En büyük ressam bizim için " pastoral sonbahar " adlı tablosunu yapıp bitirmişti zaten.
Ağaçlar şurda dursun, renkleri yeşilin tonlarından, sarıdan, kızıldan olsun, bulutlar beyazdan griye, griden mora geçiş yapsın ve de hepsi birden gölün sakin suyuna yansısın.
Arada rüzgâr suda ürperti yapsın ve yüzen ördekler dekoru tamamlasın.
Bu tablonun seyrine doyum için hafiften bir müzik gerek, yağmurun adı " senfonia romantika " olsun.
Ve de insancıklarım akıp giden yaşamın içinde farklı varoluşları soluklasın.
Farkına varsın ve saygı duysun!
Saygı duysun!.. Yaşadığına, o ana, kendisine ve özgürlüğüne, ötekine ve özgürlüğüne...
Paylaşsınlar, çabasızca kendine düşenleri ve bundan mutlu olsunlar.
Payıma düşen bunlardı, böyle algıladım, böyle yaşadım.
Payım için vesile olanlara, katkıda bulunanlara, özellikle ilk kıvılcımı çakan genç arkadaş Cem'e ve ev sahibi sorumluluğunu son ana kadar bırakmayan Bülent kardeşe çok teşekkürler.
Kavalyesi saygı, pisti özgürlük olan dostluk, valse doymuyor... O valse de doyulmuyor...