Adriyatik gezisi Ohrid, Utjeha, Bulgarija
Değerli Dostlar,
Gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu aralarda internet probleminden dolayı bağlantımız bir süre kesildi ama yine beraberiz. Size anılarımızı göndermeye devam edeceğiz.
Saygı ve sevgilerimizle
Erdal Ötügen
3. Gün Ohrid
Kaldığımız Hotel Belevue kampını hepimiz çok sevdik. Hele bir atık boşaltma yeri varki görülmeğe değer. Akşam otelde çok güzel bir düğün vardı, Makedon melodilerini dinlemek için bazı arkadaşlarımız düğüne katıldılar. Müzik gece yarısı sonlandı. Bazı arkadaşlarımız ise Ramstore’dan aldıkları Makedon şarabı ile müziği uzaktan dinlemeyi tercih ettiler. Şehir merkezinmde heykelide olan Büyük İskender (Makedonyalı) şarabı en tutulanlarındanmış.
Sabah güneşli bir havada rahat rahat kahvaltılarımızı yaptık ve şehir turunun ardından Üsküp’den ayrıldık. Makendonya’nın yolları Gostivar’a kadar duble yol, sonrası geliş-gidişli tek şeritli yol ama asfalt kalitesi güzel.
Üsküp’ten çıkmadan karavanlarımızla tekrar bir şehir turu yaparak vedalaştık ve Gostivar üzerinden Ohride geldik. Niyetimiz karavanlarla şehre inip gezdikten sonra kamp yerine gitmekti ama ne mümkün trafik felaketti, ufak bir kaybolma macerasından sonra birleşip kalacağımız Camp Anton Dukov’a geldik. Göl kenarında bol ağaçlı, şehre yakın genişve güzel bir kamp. Kampa yerleşip dinlendikten sonra bazı arkadaşlarımızla taksilerle (yaklaşık 3,5 Euro) Ohrid’e geldik. Küçük bir gurup Kale, Kilise, Ohrizade türbesini ve Tiyatrosunu gezip yürüyerek eski orijinal Ohrid sokaklarını, begonvil ve sakız sardunyalı balkonlu evleri, kemerli sokakları ve şirin cafeleri seyrederek ve resimleyerek sahil’e şehir merkezine indik. Balkan Folklor şenlikleri dolayısı ile sokaklar çok hareketli. Ülke gurupları sokaklarda kendi türkülerini çalıp söyleyerek meydandaki sahneye doğru gidiyorlar.
Şehri gezip bir Türk lokantasında karnımızı doyurup çayımızı içip kampa döndük. Arkadaşlarımız yarınki zorlu etaba hazırlanmak için erkenden yattılar.
4. Gün Utjeha (Bar)
Sabah göl kenarında kahvaltılarımızı yaptıktan sonra yol ikmalleri yapılıp hesap ödendikten sonra (2 kişilik karavan 8 Euro) Arnavutluğu doğru yola çıktık. Gümrükten sorunsuz geçtik ve yola devam ettik. Yol kaliyesi bizim çift yönlü yollardan daha güzel, hiçbir sorun yok. Tek sorun 50 ve 60 km.lik hız limiti. Normal sayılabilecek yollardan geçtikten sora Elbasan’a geldik. Elbasan’dan sonra sollaması yasak olan bir yoldan zorlu viraj ve tırmanmaya başladık. Yolda iki kez önümüze çıkan tır ve kamyonu polis yol kenarına çekerek yolu açtı, güzel bir önlemdi. Tepeye çıkınca bir benzincide mola v erdik. Sonrası yine çift yönlü dar bir yoldu.
Tiran’dan çıkınca bir oh çektik ve yeni yapılmakta olan açılmamış otoyol başlangıcında nefes alıp daha rahat ve geniş bir yoldan İşkodra’ya geldik. Eski tahta köprü kapatılmış ve güzel yeni bir köprü yapılmış, ondan karşıya geçip dar köy yollarından Murigan gümrük kapısına geldik. Sorunsuz geçip 10 Euro çevre kirletme vergisini ödeyerek Karadağ’a girdik. Yine dar köy yollarından (bahçe yeşillikler içinden) geçerek Uljinc ve sonrasında Bar’daki kalacağımız Kamp Oliva’ya geldik. Karadağ’da Euro kullanılıyor, ülke gözle görülür bir şekilde kalkınma hamlesine girmiş, gelir farklılığı hemen göze çarpıyor.
