Ynt: Anzak Günü 25 Nisan
96-99 yılları arasında Çanakkale ili Anadolu yakasında bir askeri birlikte görevliydim. Mesleğim gereği orada bulunuyordum ve ailemi çanakkaleye getirmemiştim.. Bölgede üst komutanlıkların emri gereği , askerlik hizmetinin son günlerinde bulunan , terhisi yaklaşan son tertip erler Çanakkale muharebelerinin cereyan ettiği tarihi ziyaret yerlerine götürülüyor ve üst komutanlığın görevlendirdiği mihmandar eşliğinde gezdiriliyordu. Gezi sabahtan başlayacak ve birliğe dönüş akşam 20:00 civarında bulacaktı. Nöbetim olmadığı hafta sonları ailemle birlikte bulunmak amacıyla İzmir seyahat ettiğimden , hafta sonları çanakkale de kalmıyordum,. gezi emri ile ilgili mesaj birliğe geldiğinde birlik komutanı , en genç personelin ben olduğumdan ve pazar günü nöbetçi olmamdan bahisle cuma günü gerçekleşecek bu gezide son tertip erlerle beraber gitmem hususunu emretti.
Gezi sabahı kahvaltımızı yapıp , beyaz “1” numaralı üniformalarımızı giyip ,servis aracına doluşarak 20 civarında levend ile beraber gezi otobüslerinin kalkacağı noktaya geldik ve tahsisli otobüsümüze yerleştik. gezinin bütün gün sürmesi sebebiyle haşlanmış patates, yumurta , ve köfteden oluşan kuru kumanyamızı da yanımızda getirmiştik, diğer otobüslerle beraber toplam dört yolcu otobüsü ile Gelibolu yarım adasına geçtik .muharebenin gerçekleştiği yerleri , anıt altı müzeyi, sargı yeri , kemal yeri vb... bütün gün dolaşarak hem temiz hava aldık , hem de bilgilendik, akşama doğru şehitliklerin bulunduğu mevkiiye geldik ve dağılarak mezar aralarında gezinmeye başladık. Mezar taşlarının üzerinde şehidin nereli olduğu, adı ve doğum tarihleri yazıyordu, erlerimiz mezarlık taşları arasında kendi hemşehrilerini bularak , mezar başında poz verip fotoğraf çektirmekle meşgul oluyorlardı.
Yan tarafta bulunan ve yabancılara ait olan askeri mezarlık dikkatimi çekti, oraya yöneldim. Yol kenarında kendi mezarlarını ziyaret etmiş yavaş yavaş araçlarına yerleşmeye başlamış turist kafilesinin araçları park etmişlerdi. Memleketlerinden binlerce kilometre uzakta ölen bu askerlerin mezar taşlarında ne yazdığını merak ediyordum .Giriş kısmında büyük bir kitabe vardı ve birliklerin isimleri ile muharebelerde ölen askerlerinin isim listeleri bu kitabede yerini almıştı. Mezarların arasında dolaşıyor ve taşların üzerinde yazan künye bilgilerini okuyarak geziniyordum, dönüş vakti yaklaşmakta olduğundan servis araçlarımıza doğru rotamı çevirdim ve farkında olmadan turist otobüslerinin yanına kadar gelmiştim, gayrı ihtiyari başımı kaldırarak otobüse doğru bakmamla beraber otobüste oturan turist kafilesinin beni meraklı bakışlarla izlediğini fark ettim, bakışlarımı onlara çevirmemle beraber beni izleyen bütün turistler, gözlerini benden kaçırarak önlerine bakmaya başladılar ... çok utanmıştım ..
Karışık duygularla kendi kafilemize doğru yöneldim , orada can veren bütün insanlar için bir fatiha okuyarak gezimizi nihayete erdirdik. Otobüste Mustafa Kemalin söylediği sözler aklıma geldi ve bugün bunun Yeni Zelandalı, Avustralyalı anneler için ne anlama geldiğini daha iyi anlıyorum.
‘Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar;
Burada bir dost ülkenin toprağındasınız. huzur ve sükun içinde uyuyunuz. siz, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar:
Göz yaşlarınızı dindiriniz. evlatlarınız bizim bağrımızdadır. huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır.
Bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık onlar bizim evlatlarımız olmuşlardır