Bosna Hersek - Hırvatistan Gezi Yazım (1. Kısım - Saraybosna)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan noexit Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 67
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 39,590

noexit

Gezenbilir Fotoğraf Grubu
Mesajlar
160
Tepkime Puanı
1
Yer
İstanbul / Göztepe
Web
blog.pirasoglu.com
15-16.08.2008

İzinli olmanın verdigi rahatlık ile sabahtan saat 17.50′de başlayacak olan Bosna-Hersek, Hırvatistan gezimiz için eksiklerimi tamamladıktan ve son kontrollerimi yaptıktan sonra havaalanına dogru yola koyuldum. Gerçi evden çıkmam bir hayli zor olmuştu, her seferinde acaba birşey unuttum mu ? Pasaportumu aldım mı ? gibi düşüncelerle sırt çantamı sık sık açıp kapadım. Hatta yoldayken seyehat arkadaşlarımdan biri arayarak nüfus cüzdanının kayıp olduğunu söyledi, bir anlık telaş yaşasamda, daha önce bir arkadaştan öğrendiğim nüfus cüzdanına ihtiyacımız olmadığıydı. Neyse sonuç olarak herşeyimizi pasaport ile halledebiliyorduk. Bu telaştan sonra saat 15.00′de havaalanındaydık, uçus ile ilgili islemleri tamamlayıp uçağımıza bindik. Sanırım bir arkadaşımız haricinde hepimiz epey bir heyecanlıydık. Çünkü seyehat grubumuz beş kisiydi ve sadece içimizden birinin daha önce yurt dışına çıkmışlığı bulunmaktaydı. Gezi boyunca onun tecrübelerinden bolca yararlanacaktık. Uçağımız gecikmelide olsa saat 18.00 havalandı. Yapılan anonsla uçuş süremiz yaklasik 1 saat 50 dakika olarak bildirildi. Eğer interrail yapmıyorsanız uçak ile Saraybosna’ya erken rezervasyon ile gitmek çok uygun. Genelde Cuma’dan Cuma’ya yada farklı haftalık dilimlerde THY‘nin promosyonlu biletleri mevcut. Mesela biz biletlerimizi 04 Haziran itibari ile aldığımızda maliyetimiz 410 YTL’idi. Eğlenceli bir uçak yolculuğunda sonra saat 18.40 itibari ile Saraybosna‘ya uçagimiz indi.

n502507692_1204297_1763.jpg


Saraybosna ile saat farkımız bir saat. Onlar bizden bir saat geride oldukları için Saraybosna’ya indigimizde hava hâla aydınlıktı. Pasaport kontrolünden sonra sırt çantalarımızı alıp havaalanı çıkışında bizi karşılayacak olan pansiyon sahibimiz Mirsad Bey’in oğlu Ensar’ı beklemeye başladık. Neyseki çok vakit kaybetmeden Ensar ile buluştuk. Saraybosna’da kalacağımız yer için İstanbul’dayken telefon ile görüşüp rezervasyon yaptırmıştım. Ensar’ın arabasına sığamadığımız için 3-2 şeklinde bölünüp pansiyona doğru yola koyulduk. Havaalanından pansiyonumuz yaklaşık 10-12 dakika sürdü. Karşılığıda 11 Km (5 Euro).. Pansiyonumuz 3 katlı, dışarıdan bakıldığında tabelası olmadığı için sade bir apartman görünümündeydi. Gayet temiz ve müstakil banyolu güzel odaları olan bir pansiyon. Burada 15 Euro’ya sabah kahvaltısı dahil kaldık. Bizim yol yorgunu olduğumuz düşüncesiyle bize çay bile demlemişlerdi. Çaylarımızı balkonda içip yorgunluğumuzu üzerimizden biraz atıp, birkaç anı fotoğrafıda çektikten sonra Saraybosna Oldcity’e Başçarşı’ya inmek için hazırlandık. Oldcity taksi ile kaldığımız yere 10 dakikalık bir mesafede, taksi ücreti 12 Km (6 euro) tutuyor. Bosna-Hersek ulusal para birimi Km (Konvertible Marka). 1 Km neredeyse 1 YTL’ye eşit. Bu nedenle hesaplarımızı yuvarlayarak 1 Euro = 2 Km(YTL) şeklinde yapıtık. Bunları sizinde rahatlıkla mukayese yapabilmeniz için yazmak istiyorum. Taksici bizi Saraybosna’yı ikiye bölen Miljacka Nehri’nin Başçarşı’ya yakın kısmında bıraktı. Biraz yürüdükten sonra önce Gazi Hüsrev Begova Camii sonra da Saraybosna’nın simgesi haline gelen Sebil’i görüyoruz. Karnımız yolculuk sonrasında bir hayli acıktığı için Saraybosna gece gezmemize başlamadan önce birşeyler yemek istiyoruz ve ilk aklımıza gelen kültürel yemek tabii ki Cevapi (Ćevapčići). Bizim ince uzun inegöl köftemizin biraz daha yağlısı, bir pide içerisinde yanında söğüş soğan ile servis ediliyor. Her et yemeğinde olduğu gibi yanında ayran içmek istiyoruz fakat ayran istediğimizde hafif sulu bir yoğut geliyor. Burada ne yazık ki ayranı bilmiyorlar. Biz yemeğimizi sebilden tranvay durağına yukarıya doğru yürüdüğünüzde sağ tarafta kalan Cevabozinica’da yedik. Kebabı her ne kadar bize ağır gelsede güzeldi. Cevapi + Yoğurt’a 3,5 Euro ödedik kişi başı. Kebaplarımızı yedikten, başçarşı meydanında biraz fotoğraf çektikten sonra kendimizi Saraybosna gecelerine doğru atıyoruz. Başçarşı sokaklarında gezmeye başlıyoruz.

