Ynt: Vİtara JLX Yol Bilgisayarı
buldag' Alıntı:
Abdullah bey merhaba,
2000 model 5 kapı 1.6 jlx vitara sahibi olarak hararet göstergemize güvenemediğim için bende yol bilgisayarı taktırmayı düşünebilirim. Aracımı Grand Oto’ya götürüyorum, sağolsunlar hem bilgili hemde ilgililer. Bana anlattıklarına göre; Aracın hararet göstergesi ancak radyatör ve genleşme kabındaki suyun eksiksiz olması durumunda doğru göstereceği, herhangi bir nedenle su azaldığında yada bittiğinde termostatın sıcaklığı ölçemeyceğini ve gösterge normal değerinde olmasına rağmen conta yakabileceğimi söylediler. Bu durumda önlem almak amacıyla öncelikle radyatörü değiştirdik ve şuan (henüz antifiriz konulmamasına rağmen) sürekli radyatör suyunu ve genleşme kabını kontrol ediyorum. Antifiriz konulduğunda kontrol etmeye devam etmek gerekecekmiş, muhtemelen bir yerlerden su kaçırmaya başlayabilirmiş. (Tıkanıklıkları açacağı için sanırım) Biraz uzun anlattım galiba, bu noktada sormak istediğim; Takılan yol bilgisayarındaki motor suyu hararet göstergesi harereti aynı mantıkla mı ölçüyor? Yoksa motor suyu olmasa bile doğru ölçüm yapabiliyor mu? Taktırdıktan sonra her sabah kaputu açıp, genleşme kabı ve radyatörü seyretmeye son verebilecek miyim? Saygılar, Bülent Dağoğlu
Merhabalar Bülent Bey.
Sorunuza vereceğim cevap aslında sadece bendeki yol bilgisayarı ile ilgili değil,
genel olarak Vitara JLX hararet mevzusu olacak.
Öncelikle şunu belirteyim mesleğim otomotivle ilgili olmadığı gibi hobi amaçlı bu işle ilgilenip kendini iyi geliştiren bu konulardan iyi anlayan biri değilim.
Yazacaklarım sadece 6 yıldır 1.6 JLX kullanıyor olmam ve aracımı elinden geldiğince tanımaya çalışmama dayalı kişisel tecrübelerimdir.
Sizin de bahsettiğiniz gibi 1.6 JLX ler ile ilgili "
hararet göstergesinin doğru göstermediği, gösterge kırmızı bölgeye girmediği halde aracın hararet yapabildiği, özetle aracın hararete meyilli kronik mühendislik hatası bir soğutma sistemi olduğu" fikri yaygın.
Bu fikri destekleyen piyasada hararet yapmış, conta yakmış örnekler de çokça mevcut. Hatta bazı arkadaşların da dile getirdiği gibi bu sorun dolayısıyla ihtiyaç duyulan parçalar sıfır, çıkma, orjinal, yan sanayi piyasada bolca mevcut.
Hatta bazı arkadaşlar bu durumu yaşamamak için elektrikli fan sistemine geçtiler.
Ben de ilk aracı aldığımda bu korku nedeniyle çok sık suyu kontrol ederdim.
Benim fikrim bu anlayış
kısmen doğruluk payı içerse de genel olarak doğru değil.
Şöyle ki JLX, 1988-2003 arası üretilmiş, demek ki 9-24 yaş arası araçlar.
Bunları ben de dahil genelde ikinci el alıyoruz, çoğu kullanıcı, araç bir sorun çıkarmadıkça bir işlem yapmıyor. Zaten sanayi aleminde hatta bazı yetkili servislerde bile motor yağı dışında diğer sıvılar (hidrolik,su, antifiriz, şanzıman, diferansiyel, direksiyon yağları...) değişmez, ömürlüktür, sadece eksilirse üzeri tamamlanır anlayışı var. Antifriz yoğunluğu ölçülerek aracın antifriz eksiğinin ne kadar olduğuna karar verilse de mevcut eski antifrizin yoğunluğu dışında özelliğini ne kadar koruduğunu donma ve hararete ne kadar faydası olacağını tespit edebilen bir sistem yok. Bunun yegane yolu antifrizi de aracı ilk alınca yenileyip kullanılan antifrizin km ömrüne göre zamanı gelince değiştirmek.
Yıllardır antifiriz konulmamış (bilirsiniz antifrizin bir görevi de harareti önlemektir),
saf su yerine çeşme suyu kullanılmaktan soğutma sisteminin içi kireç, çamur, pislikle dolu,
aynı sebeplerle hortumlar çatlamış veya gevremiş-çatlamaya meyilli,
fan termiği, termostatı, su pompası (devirdaim) yıpranmış, görevini tam yapamayan araçlar,
alınıp, bu noktalarda elden geçirilmeden, off road koşullarında ağır devirde, düşük vites, yüksek devir sürekli zorlanyor,
Zaten araçların tamamına yakını LPG li. LPG nin kendisi başlı başına motor içinde daha yüksek ısı oluşturmasının yanında bir de soğutma sistemine yapılan bağlantılarda , yanlış montaj, gevşeme, çatlama varsa bu da aracı her marka gibi hararete meyilli hale getirir.
