Sevgili Defender severler,
Land Rover ismi Sektöründe Saygınlığını kazanmış bir marka, Defender ise Efsane modeli. Piyasasında Sadece Defender dan hayatını kazanan yada Defender ı hayatının bir parçası haline getirmiş sevgiyle bağlanmış yılmaz savunucusu olmuş Ustalar ile tanıştım. Arzu ettiğim şey İlinizde ilçenizde bu marka bu model için çalışan kendisini böyle tanıtmış Geçmiş dönemlerden olur şuan hayatta işine davam eden, emekli olmuş,yada saon yolculuğuna çıkmış aramızdan ayrılmış olsun olanları yad etmek için kulaklarını çınlatmak için resimleri, anıları, hatta olsa keşke kendileri bu sayfadan düşüncelerini paylaşsa paylaşsak güzel olur diye düşündüm. Nedeninide söyliyim onlardan sonra Defender ustası yok san ki sonu gelen bir meslek gibi geliyor bana bir insanın sadece bir modelin tamiri tadilatı yenilemesi modifiyesi ile para kazanıyor olması yüreğini emeğini katıyor olması takdir edilecek cesaret verici çok güzeldir. Devamlılıklarını sağlamak onlara sahip çıkmak ve tanıtmak yapmak istediğim budur.Sevdiğiniz biri hastalandığında onu en iyi doktaora götürmek istersiniz. DEFENDER için hissettiklerim size Oğlum Emir ve Beni anlatayım.
Bölüm 1
O bir Land Rover Efsanesi,
İlkokul örgencisiyken Arkadaşlarımla kaldırım üzerine oturup yoldan geçen arabaları sayar en çok 4x4 bir araç geçtiğinde sevinir, acıkmaya başladığımızda 4x4 araçlarımızla gittiğimiz büyük bir ormanda kamp hayalini kurar, bu hayalin heyecanını Zincirlikuyu mezarlığının altındaki çamlık dediğimiz ağaçlık alanda bastırmaya çalışırdık. O gün gördüğüm 4x4 ü ise hiç unutamıyorum iki asker ve bir rütbelinin kullandığı bu araçta unutamadığım iki şey rengi, şekli ve yan arka camında yazan üretici firma ismi Otokar Arifiye-Sakarya. Doğrusunu söylemek gerekirse şimdide benim en çok dikkatimi çeken araç yine kamuflaj renk 4x4 lerdir. Büyüdüğümde, artık yılların su gibi geçtiğini fark ettiğim otuzlu yaşların ortalarına geldiğimde hayatımda çok büyük bir özlemin isteğin varlığını hisseder oldum. Büyük bir eksik vardı ve ben onu o güzelim eski zamanlara çocukluk yıllarımdaki hatıralarıma döndüğümde buldum, adı DEFENDER….
