Biraz gecikmeli de olsa nihayet gezim sırasında aldığım notları ve resimleri sizlerle paylaşabilicem .Uzun sayılabilecek zevkli bir yolculuğun ardından İstanbuldayım,evimde...Normalde 1 ay olarak planladığımız gezimizi bazı teknik ve ekonomik nedenlerden dolayı erken sonlandırmak zorunda kaldık.Zamanımız ve bütçemiz kısıtlı olduğu için her yeri ne yazık ki hakkını vererek gezemedik,biraz öğrenci işi oldu ama bu da bize yetti.En azından daha sonraki gezi planlarım için keşif turu oldu .
4 temmuz salı günü Eskişehire olan ilk trenle yola çıkıyoruz.Eskişehir ekspresi çok rahat.Yol boyunca geniş camlardan etrafı izleyerek gitmek insana ayrı bir zevk veriyor.İzmit'e kadar etrafta pek görülcek bir şey yok.İzmit'ten sonra ise ağaçlar ve ormanlar bizi selamlamaya başlıyor.Kavak ağaçlarının içinden geçerek sapanacaya doğru ilerliyoruz.Sapanca gölünü de geçtikten sonra yol burda ikiye ayrılıyor.Bir tarafta Adapazarına giden her iki tarafı ağaçlı uzun bir yol,diğer tarafta da Eskişehir yolu.Tren makas değiştirdikten sonra yola devam ediyoruz.Burdan sonra tren yolu daha yeşilleniyor,daracık tren yolunun her iki tarafı da uzun kavak ağaçları ve eski çınar ağaçlarıyla çevrili.Ağaçlı yolları,sivrilmiş tepe gruplarını ve önlerinden akarsu geçen küçük evleri geçiyoruz.Tren yolu bundan sonra geniş mısır tarlalarının ve sarı saman balyalarının arasından geçerek devam ediyor.İnsan buralrı pencereden izlerken,pastel bir tabloya bakıyormuş izlenimine kapılıyor.Bu güzel yerleri izlerken uyuya kalmışım.Trenin böyle de bi özelliği var,tıngır mıngır giderken uyutuveriyo .
Eskişehirde gardan indikten sonra bir sonraki yolculuk için biletlerimizi önceden alıyoruz.Tren tur kartınız olsa da bilet almak zorundasınız,tabi ki ücretsiz..Ayrıca yolculuğunuz bitmeden bir sonraki yolculuğun biletini de alamıyorsunuz.O yüzden devamlı trenden in önce bilet al durumu söz konusu.Ankara yolunda çalışma olduğu için burda 1 gün kalmak zorundayız.Porsuk çayını takip ederek Adalar denen bölgeden geçiyoruz burası Eskişehirin cafe merkezi,yol üstünde ve ara sokaklarda da barlar var.Porsuk çayının her iki tarafında da cafeler sıralanmış durumda.Belediye köprülerdeki mimariyle ve çaydaki gondollarla burda Venedik havası yakalamaya çalışmış .Şehrin çeşitli yerlerindeki heykeller ve figürlerde de Venedik ve Floransa tarzı.Ucuz bir otel bulup eşyalarımız bıraktıktan sonra şehri daha rahat geziyoruz.Tranvay yolunu takip ederek Odunpazarı evlerine kadar gidiyoruz.Burası şehrin içinde bir köy gibi adeta.Burayı ve hemen yakınlarındaki lületaşı müzesini görmelisiniz.
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
Lületaşından yapılmış bir nargile. Buraları iyice gezdikten sonra yavaş yavaş acıkmaya başlıyoruz.Çiğ börek yemek için 2 Eylül caddesindeki Temel Çiğ Börek Salonuna doğru yürüyoruz.1974 ten beri faaliyette olan bu yerin çiğ börekleri gerçekten güzel.Biraz daha dolaştıktan sonra botlara binmek için tekrar porsuk çayına gidiyoruz.Saat birden sonra bu botlara binip çayda 15 dk ka kadar gezinmek mümkün. Porsuk çayı civarında biaraz daha vakit geçirdikten sonara otelimize dönüyoruz.Ertesi sabah trenimizin saatine kadar olan süre içersinde açık hava müzesini geziyoruz.Buraya tramvayla(estram) gelebilirsiniz.Uçaklarla ve havacılıkla ilgilenenler için gerçekten güzel bi yer ve ücretsiz.
