faruk haksal
Ana Kamp
- Mesajlar
- 20
- Tepkime Puanı
- 2
Adam, toplamış çoluğunu çocuğunu, amcasını, halasını, ablasını ve de kapı karşı komşusunu... Doldurmuş bir karavanın içine, ciyak ciyak tatil yapıyor....
Fonda tavla şakırtıları.
Ocakta fasulye kaynıyor.
Arka planda, uyutulamamış çocuk ağlamaları.
- Nasılsınız Fahri bey?
- İyiyiz Allaha şükür; yuvarlanıp gidiyoruz (Doğanın içinde!)
+ + +
Bir başka adam, toplamış kitabını defterini, kağıdını kalemini, nahif ve muzdarip, yorgun ve bıkkın hayatını [ve hatıralarını], sırt üstü uzandığı şezlongda başını iki elinin avucunun arasında ortalayarak [ve aklını başına toplamak umudunu saklı tutarak] ve “geçmişi”nin aktifinden pasifini çıkartarak, kapkaranlık bir fatura tanzim etmeye çalışıyor…
Ve de dinleniyor böylece.
Tatil yapıyor karavanıyla.
Karavanı, Fahri beyin biraz ötesine ustaca konuşlandırılmış durum vaziyetinde… (Doğanın içinde!)
+ + +
Bir başka adam, karavanının önünü marangoz, çilingir, elektrikçi, su tamircisi, nalburiye ve otomobil tamircisi tezgahlarından oluşan bir galeri haline getirmiş, meşgul, çok meşgul… Dehşetli meşgul ve dalgın, çok dalgın, düşünceli, biraz sinirli… Ve her Türk evladı gibi [ve kadar] zeki ve çalışkan…
Hiç durmadan çalışıyor, güveniyor ve öğünüyor!..
Ve bu nitelikleri ile de, sap nahiyesine kadar bir Türk çocuğu olan bu misak-ı milli yurttaşımız, T.C. vatandaşı kimliği üzerine, ayrıca ve bağımsız olarak, “kampçı” alt-kimliğini ekliyor…
Aynı zamanda “dernek” üyesi kampçı kardeşimiz, aynı mekânda ve (doğanın içinde!)
Niteliklerini saya saya bitiremediğimiz bu hamiyetli toplum adamı ve halk çocuğu kampçı kardeşimizin elinden her iş geliyor. Tatil yapmak bile...
+ + +
Cengiz bey, az önce, tatil yapmakta olduğu kampingin elektrik direğine acemice çakılmış bulunan çamaşır ipi çivilerini söktü birer birer, büyük bir ustalıkla…
Alnında birikmiş ter tanelerini sildi, doğruldu; şimdi, aletlerini topluyor (Doğanın içinde)
- Afiyettesiniz inşallah Cengiz bey, kolay gelsin.
- ...
Cengiz bey-usta cevap vermedi bu temennaya.
Gerçek ustalar, öyle her zaman ulu orta konuşmazlar. Vakur bir eda ile ve sabırla susarlar çoğu kez. Çünkü, “ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!”
+ + +
Tepelerinde çam ağaçlarının dalları, önlerinde (mas) “mavi-ak” deniz, etraflarında çepe-çevre sinek ve arı ve karınca ve köpek ve kediler ve denizden onlara doğru salına salına yaklaşan Fethi beyin kayınbiraderinin nişanlısının kız kardeşinin (lekeli-beyaz) bikinisi (Doğanın içinde)...
Tatil yapıyoruz.
Dinleniyoruz hep birlikte.
+ + +
Mangal yellemelerinden arta kalan duman, biraz sonra kekik-köfte-balık kokuları, erkek salataları, kadın bulaşıkları, çocuk top zıplatmaları, anneanne yün örgüleri, baldız hamak sallanmaları ve bilcümle kültürel aksesuarımızla, sevinçte ve tasada ve kıvançta ortak bir vaziyette, “mutlu” olmaya ve birbirimizi anlamaya ve bunu beceremediğim her ortamda ise, anlaşmaya çalışıyoruz, elhamdülillah.
+ + +
Fahri beylerin üç günü kaldı.
Şezlongktaki entel, kibirli ve yorgun adamın işi gücü yok, o hep burada.
Cengiz beylerin daha oniki günleri var.
Fethi beyin kayınbiraderinin nişanlısının kız kardeşinin durumu (henüz) belli değil...
Elbet, bir gün bu güzel tatil günleri de bitecek.
Artık böyle değil, kent betonları ile taşra varoşları arasına sıkışıp, başka türlü “mutlu” olmaya çalışacağız. Kampingin ve (Doğanın dışında)…
Ve ne yapalım ki, buna da katlanacağız
Daha ne günler gördük biz, ne mutluluklar atlattık…
Değirmende boyatmadık biz bu karavanı...
www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com
Fonda tavla şakırtıları.
