Ynt: BEYAZ MARTI Adriyatik Yollarında
Rijeka'ya giderken yolumuzun üstünde Senj vardı.
Burda biraz soluklanıp mazot almak istedik.
Gİderken yolda gördüğümüz ve tahlil ettiğimiz bazı şeyler vardı:
-Hırvatistan'da Skoda Octavia haddinden fazla var. neredeyse her ailenin bir skodası var. Çok sevildiği gayet açık.
-Şöförler kurallara sıkı sıkıya bağlı. Sollama yasağı olan yerlerde karşıdan araba gelmese bile yasağı delmemeye özen gösteriyorlar.
Yayalara saygıyı saymıyorum bile.
Sonunda senj'e varıyoruz. Dalmaçya sahili önümüzde dantel gibi uzanıyor. Önümüzde bir tilki koşarak karşıya geçiyor birden. Açıkçası bir tilkiyi ilk defa bu kadar yakından gördüm.
Saat 22
67 lt mazot aldık. Hırvatistan'ın çoğu bölgesinden farklı olarak mazotu kendiniz doldurup ücreti içeriye ödüyorsunuz. Siz mazotu doldurduğunuzda otomatik olarak içeri bilgisayara veri gidiyor.
Mazotu doldurduktan sonra uzun süre kalacak bir yer aradık..
Bir tane campin bulduk. Aşağı indim, hiçbir şey istemezsek (su elektrik vs) sadece bu akşam için ne kadara kalabiliriz diye sorduk.
Adam bize ve arabaya baktı ve 17€ dedi. Kalmadık.
...
Sonunda bir benzin istasyonu bulduk. Küçük ama sahile manzarası olan güzel bir yerdi.
babamla indik ve izin istedim. Çocuk hiç sorun olmayacağını kalabileceğimizi söyledi.
yatakları hazırladık. Dışardan sesler geldi. Üst katta yattığım için perdeyi aralayarak dışarı baktım. Görevli yavaş yavaş dükkanı kapatıyordu.
İki tane 30 lularında adam ise benzinlikten bira almışlar hem içiyor hem muhabbet ediyorlardı.
İlk başta tedirgin oldum.
Türkiye'de böyle bir manzarayla karşılaşınca genelde bira içenler serseri olur. Ama bu adamlar biraları bitince çöp kutusuna atıp biraz daha sohbet edip gittiler.
Güzel bir uyku çektik.