TDF Başkanı Kim Olmalı?

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan VitaEsMorte Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 26
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,834

TDF Başkanı Kim Olmalı?

  • Alaattin Karaca

    Kullanılan: 12 15.6%
  • Nasuh Mahruki

    Kullanılan: 40 51.9%
  • Başka Biri

    Kullanılan: 18 23.4%
  • Seyhan Çamlıgüney

    Kullanılan: 7 9.1%

  • Kullanılan toplam oy
    77

VitaEsMorte

Zirve
Mesajlar
2,896
Tepkime Puanı
39
Türk Dağcılığı'nı önümüzdeki 4 yıl idare ederek yeni bir yapıya kavuşmasını kim sağlamalı?

* Anketi oylamak için foruma üye olmanız gerekmektedir.

* Seçeneğiniz başka biri ise lütfen foruma tavsiyenizi yazınız.
 

Etiketler


Alper Sesli'ye Sorduk

Önceki Dönemlerde Federasyonda Görev Almış Alper Sesli'ye TDF Başkanı Olacak Kişiyi ve Özerkliği Sorduk...

kartalkaya62005.jpg


TDF başkanlığı için geçmiş vede uzun yıllar önce Rahmetli vede sevgili dostumuz Dr. Tayfun Tercan'ın Gerek Teknik Kurul Gerek eğitim kurullarında çalıştım, Erdem Büyükbingöl dönemindede Teknik kurulda görev aldım Vede ULUS'un tozunu Beden Terbiyesi'nin hiyerarşisini yapısını yeterince gördüm vede anlamaya çalıştım.

TDF'nin Özerkleşmiş olması çok şeyi değiştirmeyecek, sonuçta devlet ile olan ilişkisi asla bitmeyecektir örnek Futbol ve basketbol federasyonları gibi...

Bence Bu pozisyon için aday olacak Kişinin ;

* Tercihan Kendi işini yapan vede Ekonomik sıkıntılarını çözmüş buna bolca vakit ayırabilecek, (Yada akademisyen olabilir Doç Dr gibi)
* Tercihan geçmişte Yöneticilik Kariyeri olan
* İyi Eğitim Almış en az 2 dil konuşabilen
* Uzlaşmacı
* Dağları vede Doğayı seven
* Dürüst vede üstünde Asla SPEKÜLASYON olmamış bir isim olmalı
* Dağlarla ilgili Muhteşem sporculuk değil Ama Kazma nedir ? alpin stil nedir ? SAR nedir vb. gibi konulara sahip
* Gerektiğinde TDF’den değil cebinden seve seve vede geri dönüşünü beklemeden haracayabilecek
* Camianın en azından Büyük çoğunluğunu tanıyacak

Gibi özellikleri önemli Buna uyan bence adaylar var Ama onlara sormadan isim telafuzu doğru değil asla. O yüzden bu işler oldu bittiyle olmaz önce örgütlenmek ardından plan program koymak ardındanda Adayları ortaya koymak lazım…

Ayrıca Burada şunu ayırmak gerekiyor Yeni gelen ORTAYA NE KOYACAK ? NE VADECEK ? NELERİ DEĞİŞTŞİRECEK ? NASIL FİNANSE EDECEK ? BİLİNİRLİĞİ vede KİTLESELLİĞİ NASIL ARTTIRACAK ? NEREYE KOŞMAK İSTEYECEK ? NELERİ BİTİRİNCE MİSYONU BİTMİŞ OLACAK ? Bunların hepsini bir program dahilinde ortaya koyması vede gerekirse il il dolaşıp sohbet toplantıları ile bunu anlatacak bir PROGRAM olmadan sadece bugünki Yönetimi Alaşağı etmek uğruna histeriye kapılıp saldırmak vede aday çıkarmak ile OLMAZ diye düşünüyorum. Bunuda DÜNYA SİYASET TARİHİNDEKİ BİR ÇOK BENZER OLAY ile İLİŞKİLENDİRİP DERS OLARAK ÇIKARTIP KENDİ BİREYSEL TECRÜBELERİM HAFIZAMA ATIYORUm….

