Ynt: Aramızda kaç kişi dürüst olmayan yada dert anlamayan ustadan mağdur oldu?
amadeus99' Alıntı:
türkiye'de anlamadığım şeylerden biri bir yığın makine müh. gider 1500 tl'ye çalışır ama kendi tamiranesini açmayı düşünmez valla gelince ciddi ciddi oto elektronikçisi açmayı düşünmeye başladım millete atılan kazıkları okuya okuya.
sorun ustanın dürüst olmamasından daha acı sorun ustanın usta falan olmaması aslında. oto elektroniği ve mekatronik konusunda tam facialar zaten.
Mlh_Zj' Alıntı:
şiddetle katılıyorum. üniversite bilincine herhangi birinin bile açacağı bir tamirhane , güzel standartlarda olacaktır. en basitinden , service manual okuya okuya ekipman olsa aracı tamir edebilecek bilgi kaynağım oldu. ustaya gidiyorsun bak adam şunu şu torkla sık demiş diyorsun , adam gerek yok diyor , bir de çok biliyorsun diye tersliyor. tabii chrysler mühendisleri cahil bizim ilk okul mezunu 'usta' kadar bilmiyor ondan yazmış öyle...
Yazılabilme olanağı olsa, milyonlarca yazı gelir buraya; o denli çok mağduriyet var ki güzel ülkemde...
Görüşünüzü çeşitli ortamlarda dile getirdiğim için, bir iki söz de ben edeyim.
Bizde, hele eskiden, "kalem erbabı" olup, hazineye elini sokup (devletten maaş alarak) yaşamak, insanımız için hep önemli olmuştur. Bir halt olmasanız bile, bir şekilde "kamuya kapağı attığınız" takdirde, yaşamınız garantidir; "ideal damat adayı"sınızdır bu arada üstelik. Bu anlayış, Osmanlı'dan bu yana adeta insanların genlerine işlemiştir.. ???
Durum böyle olunca, okuyan insanımızın hemen tümünde, kendi işini yapmak yerine, bir yere özellikle de kamuya kapağı atarak kendini garantiye alma, adeta içgüdüsel bir davranış olmuştur. Öyle olunca, belki de kamudan kat kat daha çoğunu (akçalı olarak) kazanabilecek yetenekli mühendislerimiz, "memur olma" peşinde koşmaktalar. Bir de anlayış böyle olunca, "usta olmak" pek makbul birşey olarak görülmemektedir hala toplumumuzda. Demem o ki, "statü kaygısı" da çok önemli olmada.
Kuşkusuz, eğitim sistemimizin de çok büyük kusurları da var bu işte. Bizde eğitim, genelde teoriktir; pratik ya azdır ya da yoktur, yani yaşamdan kopuktur. Oysa,
"eğitim, üretim içindir!" Pratik yap(a)mayan, kadavra görmeyen hekimler, ağacı tanımayan ziraat mühendisleri, tarlanın alanını hesaplayamayan matematik öğretmenleri...vb Bu durum, kendine güvensiz meslek insanları (aslında topumun tümü öyle ya..) yetişmesine neden olmakta. Kısaca, hem kendine güvenememe, hem de statü kaygısı... vb nedenlerle, bizde "mühendis usta"ları görmemiz, yakın bir gelecekte olur mu bilmem?.. :-\
Tarihimizin yalnızca kısa bir döneminde (Cumhuriyet'in ilk dönemi) 25.000 mezun veren
"Köy Enstitüleri" , bu değerlendirmenin dışında insanlar (köy önderleri) yetiştirmiştir. Üstelik Dünya tarihine bu özgün örneği de biz vermişiz ama sürdür(e)memişiz.
Tümü köy ilkokulu mezunu, köy çocuğu ve eğitim süresi 5 yıl olan bu okullardan mezun ilkokul öğretmenlerinin Türkiye düşünsel yaşamına neler kattığına bir bakmak gerek. Ben böyle bir öğretmenin (Kızılçullu Köy Enstitüsü mezunu) öğrencisi olma şansına sahip oldum, mutluyum...
İlkokulu, ortaokulu arka kapıdan bitirmiş insanların usta olduğu yerde (az eğitimli ama işini iyi yapanları tenzih ederim), bu iş bu denli olur ancak. Bu olumsuz tabloya, bir de günümüzdeki genel geçerli anlayışları ve kötü rol modelleri de eklersek, işimiz zor.
Meslek sahibi olmak, adım adım mesleğinde yükselmek, kurumsallaşmak...vb artık makbul değil; başkasını aşağıya çekerek, omuzlarına basarak, kısaca başkasını yok ederek ayakta kalmak, geçerli. Tünelin ucunun görünmediği, haklı olanın kazan(a)madığı...vb gerçek değil de algı bile olsa, insanlar birbirlerine karşı çok acımasız olabiliyor sonuçta. Bir de "pasta" küçük ve eşitsiz dağıtılıyorsa, pay alabilmek için insanlar, en kolay yol olan siyaseti araç olarak kullanmaya çabalarlar. Çevrenize bir bakın, milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi...olmak isteyen ne denli çok değil mi? ???
Haydi mühendisler, giyin tulumları!..
Cavid Sezen
Not: Ben de bir kamu emeklisiyim...