Yazin sonlarina dogru havalar serinlemeye baslamisti ki benim yine kanim kaynamaya basladi.
3 ay onceki "dimcay" kampinin tadi da damagimdaydi. Yeni bir kamp icin plan yapmaya basladim. Istanbul'a yakin ancak sehirden ve insanlardan uzak bir yer dusunuyodum.
Parmagimi dev haritada bursa uzerlerinde gezdirirken biraz daha kuzeye cikip daha yakin yerler aradim ve "sudusen" diye birsey okudum. Gidip arastirdim.
Burasi yaklasik 10mt yukseklikten, bir cok kaynakla birlesip gokcedere barajina akan suyun 7km guneyindeki bir selaleymis.
Bunu gorur gormez kamp icin uygun olup olmadigini arastirdim, arkadaslarimdan daha once gidenler oldugu icin bana yardimci oldular. Istanbul'dan once yalova'ya indik. Burdan selale'ye nasil gidicegimi sordum ancak insanlarin yalova da bu karamsarlikla nasil nefes aldiklarini hala anliyo digilim.
Yalova'da once bufeci arkadas sogle bir yorum yapti "sudusen'e nasil gidebiliriz?" - "..... .... ama sakin yuziyim demeyin, su o kadar soguk ki 1 ay boyunca bi daha terlemezsin" sonra bindigimiz minibusteki yasli amca bana cem yilmaz'in bir gosterisindeki espri yi hatirlatti. (oraya 1940'tan beri kimse gitmedi) ..? minibusteki amcanin yorumu "selaleye mi gidiyosunuz?" - "evet" - "gitmeyin" - "!?!?!?" - "hava bozuyo gitmeyin, gelin yalova'da bi otelde kalin bi kac gun sonra gidersiniz" - "?!?!?!?".. sanirsin katrina kasirgasi yalova uzerinden gecicek :S
Biz minibusun camindan havaya dogru aval aval bakarken minibus once termal sonra da uvezpinar koyune gelip son durakta bizi indirdi.
Uvezpinar'in alisveris yapabilicegimiz son nokta oldugunu ogrendik ve 1 haftalik yiyicegimizi de alip selaleyi tarif ettikleri yolda yurumeye basladik.
Bu yol selaleye kadar 7km, 15metrelik inis cikis farki olan ve 10 - 15dk da bir arac bulabiliceginiz duz bir asfalt.
Yol uzerinde ve neredeyse yolun yarilarinda sol tarafta bir cesme de var.
Alabalik ciftliginden 1,5km sonra yol genis bir duzluge cikti, bu duzlukten hemen assagiya inen toprak yokustan ilerlerken, yol boyunca sol tarafinizda gordugunuz acaglarla kapli vadiye karisip golgenin tadini cikariyorduk .
Bu yokusu bulmak hic te zor digil, yokus asfalt yolun bittigi yerde.
Selalenin sesi git gide duyulmaya basladi diyordum ki :S aslinda burasinin bir "yalova insaninin haftasonu mekani" oldugunu anladim.
Bir piknik alani :S Bir dogal yuzme havuzu :S Haftasonu, ozellikle de pazar gunleri burasi tika basa dolu.
Selaleyi sahiplenmis ve isletmek uzere devralmis kari koca yerli ciftler, selaleyi ilk bulduklarinda burasinin bir copluk yigini altinda oldugunu anlattilar. Uc kamyonet cop attiklarini soglediler, cok gururlandik.
Ben o an anladim ki, dunyada bu kadar dogal guzelligi olan tek ulkenin, bunca tarihi serveti olan bu ulkenin insani anlamis ki diger ulkelerin kendi vataninin topraklarinda gozu var.. Bu guzelliklerin ustunu coplukle kapatip, bunlarla kamuflaj saglamaya karar vermis. Gercekten cok zekice.
Biz de burayi isleten yasli cifte burda kamp yapmayi istedigimizi sogledik ve "gece burda mi kalicaksiniz?" - "korkmuyomusunuz" - "kurt var kopek var" - "ne yer ne icersiniz"......