TDF'nin özerkleşmesi çözüm mü?

Bence evet Ama hemen mi Bence HAYIR ?

Nedenine gelince Özerk Federasyonların YAPI vede FİNANSAL YAPILARINI oluşturmadan bu işler ayakta duramaz. Gelir diyince DAĞ TURİZMİNDEN Federasyonun söz hakkı ? Milli Parklar ve TDF ? Sponsorluklar ve TDF ? SAR hizmetlerinin ücretlendirilmesi ? Dağevevleri ?vb. (bu konuların hepsi Alp’lerde gayet organize yürüyor )


Kısacası DUYGUSAL DEĞİŞİME KARŞIYIM
BİLİMSEL vede GERÇEKLİĞİ AYAĞA BASAN PROJELERE DESTEĞİM…

Alper SESLİ (www.dsm.com.tr)
 

Hasan Subaşı'dan Yorum Aldık

Geçtiğimiz Yıl Türkiye İzcilik Federasyonu'nu Özerkliğe Kavuşturan Hasan Subaşı'dan Konuyla İlgili Yorum Aldık...


hasanbaskan.jpg


Dağcıların federasyona gösterdiği tepkiyi zamanında İzcilik Federasyonu da çoğu liderden alıyordu. Şimdi özerkleştik, federasyon yönetimi kulüplerin de katıldığı demokratik ve çok sesli bir anlayışa büründü. Bu sebeple Dağcılık Federasyonu özerkleşmesini tamamlamadan kimin başkanlığa geçeceği aslında çok da önemli olmuyor.

Bunun dışında bir sorun sponsorluk ve finansman olacaktır, ama devletin bu konuda teşviki ile gereken finansman rahatlıkla bulunacaktır. Biliyorsun, devletin bize verdiği yıllık bütçenin on katını sadece hazırladığımız bir tanıtım CD'si için harcadık ve bu tamamen sponsor desteği ile gerçekleşti.

Özerkleşmenin tam anlamıyla oturması için acele etmeleri lazım. İlk başlarda Dağcılık Federasyonu da bir takım zorluklar çekecek, çünkü kimse ne olduğunu tam anlayamıyor ve izah edemiyor. Bir başka önemli husus ise artık kimse size paranı niye oraya harcadın diye sormuyor. Bir şey yapmak için federasyon başkanı olarak genel müdürlükten izin almıyorsunuz. Bir tek hesap vereceğiniz mercii var, o da genel kurulunuz... Kısıtlı bir bütçeyle yapabilecekleriniz de kısıtlı olacaktır ama güzel olan bu kısıtlı bütçeyi federasyonun dilediği gibi kullanabilmesi. Yani özerkleşmek tam bir tabir ile zincirlerinden kurtulmak demek. Sadece dağcılık değil, bu uygulama ile herkes süratle ilerleyecektir.

Sayın Alattin Karaca'ya gelince. Ben seneler önce bazı nedenlerden dolayı dağcılığı bırakmıştım. Çünkü sorunları artık düzelmez olarak görüyordum. Bir gün bir dağda karşılaşınca, dağcıların değişmiş ve benim özlediğim yerlere gelmiş olduğunu gördüm. Bunu sağlayanın Karaca olduğunu öğrendim. Sonra da kendisiyle tanıştık. Kısacası, eğer oyum olsaydı ona verirdim. Şimdi de gönülden yanında olduğumu söylüyorum. Seçimlerden sonra kısa bir alışma dönemi geçireceklerdir. Sonra ise son sürat ilerleyeceklerdir. Şimdiden kendisine başarılar diliyorum.

