İşte ben de tam bunu diyorum. Sistem bu.
Sanki bilmiyor gibi sevgilinize sitem ediyorsunuz.
Hani onun da umurunda olsa.
Ben “aşüftelerden” bahsediyorum. Aşüfteden sevgili olmaz.
Zaten konu göz göre göre fahiş fiyatla kazıklanmaktan, kandırılarak dolandırılmaya geldi. Tam da cin olanlara yani. Onlar her sektörde, her konuda varlar.
Şikayetin ve konunun başlığı; bile isteye, gözüne soka soka, “bunun fiyatı 3 ama sen karavan sahibisin, sana 30'a olur” diyenlerden.
Dolandırıcılar ayrı konu. Şu sıralar -hatta epey bir zamandır- telefonla korkutup dolandırmalar revaçta. Daha dört gün önce, üçüncü defadır bilmem nere ilçe emniyetinden(!) arayan, ve yarım saat sohbet edip, sonunda numarayı yemediğimi anlayınca çok sinirlenen polis kılıklı zibidiyle bir hoş hasbıhalimiz oldu. İlkinde adımı bilmeden arayıp, illa ağzımdan adımı öğrenmeye çalışmıştı. Yemedi, çok sinirlenip kapattı. İkincisinde helal olsun(!) adımı öğrenmiş, anamın babamın adını bile saydı bana. Takdir ettim, daha saygı duyarak dalgamı geçtim. İş, dönüp dolaşıp banka hesabımın bakiyesini öğrenmeye gelince yine sinirleri gerildi cin efendinin. Ne yapayım, elimde değil, seviyorum bunlarla oynamayı. Tehditvari bitirdi konuşmayı. Üçüncüde ise, başka bir ilçenin emniyetinden(!) arıyordu. Beni daha önce arayan kendisini (
) yakalamışlar, üzerinden telefonum çıkmış, onun için arıyormuş. Cin ya, aradığı telefon numarasını kaydedip kaydetmediğimi, şikayet edip etmediğimi öğrenmeye çalıştı bu sefer de. Herhalde benden ve paramdan umudunu kesmiş garibim "cin".
Bunların çaresi var. Uyanık ve tetikte olmak. Öbür, "cin çarpan organizmalar"la iş daha zor. Serbest piyasa ekonomisinde istediğini istediğin gibi, eğer bir de çaresizse istediğinin de ötesinde kazıklamak serbest olduğundan, (en azından bizdeki s.p.e. uygulaması böyle) yapacak tek şey, ihtiyacından vaz geçmek ya da organizmanın söylediği fiyatın üzerinde zaman ve para harcayarak başka yollardan temin etmek.
Sonuçta konu başlığı doğru bir noktaya parmak basıp haklı bir serzenişi dile getirdi. Laf lafı açıp nerelere gitti, nerelerden geldi. Bu da, toplum olarak, ne kadar dolduğumuzu ve herhangi bir konuyu bambaşka yerlere çekip patlayacak bahane yarattığımızı gösteren sayısız örnekten sadece bir tane forum başlığı içeriği... Çok neşeli çağrışımlar da yarattı sohbet, kendiliğinden. Bunlar da “bonus.”
Bir de, kaçınılmaz olarak kazıklanırken ya da dolandırılırken durumdan hoşluklar çıkarmak, hatta belki de “zevk almak” da var. Bu da, ayrı bir “feleğin çemberiyle” kanka olma tecrübesi, hayata başkalarının penceresinden de bakabilme bilgeliği. Az gelişmiş ülkelerin az gelişmiş insanlarıyla haşır neşir olunacaksa, böyle bir bilgelik penceresi edinip oradan olaylara müdahil olmak, akıl ve ruh sağlığı için kaçınılmaz zorunluluk bir yerde. Acıtan tecrübeleri de böyle platformlarda paylaşmak, gözardı edilemeyecek bir terapi. Hoş şeyler bunlar...