Emir ile tanışıklığımız 25 Mayıs 2008 tarihine denk gelir. Fakat bu konuya girmeden evvel Land Rover Defender Hakkında kısa bir bilgi vermek gereği hissediyorum. Amerikalıların 1940 yılında ürettiği savaş yıllarında çok kullanılan ve de çok beğeni toplayan Jeep Overland tan sonra, İlk Modeli 30 nisan 1948 tarihinde tanıtılan ve bu tarihten sonra dikkatleri 62 yıl süreyle üzerine çekmeyi başaran, tarih içinde özelliklerine göre Seri 1,Seri 2,Seri 2a, seri 3 ve Defender adıyla anılan, üretim yılı itibariyle ufak tefek rötuşlar hariç genel görünümünde hiçbir değişiklik yapılmayan, son 25 yılda yüzü hiç değiştirilmeyen, dünyanın bir çok ordusunda olduğu gibi Türk ordusunda ön saflarda yer alan, Sağlık, Telekomünikasyon, T.E.K. ve diğer kamu kuruluşlarında olduğu kadar sivil hayatın her alanında, yeni yerlerin keşfinde, zorlu maceraların içinde, dünyanın en uçra köşelerindeki yardım kampanyalarında aldığı görevler ile saygınlığını günümüze taşımış bizler ile birlikte geleceğe de taşıyacak olan, boyu 460, eni 180, bagajsız yüksekliği standart 203,5 cm olan, 45 dereceye tırmana bilen 60 cm derinlikte sudan geçebilen 50 derecelik bir acıla yaklaşıp 35 derece bir açıyla uzaklaşabilen 5 ila 11 kişi taşıyan, boş ağırlığı 1752 kg azami ağırlığı 3050 kg, çekme kapasitesi 3500 kg olan, üzerinde 4 silindir 2500 cc motoru bulunan, daima dört çeker, 1987 yılından beridir bizim topraklarımızda üretilen,yerli malı sayılan, İnsanla iletişimi en keyifli olan bir 4x4 araçtan bahsediyoruz,
Defender sahibi olmak için bazı internet sitelerindeki ilanları takip etmeniz İlk kullanıcısı olmak için Türkiye deki tek lisanslı üretici firma olan Otokar ile görüşmeniz yada gümrük prosedüründen evrak doldurmaktan ve yüksek vergilerden sıkılmaz iseniz ingiltereden getirtmeniz yeterlidir. Zoru seven bizler için ise yeniden başlama kendi istediğimiz gibi bir araç yapma fikri hep heyecan verici olmuştur. İşte benim hikayem bu noktada başlar, Doğaya olan yakın ilgim internetteki gezi programı arayışım ve bir arkadaşımın yönlendirmesi benim bir trekking grubuyla tanışmamı sağladı. Ulaşım için Kullanılan araç Land Rover Defender’dı ve ben bu aracı hatırlıyordum. Her şey güzeldi fakat sayı fazla olup arkasında gitmek size kaldığında rahatsız ediciydi. Kadıköy de başlayıp Samanlı dağlarından İznik e ulaşan ilk trekking macerasından sonra Defender hakkında araştırmalarıma başlamıştım.
Araştırmalarım beni Önce Otokara oradan fan kulüplerine bir çok tartışma forumlarına taşıdı. Sonunda Ankara da bir adrese ulaştım, kamu kuruluşlarında askeriyede görevini tamamlayan araçların ihale usulu satıldığını örgendim heyecanım katlanmıştı. Ankara İstanbul arasındaki altı seferden sonra nihayet Bir büyük hurdalıkta Jandarmadan emekliye ayrılmış 110 kasa Defenderın satılık olduğunu söylediler aracı görmek için yine Ankaradaydım, Hurdalığa ulaştığımızda onlarca yüzlerce Defenderi öylece parça parça görmek aralarından geçmek ve de içlerinden birini seçmek fikri beni o kadar çok huzursuz etmişti ki kendimi bir toplu katliamın parçası olarak gördüm her şey sanki çığlık çığlıyaydı, hepsini kucaklamak hepsine sarılmak istedim. Jandarmanın durumu çok kötüydü kaporta haricinde birde dört teker başka bir şey kalmamış gibiydi satıcı firma gerekli olan tüm eksik malzemeyi diğer araçlardan bizim sökmemiz karşılığında vereceğini söyledi arkadaşımla bir tam gün uğraştık incitmeden kuyumcu gibi çalıştık fakat sökülen parçalar hiçte iyi durumda değildi yinede bir kenara ayırdık. Aracı yüklemek için kamyonu beklerken site içinde dolaşmaya karar verdik adını sıkça duyar olduğum bir firmanın önüne geldiğimizde kendimi nasıl olduğunu anlamadan bir Defender 110 kasa sağlık bakanlığı aracı üzerinden pazarlık ederken buldum. Motoru sökülmüş ön kapıları çürümüştü, yine aynı şeyler, sonra gözüme bir 90 kasa kısa Defender ilişti arac çok yeni duruyordu, satılmıştı, hakkında bilgi istedim Emniyet ihalesinden gelen araç olduğunu söylediler, Ağrıdan gelmekte olan üç aracın Ankara ya varmak üzere olduğunuda o kadar çok araç gördüm o kadar çok şey öğrenmiştim ki bu işin aceleye getirilmemesine karar verdim. Uzun bir sohbet sonunda ayrılmak üzereyken içeriye kurşuni gri üç araç girdi, Ağrı emniyet müdürlüğünden emekli araçlardı bunlar tamam dedim 110 kasa defender ı göstererek bunu alıyorum bu aracı istiyorum, herkes biraz şaşırdı evet dedim satmak istemiyor musunuz yoksa ? Tabi satacağız dedi firma sahibi fakat yeni geldi araçlar bir baksaydık neyi var neyi yok bizde yeni görüyoruz, neyi var neyi yok bırakın ben düşüneyim kaç para istiyorsunuz onu söyleyin dedim, pazarlık pazarlık üzerine sonunda benimde 110 kasa Defender’ım olmuştu. Ve macera yeni başlıyordu.