Hasan SUBAŞI (www.tif.org.tr)
 



Cemal Gülas Yazılanları Değerlendirdi

Alper’in tespitlerine harfiyen katılıyorum. Biz tayfun ağabeyi uzun yıllar Konya’da hem camiadan haberdar hem de camiadan kopuk yaşantısından dolayı çok sevdik... Onun kapısının rakiplerine bile sonuna kadar açık ve hala gözümün önünden gitmeyen tebbesümü ile hoşgörüyü öğrendik, ama her güzel şey gibi ona doyamadan onu kaybettik. Ölürken elini tuttuğumda da yüzünde aynı tebessüm vardı o sevdiği bir dünyada kalmaya karar verdi ama onsuzluk önce küçük iki kız çocuğunu sonrada bizleri çok yordu.
Bunları niye yazıyorum hafızamı zorluyorum ama Alper’in tarifindeki başkanı bir türlü bulamıyorum, hem bulsak ta ne değişecek seçim kapıda. Sevgili Hasanı neredeyse yaşına eşit tanıdım; tanıdığımda izcilik fuları boynundaydı hatta onunla doğduğu rivayetleri de yaygındır; hep dertlenir sitem ederdi ağabey bir tahtam eksik diye hasan tahtalarını tamamlayıp hak ettiği izcilik federasyonu başkanlığını özerkleşme aşamasında teslim aldı. Bana göre hasan boynunu süsleyen tahtaları tamamladı ama kafasındaki tahtaların olanını da kaybetti; çünkü ben onun kadar kendisini bir işe adayan biri görmedim, keşke hasan gibi çekirdekten yetişip tahtalarını tamamlayan ama kafasındaki tahtaları kaybetmiş ve hiçbir dedikoduya bulaşmamış bir delide dağcılar bulabilse; ama nerede.
Sevgili hasanın oyunun karaca dan yana olmasını saygıyla karşılarım; kişisel hislerden yola çıkıp alışkanlıkları sürdürme eğiliminden çok alattin ağabeyin dünya görüşüne yakın olmasının payı büyük, onun bu nezih görüşleri nedeni ile bende ağabi derim.
Ancak federasyon başkanlığında duygusal olmadan bazı değişiklikler yapılmalı diye de inanırım, ben 11-12 kasımdaki toplantıyı alattin ağabey den öğrendim Erzurum deki bir çekim için bölgeye gidecektim kendisi oralardaysa hem görmek hem de bu çekimdeki bildiklerimi tazelemeyi ummuştum o bana bu toplantıdan bahsedip bir avuç adam muhalefet bayrağı açtı dedi bende ağabey talipli varsa sana yakışan muhalefet gibi bakmayıp bir hami gibi davranarak bayrağı onlara devrederek yelkenlerine rüzgar olmalı tecrübelerinden yararlanmalarını sağlamalısın dedim.
O seçimden ve federasyonun özelleşeceğinden bahsedince bende yıllardır federasyonla muhalefet halinde olan bir gurubun yeni bir federasyon kurarak zaten bölük pörçük olan camianın daha da bölünebileceğinden endişe ederek bu işin daha da önem kazandığını şimdi gerçekten bir muhalefet varsa ve bu muhalefet göreve talipse bu görevin onlara verilmesinin de bir görev olduğunu aksi taktirde bölünmeyi başlatmaktan herkesin vebalı olacağını alaatin ağabeye uzun uzun anlattım.
Sonrada kendisine Erzurum’a gelmeyi erteleyip o toplantıyı görmek istediğimi söyledim.
Ben camiadan uzak olduğumdan ne olup bitiyor diye Nasuh’u aradım; o da ağabey böyleyken böyle İzmirliler bir toplantı organize etti zamanın varsa gel dedi…
Bende toplantıya katıldım, Toplantıda gördüm ki federasyon seçimleri yasal zeminlere oturmuş gibi görünen komedilerden ibaret; burada detaylara zaman yok ve Karacanın önemsiz bir gurup dediği kişiler bireysel olarak federasyondan daha güçlü bir ekip. Bu ekip isterse federasyonu bal gibi ikiye böler Karaca yönetiminde özelleşen federasyon da devlet desteği bittikten sonra Erzurum’daki bir kulüp haline gelebilir…
Burada yapılması gereken federasyon özeleşirken sisteme kaynak bulabilecek kadroların bu işi benimsemiş olmasını sağlamaktı ve görebildiğim kadarı ile de Nasuh ekibi AKUT da bunu çok iyi yaptılar benim aklımdan geçen açıkçası Nasuh’tu ama bunu ona hiç açık açık söylemedim… Çünkü Nasuh un da bazı kişiler tarafından yıpratılmak isteneceğini biliyordum benim bildiğimi Nasuh ta bildiğinden bu rüzgâra yelken açmakta pek istekli olmayabilirdi…
Ancak gördüm ki Nasuh un da bu görevle anılması hoşuna gidiyor. O zaman bana da ona destek olmak düşer dedim…
Hatta sevgili Alaatin ağabeyden de bunu bekledim; hala daha bekliyorum. Belikli çekilen kılıçlar kan akıtacak, büyük olarak bizlere düşen göreve talip kardeşlerimize yol açmak diye düşünürüm; bu bizim görevimiz bunu yapmazsak yarın bölünmüş federasyon hatta federasyonların oluşmasındaki vebale ortak oluruz.
Bence bu çift başlılığa giden yolu tekleştirmek Karacanın elinde…
Dağcılık federasyonunun yapamadığını bu on yılda genç kardeşlerimiz yaptı ve on kişilik bir Türk ekibi dünyanın damına çıkabildi benim federasyonu değerlendirirken ölçüm bu… Bu sebeple de Nasuh’un desteklenmesinden yana açık tavrım var ve Alaattin ağabey den de hala umutluyum ki bu süreçleri görecek ve bayrağı istekli bu ekibe devrederek tecrübeleri ve hedefleriyle bu kardeşlerimize destek olacak …