Son olarak radyatörün önünü vinç, sis lambaları vs... ile kapatmak da az da olsa hararete etkilidir.
Tüm bu koşullar birleşince araç hararet yapabiliyor ve bunun kusuru araca bulunuyor.
Aslında benim fikrim bu araçlarda güvenli bir soğutma sistemi var ve bakımsız olmadıkça kolay su eksiltmez dolayısıyla hararet de yapmaz.
Şöyle ki;
soğutma sisteminin kranktan güç alan ve sürekli dönen bir pervane ile olması yakıt tüketimi gibi başka dezavantajları nedeniyle belki günümüz araçlarında terk edilmiş olsa bile harareti önlme konusunda elektrikli fana göre daha avantajlı.
Elektrikli fanlar bir sigorta atması veya kablo yanması nedeniyle devre dışı kalabiliyor. Ayrıca pervane elektrikli fan gibi belli bir noktadan sonra devreye girmek yerine daha erken soğutmaya başlıyor.
Bizim araçlardaki pervanenin ısıya duyarlı debriyaj benzeri bir kavrama ile dönme hızı artıyor. Normalde rolantide
700-800 devir/dk çalışan pervane araç devirlendikçe daha hzlı dönüyor ve araç 4000 devir çevirirken pervane de 3100 devir/dk'ya çıkıyor ve burada sabitleniyor. Demek ki sürekli 4000 devir üzeri kullanmak risk taşıyabilir. Buna ilaveten bir de klima açılınca klima soğutma fanı devreye giriyor ve soğumaya destek oluyor.
Bu sistemin arızalanması hararet sorunu yapabilir ama bence arıza ihtimali elektrikli fandan düşük. Arasıra motor sıcakken stop etmeden kaputu açınca pervanenin dönüş hızına bakarak arızalı olup olmadığını anlayabiliriz, hatta dikkatli dinlenirse trafik ışıklarında beklerken pervanenin hızlı dönerken çıkardığı hafif uğultu da farkedilebilir.
İçiniz rahat değilse
fan termiğini yenileyin,
klima fanını, hem normal
ısı sensörünü hem de
klima fanının sensörünü kontrol ettirin.
Takılı kalma ihtimaline karşı
termostatı mutlaka
orjinali ile değiştirin.
Bunun yanında aracın geçmiş bilinmiyorsa suyu tamamen boşaltılıp birkaç gün kırmızı antifrizle binilip, sonra bu da boşaltılıp tekrar
kırmızı antifriz -saf su karışımı koymak içeriyi temizlemek açısından faydalı olur.
Radyatör, kalorifer peteği , hortum ve kelepçeler de yenilenirse su eksiltme sıkıntısı zaten olmayacaktır.
En kötü ihtimalle triger seti değişirken
su pompası da yenilenirse ekstra bir hararet saatiniz olmasa bile uzun yıllar su eksiltmeyeceği dolayısıyla hararet yapmayacağı garanti, su seviye kontrolünü en sık haftada bir yapacağınız bir aracınız olur.
Dikkat ederseniz en sıcak bölgeler olan Akdeniz sahillerinde turistlere safari veya rent şirketleri hep bu araçları kullanıyor. Turistin daha doğrusu aracın sahibi olmayanın aracı nasıl kullanacağı malum. Bu kadar hararet problemli araçlar olsa heralde bu araçlar bu bölgede tercih edilmezdi.
Ben aracımı aldıktan sonra yukarıda saydıklarımdan termik ve su pompasını hiç değiştirmediğim halde 315 bin km'de olan aracımda ne su eksilmesi ne hararet sıkıntısı yaşamadım.
Gelelim sizin asıl sorunuz olan Yol bilgisayarındaki dijital motor soğutma sıvı göstergesinin çalışma prensibine.
Önceki mesajlarımda yazmıştım, bu gösterge aracın orjinal ısı sensöründen (hararet müşürü) veri alıyor. Ancak şöyle bir güzelliği var ki, aracın orjinal hararet göstergesi araç ısınıp da ortaya geldikten sonra bir daha yerinden oynamazken(araçla ilgili eleştirilerde haklı bulduğum- katıldığım tek nokta burası), bu cihaz; koşullara göre 1 derecelik farkı bile gösteriyor.
Mesela klima açınca hemen bir kaç derec yükselme oluyor.
Isı 82 dereceye gelince termostat açılıyor ve ısı birden 78e düşüyor, şehir içi trafiğe sık dur kalka girerseniz uzun yola göre 3-5 derece daha yüksek gösteriyor vs...
Bence aracın soğutma sistemi bakımlı olursa sorunlu değil ama gösterge 10 derecelik değişimlerde bile oynamadığından sorunlu. Twiputer yol bilgisayarı da aracın orjinal ısı sensöründen veri almasına rağmen en küçük bir değişimi bile gösterdiğinden bu konuda en güzel çözüm.