Bense bu macerada bana eşlik edecek Defenderın kamyona yüklenişine doğum kendisine Oğlum diyecek ona Emir adını verecektim.
Bölüm 2
Macera İstanbul’da kaldığı yerden devam ediyor. Emir’in İstanbul’a gelişiyle birlikte bir babanın oğluna iyi bir gelecek hazırlarken içine düştüğü stresin aynına düştüğümü hissettim. Bakımları, eksik olan parçaların tedariki ve eskimiş yıpranmış olanların değişimi, genel kontrolleri, aksesuarlar ile kullanımına yönelik yeniden yapılandırma programı hazırlanması en önemlisi bunları kiminle yapacağım hep beynimi kemiren düşünceler olarak peşimden geliyordu. Tabi ki etraftaki insanlar ile ortak paydada bir araya gelmek daha önce varlığını keşfettiğim siteler gruplar ve kişiler bana çok yardımcı oldular. Emir’in diğer aynı kaderi paylaşan arkadaşlarından en önemli avantajı yüksek rütbeli aracı olması,az kilometre yapması, bulunduğu konum yöre itibariyle fazla kullanılmamış olması kaporta ve mekanik olarak iyi bir durumda bulunması bu çalışmaların hepsine birkaç adım önde başlamam için bana yardımcı oldu. Dolayısıyla tamamıyla hurda bir araç almamış olmanın hayırlı olduğunu maliyet listesini çıkardığımda anladım. Yaklaşık üç ay süren yenileme zamanında lastiklerden port bagaja kadar ön tampondan arka tampona kadar en iyi durumdaki parçaları dahil kontrol amaçlıda olsa sökülüp takıldı. İlk başta doğa gezilerinde kullanmak amaçlı planladığımdan her türlü tabiat şartlarına karşı elimden geldiğince önlem almaya çalıştım. Bunun için;
Aracın yanlarına ve kaput üzerine basmak için alüminyum çetalar, orman içi geçişlerde dal çarpmalarına ve ön camın kırılmasına karşı dalkıranlar ,güvenli aydınlatma için ön ve arkaya sis farları geri lambası, arazi şartlarında kırılmalara karşı far koruma kapakları , aracın önüne Vinç montajı için üçgen tampon ve A bar arkasına özel tampon, sürüş güvenliği için her türlü yola uyumunda ön plana çıkan bir firmadan 235x85x16 MT lastik, ön tampona 60000 kg arka tampona 4300 kg vinç Çeki demiri, Arazi rod borusu kiti takıldı, Alüminyum kartel muhafazası ön ve arka şanzıman muhafazası, tamponlara çeki halkaları montajlandı. Manüel direksiyon hidrolik direksiyon ile eski amortisörleri ve yayları procomp U.S.A. marka +4 inc arazi amortisör,körüğü ve +2inc yay ile değiştirildi, su geçişleri ve daha temiz bir hava için şinorker, daha iyi bir soğutma için yağ soğutmalı radyatör, kışın daha iyi bir ısınma için fan motoru, ısınıp şişen kampana fren yerine Soğutmalı disk frenler, düşük verimli akü yerine 105 amper akü, Ana elektrik kesicisi anahtar, pratik kullanımlar için orijinal Otokar Port bagaj ve merdiveni, bagaj içine ve ön konsola 12 volt çıkışlar, kesintisiz