Şimdi ayrılıkları derinleştirecek sarsmalar, yaraları açacak kaşımalardan vaz geçip 11–12 kasımdaki yolda devam etmek gerekir yapacağım diyene yapamadın diyecek sebeplerimiz olduğunda tekrar buluşmak konuşmak dileğiyle.
Bu arada Hasan yarın öğleden sonra şu senin tesisi bir gezdir bize artık...

Cemal GÜLAS (www.cemalgulas.com)
 

Tunç Fındık'tan Yorum Aldık

Türk Dağcılığının Önde Gelen İsimlerinden Tunç Fındık'ın Yorumu...


tunc23.jpg


TDF seçimleri yaklaşıyor. Bence Nasuh Mahruki ideal bir isim. Çünkü Türkiye tarafından tanınan ve sevilen bir isim, Türk dağcılığının, özellikle yüksek irtifa tırmanışlarının belli bir noktaya ilerlemesinde gayet onemli bir isim de. Kitapları olan, dağcılığın her türünde deneyimli böyle birinin TDF başkanı olması dağcılığı daha da iyi tanıtıp sevdirecek, heveslendirecektir. Başka adaylar da olabilir tabii ama bu noktada aklıma pek gelmiyor çünkü kimse gönüllü değil bu kadar ağır bir sorumluluğun altına girmeye.

Nasuh ise yıllardır ona teklif edilmesine karşın şimdi buna gönüllü oldu. Hayırlısıyla başkan olursa güzel projeleri de var Türk dağcılığı için. Tüm camianin da desteği ile ekip olarak çalışılırsa bunlar gerçekleşir ve Türk dağcılığı ait olduğu yere gelir diye düşünüyorum.

Mevcut federasyon yönetiminin faaliyet ve eğitim kalitesinin son derece düşük ve yetersiz olması, Türk dağcılığının belkemiği olup bugüne kadar en kaliteli, Türkiye'yi dünya safında öne taşıyan bireysel dağcıların yetiştiği üniversite kulüplerini ve bireysel sporcuları yok sayması gibi zaafları var...

Federasyonun özerk olması gerekir, zaten oldu da, bence gayet iyi birşey, herşeyi devletten beklemek yanlıştır. Federasyon kendi bütçesini düzenleyen, self-supporting bir kurum olmalıdır diye düşünüyorum.

Tunç FINDIK (www.tuncfindik.com)
 

Alper Sesli'ye Tekrar Sorduk

Beklentilerini Sorduğumuz Alper Sesli Cevapladı...


kartalkaya62005.jpg


- Yazınızı okuyunca yeni başkandan çok fazla beklentileriniz olduğu anlaşılıyor. Bu beklentilerin kaynağı, içinde bulunduğunuz geçmiş dönem federasyon yönetimleri ile son dönem arasındaki eksiklikler yada farklar mıdır?