Bu iki ciftin de dogma buyume yalova'li olduklarina kanaat getirdikten sonra bize gosterilen duzluge cadirimizi kurmak icin kollari sivadim. Iyi ki de uzun kollu giyinmisim, cunki burasi gercekten cok soguk bir vadi. Cadirimizi kurdugumuz bolge ile selale arasinda 200mt kadar vardi ancak suyun aktigi bu bolge tamamen agaclarin altinda ve burayi cok serin tutuyor.
Cadiri kurduktan sonra bufeci'nin dediklerine kulak asmadan selaleye atladik.Gayet soguk, guzel, o sicak havada da buna ihtiyacim vardi zaten.Selalenin altina girince 10mt den akan su, kafaniza dusen tas etkisi yapiyor, ekzemaniz yoksa veya kafaniza kese yapmak niyetinde digilseniz bunu yapmanizin zaten bir geregi yok. Biz baktik siz denemeyin diye denedik. Yapmayin.
Cadirda da biraz kestirdikten sonra hava kararmaya baslarken insanlarin bir bir toparlasmaya basladiklarini gozlemledik. Ve en sonunda burayi isleten yasli cift ustumuze okuduklari dualardan sonra arabalarina binip uvezpinar'da ki evlerine gittiler.
Iste bu noktada kendimi tekrar kampta gibi hissetmeye basladim. Kulakligimizi takip , acik cadir kapisindan yatarak yukaridaki yapraklarin arasindan gorunen yildizlari izlemeye basladik.
5 - 10 dakika gecmisti.
Yattigim yerden gozlerimi arkaya dogru diktigimde uzun bir burun gordum.
Hava karanlik ve secmesi zordu ancak bunun tas, yaprak veya baska birsey olmadigini anladim.
Buranin serin ve harika huzuru sanki beni sarhos etmisti. Ben daha "kö..?" diyicektim ki arkadasim beni ciglik cigliga cadirin icine cekip fermuari kapatirken bunun bir kopek ya da cakal oldugunu anladim.
Ekmegimizi bir agacin dalina kanca ile asmistim, cadirdan cikip baktigimda posetin alti delikti ve 6 ekmegimiz de coktan sirra kadem basmis..
Gercekten bir kac gece etrafimizdan, 5 farkli yerden uguldama sesleri duyduk. Hatta bu sesi kaydetmistim ama youtube kapali...
Bir sabah uyandik, etraftan tencere tava sesleri geliyordu. O sabah sersemligiyle "bizi buldular, simdi de dans ediolar, yiyicekler bizi" diye dusundum!?!? Ruyayla karisik bi yorumdu bu.
Cadirin fermuarini actim, bir elimde kamera,karsimda daha da garip bir durum. Gordugum seye once anlam veremedim.Once yuzume igrenc kokan bi hava vuruyordu.Sonra kendimi uzay kapsulunde gibi hissettim. Kocaman bir karadelik bizi icine cekiyodu..?
Etrafimizi yaban okuzleri sarmis :S bir tanesi de ben cadiri acarken gelip burnunu dayamis kokluyormus..
Bir sabah kalkip cadirdan selalenin sesini dinlerken dusundum, "nereden geliyor bu selalenin suyu?" diyip selalenin ustune ciktik.
Buradan 12km kadar guneyde baska bir koy oldugunu ogrendik. Yalniz daha iyisi, selaleyi isleten yasli cift bize baska bir selale oldugunu sogledi.
Tarif etmekte zorlandilar biraz ama bizim icin de iyi bir 8 saatlik yuruyus oldu.. Anlatildigina gore bu selaleye, alabalik ciftliginin karsisindan giren yoldan gidiliyor.
Biz selale bulamadik ancak yuruyusu gayet zevkli ve bize iki dag asirtan bu yol ile kendimizi aksam 17:00 civarinda "ortaburun" da bulduk.Bu daglarin uzerinden prens adalari ve zar zor istanbul u gormek mumkun.
Tum yalova halkina direnip 8 gun daha bu selalede kaldiktan sonra istanbul'a donus icin toplandik.
Koca likya yolu icin yazdigim yazi daha kisa digil mi ? :S Bi selale icin bu kadar sey yazmis olmama inanamiyorum.
