Uzun İnce Bir Yolda... Doğu Ekspresi, Haydarpaşa'dan Kars'a yol alırken, hız çağının temposuna alışık olanları başka bir boyuta taşıyor.
Doğu Ekspresi Haydarpaşa'dan hareket ettikten 12 dakika sonra uzun yolculuğun ilk istasyonu olan Bostancı'da duruyor. Yemekli vagon bir anda üniversite kantinine dönüyor. Ağırlığı öğrenci olan genç kalabalığın içinde öğretim üyeleri de var. Hemen her gün yaptıkları yolculuk Hereke'ye kadar sürüyor. Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Şeniz Kabadayı ile Arzu Parten, bu trenin "vefalı yolcuları" arasında: "Doğu Ekspresi'ne her gün biniyoruz. Geçen yaz tatilinde bir gün bu trenle Kars'a gittik. O kadar şaşırdık ki, bizim trenimiz demek ki bu dünyaya da geliyormuş!"
Doğu Ekspresi'nin çıkış yaptığı coğrafya ile son durağı arasındaki geniş açı farkı, o güne kadar hiç doğuya gitmemiş olan akademisyenleri adeta silkelemişti!
Günümüzde büyük kentlerin hızlı yaşamına alışkın olanlara "Trenle Doğu'ya gitmek" fikri bile ürperti verebiliyor. Oysa Haydarpaşa'dan her sabah hareket eden sessiz maratoncu, Türkiye'yi boydan boya 37 saat 25 dakikada geçtikten sonra Kars'a varıyor. Deyim yerindeyse "kardeşi" de hemen hemen aynı saatlerde Kars'tan yola çıkıyor. Uçakla 1 saat 20 dakikada ulaşılabilecek bir merkeze yaklaşık iki günde gitmeyi göze almak hatırı sayılır bir macera gibi görülebilir. Geçen yüzyılın ilk yarısında Kars için en değerli ulaşım aracı olan demiryolu, bugün Doğu Ekspresi ile hâlâ "gerçekçi" bir tercih olabiliyorsa bunu bilet fiyatlarına borçlu olduğunu tahmin etmek zor değil.
Haydarpaşa ile Kars arasına birden fazla dünya giriyor. Ve bunu daha iyi anlayabilmek için önce Haydarpaşa'ya gelmek gerek.
Haydarpaşa Garı'nın bir saray görkemindeki yolcu giriş salonu bir anda insanı zaman tüneline savuruyor. 1906'da temeli atılıp, 1908'de hizmete giren tarihi gar binası içinde, Osmanlı askerleri, Alman inşaatçılar, İtalyan taş ustalarıyla karşılaşmak sanki sizi şaşırtmayacak. Her şey o kadar eski, her şey o kadar sahici, her şey o kadar gerçek ki, içinize "bunlar da olabilir" kuşkusu yerleşiyor.
Bu sırada garın kolonlarından her sabahın en uzun etabı için çağrı yapılıyor: "İzmit-Adapazarı-Bilecik-Eskişehir-Ankara-Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars yönüne gidecek olan Doğu Ekspresi saat 08.35'te 6. perondan hareket edecektir".
Doğu Ekspresi yolcularının bagaj hacimleri gidecekleri mesafenin uzaklığı hakkında bilgi veriyor. Yakın kentlerin küçük el çantaları, uzak diyarlara doğru büyüyen bavullara, ek iplerle sağlamlaştırılmış kolilere, ağzı sıkıca düğümlenmiş çuvallara dönüşüyor.
Bütün trenler Ankara'ya kadar elektrikli lokomotiflerle çekiliyor. Oradan ilerideki hatlarda dizel makineler görev yapıyor. Türkiye'de 2006 rakamlarına göre, 2336'sı elektrikli, 8648'i elektriksiz olmak üzere toplam 10.984 kilometre demiryolu ağı var.
Yazı: Nazım Alpman
Fotoğraflar: Coşkun Aşar
alıntı: national geographic
Doğu Ekspresi Haydarpaşa'dan hareket ettikten 12 dakika sonra uzun yolculuğun ilk istasyonu olan Bostancı'da duruyor. Yemekli vagon bir anda üniversite kantinine dönüyor. Ağırlığı öğrenci olan genç kalabalığın içinde öğretim üyeleri de var. Hemen her gün yaptıkları yolculuk Hereke'ye kadar sürüyor. Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Şeniz Kabadayı ile Arzu Parten, bu trenin "vefalı yolcuları" arasında: "Doğu Ekspresi'ne her gün biniyoruz. Geçen yaz tatilinde bir gün bu trenle Kars'a gittik. O kadar şaşırdık ki, bizim trenimiz demek ki bu dünyaya da geliyormuş!"
Doğu Ekspresi'nin çıkış yaptığı coğrafya ile son durağı arasındaki geniş açı farkı, o güne kadar hiç doğuya gitmemiş olan akademisyenleri adeta silkelemişti!
Günümüzde büyük kentlerin hızlı yaşamına alışkın olanlara "Trenle Doğu'ya gitmek" fikri bile ürperti verebiliyor. Oysa Haydarpaşa'dan her sabah hareket eden sessiz maratoncu, Türkiye'yi boydan boya 37 saat 25 dakikada geçtikten sonra Kars'a varıyor. Deyim yerindeyse "kardeşi" de hemen hemen aynı saatlerde Kars'tan yola çıkıyor. Uçakla 1 saat 20 dakikada ulaşılabilecek bir merkeze yaklaşık iki günde gitmeyi göze almak hatırı sayılır bir macera gibi görülebilir. Geçen yüzyılın ilk yarısında Kars için en değerli ulaşım aracı olan demiryolu, bugün Doğu Ekspresi ile hâlâ "gerçekçi" bir tercih olabiliyorsa bunu bilet fiyatlarına borçlu olduğunu tahmin etmek zor değil.
Haydarpaşa ile Kars arasına birden fazla dünya giriyor. Ve bunu daha iyi anlayabilmek için önce Haydarpaşa'ya gelmek gerek.
Haydarpaşa Garı'nın bir saray görkemindeki yolcu giriş salonu bir anda insanı zaman tüneline savuruyor. 1906'da temeli atılıp, 1908'de hizmete giren tarihi gar binası içinde, Osmanlı askerleri, Alman inşaatçılar, İtalyan taş ustalarıyla karşılaşmak sanki sizi şaşırtmayacak. Her şey o kadar eski, her şey o kadar sahici, her şey o kadar gerçek ki, içinize "bunlar da olabilir" kuşkusu yerleşiyor.
Bu sırada garın kolonlarından her sabahın en uzun etabı için çağrı yapılıyor: "İzmit-Adapazarı-Bilecik-Eskişehir-Ankara-Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars yönüne gidecek olan Doğu Ekspresi saat 08.35'te 6. perondan hareket edecektir".
Doğu Ekspresi yolcularının bagaj hacimleri gidecekleri mesafenin uzaklığı hakkında bilgi veriyor. Yakın kentlerin küçük el çantaları, uzak diyarlara doğru büyüyen bavullara, ek iplerle sağlamlaştırılmış kolilere, ağzı sıkıca düğümlenmiş çuvallara dönüşüyor.
Bütün trenler Ankara'ya kadar elektrikli lokomotiflerle çekiliyor. Oradan ilerideki hatlarda dizel makineler görev yapıyor. Türkiye'de 2006 rakamlarına göre, 2336'sı elektrikli, 8648'i elektriksiz olmak üzere toplam 10.984 kilometre demiryolu ağı var.
Yazı: Nazım Alpman
Fotoğraflar: Coşkun Aşar
alıntı: national geographic