KESİNLİKLE BU FARKLARDAN KAYNAKLANIYOR ÖRNEĞİN TAYFUN TERCAN DÖNEMİNDE İLK KEZ YÜKSEK İRTİFA, SPONSORLUK, MODERN TIRMANIŞ VE SPOR TIRMANIŞ, KULÜPLERİN GÜÇLENDİRİLİP TDF’NİN EĞİTİM VERME MİSYONUNUN KALDIRILMASI, TDF’NİN MALZEME DEPOSU GÖRÜNTÜSÜNDEN KURTARILMASI GİBİ BAŞLIKLAR VARDI. BUNLAR SAYIN KARACA DÖNEMİNDE 9 YILDA MAALESEF İLERLEME KAYDEDİLMEMİŞ VE/VEYA PROGRAMA ALINMAMIŞTIR. DOĞAL OLARAK TDF SALT EĞİTİM VEREN KURUMUN GÖRÜNÜMÜ DIŞINDA GERÇEK VEDE KULÜPLER ÜSTÜ GÖRÜNÜMÜNÜ OLUŞTURAMAMIŞTIR.

- Alaattin Karaca veya bir başkası, yeni dönemde birşeylerin değişeceğine inanıyor musunuz?

HAYIR... NEDENİNE GELİNCE YUKARIDA SAYDIKLARIM BENİM BEKLENTİLERİM SAYIN KARACANIN İSE PROGRAMI KENDİ PROGRAMI VEDE BU PROGRAMDAN İLKELERİ NEDENİYLE ÇOK TAVİZ VERMEYECEKTİR. ÇÜNKÜ KENDİ OY TABANINDAN DA BU YÖNDEN BİR TALEP VAR. FAKAT ÜLKENİN GERÇEKTEN İŞ YAPAN DAĞCILARININ BİR KENARA ATILMIŞ OLMASI, SİYASİ VEDE ETİK YAKLAŞIMLAR DOĞAL OLARAK TDF’Yİ ANADOLU DAĞCILARININ TDF’Sİ HALİNE GETİRMİŞTİR. BU YÜZDEN BENCE SAYIN KARACA ASLA KENDİ TAVRINDAN VEDE POLİTİKALARINDAN BİZLER İSTİYORUZ DİYE UZLAŞMACI VE/VEYA UYGULAMACI BİR DEĞİŞİKLİK YAPMAYACAKTIR DİYE DÜŞÜNÜYORUM. ESASINDAN TEPKİLERİN ARTTIĞI BU DÖNEMDE TEKRAR BAŞKAN OLURSA BENCE TAMDA FIRSATI UZLAŞMA VEDE YAKINLAŞMA VEDE TOPARLAMA ANLAMINDA DAĞCILIK CAMİASINI.

- Mesela “TDF'nin Özerkleşmiş olması çok şeyi değiştirmeyecek, sonuçta devlet ile olan ilişkisi asla bitmeyecektir” dediniz, federasyon tam anlamıyla özerkliğini elde edemediği sürece birşeyleri değiştirmek eskisinden kolay olacak mı?

HAYIR... TAM BAĞIMSIZ VEDE TABANIN YÖNETİMDE SÖZ HAKKININ OLMADIĞI, BAŞARILI SPORCULARIN TECRÜBELERİ İLE DAHİL OLMADIĞI BİR FEDERASYON YAPISINDA NELER DEĞİŞEBİLİRKİ ? BENCE DEĞİŞTİRMEK KOLAY AMA ÖNEMLİ OLAN DEĞİŞTİRMEK İSTİYORMUSUNUZ ?

- Son olarak, yeni dönemde başkanın (Karaca, Mahruki veya bir başkası) ilk ele alması gereken sorunlar nelerdir?