dinfw1.gif


Şehir, barındırdığı dinî çeşitliliğiyle Müslümanlık, Katoliklik, Ortodoksluk ve Musevîliği yüzyıllar boyunca barış içinde yaşatmış. İşte bu yüzden Saraybosna, Avrupa’nın Kudüs’ü olarak kabul edilmekteymiş. Böyle olunca oldcity’de yürürken bir Ortodoks Kilisesi, bir Katolik Kilisesi, bir Cami veya bir Sinagog görmek sizi şaşırtmasın. Biz Cuma gecesine denk geldiğimiz için sokaklar, sokak aralarındaki ve sokak ortalarındaki cafeler, barlar baya doluydu. Sokakta bizi ilk karşılıyan tarihi yapı Jesus Heart Katedrali , burada ayrıca Bosna’da karşılaştığımız ilk Türk turist arkadaşımız ile tanıştık. Kendisi bizim gideceğimiz rota içerisindeki Dubrovnik’ten gelmiş birkaç gün önce Saraybosna’ya. Bize kalabileceğimiz bir hostel ve denizine girebileceğimiz plaj bilgisi verdikten sonra kendisi ile mail alışverişi yapıp fotoğraflar çekip ayrılıyoruz. Artık ara sokaklara girip bir bira içmenin zamanı geldi diye düşünüyoruz ve ara sokaklarda dolaşmaya başlıyoruz.

bosnaaksamqh3.jpg


Sıcaktan insanlar barlardan bar önlerine çıkmışlar, sokaklar acaip dolu, kimi yerlerde yürümekte zorlanıyoruz. Ama herkes halinden son derece memnun. Biralarını yudumlayıp ya şarkı söylüyorlar yada dans ediyorlar. Sakin bir yerde biramızı içmek için oturuyoruz. Aslında aklımız dans etmekte. Semra arkadaşımla fotoğraf makinamı alıp arkadaşlarımızı oturduğumuz yerde bırakıp biraz turluyoruz. Mekanlar oldukça güzel, her müzik türüne göre yerler bulmak mümkün fakat sıcaktan pek iç kısımlarda durmak mümkün olmuyor.

atesmx3.jpg


dansdd8.jpg


Ertesi gün, gündüz gözüyle Saraybosna’yı gezmeyi ve öğleden sonra Mostar’a doğru yolculuk yapmayı planladığımız için geceyi erken sonlandırıp, pansiyonumuza dönüyoruz. Taksi yine 12 Km tutyor, garip değil mi ? Çünkü burada gece tarifesi diye bir şey yok ve insanları oldukça dürüst. Taksiciye pansiyonumuzun adresini gösterdiğimde tamam diyip direkt bizi pansiyonumuza götürüyor. Ertesi gün için erken kalkan erken yol alır felsefesi ile hareket edelim diyoruz fakat sabah kalktığımızda bizi bekleyen kahvaltı sofrası bu düşüncemizi ne yazık ki boşa çıkarıyor. İyiki de erken yola çıkmamışız diyoruz çünkü bu kahvaltı, tatilimiz boyunca edebildiğimiz tek kahvaltı oluyor. Saraybosna’ya gidecek olanlara kesinlikle tavsiye edeceğim, merkeze 10 dakikalık araba mesafesinde bir yer Mirsad Bey’in pansiyonu.. Kendisine “Tel. 00 387 33 617 155, cep: 00 387 61 101 527” telefonlarından ulaşmanız mümkün. Kendisi çok iyi derecede Türkçe bildiği için rahatlıkla Türkçe konuşabilirsiniz. Zaten konuşmamızda sık sık Türk gurupları ağırladığını anlatmıştı kendisi. Adreside; Bana Mateje Ninoslava 6 h, N. Grad Sarajevo (iza apoteke u Buca Potoku prva kuca desno). Parantez içindeki açık adres. Taksiciye adresi verdiğinde rahatlıkla bulacaktır. Kahvaltımızı ettikten sonra sırtçantalarımızı alıp, pansiyonumuzdan ayrılıyor ve Başçarşı’ya iniyoruz. Sırt çantalarımız bir hayli ağır olduğu için Sebil’in hemen üst kısmında yolun üst tarafındaki Hostel Ljubicica’ya sırt çantalarımızı bırakabilir miyiz diye soruyoruz. Saat başı ücreti ile bırakabileceğimizi söylüyorlar ve çantaları burada bırakıp akşam açık olmadığı için uğrayamadığımız turist danışma merkezine gidiyoruz.

