Ynt: Ankara Grubu Serbest Muhabbet Köşesi.
Mehmet Bey,
Çok haklısın
Ama, işte yazar içinde bulunduğumuz bu durumu bakın ne güzel yazmış.
Artık, bunlar bize sadece SAYI olarak kalıyor.
Acı düştüğü yeri yakıyor.....
***************************************************
İşine gidiyorsun.
Veya, evine dönüyorsun.
Direksiyondasın.
Canhıraş bi siren...
Dikiz aynana bakıyorsun.
Ambulans geliyor.
Kenara yanaşıyorsun hemen.
Yol veriyorsun.
vaaaiiiiİİİİİUUUuuuuv...
Ses azar azar yaklaşıyor.
Tam yanındayken en yüksek...
Azala azala uzaklaşıyor.
Duymuyorsun artık.
Gözden kayboluyor.
Halbuki, siren aynı siren.
İçindeysen.
Dışındaysan...
Yaklaşırken telaşlanıyorsun.
Tam yanındayken üzülüyorsun.
Gözucuyla, vah vah filan.
Uzaklaşınca unutuyorsun.
Bi saniye sonra hatırlamıyorsun.
Bi bakıyoruz mesela...
Ambulans geliyor.
Mahkûmlar diri diri yanmış.
Dün, duyuyoruz sireni.
Bugün, bağırıyor manşetlerde.
Yarın, gözden kayboluyor.
Bi bakıyoruz...
Karakol basılmış.
Önce 2 şehit var deniyor, telaşlanıyoruz, sonra 4'e yükseldiği söyleniyor, yavaş yavaş artıyor sirenin sesi, 5 mi 6 mı derken, tam yanımızdan geçerken 8 şehitolduğunu öğreniyoruz, o an kahroluyoruz... Yavaş yavaş uzaklaşırken, yaralılardan 1'inin daha şehit olduğu açıklanıyor ama, ilk şehit kadar etki yapmıyor,
görüş alanımızdan çıkıyor çünkü...
Duymuyoruz.
Bi bakıyoruz...
Ambulans geliyor.
İçinde sel kurbanları.
Tıpkı şehit ambulansı gibi, önce 1 ölü, 2 ölü'yle yaklaşıyor, 4 oluyor 5 oluyor, yükseliyor siren sesi, tam yanımızdan geçerken, 10 olduğunu öğrenip, hüzünleniyoruz... Yavaş yavaş gündemimizden uzaklaşırken bulunan 11'inci ölü pek sarsmıyor artık bizi, azalıyor sesi.
Ve, şehit pilotlarımızın cenaze törenini seyrederken, gene direksiyonda gibi hissettim kendimi... Radardan kayboldu'yla başlayan ince ince siren sesi, telaşlandık haliyle, botlar bulundu'yla yaklaştı, tam yanımızdan geçerken 1260 metrede cenaze, neticede musalla taşı, hakkınızı helal ediyor musunuz, helal olsun... Uğurla, unut.
Ambulanslar farklı ama...
Göz göre göre...
Bağıra bağıra gelen...
Herkesi içeri tıkıp, 20 kişilik koğuşlara 200 kişiyi dolduran, derme çatma karakolları hala çanağın içindeki armut gibi sunan, dere yatağına devlet eliyle ev yapan, düşmanlık ettiği ülkenin topraklarına fotoğraf makinesiyle savaş uçağı gönderen...
Siren, aynı siren.
Kenara yanaş.
Geçsin.
Bozma istifini...
Devam et.
Durmak yok yola devam...
Bu olsa gerek.