İLK ELE ALINMASI GEREKEN BAŞLIKLAR BENCE ŞUNLAR;
1. EĞİTİMİN TABANA VEDE KULÜPLERE YAYILMASI SAĞLAMAK BUNUN İÇİNDE İCRAATIN DEVREDİLMESİ KONTROL VEDE DENETLEMENİN TDF YETKİSİNDE BULUNDURULMASI.
2. TDF MALZEME ALMAMALI ELİNDEKİ MALZEMELERİ SÜRATLE ELDEN ÇIKARTMALI.
3. SÜRELİ YAYIN YAŞAMA GEÇİRİLMELİ.
4. DAĞEVLERİ İÇİN VEDE MİLLİ PARK İLE DAĞ TURİZM GELİRLERİ KONUSUNDA TDF’NİN KAYNAK İHTİYAÇLARI VEDE KAYNAKLARI YARATILMALI. (SPONSORLUKTA BU BAŞLIK ALTINDA ELE ALINMALI)
5. YETKİN İSİMLERDEN PROJE GRUPLARI KURULMALI VEDE BU PROJE GRUPLARININ ÇALIŞMA SONUÇLARININ RAPORLARI VEDE UYGULANABİLİRLİĞİ HAYATA GEÇİRİLMELİ.

BENCE BAŞLANGIŞ İÇİN BUNLAR ÖNEMLİ AMA 1. MADDEYE BAŞLAMADAN ÖNCE EN ÖNEMLİSİ “ULUSAL MUTABAKAT VEDE DESTEK İÇİN ÇALIŞMALAR VEDE TOPLANTILAR SONUÇ BİLFDİRGELERİ HERKESLE PAYLAŞILMAK ÜZERE VEDE SONUÇLARI BİR TAKVİM İÇİNDE ORTAYA KONULMALI SONRASI İCRAAT UYGULAMALARI…

Alper SESLİ (www.dsm.com.tr)
 


Ynt: TDF Başkanı Kim Olmalı?

Arakadaşlar Seyhan Çamlıgüney arkadaşımdır
disiplinli ve çalışkandır
oylarınızın boşa gitmeyeceğinden emin olabilirsiniz :smiley:
 



Ynt: TDF Başkanı Kim Olmalı?

Bence TDF başkanlığına Sayın Nasuh Mahruki iyi bir aday.
Ve adil bir delege sistemi ile kazanacağınada inanıyorum.
Eğer Türk dağcılığının gelişmesini istiyorsa Sayın Alaattin Karaca'nın başkanlığa adaylığını koymaması gerekir diye düşünüyorum.
 

Ynt: TDF Başkanı Kim Olmalı?