tranwaygz6.jpg


harita2cf1.jpg


Orjinal Boyutu : http://**.com/files/142682338/harita1.jpg.html

Ulaştığımızda hemen Saraybosna’ya ait şehir haritalarımızı alıyoruz. Oradaki broşürlere bakarken Tünel Gezisi’nin broşürünü görüyoruz. Saat 14.00’te bir tur olduğunu öğreniyoruz. Tünel turuna daha 2-3 saat olduğu için nereyi görebileceğimizi soruyoruz, bize Osmanlı Tabya’sına 15-20 dakikalık bir yürüyüşle çıkabileceğimizi söylüyorlar. Tabya’dan tüm şehri görmek mümkün. Buraya Sebil’in üst tarafındaki arnavut kaldırımlı yokuştan çıkmak mümkün. Biz de bu yolu takip ediyoruz.

toplumezarks9.jpg


Yol boyunca solumuzda Osmanlı döneminden kalma sağımızda ise Bosna savaşından kalma mezarlar karşılıyor. Mezarlığın olduğu bölge Ramazan ayında iftar toplarının atıldığı yer olduğu için "Top" veya "Sarı Tabya" adıyla anılıyor. Toplu mezarda yatanların hepsinin ölüm tarihleri hemen hemen aynı. Hepsinin yaşları aynı olmasada bosna savaşında kaybetmişler hayatlarını. Toplu mezar içinde bir mezar dikkatimizi çekiyor. Önünde iki asker nöbet tutmakta. Öğreniyoruz ki bu mezar Bosna’nın Bilge Kralı’nın Aliya İzzetbegoviç’in mezarı. 1990 – 1992 tarihleri arasında Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı yapan Aliya İzzetbegoviç 1992 – 1995 yılları arasında 4 yıl süren Sırpların Müslümanlara karşı Bosna Savaşında halkının mücadele ve direnişin önderlik etmiş. 2003 yılında vefat ettiğinde vasiyeti şöyledir; “Vasiyetimdir, beni şehitlerimin yanına gömün. Benim yanım onların yanıdır. Beni ayrı bir yere defnetmeyin, zirâ benim ziyaretime gelenler onlardan da dûalarını esirgemesin, mahzûn kalmasınlar". Vasiyeti üzerine Aliya İzzetbegoviç Kovaci’deki şehitler mezarlığına defnedilir. Mezarda mesai saatleri içinde iki Bosnalı asker nöbet tutmakta. Devir teslim törenlerinde hep beraber mezarın başında dûa ediyor ve nöbetlerini devretmekteler. Mezar Ağustos 2006’da bombalı saldırıya uğramış ve tekrar onarılmış. Ve yukarıdayız, buradan şehir ayaklarınız altında.

saraybosnayd8.jpg


Burada da birkaç anı fotoğrafı çekiyoruz ve Tünel gezimize 1 saat vaktimiz kaldığını farkediyoruz ve merkeze doğru inişe geçiyoruz. Çıktığımız yol Ağustos sıcağında pek uzun geliyor ve otostop çekmeye başlıyoruz. 5 kişiyiz, bizi böyle sokak arasında kim alır derken bir minibüs duruyor ve sonradan Kosova’lı olduğunu anladığımız bir amca bizi merkeze kadar bırakıyor. Kendisine böyle bir iyilik karşısında bir anahtarlık hediye edip, turist danışmaya doğru gidiyoruz. Fakat bu gezi sonrasında Mostar otobüsüne yetişmek için pek vaktimiz kalmayacağını düşünerek yemek yemek için Başçarşı'nın içerisinde bir yer bakıyoruz. Ara sokaklarda akşam gördüğümüz bir yer aklımıza giriyor ve orayı buluyoruz. Adı Sur D&D Racun, bizle ilgilenen garsona bize yöresel bir yemek tavsiye etmesini istiyoruz ve bize Paprikas'ı yememizi öneriyor. Bize anlatmasına göre bir sebze yemeği olduğu için kabul ediyoruz. Aslında güzel ve lezzetli bir yemek Paprikas sadece çorba tadında sulu, zaten çorba tabağında geliyor yemek.

