Bürstner Premio Life 430 Ts Mi Yoksa Weinsberg 390 Qd Mi? Yardım Lütfen

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan ozen_12 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 215
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 63,872
@hakkinenk,
normal karavanla zaten kesinlikle asfalt yolun dışına çıkmayın diyor satıcılar da (Kısa mesafe kamp alanı içinde mecburen yavaşça gidiliyor tabii). Hatta stabilize diye tabir edilen taşlı yollarda bile titreşimden dolayı karavanın ömrü kısalır diyorlar. Çünkü yan, üst duvarlar ve taban alüminyum profille yapıştırma. Su yalıtımı açısından titreşim ve esneme en büyük düşmanı bu tür karavanların.

Offroad için kesinlikle perçinli alüminyum gövdeli Crawler tarzı karavanlar lazım veya monoblok polyester gövdeli olanlar. Siz hem tarla işleriyle uğraştığınız için hem de 4x4 aracınız olduğu için bu tarz karavanlar veya pickup üstü sökülebilir yaşam kabinleri daha uygun olabilir. Gezeceğiniz yerlerin de (neredeyse) sınırı olmaz :smiley:

Ben Stork camper ve Capra camper'i de kiralayıp denemek istedim ama bunları kiralamıyorlarmış. Yabancı forumlardan anladığım kadarıyla bu tür yaşam kabinlerinde tavan açılıp yanları tente ile kapatıldığı için kışın yoğuşma problemi oluyormuş. Normal karavana göre ısı yalıtımı da doğal olarak biraz daha kötüdür. Kiralayıp tecrübe etmeden de satın almak istemiyorum. İçine karavan gibi her şeyi koyalım dedikleri için Hotomobil Gladiator'un içi bana çok dar ve kasvetli geldi. Mesela banyo alanı ortamı çok daraltmış.

Bende bir de stealth camping düşüncesi var. Yani şehrin merkezinde bile dışardan belli olmadan araç içi konaklama düşüncesi. Nerede akşam, orada sabah misali. Avrupa ve Amerika'da artan bir eğilim. Ufak çocukla dışarıya belli etmeden ne kadar mümkün orası tartışılır tabii :sweatsmile: Bu yapmayı düşündüğüm kanopi ile yumuşak bir geçiş yapıp olabilirliğini test etmek istiyorum. Pickup üstü sökülebilir yaşam kabinleri bariz bir şekilde ben burada yatıyorum diye bağırıyor.
En güzeli alüminyum gövdeli olanlar ama onlarda da ferahlık yok. Çocuklu için pek uygun değil. Monoblok gövdelilere de çok bakmıştım. Nedeni ise asfalt dışı kullanımda sorunla karşılaşmak istemeyişimdi. Yerli üretim olanların fiyatları avrupa karavanı yakalayınca radarımdan silmiştim. Ekonomi böyle giderse ileride karavan hayali de kuramayacağız.
 

Etiketler
@hakkinenk , hayırlısı olsun. Benim eşim de öğretmen. Bilmeyenler için yazıyorum; öğretmenlerin Temmuz ve Ağustos aylarında, bir de Şubat'taki 15 tatil ile birer hafta Kasım ve Nisan'da tatilleri var.

Bu bağlamda kendi karavancılık tecrübemden çıkardığım sonuçları yazmak istiyorum:

Yaşayıp tecrübe etmeden, hayal ederek her türlü detay görülemiyor. Herkesin sıcak ve soğuğa dayanma toleransları farklı. Şahsen benim sıcağa ve neme toleransım çok düşük. Böyle hava şartlarında mutsuz oluyorum. Hiç olmazsa gece uyurken klimalı bir odaya kapağı atmam lazım. Bu yaz karavanla Akdeniz gezimizden pek keyif almadım. Hadi sıcağa ve neme bir şekilde dayanırım da sivrisinekler canımdan bezdirdi. Ne kadar dikkat etsek de 3-5 tanesi her gece bizi uğraştırdı. Hep de kızıma saldırdıkları için ve o da sağolsun sonrasında kaşıyıp yara yaptığı için tatil resmen kabus oldu bize. Kabukları yolup yarayı açıyor ve çok geç iyileşiyor. O yüzden bundan sonra yaz tatilinde Ege ve Akdeniz'e gideceksek otelde kalmaya karar verdik. Yazın çekme karavanı bir kere de Avrupa gezisinde denemek istiyoruz. Belki oralardaki iklim ve mokamp şartları Türkiye'dekinden farklıdır ümidiyle.

Biz yazın acemi olduğumuz için mokampları tercih ettik ve mokampları hiç sevmedik. Sebepleri:

1) Gürültü: Karavan ve çadırlar çok dip dibe. Yazın camlar da açık olduğu için eğer uykunuz benimki gibi hafifse komşunuzun horultusundan uyumakta zorluk çekiyorsunuz veya gece siz uyuduktan sonra kamp alanına araçla girmek sözde yasak olsa da birileri mutlaka giriyor. Mokampın 1-2 km yakınında bir de düğün salonu veya bar varsa değme keyfine (genelde de oluyor).
2) Altyapı: Wc ve duşlar genelde yetersiz, akşamları ve sabahları ılık/sıcak su olmuyor sular güneş enerjisi ile ısıtıldığı için. Kamp alanı çadırlar için düşünülmüş. Hadi karavanları da alalım bari diye alıyorlar ama gri su ve kasetli wc'yi pek çok yerde klozete dökmek zorunda kaldım ki bu çok zor oldu. Alaturka tuvalete dökmek daha kolay oluyor.
3) Sivrisinekler: Kamp alanlarında sivrisinekler otel ve pansiyon bölgelerine göre daha fazla. Yakınlarında su birikintisi varsa daha çok oluyor. İlaçlama otel bölgelerine göre yetersiz veya hiç yapılmadığı için olabilir.
4) Ücret: Pek çok karavancı arkadaş karavancılık bir yaşam tarzıdır, otelle kıyaslanamaz dese de bence kıyaslamak gayet mantıklıdır. Nasıl ki bir yerden bir yere giderken en hesaplı, en rahat ve en hızlı nasıl giderim diye uçak, gemi, tren, otobüs veya şahsi araç karşılaştırması yapılıyorsa konaklamak için de çadır, karavan, otel, pansiyon karşılaştırması yapılması gayet doğaldır.