3 ay onceki "dimcay" kampinin tadi da damagimdaydi. Yeni bir kamp icin plan yapmaya basladim. Istanbul'a yakin ancak sehirden ve insanlardan uzak bir yer dusunuyodum.
Parmagimi dev haritada bursa uzerlerinde gezdirirken biraz daha kuzeye cikip daha yakin yerler aradim ve "sudusen" diye birsey okudum. Gidip arastirdim.
Burasi yaklasik 10mt yukseklikten, bir cok kaynakla birlesip gokcedere barajina akan suyun 7km guneyindeki bir selaleymis.
Bunu gorur gormez kamp icin uygun olup olmadigini arastirdim, arkadaslarimdan daha once gidenler oldugu icin bana yardimci oldular. Istanbul'dan once yalova'ya indik. Burdan selale'ye nasil gidicegimi sordum ancak insanlarin yalova da bu karamsarlikla nasil nefes aldiklarini hala anliyo digilim.
Yalova'da once bufeci arkadas sogle bir yorum yapti "sudusen'e nasil gidebiliriz?" - "..... .... ama sakin yuziyim demeyin, su o kadar soguk ki 1 ay boyunca bi daha terlemezsin" sonra bindigimiz minibusteki yasli amca bana cem yilmaz'in bir gosterisindeki espri yi hatirlatti. (oraya 1940'tan beri kimse gitmedi) ..? minibusteki amcanin yorumu "selaleye mi gidiyosunuz?" - "evet" - "gitmeyin" - "!?!?!?" - "hava bozuyo gitmeyin, gelin yalova'da bi otelde kalin bi kac gun sonra gidersiniz" - "?!?!?!?".. sanirsin katrina kasirgasi yalova uzerinden gecicek :S
Biz minibusun camindan havaya dogru aval aval bakarken minibus once termal sonra da uvezpinar koyune gelip son durakta bizi indirdi.
Uvezpinar'in alisveris yapabilicegimiz son nokta oldugunu ogrendik ve 1 haftalik yiyicegimizi de alip selaleyi tarif ettikleri yolda yurumeye basladik.
Bu yol selaleye kadar 7km, 15metrelik inis cikis farki olan ve 10 - 15dk da bir arac bulabiliceginiz duz bir asfalt.
Yol uzerinde ve neredeyse yolun yarilarinda sol tarafta bir cesme de var.
Alabalik ciftliginden 1,5km sonra yol genis bir duzluge cikti, bu duzlukten hemen assagiya inen toprak yokustan ilerlerken, yol boyunca sol tarafinizda gordugunuz acaglarla kapli vadiye karisip golgenin tadini cikariyorduk .
Bu yokusu bulmak hic te zor digil, yokus asfalt yolun bittigi yerde.
Selalenin sesi git gide duyulmaya basladi diyordum ki :S aslinda burasinin bir "yalova insaninin haftasonu mekani" oldugunu anladim.
Bir piknik alani :S Bir dogal yuzme havuzu :S Haftasonu, ozellikle de pazar gunleri burasi tika basa dolu.
Selaleyi sahiplenmis ve isletmek uzere devralmis kari koca yerli ciftler, selaleyi ilk bulduklarinda burasinin bir copluk yigini altinda oldugunu anlattilar. Uc kamyonet cop attiklarini soglediler, cok gururlandik.
Ben o an anladim ki, dunyada bu kadar dogal guzelligi olan tek ulkenin, bunca tarihi serveti olan bu ulkenin insani anlamis ki diger ulkelerin kendi vataninin topraklarinda gozu var.. Bu guzelliklerin ustunu coplukle kapatip, bunlarla kamuflaj saglamaya karar vermis. Gercekten cok zekice.
Biz de burayi isleten yasli cifte burda kamp yapmayi istedigimizi sogledik ve "gece burda mi kalicaksiniz?" - "korkmuyomusunuz" - "kurt var kopek var" - "ne yer ne icersiniz"......