papbo1.jpg


Yemeklerimizi yedikten sonra Tünel gezisi için artık hazırız. Turist danışmaya vardığımızda baya kalabalık bir grup olarak Tünel’i gezeceğimizi farkediyoruz. Minibüslere binerek 15-20 dakikalık bir yolculuk ile Tünel’e doğru yol alıyoruz. Burada da bizi derinden etkileyecek dakikalar bekliyor.

tunelge3.jpg


rehberca7.jpg


tunnel2lt8.jpg


Bizi güzel mi güzel bir rehber karşılıyor, içeriye giriyoruz. Tünelin sadece 10-15 metrelik kısmı açık diğer kısımları savaş sonrasında kapatılmış. Açık olan kısmı gezmeden önce ve sonra rehberin savaşı anlatan sunumu, Saraybosna Bombardımı ve Tünele ile ilgili video gösterileri bekliyor bizi. Ayrıca burada tünel yapımında kullanılan malzemeler de ( araç-gereçler, el arabaları, yiyecek taşınan çuvallar ve sırt çantaları..) sergilenmekte. Tünelin yapılma sürecinden biraz bahsedersek. Birleşmiş Milletler, insani yardım yapabilmesi için havaalanı bölgesinin kuşatma dışı tutulmasını istemiş, bu alan dışında sürekli olarak bomba ve mermi yağmuru altında bulunduğu için Boşnakların askeri malzeme ve gıda temin edebilmeleri için bu alanı kullanmaları gerekmektedir. Bu alanı kullanan bir sürü insan bu yolda ölmüş. Bu nedenle havaalanı bölgesine giden bir tünel yapma fikri ortaya atılır. General Râşid Zorlak, tünel kazma işini gerçekleştirmek için iki mühendisi görevlendirir. Bunlardan biri sonradan Bosna-Hersek Başbakanı olacak Necat Brankoviç, diğeri de Fadil Şero’dir. Tünelin başlangıç noktaları Dobrije ve Butmir olarak seçilir, her iki taraftan ummahalı bir kazı çalışması ile 4 ay sonunda yaklaşık 800 metrelik bir tünel olarak 30 Temmuz 1993 tarihinde tamamlanır. Yiyecek, mazot, cephane, ilâç ve yaralı sevki yapılan tünelin faaliyete geçtiği ilk zamanlarda her şey insan gücüyle taşınır. Sonraları köşebent demirden mini raylar ve vagonlar yapılır. Böylece tünelden nakliye daha da kolaylaşır. Savaş bittiğinde, tünel inşasının başladığı bu ev müze hâline getirilir. Müzeyi gezdikten sonra tünel’in önünde rehberimizle birlikte bir anı fotoğrafı çektirip tekrar araçlara binip geri dönüş yoluna geçiyoruz. Yine Başçarşı’dayız.

kahveuc7.jpg


Saraybosna'dan ayrılmadan bir boşnak kahvesi içelim diyoruz ve bir kafeye oturuyoruz. Boşnak Kahvesi bizim Türk Kahvesine benziyor. Fakat sunumu biraz farklı, bir tepsi içinde boş fincan, kahve dolu bir cezve ve lokum ile veriliyor. Kahvelerimizi içtikten sonra sırt çantalarımızı Hostel Ljubicica’ya gidiyor çantalarımızı alıp resepsiyondaki bayanla Türkçe vedalaştıktan sonra Tranvay Durağındaki 1 numaralı Tranvay’ı farkediyoruz, bu tranvay bizi Mostar otobüsümüzün kaldığı otobüs garına götürecek. Hemen biniyoruz. Otobüs garına ulaştığımızda saat 17.00’de otobüs olmadığını, 18’de binebileceğimizi öğreniyoruz. Mostar - Split otobüs bileti 9 Euro. Saraybosna'dan Mostar'a otobüs saatleri ise şöyle: 07:00, 07:35, 08:15, 09:00, 09:55, 11:30, 12:30, 13:00, 14:30, 15:30, 16:00, 17:00, 18:00, 19:55. Otobüs seferleri hergün ve yaklaşık 2.4 saat sürmekte. Eğer tercihiniz trenden yana ise hergün iki sefer düzenlenmekte. Saatleri 07:00 ve 18.20'de. (Devamı bir dahaki Mostar yazımda.)