Şimdilik bu kadar yazabiliyorum.Yazılarım biraz uzun olduğu için parça parça yazıcam.Bir sonraki durak Ankara..
4 temmuz salı günü Eskişehire olan ilk trenle yola çıkıyoruz.Eskişehir ekspresi çok rahat.Yol boyunca geniş camlardan etrafı izleyerek gitmek insana ayrı bir zevk veriyor.İzmit'e kadar etrafta pek görülcek bir şey yok.İzmit'ten sonra ise ağaçlar ve ormanlar bizi selamlamaya başlıyor.Kavak ağaçlarının içinden geçerek sapanacaya doğru ilerliyoruz.Sapanca gölünü de geçtikten sonra yol burda ikiye ayrılıyor.Bir tarafta Adapazarına giden her iki tarafı ağaçlı uzun bir yol,diğer tarafta da Eskişehir yolu.Tren makas değiştirdikten sonra yola devam ediyoruz.Burdan sonra tren yolu daha yeşilleniyor,daracık tren yolunun her iki tarafı da uzun kavak ağaçları ve eski çınar ağaçlarıyla çevrili.Ağaçlı yolları,sivrilmiş tepe gruplarını ve önlerinden akarsu geçen küçük evleri geçiyoruz.Tren yolu bundan sonra geniş mısır tarlalarının ve sarı saman balyalarının arasından geçerek devam ediyor.İnsan buralrı pencereden izlerken,pastel bir tabloya bakıyormuş izlenimine kapılıyor.Bu güzel yerleri izlerken uyuya kalmışım.Trenin böyle de bi özelliği var,tıngır mıngır giderken uyutuveriyo .
Eskişehirde gardan indikten sonra bir sonraki yolculuk için biletlerimizi önceden alıyoruz.Tren tur kartınız olsa da bilet almak zorundasınız,tabi ki ücretsiz..Ayrıca yolculuğunuz bitmeden bir sonraki yolculuğun biletini de alamıyorsunuz.O yüzden devamlı trenden in önce bilet al durumu söz konusu.Ankara yolunda çalışma olduğu için burda 1 gün kalmak zorundayız.Porsuk çayını takip ederek Adalar denen bölgeden geçiyoruz burası Eskişehirin cafe merkezi,yol üstünde ve ara sokaklarda da barlar var.Porsuk çayının her iki tarafında da cafeler sıralanmış durumda.Belediye köprülerdeki mimariyle ve çaydaki gondollarla burda Venedik havası yakalamaya çalışmış .Şehrin çeşitli yerlerindeki heykeller ve figürlerde de Venedik ve Floransa tarzı.Ucuz bir otel bulup eşyalarımız bıraktıktan sonra şehri daha rahat geziyoruz.Tranvay yolunu takip ederek Odunpazarı evlerine kadar gidiyoruz.Burası şehrin içinde bir köy gibi adeta.Burayı ve hemen yakınlarındaki lületaşı müzesini görmelisiniz.
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
Lületaşından yapılmış bir nargile. Buraları iyice gezdikten sonra yavaş yavaş acıkmaya başlıyoruz.Çiğ börek yemek için 2 Eylül caddesindeki Temel Çiğ Börek Salonuna doğru yürüyoruz.1974 ten beri faaliyette olan bu yerin çiğ börekleri gerçekten güzel.Biraz daha dolaştıktan sonra botlara binmek için tekrar porsuk çayına gidiyoruz.Saat birden sonra bu botlara binip çayda 15 dk ka kadar gezinmek mümkün. Porsuk çayı civarında biaraz daha vakit geçirdikten sonara otelimize dönüyoruz.Ertesi sabah trenimizin saatine kadar olan süre içersinde açık hava müzesini geziyoruz.Buraya tramvayla(estram) gelebilirsiniz.Uçaklarla ve havacılıkla ilgilenenler için gerçekten güzel bi yer ve ücretsiz.
Şimdilik bu kadar yazabiliyorum.Yazılarım biraz uzun olduğu için parça parça yazıcam.Bir sonraki durak Ankara..