Karavancılığı çok abartmamak lazım, eğer 365 gün karavanda yaşamıyorsanız karavancılık bir yaşam tarzı falan değildir. Çadırda kalmaktan tek farkı etrafınızda dört duvar olması ve yerden yüksek olmanız. Özellikle yaz tatillerinde karavanı sadece uyumak için kullandık. Malum sıcaklardan gölgeye kaçmaya çalışırken ne yemek yapacak enerji kalıyor ne de zaman. Zaten tatilde amaç dinlenmek. Hanımlar yemek yapıp bulaşıkla uğraşınca tatil yapmamış oluyorlar. Bir de ufak çocuk varsa daha da zor. O yüzden biz tatilde kahvaltı dışında dışardan yedik. Daha önce de bahsettiğim gibi 3 sistem buzdolabı o sıcaklarda iflas etti resmen. Demek istediğim, yazın karavanın sadece yatağını kullandık.

Yukarıdaki olumsuzlukları 5bin €'luk karavanla da yaşarsınız 100bin €'luk karavanla da. Karavanda klima olsa farklı olur muydu diye çok düşündüm. Ama Mokamplardaki elektrik altyapısı da çok kötü. Bazı yerlerde kettle açınca sigorta atıyor. Bağlantı kabloları ince ve sigorta panoları da eski. Klimayı çalıştıracağını pek sanmıyorum. Masraf edip tecrübe etmeye niyetim yok.

Sonbaharda karavanla Uludağ Sarıalan'a çıktık, çok keyifli ve huzurluydu. Ayrıca bahar aylarında hiç olmazsa haftasonları 2-3 saatlik yakın yerlere gitmesi de iyi oluyor. Sıcak havayı saymazsak diğer mevsimlerde genel olarak karavancılığı sevdik. Kızımız büyüdükçe işimiz daha kolaylaşacak diye ümit ediyoruz. Park4night uygulamasına bakarak mümkün olduğunca mokamplara gitmiyoruz artık, ancak mecbur kalırsak veya o yerde huzur bulacağımızı düşünürsek giriyoruz. Eskişehir merkezde Odunpazarı evlerinin üstündeki otoparkta kaldık, sessiz ve güvenliydi. Manisa Akhisar'da belediyenin 7/24 güvenlikli otoparkında kaldık, o da şehir merkezi olmasına rağmen hem sessiz hem de güvenliydi. Bu konuda tecrübemiz gittikçe artıyor.

@hakkinenk, bu kadar uzun açıklamalardan sonra demem o ki, belki de çekme karavan almadığınız daha iyi olmuş olabilir. Yazın uzun tatilde kullanmadıktan sonra kısa tatillerde daha başka seçenekler de var. Ayrıca çekme karavan kiralayanların sayısı da arttı. Önümüzdeki yaz bir karavan kiralayarak kendiniz de tecrübe edebilirsiniz.

Ben şimdilerde Hilux'un arkasına 140 cm yüksekliğinde bir kanopi yapmayı düşünüyorum. (Bkz. ekteki resim) İçine de bir webasto koyacağım. Kısa gezilerde ve hatta gün içinde dışarda iken kızımı uyutmak ve tuvalet ihtiyacını gidermek için iyi olacağını düşündüm. Siz de böyle hesaplı bir yöntemle ailecek kamp yapmaya başlayabilirsiniz belki. Yükleme alanı yaklaşık 150 x 150 cm olduğu için arkaya ayakları uzatmak için 25-30 cm'lik birer çıkıntı düşünüyorum. Kızım için de bizim ayaklarımızın üstünde dikine bir seyyar ranza. Hem etrafında hem de tavanında akrilik camlar olacak, içerisi çok dar olacağı için. Portatif bir wc ve 12V sandık tipi bir buzdolabı. Bunları gerekirse kabinin içine de koyabilirim. Çocuğum olmasaydı ben zaten pickup üstü yaşam kabini veya araç üstü çadır alırdım.
Yapmış olduğunuz eleştirileri yapıcı bulduğumu söylemeliyim.
Ama bütün sorunların bir çözümü olduğunu unutmayın. Hayata biraz daha umutla bakın. Kesinlikle benzer konulardan karavan camiası şikayetçi , çözüm yolları aslında çok basit olabiliyor. Fakat bu çözümler bizim ideal çözümlerimiz olmayabiliyor. Veya bizi kısıtlayabiliyor. Nasıl mı? Açıklayım.
1- Dip dibe yaşam kesinlikle çok saçma hele karavancı için (asla diyorum) Asla öyle bir kamp tercih etmeyin. Siz ve bizim gibiler tercih etmedikçe,kamp alanları kendilerine çeki düzen vereceklerdir. Karavan ile gecelemek için ödenen ücret hiç de az değil. Mümkün mertebe bize yaşam alanı sağlamak zorundalar. Kimsenin horultusu ile uyumak istemem. Uyuyamamda. Böyle şikayetler çokca duyuyoruz. Karavan için doğru konaklama yerini seçmekte geçiyor çözüm.
2- Yine kamp yerini seçmek ile alakalı bir durum. güzel tatil için güzel kamp alanı şart.
3-Sivrisinek konusunda,Karavanda klima ses çıkardığı ve güney bölgesi sineklerinin soğuğa alışık olmaması nedeniyle bir miktar koruyucu olur, ama kesin çözüm 12v ile çalışan veya invertör ile çalışabilen küçük bir elektrikli süpürge. Çat çut vurmanıza gerek yok makineyi çalıştırın sineğe yaklaştırın çekim gücüne karşı koyamıyor.
Avrupa karavanlarda Ön ve arka tarafta taban kısmında telli bir yaklaşık 3cm 'e -5 cm. Havalandırma vardır küçük sinekler oradan girebilir. Ayrıca tavanda havalandırma var. Karavanı ilaçlamakta fayda var. Evleri ilaçlamaya gelen ekiplerin kullandığı insana zararsız böceklere karşı etkili su bazlı kimyasallar mevcut onları kullanmanızı öneririm. Dozunda kullanırsanız Sinek konarken ölüyor.
4- Gerçekten haklısınız. hesap kitap herzaman yapılmalı. Yapmazsanız ülkenin durumu ortada. Karnı aç ama bol Köprülü bir Türkiye. Neyse efendim.:smirk:
Karavan ile seyahat ve masraflarda en büyük kalem,
Artık maalesef karavan kampı ücreti değil, Kampa giderken geçtiğiniz otoban (HGS) ve yaktığınız yakıtın ücreti.
Kamplar o kadar pahalı değil. Karavan kampı ücretini ben *** otel ücreti ile karşılaştırıyorum.
Kahvaltı ücretini düşüyorum. Kaldığımız yere göre karavan ucuz veya sudan ucuz oluyor.
Yalnız hesaba oraya giderken harcadığımız yakıtı artık dahil etmek gerekiyor.(Çekme karavan ile %60 - 80 fazla yakar)
araç 6 lt yakıyorsa 10 ltye çıkar ortalama.
Otelden ekonomik olmak isteniyorsa.
Kalınacak yer seçimi (KAMP) , gezilecek yer seçimi (yapılan km) ve kalma süresi buna göre uzatılabilir ,kısaltılabilir.