Cemal Ağabey enteresan adamsın vesselam. Bir kere ben Sayın Karaca İle oturup saatlerce muhabbet etmedim ki dünya görüşünü bileyim. Ben sadece eski dağcılık ve yeni dağcılığı kıyasladım ve benim penceremden gelişmeleri olumlu olarak gördüğümü söyledim.
Son zamanlarda katıldığım dağcılık çalışmalarında da burada söylenenler gibi TDF nin dağcılarının dünya gerisinde kaldığını görmedim. Hatta izcilerimi güvenle onlara teslim ediyorum.
Belki eskileri yani bir kaç yıl öncesini ve bir yohoogruptaki tartışmaları kastediyorsan ve buradaki görüşlerimin dağcılık federasyonundan yana olduğunu söylüyorsan. Ben hala o görüşlerimin yanındayım ve dağlarda Türk bayrağı görmek istemeyen, ağrıya ararat diyen o zamanlar TDF ye karşıymış gibi görünen ama aslında bölücülük yapan zihniyetin yine karşısındayım. Ve o günlerde yurdışından ülkeme dil uzatan internet aracılığı ile kin kusan adamların hala Türkiyeye dönüp karşıma geçip yüzüme karşı bunları söyleyecekleri günü bekler dururum.
Şimdi gelelim niye dere geçerken at değiştirilmez diye atalarımız bir söz söylemiş.
Belki burada okuyacaklarınız şimdiye kadar bir federasyon başkanından duymadıklarınız olacaktır.
Bir İzci Kulübünün başkanı olarak Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanlık seçimlerine girmiştim. Ancak o zamanın başkanının stratejileri doğrultusunda Türkiyenin en çok izcisine sahip olduğu halde kendi kulübümün bile oy hakkı olmamıştı. Sonuçta seçimi kazanmıştım ama çok zor olmuştu.
Bizim federasyonumuzda önceleri sadece izci ünitelerinin liderleri oy kullanırdı. Ancak ünite sayısını çoğaltmak ve adaletsizlik çok kolay oluyordu. Genel Müdürlük bunu farketmiş olacak ki seçimlere kulüp delegelerinin girmelerini şart koştu. Neyse biz Federasyona geldiğim zaman nelerle karşılaştım onlara gelelim.
Biz zannediyorduk ki Federasyon başkanları federasyonda her istediğini yapabilir. Belki siz de öyle zannediyorsunuzdur. Ama öyle değil.
Bir faaliyeti düzenlemeden önce genel müdürlükten izin almak zorundasınızdır. İhale kanunları gibi kanunlara tabisinizdir ve isteseniz de kaliteli yerine ucuzu almak zorundasınızdır.
Genel müdürlük size yapmayacaksınız derse yola çıktığınız faaliyetten geri gelmeniz gerekir.
Bakın bizim uluslararası müsabakalarımız yok. En önemli faaliyetimiz Dünya konferansıdır ve bütün ülkeler buraya kalabalık bir izci lideri grubu ile gider ülkesini tanıtır. bu 3 yılda bir yapılır. Oysa yurtdışı teşkilatların toplantılarına genel müdürlük iki kişi kontenjan veriyormuş.
Yani dostlar paran var, branşının en iyisi olmasına çalışıyorsun ama birileri için konulmuş standartlara malup oluyorsun.
Daha neler neler.
Yapabilecekleriniz neler?
Yıllık faaliyetleri planlarsınız.
Genel Müdürlüğün açıkladığı bütçenize göre bunları azaltırsınız
Genel müdürlük onaylarsa genel müdürlük standartlarına göre (Ki hiçbir sporun yöntemi diğerine uymaz) harcamalar yapmak üzere faaliyeti yaparsın.
Sene sonunda bütçende para kalmışsa geriye gider.
Hesaplarını filan kendin tutamazsın paranı istediğin gibi harcayamazsın, çekemezsin. Daha neler neler.
Ben başkan olunca bir çok izci lideri vardı ortada. Herkes izcilik yaptığını söylüyor ve birilerini idare etmeye çalışıyordu. Kulüpleşme, lisans işlemleri başlayınca baktık ki kimse kalmadı ortada. Meğer sadece konuşuyorlarmış da hiç izcileri yokmuş.
Millet yana yakıla benden şikayet etmeye başladı. Gittiler dernekler ve federasyon kurdular. Ancak şimdi herkes bunlara bakıp gülüyor. Bir zamanlar konuşanlar ve izcisi var zannedilenler bir aradalar ve 10 kişi kafa kafaya vermiş aşağıda hiç izci yok. Yani bir şey yapmaya niyet yok.
Tabi dağcılığın izcilik gibi disiplinli olması düşünülemez. Bide çocuk önemlidir ve her şeyi dikkatle incelemelisiniz. Yoksa iyiye doğru götürdüğünüz çocuk ve gençlerimizi bir de bakmışsınız ki kaybetmişsiniz.
