HER TAŞIN ALTINDAN ÇAPANOĞLU ÇIKMASI DEYİMİ
2. Mahmud döneminde Çapanoğulları sarayda çok önemli makamlarda görev yapmakta ve çok etkili olmuşlar. Sarayın has bahçesinde muhasibiyle gezinen 2. Mahmud, atamaların ve görevden almaların altından hep Çapanoğlu beylerinin çıktığından söz etmektedir. Muhasip o sırada önüne çıkan bir taş parçasını ayağıyla kenara itince padişah atılır; “Aman lala, ne yapıyorsun, o taşın altından da Çapanoğlu çıkmasın.”
Yozgat’taki durum da Süleyman Bey İstanbul’a getirtildikten sonra vezir olan oğlu Mehmet Celalettin Paşa’nın görevini bir süre devam ettirip bırakmasıyla sona ermiştir.
Ancak tarihler ilerleyip Milli Mücadele yıllarına gelindiğinde Çapanoğulları Ailesinden Edip Bey, Celal Bey ve Salih Bey yine sıkıntı çıkarıyorlar. Ankara’dan yapılan uyarıları dikkate almıyorlar.
Bunun üzerine Yozgat’taki isyanı bastırmak için yola çıkan Çerkez Ethem; yanına 70 adet subay, 90 adet yaylı araba, 1.300 adet atlı asker, 200.000 adet piyade, 8 adet makineli tüfek ve 4 dağ topu da alarak müthiş donanımlı bir şekilde olayları bastırmaya doğru gitmiştir.
Olaylar çok hızlı cereyan ettiğinden bütün köyleri basan Çerkez Ethem ve donanması, ilk olarak 12 kişiyi idam ettirmiştir. Çapanoğullarına ait bütün evleri ve mülkleri yaktırmış, sürülerine ve ganimetlerine el koyarak İstanbul’a gelince onları aylarca satıp paraya dönüştürmüştür.
Sonuç olarak, Çapanoğulları ailesinden üç kişinin başlatmış olduğu bu isyan hareketini bütün Çapanoğulları sülalesine mal etmek yanlış olduğu gibi zaten Yozgat halkı bu isyanı desteklememiştir.
Yozgat’ta Cumhuriyet Meydanı’ndaki abidede M. Kemal Atatürk tarafından söylenen “Ünlü süvarileri harp meydanlarında kahramanca dövüşen Türk yiğitlerinin harman olduğu diyar. Bozok Yaylasının çocukları var olun.” sözü yazıyor.
Tarihin bir döneminde yaşananlar yüzünden tüm Yozgat halkını bu kötü durumla anmak hiçte insani olmasa gerek…
Saat Kulesi 1908 yılında Tevfik Zade Ahmet Bey’in belediye başkanlığı zamanında Şakir Usta adındaki bir ustaya yaptırılmıştır.
Saat Kulesinin de içinde bulunduğu Cumhuriyet Meydanında, Yozgat Belediyesi öncülüğünde YOBİS (Yozgat Akıllı Bisiklet Paylaşım Sistemi) adı altında bisiklet kiralama sistemi kurulmuş. Aynı sistemi Akşehir’de de görmüştük.
YOZGAT SÜRMELİSİ TÜRKÜSÜ VE HİKAYESİ
Madem Yozgat’tan bahsettik, Yozgat’la özdeşleşen bu güzel türkümüzün hikayesini es geçmeyelim;
Yozgat şehri 1760 yılı başlarında Bozok Yaylasının, etrafı ormanlarla çevrili içerisinde bin bir çeşit kuşun ötüştüğü bir sahada kurulurken; Yozgat halkı o zaman yarı göçebe ve sürülerini besleyerek hayvancılıkla uğraşır, hayatlarını bu yoldan sağlarlardı. Bozok yaylasında otlayan bu sürülerin birini de Sürmeli Bey adında bir Türkmen Bey'i otlatırdı.
Halk tarafından sevilen bu yanık sesli halk ozanı elinde kavalı, sırtında sazı Yozgat'tan Akdağmadeni'ne uzanan ormanların içinde sürüsünün içinde dolaşırdı. Bazen bir çamın dibine rastlanır. Sazının tellerini konuşturur bazen bir derenin kenarında kavalını çalar, aşık olduğu gönlünün sevgilisini düşünürdü sevgili ki güzelliği Bozok Yaylasına yayılmış, ahu gözlü, sürmeli kaşlı, ay yüzlü bir Türkmen güzeli idi.
Babası bir Türkmen beyi idi ve çok sert bir adamdı. Sürmeli Bey, ailesini salarak, babasından sevdiğini istetir, mağrur adam, kızını bir çobana vermeye yanaşmaz. Araya beyler, ağalar girer ama boşuna, bir türlü gönlü olmaz kızın babasının ve iki sevgili birleşemezler.
Üzüntüsünden sürüsünü bırakan Sürmeli Bey alır ditarı (Sazı) eline ve Beşçamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar. Aşkını, yanık türküleriyle dağlara ağaçlara anlatır. Küser otağına, obasına ve Akdağlara kadar uzanan çamların arkasında onu bir daha gören olmaz. Dertli kavalına üflediği, işli sazına söylettiği nameler kalır geriye. O gün bu gündür dillerde yankılanır Sürmeli Bey'in türküleri.
Dersini almış da ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
Aman, aman ben yârelendim aman
Bu dert beni iflâh etmez deleyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var
Aman, aman sürmelim aman
Kaşın çeğmellenmiş kirpik üstüne
Havada buludun ağdığı gibi
Aman, aman ben yârelendim aman
Çiğ düşmüş de gül sineler ıslanmış
Yağmurun güllere yağdığı gibi
Aman, aman sürmelim aman
Yozgat’ı sel almış Soğluk’u duman
Sıtkınan severim billâhi inan
Aman, aman ben yârelendim aman
Ölünce mezara girdiğim zaman
Ben susuyum kemiklerim söylesin
Aman, aman sürmelim aman
Yöre: YOZGAT / Akdağmadeni
Kaynak Kişi / Derleyen: Nida TÜFEKÇİ
Bozkırın Tezenesi Neşet ERTAŞ Ustadan, Gülşen Kutlu’dan veya Aysun Gültekin’den dinleyebilirsiniz…
Acıktığımızı hissediyoruz ve çevredeki insanlardan öğrendiğimiz Zafer Türk Mutfağı Baba Ocağı’na gidiyoruz. Burası gerçekten çok harika bir yer. Yöresel yemekler ve fazlası var. Kelle Paça Çorbası, Pastırmalı Madımak ve İncir Uyutması tatlısını denemenizi tavsiye ederim.
Zafer Türk Mutfağı Baba Ocağı
Şeyh Osman Mahallesi, Adnan Menderes Bulvarı Adliye Sarayı Karşısı
http://www.zaferturkmutfagi.com.tr/