Kampta rezervasyon yaptırdığımız yerler yerleştik ve kendimizi Adriyarik sularına bıraktık. Bu arada kampa Deniz beyin oğlu Çtin Danimarka’dan bizden önce gelmiş ve kamp sahibesi ile ahbab bile olmşlardı. Kamp ücreti kişi başı 2,5, karavan 5, elektirik 1,5 Euro.
Akşam çoğu arkadaşlarımızla sahildeki bir restorantta yemek yiyip çay sohbeti yaptık ve zorlu yolculuğun yorgunluğunu çıkardılar.
5. Gün Bulgarija
Sabah yine deniz sefamızı yaptık ve Bar’a doğru yola çıktık. Yol boyunca aşırı kalabalık dikktimizi çekti. Park edip etrafımızı seyredecek bir boşluk dahi bulamadık. Bu tarafa gelecek karavancı arkadaşlarımız küçük de olsa gurup ile gelirlerse mutlaka rezervasyon yaptırmalarında fayda var. Adriyatiği seyrederek Bulgarija’ya kadar geldik. Burada sahilde birkaç kamp yeri vardı, arka sırada bizim sığabileceğimiz geniş bir alan olan kampta konakladık. Fiat hemen hemen aynı, biraz pahalı. Yerleşip tatil keyfini ve deniz safasını sürmeye başladık. Arkadaşlarımız tavla, yolculuk notlarını tutma, yeşillikte oyun oynayarak tatilin keyfini çıkarıyorlar.
Akşam küçük şirin bir pizzacıda yemek yiyen arkadaşlarımıza daha sonra sahil eğlencelerine katılan arkadaşlarımız eşlik ettiler. Müzik ve kukla gösterileri çocokları eğlendiriyordu.
6. Gün Kupari
Sabah kahvaltı ve deniz sefasından sonra toparlanıp yola çıktık. Budva’daki Kamp Anton’dan vaz geçip yola devam ettik, yakıt ikmallerimizi yaptık ve Tivat’a kadar geldik. Tivat’ta karavanlarımızı park edip sahili dolaştık birlikte bir cafe’de oturup göl deniz karışımı manzarayı seyrettik. Değişik bir görünütü var. Kotor gölününü dolaşmaktan vaz geçip feribotu tercih ettik. Biz feribotta iken Kotor’dan koca bir otel gemi ağır ağır çıktı ve önümüzden geçip Dubrovnik’e doğru süzüldü.
Feribottan sonra Herceg Novi’nin kalabalığını geçip Karadağ’dan Hırvatistan’a geçtik. Gümrüklerde artık pasaportlara doğru dürüst bakmıyor ve damga bile vurmuyorlar. Sanki “pasaportu niye gösteriyorsun, geç git” der gibi bir hava var.
Hedefimiz olan Kuparideki Kamp Kupari’ye yerleştik. Çok güzel bir kamp, ancak denize 300-400 m. uzak. 2 kişilik karavan fiatı elektirik dahil yaklaşık 20 Euro.
Arkadaşlar kampta iken ben Fransadan gelen ve birlikte gezimizi sürdüreceğimiz kızımı karşılamak için havaalanına gittim. Fransa ve İngiltere’dan vızır vızır uçaklar geliyor. Yakında burası Türkiye’nin adını unutturup Avrupa’nın turizm cenneti olacağa benziyor. Trafik kültürleri zaten Avrupa ayarında belki daha da ileri.
Akşam yemeklerimizden sonra Önce Serpil hanımın doğum gününü, sonra birkaç gün erken doğumla Deniz beyin doğum gününü ve Çetin ve Elif’in gelişini kutlamak için sürpriz parti düzenledik. Çok keyifli ve eğlenceli oldu, hatta yanımızdaki Fransızlar’da bize uzaktan eşlik ettiler.