Başka bir yazımda neden klima taktırdığımı anlatmıştım. Karavan içi 38 yi gördük. Anladık ki Klimasız Güney hayal. Hemen taktırdık. Ben alana kadar biraz daha ucuz olan sadece soğuk klima stokları tükenince sıcak-soğuk olan modeli bağlatabildim. Memnunum Başlangıçta sesi çok çıkıyor randımana binince ses azalıyor ve gece modu ile duyulmaza yakın oluyor. Yinede yataktan uzağa montaj ediniz.

Maaleef sizle burada aynı fikirde değilim , 5000 avroluk karavanda klima olmayacağı için yaşadınız bu olumsuzlukları.
100000 avro da bir karavana verecek durumum yok ama Hiç bir sıkıntı yaşamayacağıızın garantisini veririm.
Para ile olan bütün çözümler içinde vardır kesin.

Bir sürü kampta kaldım, Kaldığım yerlerde elektriği hep ölçü aleti ile ölçtüm hiç sıkıntı yaşamadım. Kaldı ki bende bu sebeple klimayı zaten çalıştırmayacak neden alayım ki diye düşünmüştüm. Sanırım Şehir Efsanesi. 20 A demoraj akımını kaldıran bütün 220 v sistemlerde çalışır alet.

Kamp seçimini doğru yapmak kesinlikle daha temiz daha nezih bir tatil geçirmenizi sağlayacaktır.
Gazetelerde , Dergilerde gerek internette Türkiyenin en iyi kampları diye yapılan sıralamalar her ne kadar reklam kokan hareketler olsada.
Aşağı yukarı doğru.

Selamlar İyi tatiller dilerim.
 

@Akdeniz45,
değerli tecrübelerinizi dikkatle okudum. Sivrisinek konusunun kuzey bölgelerinde sorun olduğunu hiç bilmiyordum. Düz mantıkla düşünerek hava soğuyunca kayboluyorlar zannediyordum. Ama geçen haftaki Kuşadası gezimizde hava serin olmasına rağmen maruz kaldığımız sivrisinek saldırısı kafamda ciddi sorular oluşturmuştu. Sizin yazdıklarınızdan da bu meretlerden kaçış olmadığını idrak etmiş oldum.

Ayrıca Avrupa karavanlardaki Winterrückenlehnen denilen, dolapların arkasına ve üstüne yoğuşmayı engelleyip hava sirkülasyonunu artırma amaçlı yaptıkları 2 cm'lik boşluklar sivrisineklerin yakalanmasını çok zorlaştırıyor. Eminim karavanı tasarlayanlar bunu hiç düşünmemişlerdir. :smirk:

Sivrisineklerin bazısı çok sinsi oluyor. 3-5 saat pusuda yatıyor, herkesin uyuduğunu anladıktan sonra saklandığı yerden çıkıp işini hallediyor ve çok sessiz çalışıyor. Bu arada cızbız denilen o ışıklı haşere tuzaklarının sivrisineklerde hiçbir işe yaramadığını buraya not düşeyim. Bir tane bile sivrisinek yakalamadı. Buna karşın ne kadar zararsız kelebek, börtü böcek varsa yakaladı. 2-3 gün denedikten sonra diğer böceklere acıyıp onu da rafa kaldırdım. Sanırım sivrisinekler ışıktan ziyade koku güdümlü hareket ediyorlar.

İlaç püskürtme işi beni her zaman tedirgin eder zaten. Böcek ilacının az miktarda da olsa insana zarar vermemesi mümkün değil, sık sık tekrarlanınca da vücudumuza etkisi hissedilir derecede oluyordur. O yüzden prize takılan sinek kovucuları kullanmıyorum.

Bu sivrisinekler ufak bir detay gibi görünse de yaşam kalitesini ciddi şekilde olumsuz etkiliyorlar ve bizim besin zincirinde sandığımız kadar yukarıda olmadığımızı tokat gibi yüzümüze çarpıyorlar.

Hocam nemli de olsa 30 dereceye kurban olurum ben. Kaş'ta Temmuz başında 38 dereceyi görünce benim kafamdaki bütün sigortalar attı. Tası tarağı toplayıp kaçtım güneyden. Salda gölüne gittik, oh mis gibi serin serin rahatça uyuduk iki gece.

Tren sesine alışıp insan sesinden rahatsız olmak çok enteresan bir konu gerçekten. Bizim buralarda başıboş köpekler çok olduğu için biz de sabaha kadar havlayan köpeklere alışığız ama birisi etrafta konuşsa hemen uyanırım. Ayrıca yakınlarda cami varsa sağolsunlar sesi 130 dB açtıklarından sabah ezanında ilk gün hoplarız, sonraki günler duymayız. Benzer şekilde istediği kadar gürültülü oynasınlar çocuk sesi beni rahatsız etmez ama yetişkinlerin konuşması beni rahatsız eder.

Şahsen ben makul miktarda ve zorlukta bulaşık yıkamayı rahatlatıcı bulduğum için bu işten kaçmam ama ayin şeklinde çok titiz yaptığım için uzun zaman alıyor ve durulama için çok su harcıyorum. Bu yüzden eşim kızıyor ve kendi hallediyor. Belki de bulaşıktan kaçmak için zekice bir yöntem mi uyguluyorum acaba, kim bilir? 👹

Fransa ve İskandinavya ülkeleri tavsiyenizi not aldım. Zaten Almanya ve İtalya ile birlikte bunlar bizim listemizde üst sıralardaydı. Ama o kadar kuzeye çekme karavanla gidilir mi biraz tereddüt ediyorum. Sizce yolların genişliği ve diğer yol şartları açısından kuzey ülkeleri riskli olur mu?

Iskandinavya ülkeleri nüfusa oranla en ҫok ҫekme karavan olan ülkeler. Bu ülkelerin nüfusu ülkenin büyüklüğüne göre ҫok az olduğu iҫin (Danimarka hariҫ), kampinglerde karavanlar iҫin ҫok büyük parseller var.

Isveҫ’te 10 bin kiṣiye 294 ҫekme karavan düṣüyor. Avrupa’da ҫekme karavancı olarak tanınan Hollanda’dan (285) bile fazla.

Sonra Danimarka (263) geliyor. Finlandiya’da her 10 bin kiṣiye 116 ҫekme karavan var.

Norveҫ gezilerimde de ҫok ҫekme karavanla kaṣılaṣtım. Norveҫ’te yollar dar ama sürücüler tüm Iskandinavya’da olduğu gibi ҫok anlayıṣlı. Yol daralınca müsait durumda olan sağa ҫekilerek yol veriyor.

Avrupa’da en rahat araҫ kullanılacak ülkeler Iskandinavya ülkeleri diyebilirim.