Ocakta fasulye kaynıyor.
Arka planda, uyutulamamış çocuk ağlamaları.
- Nasılsınız Fahri bey?
- İyiyiz Allaha şükür; yuvarlanıp gidiyoruz (Doğanın içinde!)
+ + +
Bir başka adam, toplamış kitabını defterini, kağıdını kalemini, nahif ve muzdarip, yorgun ve bıkkın hayatını [ve hatıralarını], sırt üstü uzandığı şezlongda başını iki elinin avucunun arasında ortalayarak [ve aklını başına toplamak umudunu saklı tutarak] ve “geçmişi”nin aktifinden pasifini çıkartarak, kapkaranlık bir fatura tanzim etmeye çalışıyor…
Ve de dinleniyor böylece.
Tatil yapıyor karavanıyla.
Karavanı, Fahri beyin biraz ötesine ustaca konuşlandırılmış durum vaziyetinde… (Doğanın içinde!)
+ + +
Bir başka adam, karavanının önünü marangoz, çilingir, elektrikçi, su tamircisi, nalburiye ve otomobil tamircisi tezgahlarından oluşan bir galeri haline getirmiş, meşgul, çok meşgul… Dehşetli meşgul ve dalgın, çok dalgın, düşünceli, biraz sinirli… Ve her Türk evladı gibi [ve kadar] zeki ve çalışkan…
Hiç durmadan çalışıyor, güveniyor ve öğünüyor!..
Ve bu nitelikleri ile de, sap nahiyesine kadar bir Türk çocuğu olan bu misak-ı milli yurttaşımız, T.C. vatandaşı kimliği üzerine, ayrıca ve bağımsız olarak, “kampçı” alt-kimliğini ekliyor…
Aynı zamanda “dernek” üyesi kampçı kardeşimiz, aynı mekânda ve (doğanın içinde!)
Niteliklerini saya saya bitiremediğimiz bu hamiyetli toplum adamı ve halk çocuğu kampçı kardeşimizin elinden her iş geliyor. Tatil yapmak bile...
+ + +
Cengiz bey, az önce, tatil yapmakta olduğu kampingin elektrik direğine acemice çakılmış bulunan çamaşır ipi çivilerini söktü birer birer, büyük bir ustalıkla…
Alnında birikmiş ter tanelerini sildi, doğruldu; şimdi, aletlerini topluyor (Doğanın içinde)
- Afiyettesiniz inşallah Cengiz bey, kolay gelsin.
- ...
Cengiz bey-usta cevap vermedi bu temennaya.
Gerçek ustalar, öyle her zaman ulu orta konuşmazlar. Vakur bir eda ile ve sabırla susarlar çoğu kez. Çünkü, “ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!”
+ + +
Tepelerinde çam ağaçlarının dalları, önlerinde (mas) “mavi-ak” deniz, etraflarında çepe-çevre sinek ve arı ve karınca ve köpek ve kediler ve denizden onlara doğru salına salına yaklaşan Fethi beyin kayınbiraderinin nişanlısının kız kardeşinin (lekeli-beyaz) bikinisi (Doğanın içinde)...
Tatil yapıyoruz.
Dinleniyoruz hep birlikte.
+ + +
Mangal yellemelerinden arta kalan duman, biraz sonra kekik-köfte-balık kokuları, erkek salataları, kadın bulaşıkları, çocuk top zıplatmaları, anneanne yün örgüleri, baldız hamak sallanmaları ve bilcümle kültürel aksesuarımızla, sevinçte ve tasada ve kıvançta ortak bir vaziyette, “mutlu” olmaya ve birbirimizi anlamaya ve bunu beceremediğim her ortamda ise, anlaşmaya çalışıyoruz, elhamdülillah.
+ + +
Fahri beylerin üç günü kaldı.
Şezlongktaki entel, kibirli ve yorgun adamın işi gücü yok, o hep burada.
Cengiz beylerin daha oniki günleri var.
Fethi beyin kayınbiraderinin nişanlısının kız kardeşinin durumu (henüz) belli değil...
Elbet, bir gün bu güzel tatil günleri de bitecek.
Artık böyle değil, kent betonları ile taşra varoşları arasına sıkışıp, başka türlü “mutlu” olmaya çalışacağız. Kampingin ve (Doğanın dışında)…
Ve ne yapalım ki, buna da katlanacağız
Daha ne günler gördük biz, ne mutluluklar atlattık…
Değirmende boyatmadık biz bu karavanı...
www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com