları aradım. Standartları buldum ama para vermezseniz okuyamıyorsunuz standartları. Sizlerden bilgisi olan var mı bu konuda? Disco'nun şasi altına tank montajı yapılabilir mi? Yapılırsa TSE Standartlarına aykırı olur mu? TSE Standartlarının çok büyük bölümünün DIN, JIS, ASTM gibi standartlardan tercüme olduğunu düşünürseniz sorun olmazmış gibi geliyor.
Dedim ya ilk defa yazıyorum bir foruma. Umarım çok uzun ve gereksiz ayrıntılarla dolu olmamıştır.
Sevgiler