Iskandinavya‘yı, özelliklle Norveҫ’ı mutlaka görmek lazım.
 

@neroarkan ,

benim bahsettiğim kamp yerleri Çıralı, Adrasan ve Kaş'ta olanlar. Buralardaki kamp yerleri haklı olarak çadır kampçıları için hizmet veriyorlar. Haklı olarak diyorum çünkü bu gezimizde hem yollarda hem de kamp yerlerinde beklediğimizden oldukça az sayıda karavanla karşılaştık. Kamp işletenlere de hak veriyorum, talep olmadıktan sonra niye bir sürü yatırım masrafına girip de karavancılar için her bir perona temiz ve atık su hattı çeksinler? Bazı yerlerde kanalizasyonla aralarındaki kot farkından dolayı atık su hattı zaten çok zor ve masraflı olacaktır. Bizim talep ettiğimiz standartlarda karavan kampları sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla ağırlıklı olarak Marmara bölgesinde kuruluyor. Sebepleri malum.

Antalya ve Fethiye arasındaki bölgede, kamp ücretini geçtim, sezonda yer bulmak bile çok zor oluyor. Bulunca da insan şükrediyor. Yine de çok dip dibe olan yerlerde mecburiyet dışında bir iki geceden fazla kalmadık zaten. Fethiye'de bulamadık mesela. Korsan koyu civarında çadırlar için ahşaptan çok güzel platformlar yapmışlar ve araları oldukça açık. Benim söylemeye çalıştığım şey, mutluluk tamamen insanın beklentisiyle bağlantılı bir durum.
Adrasan'da bir kamp yerinde kaldık, bize yine hatırı sayılır bir alan verdiler ama çadırlara baktığımda bazılarının arasında neredeyse yürüyerek geçilecek bir alan bile yoktu. Bu insanlar nasıl rahat uyuyorlar böyle diye düşünmeden edemedim ama insanlar hem uzun süredir kalıyorlardı hem de bir iki kişi dışında çoğunluk halinden memnun görünüyordu.

Türkiye oldukça kalabalık ama asıl sorun nüfusun mevcut alana dengesiz bir şekilde dağılması ve belirli bölgelere aşırı yoğunlaşması. Genel tatillerde bu sorun kendisini had safhada hissettiriyor. Kaş'ta kamp yerine 500 TL veren de vardı, kişi başı 70 TL çadırda dip dibe kalıp halinden memnun olan da. Yani bizim oralarda karavanımızla konaklamayışımızın mevcut kamp yerlerinde pek bir etkisi olacağını sanmıyorum. Hatta daha mutlu bile olurlar :sweatsmile: Karavana en azından 5x7 metre alan ayırmaları gerekiyor ve 150-300 TL ücret aldıklarını düşünelim. Bu alana kişi başı 50-100 TL arasında bir sürü çadır koyabildikleri için emin olun çadır konaklaması onlar açısından daha karlı. Bunu da açıkça dile getiriyorlar zaten.

Klima taktırma olayını çok düşündüm ama sanırım taktırmayacağım. Nedenlerine gelince:
1- Yaz sezonunda bayram döneminde Fethiye'de boş yer bile bulamadık. Üstelik kamp yerlerinin fiyatları neredeyse klimalı, havuzlu ve açık büfe kahvaltı dahil pansiyonlarla yarışıyor.
2- Benim kaldığım kamp yerlerinde ya elektrikler sık sık kesiliyordu ya da elektriği taşıyan hatlar çok zayıftı. Hatta Altın kampta bile yanımızdaki çadırda kalan aile su ısıtıcısını açtığında sigortayı attırdı. Burada bile böyleyse bu klima işi yaş diye düşündüm. Biraz elektrikten anlayan birisi olarak diğer pek çok yerdeki elektrik kablolarının kalınlığına ve kesilip iptidai şekilde bantla tamir edilişine bakınca güvenliğimizden tedirgin oldum.
3- Klimalar 220V gerektirdiği ve mokamplardan uzaklaşmaya başladığımız için bizim için iyi bir yatırım olmayacağını düşünüyorum.

Bununla beraber klimanın sıcak ve nemli havalarda konforu ve mutluluğu artırdığı konusunda hemfikiriz.

Sivrisinek yakalamak için elektrikli süpürge dahiyane bir çözüm, lakin sesinden dolayı kızım uyumuyorken kullanabiliriz. Bizim karavanın altında dört kenarında yaklaşık 5 cm çapında havalandırma menfezleri var. Bunların hepsini cibinlik tülüyle kapattım. Hatta tavandaki havalandırmayı bile kapattım. Gece gündüz ne kadar dikkat edersek edelim nasıl beceriyorlarsa her gece mutlaka bir iki tanesi içeri kaçıyor. Herhalde kapıyı açtığımız o kısa anlarda içeriye giriyorlar.

Geçenlerde Bursa'dan Kuşadası'na gittik. Akhisar'da bir gece mola verdik. Ufaklıkla uzun yol yapamadığımız için mecburen yeni otoyolu tercih ettik. Bursa-Akhisar arasında 239,50 TL; Saruhanlı-İzmir arasında 70,50 TL ödedik karavanla 3.sınıf olduğumuz için. Son yakıt zamlarından sonra sizin de söylediğiniz gibi yakıt ve otoban masrafları kamp ücretinden daha fazla göze batıyor.

Hocam bizim Hilux, karavan çekse de çekmese de ortalama 11.5-12.0 litre arası yakıyor. Karavan 1 ton civarı olduğu için pek hissedilmiyor. Yakıta etkisi benim tahminimce en fazla %5 ila %10 arasıdır. Onu da yokuş yukarı aşırı ivmelenmezsem gözardı edilecek seviyede azaltıyor.
Bazen normal hızda giden bir kamyon ağırlığından dolayı yokuşta iyice yavaşlıyor, onu sollamak için power moda alıp mecburen depara kalkıyorum arkadan gelenler küfür etmesinler diye. Arkamda karavanla yokuş yukarı 60 km/h'den 90-100 km/h'ye kısa sürede çıkmanın verdiği keyif de paha biçilmez doğrusu :wink:
 

Iskandinavya ülkeleri nüfusa oranla en ҫok ҫekme karavan olan ülkeler. Bu ülkelerin nüfusu ülkenin büyüklüğüne göre ҫok az olduğu iҫin (Danimarka hariҫ), kampinglerde karavanlar iҫin ҫok büyük parseller var.

Isveҫ’te 10 bin kiṣiye 294 ҫekme karavan düṣüyor. Avrupa’da ҫekme karavancı olarak tanınan Hollanda’dan (285) bile fazla.

Sonra Danimarka (263) geliyor. Finlandiya’da her 10 bin kiṣiye 116 ҫekme karavan var.

