Yol - da

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mayıstosböce Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 379
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 113,192

Etiketler
Ynt: Yol - da

Farketmez, benim tanıdığın Niva torkunun yettiği her yerde gidebilen tek araçtır, Discovery td5, Defender K110, Terrano II, Niva kullandım, en uzağa gidebilen araç niva oldu..
 

Ynt: Yol - da

Sayın Atiladi nin yorumu ve üstteki fotolardan sonra benim bu Nivaya bakışım değişti.
 

Ynt: Yol - da

ellerinize sağlık güzel resimler
Atilla beyin niva yorumu ''yiğidi öldür ama hakkını yeme'' atasözünü doğrulamış
 

Ynt: Yol - da

Kandıra Kerpe yolu ve yol kenarında ev ekonomisine destek için ürettikleri ürünleri satmaya çalışan ve aynı zamandada ellerinden örgü ve şiş leri düşmeyen köylü teyzeler..









 




Ynt: Yol - da

Yusuf yolun olduğu o ilk fotoğraf bizim küçükken denizi ilk görme yarışımızın olduğu yerdir ve ilk gören 'gördüm gördüm' diye bağırırdı,artık gökyüzümü değilmi arada karıştırılarak söylenirdi.Kerpe bizim ilk deniz maceralarımızın olduğu yerlerdendir.6 çocuk o pejo 504 e nasıl sığardık bilmiyorum ama yolda kusmadan 15 dk gidemezdik birisi başlasın herkes sırayla,toplasan 45 dk bilemedin 1 saatlik yol çok uzun geçerdi.O yol un bende uyandırdığı imgeler o kadar çok ki bana gerçekten süpriz oldu.Şimdi Cebeci,Kefken taraflarına gittiğimde bile ters olmasına rağmen o yola giderim.
 








Ynt: Yol - da

Son ve ilk fotoğraf yolda olmayı çağrıştırmayacak ta ne çağrıştıracak.
 

Ynt: Yol - da

Yusuf,
koyduğun Kerpe - Kandıra yolu fotografı beni 16-17 sene öncesine o yola götürdü. O yolu benden iyi kimse bilemez belki de. 2 kız 2 erkek, dört arkadaş bisiklet turundayız. Kerpenin içinde bir kampingde kalıyoruz. Gündüz 2,5 porsiyon ıslama köfte yedim ondan mıdır, gece buz gibi kuyu suyuyla duş aldım ondan mıdır, sabaha kadar çadırın fermuarını nasıl açıp kaç defa istifra yaptım bilemiyorum. Ama sabah nerdeyse yerde sürünüyorum. Değil o kadar kamp malzemesiyle bisikleti sürmek, ayakta duracak halim yok. Ama İstanbul'a da dönmemiz gerekiyor.
O yokuşta pedala basmak yerine ayağa kalkıp vücudumun ağırlığını pedala vererek bisikletin ilerlemesini sağlıyordum. Ve yokuşun sonunda bulduğum ilk düzlüğe gelince resmen bisikletle birlikte kendimi bırakıp yan yatıyordum. O şekilde Kandıra'ya kadar gittik, hastanede doktor bütün yalvarmalarıma rağmen iğne yapmadı, bana sadece "bisikletini bir otobüse koy, öyle git İstanbul'a" diye akıl verdi.
O zamanlar (ne ilkellikmiş) otobüslerde sigara içilebiliyor, o yolculuğu kafamda canlandırdım, "düşe kalka da olsa bisikletimle gitmeyi tercih ederim" dedim ve İzmit'e kadar o halde gelip, oradan trene binmiştik.
Bana bunu hatırlatan fotografın için ayrıca teşekkür ediyorum.

Diğer arkadaşların da eline gözüne sağlık, eminim her fotograf birisine birşeyler hatırlatıyordur. Yolda olmanın güzelliği...
 

Ynt: Yol - da

Özdal abi yüzünüzdeki tebessümü görür gibiyim sizi o günlere döndürdüğüm için ne mutlu aslında o yol üzerinde çektiğim birkaç fotoğraf daha var eklemeğe çalışırım.
 



Ynt: Yol - da


benzer bir durumda bende kaldığım için sizi çok iyi anlıyorum, ben de dönmem gerektiği halde yola üç gün çıkamadım çadırda ölü gibi yattım, hayatımda bu kadar kötü olduğumu hatırlamıyorum