SEVAL
www.sevalduban.com
Günlerden Valensiya,
Yapış yapış sıcak bir havada Valensiya’ ya giriş yaptık kiralık arabamızla. Navigasyon cihazı sayesinde kolaylıkla otelimizi bulduk. Arabayı parkedip çantaları sürükleyerek lobiye girdik, lobide bizi son derece bakımlı ve güzel bir resepsiyonist karşıladı. Gerekli bilgileri verdikten sonra odaya çıkardı. Odaya girer girmez küçük bir şok dalgası geldi. Çünkü oda İkea kataloğunda ki odaların aynısıydı. Her şey İkea, kendimi Ümraniye’ de gibi hissettim
Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra kısa bir şehir turu yapalım dedik. Yalnız hava o kadar sıcak ki insanın içi bayılıyor. Tipik lodos, yapış yapış bir hava. Havadan mıdır sudan mıdır bilmiyorum fakat o gün çok aylaklık yapasım geldi. O yüzden fotoğraf makinası da dahil hiç bir şey almadan dışarı çıktım. Sokaklarda aylak aylak dolaşarak El Carmen (Tarihi Eski Şehir)’ e doğru yol aldık. Valencia’ nın daracık ara sokaklarında dolandık. Bu ara sokaklar Cihangir’ in arka sokaklarını hiç aratmıyor. Akdeniz kanından mıdır geninden midir, nedir bilmiyorum ama insan kendini evinde gibi hissediyor bu sokaklarda dolanırken. Plaza de la Reina, Plaza del Ayuntamiento, Plaza de la Virgin vs. meydanlarını gezdik elimizi kolumuzu sallayarak. Sonrasında da hafif hafif yağan yağmurun altında yürüyüp güzel bir restaurant’ a oturduk. Burası yüksek masa ve sandalyeleriyle bir barı andırıyordu. Çok eski bir mekanmış burası fakat şu an ismini hatırlamıyorum. Mekanın duvarları eski matadorların fotoğrafları, gazete küpürleri ve boğa güreşi gösterilerinin afişleri ile donatılmıştı. Paelle, ahapot ile birlikte bol buzlu sangriaları içtikten sonra tekrar dışarı çıktık. Havanın kararmasıyla birlikte canlanan meydanlar insan sesleri ve müzikle çınlıyordu. Biz de Plaza de la Reina meydandaki merdivenlere oturup insanlara karıştık. Saat ilerleyip de uyku bastırınca otele gidip güzelcene uyuduk.
Ertesi gün keşfe çıktık.
Valensiya özerk bölgesinin başkenti ve kendi ismini tasiyan ilin de merkezi. Valensiya, Romalılar tarafından kurulmuş ve birçok farklı kültüre ev sahipliği yapmış. Bölgeye, Romalılar, Vizigotlar, Berberiler, Endülüs Arapları ve Aragonlar göç ederek şehri ekonomik ve kültürel olarak zenginleştirmişler.
Sokağa çıkıp, elimizde harita, meydana doğru giderken ilk önce Mercado De Colon ile karşılaştık. Rengarenk çiçeklerin süslediği eski alış veriş merkezi çok şık görünüyordu. Çiçekler..... dünyanın nadide güzellikleri
Yapış yapış sıcak bir havada Valensiya’ ya giriş yaptık kiralık arabamızla. Navigasyon cihazı sayesinde kolaylıkla otelimizi bulduk. Arabayı parkedip çantaları sürükleyerek lobiye girdik, lobide bizi son derece bakımlı ve güzel bir resepsiyonist karşıladı. Gerekli bilgileri verdikten sonra odaya çıkardı. Odaya girer girmez küçük bir şok dalgası geldi. Çünkü oda İkea kataloğunda ki odaların aynısıydı. Her şey İkea, kendimi Ümraniye’ de gibi hissettim
Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra kısa bir şehir turu yapalım dedik. Yalnız hava o kadar sıcak ki insanın içi bayılıyor. Tipik lodos, yapış yapış bir hava. Havadan mıdır sudan mıdır bilmiyorum fakat o gün çok aylaklık yapasım geldi. O yüzden fotoğraf makinası da dahil hiç bir şey almadan dışarı çıktım. Sokaklarda aylak aylak dolaşarak El Carmen (Tarihi Eski Şehir)’ e doğru yol aldık. Valencia’ nın daracık ara sokaklarında dolandık. Bu ara sokaklar Cihangir’ in arka sokaklarını hiç aratmıyor. Akdeniz kanından mıdır geninden midir, nedir bilmiyorum ama insan kendini evinde gibi hissediyor bu sokaklarda dolanırken. Plaza de la Reina, Plaza del Ayuntamiento, Plaza de la Virgin vs. meydanlarını gezdik elimizi kolumuzu sallayarak. Sonrasında da hafif hafif yağan yağmurun altında yürüyüp güzel bir restaurant’ a oturduk. Burası yüksek masa ve sandalyeleriyle bir barı andırıyordu. Çok eski bir mekanmış burası fakat şu an ismini hatırlamıyorum. Mekanın duvarları eski matadorların fotoğrafları, gazete küpürleri ve boğa güreşi gösterilerinin afişleri ile donatılmıştı. Paelle, ahapot ile birlikte bol buzlu sangriaları içtikten sonra tekrar dışarı çıktık. Havanın kararmasıyla birlikte canlanan meydanlar insan sesleri ve müzikle çınlıyordu. Biz de Plaza de la Reina meydandaki merdivenlere oturup insanlara karıştık. Saat ilerleyip de uyku bastırınca otele gidip güzelcene uyuduk.
Ertesi gün keşfe çıktık.
Valensiya özerk bölgesinin başkenti ve kendi ismini tasiyan ilin de merkezi. Valensiya, Romalılar tarafından kurulmuş ve birçok farklı kültüre ev sahipliği yapmış. Bölgeye, Romalılar, Vizigotlar, Berberiler, Endülüs Arapları ve Aragonlar göç ederek şehri ekonomik ve kültürel olarak zenginleştirmişler.
Sokağa çıkıp, elimizde harita, meydana doğru giderken ilk önce Mercado De Colon ile karşılaştık. Rengarenk çiçeklerin süslediği eski alış veriş merkezi çok şık görünüyordu. Çiçekler..... dünyanın nadide güzellikleri