Norveҫ gezilerimde de ҫok ҫekme karavanla kaṣılaṣtım. Norveҫ’te yollar dar ama sürücüler tüm Iskandinavya’da olduğu gibi ҫok anlayıṣlı. Yol daralınca müsait durumda olan sağa ҫekilerek yol veriyor.

Avrupa’da en rahat araҫ kullanılacak ülkeler Iskandinavya ülkeleri diyebilirim.

Iskandinavya‘yı, özelliklle Norveҫ’ı mutlaka görmek lazım.

@Akdeniz45 ,

verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Tavsiyelerinizi not aldım. 👍
 



@neroarkan ,

benim bahsettiğim kamp yerleri Çıralı, Adrasan ve Kaş'ta olanlar. Buralardaki kamp yerleri haklı olarak çadır kampçıları için hizmet veriyorlar. Haklı olarak diyorum çünkü bu gezimizde hem yollarda hem de kamp yerlerinde beklediğimizden oldukça az sayıda karavanla karşılaştık. Kamp işletenlere de hak veriyorum, talep olmadıktan sonra niye bir sürü yatırım masrafına girip de karavancılar için her bir perona temiz ve atık su hattı çeksinler? Bazı yerlerde kanalizasyonla aralarındaki kot farkından dolayı atık su hattı zaten çok zor ve masraflı olacaktır. Bizim talep ettiğimiz standartlarda karavan kampları sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla ağırlıklı olarak Marmara bölgesinde kuruluyor. Sebepleri malum.

Antalya ve Fethiye arasındaki bölgede, kamp ücretini geçtim, sezonda yer bulmak bile çok zor oluyor. Bulunca da insan şükrediyor. Yine de çok dip dibe olan yerlerde mecburiyet dışında bir iki geceden fazla kalmadık zaten. Fethiye'de bulamadık mesela. Korsan koyu civarında çadırlar için ahşaptan çok güzel platformlar yapmışlar ve araları oldukça açık. Benim söylemeye çalıştığım şey, mutluluk tamamen insanın beklentisiyle bağlantılı bir durum.
Adrasan'da bir kamp yerinde kaldık, bize yine hatırı sayılır bir alan verdiler ama çadırlara baktığımda bazılarının arasında neredeyse yürüyerek geçilecek bir alan bile yoktu. Bu insanlar nasıl rahat uyuyorlar böyle diye düşünmeden edemedim ama insanlar hem uzun süredir kalıyorlardı hem de bir iki kişi dışında çoğunluk halinden memnun görünüyordu.

Türkiye oldukça kalabalık ama asıl sorun nüfusun mevcut alana dengesiz bir şekilde dağılması ve belirli bölgelere aşırı yoğunlaşması. Genel tatillerde bu sorun kendisini had safhada hissettiriyor. Kaş'ta kamp yerine 500 TL veren de vardı, kişi başı 70 TL çadırda dip dibe kalıp halinden memnun olan da. Yani bizim oralarda karavanımızla konaklamayışımızın mevcut kamp yerlerinde pek bir etkisi olacağını sanmıyorum. Hatta daha mutlu bile olurlar :sweatsmile: Karavana en azından 5x7 metre alan ayırmaları gerekiyor ve 150-300 TL ücret aldıklarını düşünelim. Bu alana kişi başı 50-100 TL arasında bir sürü çadır koyabildikleri için emin olun çadır konaklaması onlar açısından daha karlı. Bunu da açıkça dile getiriyorlar zaten.

Klima taktırma olayını çok düşündüm ama sanırım taktırmayacağım. Nedenlerine gelince:
1- Yaz sezonunda bayram döneminde Fethiye'de boş yer bile bulamadık. Üstelik kamp yerlerinin fiyatları neredeyse klimalı, havuzlu ve açık büfe kahvaltı dahil pansiyonlarla yarışıyor.
2- Benim kaldığım kamp yerlerinde ya elektrikler sık sık kesiliyordu ya da elektriği taşıyan hatlar çok zayıftı. Hatta Altın kampta bile yanımızdaki çadırda kalan aile su ısıtıcısını açtığında sigortayı attırdı. Burada bile böyleyse bu klima işi yaş diye düşündüm. Biraz elektrikten anlayan birisi olarak diğer pek çok yerdeki elektrik kablolarının kalınlığına ve kesilip iptidai şekilde bantla tamir edilişine bakınca güvenliğimizden tedirgin oldum.
3- Klimalar 220V gerektirdiği ve mokamplardan uzaklaşmaya başladığımız için bizim için iyi bir yatırım olmayacağını düşünüyorum.

Bununla beraber klimanın sıcak ve nemli havalarda konforu ve mutluluğu artırdığı konusunda hemfikiriz.

Sivrisinek yakalamak için elektrikli süpürge dahiyane bir çözüm, lakin sesinden dolayı kızım uyumuyorken kullanabiliriz. Bizim karavanın altında dört kenarında yaklaşık 5 cm çapında havalandırma menfezleri var. Bunların hepsini cibinlik tülüyle kapattım. Hatta tavandaki havalandırmayı bile kapattım. Gece gündüz ne kadar dikkat edersek edelim nasıl beceriyorlarsa her gece mutlaka bir iki tanesi içeri kaçıyor. Herhalde kapıyı açtığımız o kısa anlarda içeriye giriyorlar.

Geçenlerde Bursa'dan Kuşadası'na gittik. Akhisar'da bir gece mola verdik. Ufaklıkla uzun yol yapamadığımız için mecburen yeni otoyolu tercih ettik. Bursa-Akhisar arasında 239,50 TL; Saruhanlı-İzmir arasında 70,50 TL ödedik karavanla 3.sınıf olduğumuz için. Son yakıt zamlarından sonra sizin de söylediğiniz gibi yakıt ve otoban masrafları kamp ücretinden daha fazla göze batıyor.

Hocam bizim Hilux, karavan çekse de çekmese de ortalama 11.5-12.0 litre arası yakıyor. Karavan 1 ton civarı olduğu için pek hissedilmiyor. Yakıta etkisi benim tahminimce en fazla %5 ila %10 arasıdır. Onu da yokuş yukarı aşırı ivmelenmezsem gözardı edilecek seviyede azaltıyor.
Bazen normal hızda giden bir kamyon ağırlığından dolayı yokuşta iyice yavaşlıyor, onu sollamak için power moda alıp mecburen depara kalkıyorum arkadan gelenler küfür etmesinler diye. Arkamda karavanla yokuş yukarı 60 km/h'den 90-100 km/h'ye kısa sürede çıkmanın verdiği keyif de paha biçilmez doğrusu :wink:
Tekrar Merhaba,
Bütün yazdıklarınız çok net ve anlaşılır. Hemen hepsinde haklısınız, yaşamışsınız başınıza gelmiş. Hiç bir lafım yok.
Karavancılıkda bir nevi proje işi,doğru maliyet ile doğru tatil projelerinde yüzünüzü güldürür.
Çadırcıların tercih ettiği yerde Maalesef Karavan'a yer yok.