haberleşme için Midland CB halk telsizi ve yüksek gerilimli bir anten, güvenlik için alarm ve merkezi kilit, Tasarruf amaçlı Atiker 80 lt Lpg sistem takıldı. Yardımcı ekipman olarak kürek,kazma,balta,nacak,orak,sahra kriko,10 ton kriko,çok amaçlı alet sandığı, tornavida ve anahtar setleri,bijon anahtarı, motorlu lastik pompası, 850 watt jeneratör,sarı ikaz lambası,yedek sıvılar, yedek metal 20 litrelik benzin bidonu, çelik halat, silikon ip bunlar gibi bir sürü alet vede çadır kamp malzemeleri ilave edildi.
Üç aylık yorucu bir çalışmanın ardından onu İstanbul sokakları ile tanıştırdım. Benzinli olması sebebiyle lpg sistemin takılması sonrasında daha sonra tampon ve vinç montajlarından sonra iki kere daha restorasyon projesi çizdirerek ruhsatı yenilemek durumunda kaldım. Kullanıcı olan herkesin özellikle araç görünümünde yaptığı değişiklikler sonrası bunu TUV’ ün onayından geçirerek ruhsatına işletmesinde büyük yarar var.
Şuan şehir içinde ve dışında 2400kg ağırlığında yüksekliği 225 cm ulaşan 1992 model benzinli Defender kullanıyorum, gittiğim her yerde bakışların üzerimde olması ve insanların gülümseyerek el sallaması beni mutlu ediyor, en çok Emir’in arası çocuklar ve hayvanlar ile iyidir. Işıklarda durduğumda özellikle çocuklar evebeynlerini çekiştirerek işaret ederek bizi gösterirler ve eklerler anne bak tank, durduğumuz her yerde bir çok hayranı vardır nereden aldığımı nasıl bu hale getirdiğimi sorarlar hikayemi dinlerler. Yolda karşılaştığınız bir defender sizin mutlak dostunuzdur ve selektör yapmadan korna çalmadan geçip gitmez. Maddi külfeti ikinci el piyasası yüzünden ağır manevi hazzı çok yüce bir araçtır, kısa zamanda ailenin bir parcası haline gelir. Vazgeçilmez olur, kıskanılır onun sebebine kavgalar edilir fakat hepsi çok güzeldir, o sizi yarı yolda bırakmaz gitmek istediğiniz yere kadar mutlak götürür. Eli tornavida pense tutan bir motosiklet tamircisinin tamir edeceği kadar basit bir mekaniğe sahip olduğundan istediğiniz en uçra köşelere gönül rahatlığıyla gidersiniz.
Aklımda olan 3 büyük proje var birincisi öne detroit true track arkaya Detroit locker nospin diferansiyel kilidi takmak ikincisi şasesinden kupasına kadar ben den sonra oğluma kalmasını garanti edecek şekilde zamanın tüm olumsuzluklarına karşı koyacak boya yapmak,3. Motorunu o günleri görebilirsek V8 Ford 302 ile değiştirmek Görüldüğü üzere onunla ilgili planlar hiç bitmez bu yaşamak için bir amaç demektir. Defender hayattır, sadece araç değil.
LR. DEFENDER
Yazı : Bülent Demir
4x4 Süpersport dergisi (Mart-Nisan )
Bu alanda çalışanlara başarılar diler, emekleri için teşekkür eder, aramızdan ayrılanları rahmetle anarız.