Bu iki ciftin de dogma buyume yalova'li olduklarina kanaat getirdikten sonra bize gosterilen duzluge cadirimizi kurmak icin kollari sivadim. Iyi ki de uzun kollu giyinmisim, cunki burasi gercekten cok soguk bir vadi. Cadirimizi kurdugumuz bolge ile selale arasinda 200mt kadar vardi ancak suyun aktigi bu bolge tamamen agaclarin altinda ve burayi cok serin tutuyor.
Cadiri kurduktan sonra bufeci'nin dediklerine kulak asmadan selaleye atladik.Gayet soguk, guzel, o sicak havada da buna ihtiyacim vardi zaten.Selalenin altina girince 10mt den akan su, kafaniza dusen tas etkisi yapiyor, ekzemaniz yoksa veya kafaniza kese yapmak niyetinde digilseniz bunu yapmanizin zaten bir geregi yok. Biz baktik siz denemeyin diye denedik. Yapmayin.
Cadirda da biraz kestirdikten sonra hava kararmaya baslarken insanlarin bir bir toparlasmaya basladiklarini gozlemledik. Ve en sonunda burayi isleten yasli cift ustumuze okuduklari dualardan sonra arabalarina binip uvezpinar'da ki evlerine gittiler.
Iste bu noktada kendimi tekrar kampta gibi hissetmeye basladim. Kulakligimizi takip , acik cadir kapisindan yatarak yukaridaki yapraklarin arasindan gorunen yildizlari izlemeye basladik.
5 - 10 dakika gecmisti.
Yattigim yerden gozlerimi arkaya dogru diktigimde uzun bir burun gordum.
Hava karanlik ve secmesi zordu ancak bunun tas, yaprak veya baska birsey olmadigini anladim.
Buranin serin ve harika huzuru sanki beni sarhos etmisti. Ben daha "kö..?" diyicektim ki arkadasim beni ciglik cigliga cadirin icine cekip fermuari kapatirken bunun bir kopek ya da cakal oldugunu anladim.
Ekmegimizi bir agacin dalina kanca ile asmistim, cadirdan cikip baktigimda posetin alti delikti ve 6 ekmegimiz de coktan sirra kadem basmis..
Gercekten bir kac gece etrafimizdan, 5 farkli yerden uguldama sesleri duyduk. Hatta bu sesi kaydetmistim ama youtube kapali...
Bir sabah uyandik, etraftan tencere tava sesleri geliyordu. O sabah sersemligiyle "bizi buldular, simdi de dans ediolar, yiyicekler bizi" diye dusundum!?!? Ruyayla karisik bi yorumdu bu.
Cadirin fermuarini actim, bir elimde kamera,karsimda daha da garip bir durum. Gordugum seye once anlam veremedim.Once yuzume igrenc kokan bi hava vuruyordu.Sonra kendimi uzay kapsulunde gibi hissettim. Kocaman bir karadelik bizi icine cekiyodu..?
Etrafimizi yaban okuzleri sarmis :S bir tanesi de ben cadiri acarken gelip burnunu dayamis kokluyormus..
Bir sabah kalkip cadirdan selalenin sesini dinlerken dusundum, "nereden geliyor bu selalenin suyu?" diyip selalenin ustune ciktik.
Buradan 12km kadar guneyde baska bir koy oldugunu ogrendik. Yalniz daha iyisi, selaleyi isleten yasli cift bize baska bir selale oldugunu sogledi.
Tarif etmekte zorlandilar biraz ama bizim icin de iyi bir 8 saatlik yuruyus oldu.. Anlatildigina gore bu selaleye, alabalik ciftliginin karsisindan giren yoldan gidiliyor.
Biz selale bulamadik ancak yuruyusu gayet zevkli ve bize iki dag asirtan bu yol ile kendimizi aksam 17:00 civarinda "ortaburun" da bulduk.Bu daglarin uzerinden prens adalari ve zar zor istanbul u gormek mumkun.
Tum yalova halkina direnip 8 gun daha bu selalede kaldiktan sonra istanbul'a donus icin toplandik.
Koca likya yolu icin yazdigim yazi daha kisa digil mi ? :S Bi selale icin bu kadar sey yazmis olmama inanamiyorum.