Meclisten YASA geçmesi lazım çadır kampları yüzey alanlarının en az 1/4 oranında yeri Karavan kampına çevirecek diye ANCAK O zaman olur. 25 m2'den küçük karavan alanı olmaz diye yazı vereceksin.
Bitti gitti. Kanun ile çözülür bu iş bu kadar basit.
Yapmadı mı? Vur kilidi.

Mersin'de çok güzel bir koy var Normalde Orman işletmesi olması lazım, C***** diye bir adama vermişler.
Yazın yer için aradım , Karavan alamam abi dedi.
Neden Dedim .Çadırlar var olmaz dedi.
Açıklamadı ama, 1 karavan 5-6 Çadırlık yer işgal ediyor. Benim tente açtığım yere sadece 2 çadır atar.
50 tl alsa 300 tl yapar, yarışamayız.
Arkadaş Parasına bakıyor pek tabii. Gidemedik.

Kampların kendisine çeki düzen vermesi lazım. Elektrik tesisatı eskimiş kamplar yangın çıkmasın diye Karavan başına 4A lik sigorta koymuş.(En düşük demoraj akımı 10A-15A.)
Bunu Reklam broşürüne yazan bile var. İnsan epey sinirleniyor ve hüzünleniyor. Şevki kırılıyor. Biz Sıcak yerde isek Elektriğin olduğu yere mecburen park ediyoruz. Başkası mümkün değil.

Elektrik süpürgesi olayını bizde başka karavancıdan öğrendik, Yeri epey zorda sinek bizi delirtirse çıkarıp kurup işi bitiriyorum. Hortumu yaklaştırınca 3 sn aç kapa yapman ile sineği yutması bir oluyor. :smiley:) Fazla Ses olmaz.

Bursadan kuşadasına aynı yolu bu yaz bende gittim. Eylül'de Devlet yolunu kullandım.Navigasyon her sapakta beni otoyola sokmak için uğraştı , kanmadım. O parayı ödemedim. Yol güzeldi şansıma , bir kaçtane kırmızı ışık vardı. Güzel geçti. Zorda kalmayınca otoyol kullanmamak lazım.
Hem otoyoldakilerde o kadar para veriyor rahat rahat sürsünler arabalarını.:smiley:)

Abi ben 4*4 cüyüm,(off road değil), Karavanın 4x4 ile çekilmesi taraftarıyım.
Kendim bizzat MART ayında deniz kenarında battım , sol ön teker çakıla gömüldü. Balatamda bitmek üzere iken yarım debriyaj yapıp çıkmak zorunda kaldım. Karavan bağlı iken. Diferansiyel kilidi işe yaradı. Karavanı sökecektim eğik duruyordu devrilir diye cesaret edemedim.
Normalde sökmek lazım ayırıp kenara almak tabi biz öyle yapamadık.
Çıktım. AMA Balatayı yedik. :smiley:)

Gelecekte Karavanı çok az büyültüp, Büyük bir çekici araç alacağım. Mazotlu araçların kullanımdan kalkacağı serüveni çıktı şimdi piyasaya. Ne yaparız Bakacağız.
Keyifli Sohbet için Teşekkürler Kalın sağlıcakla
 

.
Karavan, gezme dürtümün yalnızca bir aracı.
Bu yüzden çalışma yaşamım boyunca birkaç kere keyifle kullanmış olsak da uzak ülkeler için ayak bağı olur diye karavanı hiç düşünmedim. Hatta emekli olarak şimdi bile karavan ruhsatımın sadece Nisan-Ekim arası geçerli olması boşuna değil.

Böyle nötral bir yaklaşım, karavana dışarıdan bakmaya oldukça yatkın. Sonuçta demek istediğim; zamanımızdaki koşullarda Türkiye’deki çekme karavanı oldukça sorunlu bulduğum. Yazdıklarınız da kanımı pekiştirmekte.
Galiba durum, daha çok kabul ve katlanmada bitmekte..

Umarım kendi dinamikleri durumu değiştirmeye yeter ?
Çünkü devlet, ticari sunucu ve karavancılarda bu dinamiğe rastlamak oldukça zor..🙁
 
Son düzenleme:

Çekme karavan, sevdiğim kamplara gidip belli bir süre kalacağımda kamp yerindeki konforu arttıran bir araç benim için. Gezmek için otel-motel öğretmenevi veya aracımın içini yatmak için kullanıyorum.
Malesef bir motokaravan edinip motokaravana özgü özgürlüğü hiç yaşamadım. Ama aracımın içinde yatarak bir şekilde güzel konaklamalar yapıyorum. Açıkçası bu çok da hoşuma gidiyor...
 

Türkiye’de kompinglerin, karavan parkların, hafta sonunda kalınabilen yerlerin nasıl yapılacağına ve nelerin olması gerektiğine dair yönetmeliklerin bir an önce yapılması lazım. Bu yönetmeliklerin mutlaka kanunla yapılması ṣart değil, ilgili bakanlıkta bu yönetmelikleri yapabilir.

Burada önemli olan kampinglerin bir standartı olması. Araҫların durduğu parsellerin büyüklüğü, iҫme ve atık su bağlantıları gibi.

Parseller farklı büyüklükte olabilir ama en küҫük nekadar olabilirler yönetmelikle belirlenmeli.

Her parselde iҫme ve atık su bağlantısı olması ṣart değil ama, her kampingte temiz su muslukları ve atık boṣaltacak yerler olmalı.

Karadeniz kıyısındaki bir kampingte, yağmurlu bir havada duṣun giriṣinde elektrik düğmesine dokununca elektriği hissettim. Belkide ayakkabılarım kuru ve elektrik geҫirmeyen cinsten olduğu iҫin durumu hafif atlattım. Bir kampingte böyle ṣeylerin olmaması lazım.

Kampingler yangın tehlikesi olan yerler. Ҫadırların bir birlerine yakın olmamaları lazım.

Aṣağıdaki link Almanya’da yukarda bahsettiğim bir yönetmelik. Google tercümesi olduğu iҫin bazı kelimeleri anlamak zor. Ikinci linkte Almancası.