Yazımın orjinali için blogumuda ziyaret edebilirsiniz.
 

Etiketler
Ynt: Bosna Hersek-Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

Gezinizin keyifli geçtiğini görmek güzel... :smiley:

Geziden önce size söylemiştim, Saraybosna için bir gün az ama, yine de az çok görür, tanırsınız oraları. Ve okuduğum kadarıyla gezmiş, görmüşsünüz... Ama, çok büyük bir hata yaptığınızı da gördüm... :smiley:

Burek yememişsiniz :D

Sadece bu hata yüzünden, Bosnaya tekrar gitmeniz gerekir. :smiley:

Oraları beğenmenize sevindim, umarım tekrar daha uzun bir Bosna yolculuğuna çıkarsınız. :smiley:
 

Ynt: Bosna Hersek-Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

Evet çok keyifli günler ve hatıralar ile ayrıldık Bosna'dan. Gezi yazım aslında bu kadar değil, sadece heyecanım hayla devam ettiği için yazmayı başardığım kısmını hızla paylaşmak istedim. Saraybosna'dan Mostar'a geçtik...Menü'de bilin bakalım ne vardı :smiley:)

Yani daha yazacağım yerler var : Mostar, Split (Brac, Stari Grad Adaları), Dubrovnik...

Dönüşüde Saraybosna'dan yaptık...Dönüş menumüzüde Burek vardı :smiley:)

İyi dilekleriniz için teşekkürler..Kesinlikle bir daha yolum düşücek ve daha fazla zaman ayıracağım bu sefer..
 

Ynt: Bosna Hersek-Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

Tamam o zaman...

Burek ve çevape yediyseniz, Bosnaya gerçekten gittiniz, diyebiliriz. :smiley:

Yazınızın devamını bekliyorum... Bir Bosnalı olarak, Bosnayı nasıl gördüğünüzü, hissettiğinizi, etkilendiğinizi okumak benim için keyifli. Ordan güzel anılarla dönmeniz beni sevindiriyor. Onun yanında da, Bosnaya gitmeyi planlayanlar da yazınızdan yararlanacak.

Ayrıca, fotoğrafları da görelim. ;)
 

Ynt: Bosna Hersek-Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

Teşekkürler,

Fotoğraflar yeterli değil mi ? Saraybosna'da pek fazla durum fotoğrafı çekme fırsatım olmadı. Olanların bir kısmını yazımda kullandım. Kurcalayayım biraz sizin için..
 




Ynt: Bosna Hersek-Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

Fotoğraflar hiç bir zaman yetmez... :smiley:

Hadi bakalım... Mostarı bekliyoruz... ;)
 

Ynt: Bosna Hersek - Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

Çok güzel bir gezi olmuş...Ve tabi ki gezi yazısı ve fotoğraflarda bir o kadar güzeller...Bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim...

Ayrıca BamBina'nın dediği gibi daha çok fotoğraf bekliyoruz ;)
 





Ynt: Bosna Hersek - Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

Elinize ayağınıza sağlık. Güzel bir anlatım... Yazılarınızın ve fotoğraflarınızın devamını bekliyoruz... ;)
 


Ynt: Bosna Hersek - Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

noexit' Alıntı:
Çektiğim fotoğraflar

http://www.flickr.com/photos/94705278@N00/sets/72157607225787344/

Tüm fotolar güzel ama, özellikle şu çeşmenin üzerinde ki güvercin ilgimi çekti... :smiley: Tam anlık bir foto :smiley:
 

Ynt: Bosna Hersek - Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

evet o fotoğrafı, Hostel Ljubicica'dan sırt çantalarımızı aldıktan sonra sebile doğru yürürken çektim gerçekten acele bir çekim oldu, kadrajı pek ayarlayamasam da güzel bir kareydi..
 

Ynt: Bosna Hersek - Hırvatistan Gezi Yazım (1.Kısım - Saraybosna)

Dediğim gibi tam anlık bir foto... Bir iki saniye sonra çekseniz, kadrajı ayarlayana kadar, belki de güvercin kaçardı. :smiley:
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,676
Mesajlar
1,522,014
Kayıtlı Üye Sayımız
166,527
Kaydolan Son Üyemiz
Selma Yörük

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst