Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km
Çok görkemli bir kent/kasaba!..
Savunulması o denli kolay bir yere kurmuşlar ki başkentlerini; doğal savunma hendekleri (kanyon) ortasında...
Emeğiniz için de teşekkür ederim...
Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km
gezmen' Alıntı:
Çok görkemli bir kent/kasaba!..
Savunulması o denli kolay bir yere kurmuşlar ki başkentlerini; doğal savunma hendekleri (kanyon) ortasında...
Emeğiniz için de teşekkür ederim...
Bu bölgede tepe ve dik yamaçların üst kısımlarına kurulmuş çok sayıda yerleşim gördüm.Malum İtalya kurulmadan önce o topraklarda uzun yıllar derebeylikler hüküm sürdü. Hepsinin havası ayrı, daha güzeli yoktur dediğiniz anda, bir bakıyorsunuz, karşınızda öncekini aratmayacak güzellikte başka bir köy ya da kasaba beliriyor. İklim ve bitki örtüsü de ayrı güzel.
Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km
[attachment=1]
[attachment=2]
Matera'nın doğusundaki Alberobello kasabası. Buradaki mimarinin tam olarak ne zaman ve ne sebeple böyle şekillendiğine dair kesin bilgi yok. Bir rivayete göre yerel halk emlak vergisi vermemek için içiçe geçip kilitlen kireçtaşı bloklarıyla evleri yapmış. Bu düzende ilk yapıan evler, devletin memurları geleceği vakit sökülüp teftiş gidince tekrar kuruluyormuş. Bugün görülen evler kısmen retore edilmiş, çoğunluğu eski görüntüsüne sadık kalınarak yeniden yapılmış, öyle lego gibi sökülüverecek halleri kalmamış.
Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km
Ne bir filmde ne de bir belgeselde daha önce hiç görmediğim bir ev bunlar hele çatıları ne kadar ilginç,sanırım gerçek taş onlar,öyle ise ne kadar ağır bir çatıları vardır.
Hala şaşırabiliyorsak ne büyük bir şans bizim için,felsefenin temel ilkesi için de 'insan herşeye şaşırarak bakmalı' der filozoflar ,bazıları doğuştan bu yetiye sahip bazılarıda zamanla ,zamanla olabilecek insanlara çok güzel olanaklar salıyorsunuz Zafer hocam.
Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km
mayıstosböce' Alıntı:
Ne bir filmde ne de bir belgeselde daha önce hiç görmediğim bir ev bunlar hele çatıları ne kadar ilginç,sanırım gerçek taş onlar,öyle ise ne kadar ağır bir çatıları vardır.
Hala şaşırabiliyorsak ne büyük bir şans bizim için,felsefenin temel ilkesi için de 'insan herşeye şaşırarak bakmalı' der filozoflar ,bazıları doğuştan bu yetiye sahip bazılarıda zamanla ,zamanla olabilecek insanlara çok güzel olanaklar salıyorsunuz Zafer hocam.
Bülent Hocam,
İyi midir kötü müdür sen karar ver, bu sürekli farklı şeylerle karşılaşma ve şaşırma durumu zamanla bağımlılığa dönüşüyor. Bu günlerde yerleşik hayatın tekdüzeliği hafiften sıkıntı vermeye başladığından yeni şeylere açlığı fazlasıyla hissetmekteyim, diğer deyişle şaşırmaya ihtiyacım var. Feleğimi şaşırtacak türden olmayan, şöyle güzel şaşkınlıklara yelken açabiirsem yine, sevineceğim. Bakalım, belki bahara doğru.
Trulli Country bölgesinin ben de bilmiyordum, fotoğrafından önce kendisini gördüm. Binalar Limestone(kireçtaşı) ile yapılmış. Aynı taştan küçük ev biblosu almıştım fotoğraftaki adamdan. Hafif ve kolay şekil verilen doğal bir malzeme. Çatılar oradaki model ev kesitinden gördüğüm kadarıyla yerçekiminin etkisiyle kendini kilitleyip sıkılaştırıyor. Osmanlı kemerli köprülerinin inşaa tekniğine benziyor. Taşlar dizilirken alttan kubbe şekilli kalıpla destekleniyor, taşlar dizildikten sonra kendi ağırlıklarıyla birbirlerine kenetleniyorlar. Bu evler İtalya'da sadece orada mevcut, dünyanın başka yerinde de yok.
Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km
Abruzzo ve Molise’den kuzeye doğru
Matera’dan sonra kuzeye doğru hangi hattan ilerleyeceğime karar vermem gerekiyordu. Yine sahil ağırlıklı Pompei-Napoli üzerinden geçebilirdim veya Abruzzo-Molise denen dağlık bölgeden gidebilirdim. İtalya’ya giriş yaptığımdan beri hep sahilden gittiğimden biraz da engebeli karasal kesimi görebilmek için ikinci rotayı tercih ettim. İyi ki de öyle yapmışım güzel manzaralar seyretme imkanı buldum. Matera’dan Roma’ya kadar geçtiğim hatta bazen 1600 metrenin üzerinde rakım kazanılan yollarda kartpostallık manzaralarla dolu karlı dağ silsileleri, milli park alanları, dağ gölleri, tepelere ve yamaçlara kurulu dağ köyleri ve yemyeşil bitki örtüsüyle kaplı sarp vadilerden geçtim. Sürekli değişen manzara sürüş hızımı gayri ihtiyari düşürdü, virajlı dar yollarda etrafı daha iyi görebilmek için sık sık durdum, çayırlarda dilediğim gibi kamp yapabildim. Böylesine değişken yeryüzü manzaralarıyla, iklimle Orta ve Doğu Avrupa’da karşılaşmak mümkün değil, Akdeniz Avrupa’sına has güzellikler. Mimarisi ve yaşam tarzı korunmuş taş köylerden, kasabalardan geçerken insan her birinin sokaklarında saatler geçirmek istiyor ama buna zaman yetirmek mümkün değildi ne yazık ki…