SGV Inhalt : Verordnung über Camping- und Wochenendplätze (Camping- und Wochenendplatzverordnung - CW VO) | RECHT.NRW.DE



SGV Inhalt : Verordnung über Camping- und Wochenendplätze (Camping- und Wochenendplatzverordnung - CW VO) | RECHT.NRW.DE
 

Türkiye’de kompinglerin, karavan parkların, hafta sonunda kalınabilen yerlerin nasıl yapılacağına ve nelerin olması gerektiğine dair yönetmeliklerin bir an önce yapılması lazım. Bu yönetmeliklerin mutlaka kanunla yapılması ṣart değil, ilgili bakanlıkta bu yönetmelikleri yapabilir.

Burada önemli olan kampinglerin bir standartı olması. Araҫların durduğu parsellerin büyüklüğü, iҫme ve atık su bağlantıları gibi.

Parseller farklı büyüklükte olabilir ama en küҫük nekadar olabilirler yönetmelikle belirlenmeli.

Her parselde iҫme ve atık su bağlantısı olması ṣart değil ama, her kampingte temiz su muslukları ve atık boṣaltacak yerler olmalı.

Karadeniz kıyısındaki bir kampingte, yağmurlu bir havada duṣun giriṣinde elektrik düğmesine dokununca elektriği hissettim. Belkide ayakkabılarım kuru ve elektrik geҫirmeyen cinsten olduğu iҫin durumu hafif atlattım. Bir kampingte böyle ṣeylerin olmaması lazım.

Kampingler yangın tehlikesi olan yerler. Ҫadırların bir birlerine yakın olmamaları lazım.

Aṣağıdaki link Almanya’da yukarda bahsettiğim bir yönetmelik. Google tercümesi olduğu iҫin bazı kelimeleri anlamak zor. Ikinci linkte Almancası.



SGV Inhalt : Verordnung über Camping- und Wochenendplätze (Camping- und Wochenendplatzverordnung - CW VO) | RECHT.NRW.DE



SGV Inhalt : Verordnung über Camping- und Wochenendplätze (Camping- und Wochenendplatzverordnung - CW VO) | RECHT.NRW.DE
Turkiye'de şu yönetmeliğe eklendi konu ile ilgili 2019 yılında.


Madde 36

Ancak maalesef denetleme yok. Bu koşullara uyan kamping sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

@tapatalk
 



Türkiye’de kompinglerin, karavan parkların, hafta sonunda kalınabilen yerlerin nasıl yapılacağına ve nelerin olması gerektiğine dair yönetmeliklerin bir an önce yapılması lazım. Bu yönetmeliklerin mutlaka kanunla yapılması ṣart değil, ilgili bakanlıkta bu yönetmelikleri yapabilir.

Burada önemli olan kampinglerin bir standartı olması. Araҫların durduğu parsellerin büyüklüğü, iҫme ve atık su bağlantıları gibi.

Parseller farklı büyüklükte olabilir ama en küҫük nekadar olabilirler yönetmelikle belirlenmeli.

Her parselde iҫme ve atık su bağlantısı olması ṣart değil ama, her kampingte temiz su muslukları ve atık boṣaltacak yerler olmalı.

Karadeniz kıyısındaki bir kampingte, yağmurlu bir havada duṣun giriṣinde elektrik düğmesine dokununca elektriği hissettim. Belkide ayakkabılarım kuru ve elektrik geҫirmeyen cinsten olduğu iҫin durumu hafif atlattım. Bir kampingte böyle ṣeylerin olmaması lazım.

Kampingler yangın tehlikesi olan yerler. Ҫadırların bir birlerine yakın olmamaları lazım.

Aṣağıdaki link Almanya’da yukarda bahsettiğim bir yönetmelik. Google tercümesi olduğu iҫin bazı kelimeleri anlamak zor. Ikinci linkte Almancası.



SGV Inhalt : Verordnung über Camping- und Wochenendplätze (Camping- und Wochenendplatzverordnung - CW VO) | RECHT.NRW.DE



SGV Inhalt : Verordnung über Camping- und Wochenendplätze (Camping- und Wochenendplatzverordnung - CW VO) | RECHT.NRW.DE
@pasolvon paylaşmış olduğu linkde ilgili kısım;

Kampingler ve konaklama amaçlı mesire yerleri

MADDE 36
- (Başlığı ile Birlikte Değişik:RG-4/4/2020-31089-C.K-2360/3 md.)

(1) Kampingler; deniz, göl, dağ gibi doğal güzelliği olan yerlerde kurulan ve genellikle müşterilerin kendi imkânlarıyla geceleme, yeme-içme, dinlenme, eğlence ve spor ihtiyaçlarını karşıladıkları en az on ünitelik tesislerdir. Kampinglerde aşağıdaki nitelikler aranır:


a) Kamping alanı; kamping iç ve dış güvenliklerini sağlayan çit, duvar, yeşillik gibi düzenlemeler ile çevreden tecrit edilerek aydınlatılır. Kampingde yer alan her türlü yapı, doğayla uyumlu hafif yapı malzemesinden ve tek katlı olarak inşa edilir. Kamping alanı drene edilerek ağaçlandırılır. Boş alanlar çimlendirilir. Geceleme birimlerini rahatsız etmeyecek şekilde okuma, dinlenme, spor, eğlence, yeme-içme gibi amaçlar için gerekli düzenlemeler yapılır. Araç yolları, arazi ve iklim şartlarına uygun olarak toz kaldırmayacak şekilde düzenlenir.

b) Kampinglerde; kampçı ünitesi başına hesaplanacak alan seksen metrekaredir. Kampçı ünitesi; çadır, çadır-araba, karavan, motokaravan veya bungalovdan oluşabilir. Bungalovlar dahil her ünite üçer kişiliktir. Bungalov ünite sayısı, toplam kampçı ünitesi sayısının yüzde yirmisini aşamaz ve bu ünitelerde mutfak düzenlemesi yapılamaz. Bungalov üniteleri taban alanı yirmi metrekareyi geçemez.

c) Girişte otopark, resepsiyon, emanet ve telefon hizmeti verilen düzenlemeler yapılır.

ç) Müşterek kullanım tesisleri ile konaklamaya ayrılan alanın zemini kullanım amacına uygun biçimde düzenlenir. Bu tesislerde;

1) Her on kampçı ünitesi için en az bir kadın ve bir erkek tuvaleti, duş ve lavabo ile lavaboların yanında priz,

2) Her on kampçı ünitesi için en az bir adet çamaşır yıkama makinesi ve ütüleme yeri,

3) Her beş kampçı ünitesi için birer adet yemek hazırlama, pişirme, bulaşık yıkama mahalli ile kilitli soğutucu dolaplar bulunan üstü kapalı bir mahal,

bulunur.

d) Kampçılara aşağıdaki hizmetler sağlanır:

1) Satış ünitesi.

2) Karavanların tuvalet ve atık su tanklarının boşaltılacağı uygun mahaller.

3) Kampçı ünitelerine elektrik hizmeti.

4) Kampçılara sıcak-soğuk kullanma suyu ve sağlıklı içme suyu hizmeti.

e) Kampinglerde, yerli ve yabancılara ait karavan veya motokaravanların bakım, onarım ve kışlaması için gerekli düzenlemeler yapılabilir.

(2) Konaklama amaçlı mesire yerleri; orman rejimine tabi olan, konaklamalı mesire yeri olarak tahsisli kamu taşınmazı üzerinde yer alan ve aşağıdaki bentlerde belirtilen istisnalar haricinde birinci fıkrada belirtilen diğer nitelikleri sağlayan tesislerdir:

a) Konaklama ünitelerinin tamamı bungalov şeklinde düzenlenebilir, ancak bu durumda bungalov ünitelerinin sayısı otuzu geçemez.

b) Konaklama ünitelerinin, bungalovların yanı sıra çadır, çadır-araba, karavan veya motokaravandan oluşması durumunda, bungalov ünite sayısı, en fazla otuz olmak kaydıyla toplam kampçı ünitesi sayısının yüzde yirmisini geçemez.

c) Konaklama ünitelerinin tamamının bungalovlardan oluşması ve tesis bünyesinde 14 üncü maddenin beşinci fıkrasının (f), (ğ) ya da (bb) bentlerinde belirtilen yeme-içme ünitesi veya ünitelerinin düzenlenmesi halinde, birinci fıkranın (ç) bendinin (3) numaralı alt bendinde sayılan mahaller aranmaz.
 

Avupa gezilerimde yüzden fazla kampingte konakladım ama, yönetmeliğin 36. Maddesine uygun kampingte kaldığımı hiҫ hatırlamıyorum.

Türkiye’de bürokrasi kampingin anlamını hala kavramamıs durumda. Kamping bulunduğu yerin ҫevresindeki insanların ailecek dinlenmeleri, tatillerini geҫirmeleri iҫin yapılır. Tabii ki uzak ṣehirlerden ve yurt dıṣından insanlar da kampinge gelir kalırlar.

Tekrar edeyim kampingi turistik bir tesis olarak değil, öncelikle ҫevre insanının, ҫocuklu ailelerin dinleneceği bir yer olarak görmek lazım. Bu nedenle de kamping iҫin yer ayırmak, kampingi desteklemek öncelikle belediyelerin görevidir. Fransa‘ da ve Almanya’da ҫok sayıda küҫük yerleṣim yerlerinin belediyeye ait kampingleri var.


Karavan parklar genellikle baṣka ṣehirlerden ve yurt dıṣından motokaravancıları ṣehire ҫekmek iҫin yapılır, gelsinler ṣehri gezsinler ve esnafa para bıraksınlar diye. Buralarda konaklama süreleri 2-7 gün arasında sınırlıdır.

Oturduğu ṣehre ait karavan parka giden motokaravancı nadirdir ama, oturduğu ṣehrin kampinginde tatilini, hafta sonlarını geҫiren ҫekme karavancılar ҫoğunluktadır.
 

Malesef bir motokaravan edinip motokaravana özgü özgürlüğü hiç yaşamadım.
Ben o hatayı bir kere yaptım ve 2 ay sonra sattım..
Çekme karavan çok daha iyidir..
Karavanı taktın mı, motokaravan;
çıkardın mı, binek araç..

Motokravanla her yere giremezsin.
Çekme karavanda , karavanı bırakınca ,
binek aracınla her yere gidersin.

Benim tecrübi yargım bu..
 


Ben o hatayı bir kere yaptım ve 2 ay sonra sattım..
Çekme karavan çok daha iyidir..

Sevgili Akın bey zaten bölünmüş toplum yaşamımıza şimdi yeni bir boyutla katkıda bulunmakta. 🙂
Sakın bozulan televizyonu yüzünden falan, burada eğlenceli bir çümbüş kurguluyor olmasın ? 😊

Bilmem bu mayınlı konuda kısaca şöyle uzlaşabilir miydik ?
Eğer doğru bir karavancılığın;
* karavan,
* karavancı ve
* ortam
değişkenlerinin birbirleriyle uyumuna bağlı olduğunu kabul ediyorsak, zaten baştan her karavancıya ayni karavanın uyamayacağını da kabul ediyoruz demekdir.
Zaten Akın bey de sonunda, tercihinin kendi yargısı olduğunu söylemekte.

Sadece ithal karavanlardan ikisinin arasındaki farkları irdeleyen bu başlık bile yukarda değindiğim değişkenlik faktörü için güzel bir örnek olmalı..



Forum, her telden çalma nafileliğine, farklı karavancılık türlerini de ayni platformda sunmayı eklemiş durumda.
Yanlış anlaşılmasın, dünyada örneği olmayan bu durum bereket Türkiye’de karavancılığın konuşulduğu bir ortamın, hiç olmazsa hasbelkader oluşmasını sağlamakta.
Şunun şurasında aktif katılan bir avuç kişi değil miyiz zaten ?

Üstelik durum benim gibi bir motokaravancıya, çekme karavan konularına burnumu sokmaya da mis gibi olanak vermekte.. 😊

 
Son düzenleme:



Çok fazla zorlamaya gerek yok bence, formül belli;

1- Çekme karavan, Yaz, Güney sahilleri , keyif = 4 yıldızlı otel parasına kamping . Daha ucuza her yer sıkıntı.
2-Çekme karavan, Yaz, Kuzey Ege sahilleri ve diğer her yer , keyif = 2 yıldızlı otel parasına kamping
3- Çekme karavan, Yaz dışı mevsimler , her yer , keyif = 2 yıldızlı otel parasına kamping
4- Ben kamping filan anlamam diyorsanız da maks 4 metre çekme karavan veya motokaravan.

Ben mecburiyetten çekme karavan aldım, hafta sonları kullanıyorum. Daha doğrusu ev gibi kullanıyorum. Sadece 2 kez geziye çıkabildik 1 yılda. Geçen gün hanım, kısa transporteri uzunuyla değiştirip eski düzene geçelim mi diye yokladı beni. Onda sadece duş alamıyorduk, gittiğimiz yerde perdeleri çekince kimse anlamıyordu yola park ettiğimizde bile. Kuş gibi özgür hissediyorduk. O hisle Aqaba'ya da gittik, Nordkapp'a da. Tabii TL nin aşırı değerli olmasının da hatırı vardı.

Şimdi burnumuzu dışarı çıkarmak bile kolay değil. Maaşlar % 21 civarında artacak, gerçek enflasyon % 70 civarında.

Kisa Transporter; Yol ücreti düşük,1.sinif
Uzun Transporter: Gece uyurken porta potti wc için yer var. Kapaklı buzdolabı mümkün..
 
Son düzenleme:

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,821
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst