@hakkinenk , hayırlısı olsun. Benim eşim de öğretmen. Bilmeyenler için yazıyorum; öğretmenlerin Temmuz ve Ağustos aylarında, bir de Şubat'taki 15 tatil ile birer hafta Kasım ve Nisan'da tatilleri var.
Bu bağlamda kendi karavancılık tecrübemden çıkardığım sonuçları yazmak istiyorum:
Yaşayıp tecrübe etmeden, hayal ederek her türlü detay görülemiyor. Herkesin sıcak ve soğuğa dayanma toleransları farklı. Şahsen benim sıcağa ve neme toleransım çok düşük. Böyle hava şartlarında mutsuz oluyorum. Hiç olmazsa gece uyurken klimalı bir odaya kapağı atmam lazım. Bu yaz karavanla Akdeniz gezimizden pek keyif almadım. Hadi sıcağa ve neme bir şekilde dayanırım da sivrisinekler canımdan bezdirdi. Ne kadar dikkat etsek de 3-5 tanesi her gece bizi uğraştırdı. Hep de kızıma saldırdıkları için ve o da sağolsun sonrasında kaşıyıp yara yaptığı için tatil resmen kabus oldu bize. Kabukları yolup yarayı açıyor ve çok geç iyileşiyor. O yüzden bundan sonra yaz tatilinde Ege ve Akdeniz'e gideceksek otelde kalmaya karar verdik. Yazın çekme karavanı bir kere de Avrupa gezisinde denemek istiyoruz. Belki oralardaki iklim ve mokamp şartları Türkiye'dekinden farklıdır ümidiyle.
Biz yazın acemi olduğumuz için mokampları tercih ettik ve mokampları hiç sevmedik. Sebepleri:
1) Gürültü: Karavan ve çadırlar çok dip dibe. Yazın camlar da açık olduğu için eğer uykunuz benimki gibi hafifse komşunuzun horultusundan uyumakta zorluk çekiyorsunuz veya gece siz uyuduktan sonra kamp alanına araçla girmek sözde yasak olsa da birileri mutlaka giriyor. Mokampın 1-2 km yakınında bir de düğün salonu veya bar varsa değme keyfine (genelde de oluyor).
2) Altyapı: Wc ve duşlar genelde yetersiz, akşamları ve sabahları ılık/sıcak su olmuyor sular güneş enerjisi ile ısıtıldığı için. Kamp alanı çadırlar için düşünülmüş. Hadi karavanları da alalım bari diye alıyorlar ama gri su ve kasetli wc'yi pek çok yerde klozete dökmek zorunda kaldım ki bu çok zor oldu. Alaturka tuvalete dökmek daha kolay oluyor.
3) Sivrisinekler: Kamp alanlarında sivrisinekler otel ve pansiyon bölgelerine göre daha fazla. Yakınlarında su birikintisi varsa daha çok oluyor. İlaçlama otel bölgelerine göre yetersiz veya hiç yapılmadığı için olabilir.
4) Ücret: Pek çok karavancı arkadaş karavancılık bir yaşam tarzıdır, otelle kıyaslanamaz dese de bence kıyaslamak gayet mantıklıdır. Nasıl ki bir yerden bir yere giderken en hesaplı, en rahat ve en hızlı nasıl giderim diye uçak, gemi, tren, otobüs veya şahsi araç karşılaştırması yapılıyorsa konaklamak için de çadır, karavan, otel, pansiyon karşılaştırması yapılması gayet doğaldır.
Karavancılığı çok abartmamak lazım, eğer 365 gün karavanda yaşamıyorsanız karavancılık bir yaşam tarzı falan değildir. Çadırda kalmaktan tek farkı etrafınızda dört duvar olması ve yerden yüksek olmanız. Özellikle yaz tatillerinde karavanı sadece uyumak için kullandık. Malum sıcaklardan gölgeye kaçmaya çalışırken ne yemek yapacak enerji kalıyor ne de zaman. Zaten tatilde amaç dinlenmek. Hanımlar yemek yapıp bulaşıkla uğraşınca tatil yapmamış oluyorlar. Bir de ufak çocuk varsa daha da zor. O yüzden biz tatilde kahvaltı dışında dışardan yedik. Daha önce de bahsettiğim gibi 3 sistem buzdolabı o sıcaklarda iflas etti resmen. Demek istediğim, yazın karavanın sadece yatağını kullandık.
Yukarıdaki olumsuzlukları 5bin €'luk karavanla da yaşarsınız 100bin €'luk karavanla da. Karavanda klima olsa farklı olur muydu diye çok düşündüm. Ama Mokamplardaki elektrik altyapısı da çok kötü. Bazı yerlerde kettle açınca sigorta atıyor. Bağlantı kabloları ince ve sigorta panoları da eski. Klimayı çalıştıracağını pek sanmıyorum. Masraf edip tecrübe etmeye niyetim yok.
Sonbaharda karavanla Uludağ Sarıalan'a çıktık, çok keyifli ve huzurluydu. Ayrıca bahar aylarında hiç olmazsa haftasonları 2-3 saatlik yakın yerlere gitmesi de iyi oluyor. Sıcak havayı saymazsak diğer mevsimlerde genel olarak karavancılığı sevdik. Kızımız büyüdükçe işimiz daha kolaylaşacak diye ümit ediyoruz. Park4night uygulamasına bakarak mümkün olduğunca mokamplara gitmiyoruz artık, ancak mecbur kalırsak veya o yerde huzur bulacağımızı düşünürsek giriyoruz. Eskişehir merkezde Odunpazarı evlerinin üstündeki otoparkta kaldık, sessiz ve güvenliydi. Manisa Akhisar'da belediyenin 7/24 güvenlikli otoparkında kaldık, o da şehir merkezi olmasına rağmen hem sessiz hem de güvenliydi. Bu konuda tecrübemiz gittikçe artıyor.
@hakkinenk, bu kadar uzun açıklamalardan sonra demem o ki, belki de çekme karavan almadığınız daha iyi olmuş olabilir. Yazın uzun tatilde kullanmadıktan sonra kısa tatillerde daha başka seçenekler de var. Ayrıca çekme karavan kiralayanların sayısı da arttı. Önümüzdeki yaz bir karavan kiralayarak kendiniz de tecrübe edebilirsiniz.
Ben şimdilerde Hilux'un arkasına 140 cm yüksekliğinde bir kanopi yapmayı düşünüyorum. (Bkz. ekteki resim) İçine de bir webasto koyacağım. Kısa gezilerde ve hatta gün içinde dışarda iken kızımı uyutmak ve tuvalet ihtiyacını gidermek için iyi olacağını düşündüm. Siz de böyle hesaplı bir yöntemle ailecek kamp yapmaya başlayabilirsiniz belki. Yükleme alanı yaklaşık 150 x 150 cm olduğu için arkaya ayakları uzatmak için 25-30 cm'lik birer çıkıntı düşünüyorum. Kızım için de bizim ayaklarımızın üstünde dikine bir seyyar ranza. Hem etrafında hem de tavanında akrilik camlar olacak, içerisi çok dar olacağı için. Portatif bir wc ve 12V sandık tipi bir buzdolabı. Bunları gerekirse kabinin içine de koyabilirim. Çocuğum olmasaydı ben zaten pickup üstü yaşam kabini veya araç üstü çadır alırdım.