Bir sporun kurallarının herkes tarafından aynı uygulanması gerekir. Yoksa bu spor olmaktan çıkar.
Yani futbolu herkesin farklı kurallarla oynadığını düşünün. Tabii ki dağcılar aynı tarzda tırmanmayacak ben burada yola çıkış ve davranış mekanizmasının geliştirilmesini kastediyorum. Yani kısaca KURUMSALLAŞMAK tan bahsediyorum.
Kurumsallaşılamadığı taktirde kimse memnun olmaz. Oysa kurumsallaşmak için her kulübün fedakarlıkta bulunması gerekir.
İşte ÖZERKLİK kurumsallaşmayı getirir. Çünkü artık bireylerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarının belirlediği bir üst oluşumsunuzdur.
Siz artık sizi seçen kulüplerinizin delegelerine hesap vereceksiniz. Onlar sizin icraatlarınızı beğenirse başkanlıkta tutacak beğenmezse indirecektir. Kurumsallaştırdığınız ve standartlarını oluşturduğunuz kulüpler, lisanslı sporcularının oranında delege çıkaracak ve genel kurulu oluşturacaktır. Bu seçim kaybedilse bile eğer kişiler söyledikleri kadar madur iseler. Kurumsallaşma içinde gereğini yerine getirir delegelerini artırır ve seçimde istediğini belirlerler.
Ama siz standartları yerine getirmiyorsanız
Sizin fikrinizde sporcunuz yoksa ya da yeteri kadar değilse
Siz azınlıkta kalıyorsanız
o zaman çoğunluğu değiştirmeye uğraşmayacaksınız.
Benim başkanı olduğum federasyon sadece dağcılıkta olduğu gibi "Kişinin dağcılık sporu " ile alakasını kapsadığı gibi değildir.
Biz "Çocuk ve gencin bütün hayatını kapsamaktadır"
Buna rağmen ben karamsar değilim ve kulüplerimin geneliyle aynı düşüncelere sahibim onların görüş ve düşüncelerine önem veriyorum. Dağcılığın bu yüzden daha kolay anlaşabilecek kulüpler olması gerektiği inancındayım.
Eğer herşeyin standartları belirlenmişse, kim niye muzdarip olsun ki. Standartları yerine getirenlerin spor dalının her türlü imkanından faydalandığı bir sisteme niye insanlar karşı olabilir ki.
Eğer standartlarda buluştuğunuz bir federasyonun üyesi iseniz. Sizin satandartlarınızda olmayan, bir çok şeyi keyfi olarak uygulayan insanların sizin seviyenizde görülmesini de istemezsiniz.
Bu durumdan kim muzdarip olur.
Zamanı olmayıp diğerleri kadar bu işe zaman ayıramayanlar (Ancak bu insanların bir kısmı ilerlemenin merdiveni basamak basamak çıkmak olduğunu illa zirveye tırmanmak gerekmediğini, kendilerinden sonra gelenlere basamlık edip onları yükseltmek gerektiğini bilirler ve bu çok büyük bir erdemdir.) Maalesef bu zaman ayıramayan ama azınlıkta kalan erdemli insanların yanı sıra ağırlıklı oranda bir diğerini çekemeyenler ben yapamıyorsam o da yapmasın zihniyetinde olanlar vardır. Bunlara bir de kafama göre takılır istediğimi yaparımcıları ilave edebiliriz.
Sonuç olarak Karaca ve ekibi eski düzen içinde yoğurulup neler yapıp yapamayacaklarını öğrendiler. Şimdi Özerkliğin sağladığı faydaları öğreniyorlar ve seçimden sonra da hızla ilerleyecekler. Devlet de maddi desteğini kesmeyecek.
Eğer federasyonun önceki halini bilmiyorsanız. Özerklikten sonraki halini nereden bileceksiniz. Bakın hala bütün federasyonlar özerkliğe ayak uydurmaya çalışıyorlar. Siz bilmediğiniz bir sistemin içinde ne yapacaksınız.
Zaten bu sistemin sonunda Kulüplerin sporcu sayısı ile temsil edilecekleri adaletli bir mekanizma kurulacak. O zaman eğer bu yönetimi beğenmiyorsanız siz talip olursunuz.
Sevgili Cemal Ağabey Benim dağcılık federasyonu başkanlığı seçimindeki görüşüm. Kişisel nedenlere dayanmamaktadır. Eğer ben de kişiler hakkında bildiklerimi yazacak olsam benim de yazacaklarım destan olur.
Ancak yukarıda bahsettiğim ve kişilerin alınabileceğini de düşündüğüm ancak başka türlü tarif edemediğim ata sözünü yazdım. Burada hiç kimse bir şeye benzetilmemiştir ancak sistem değiştiriyorsunuz ve bu konuda bu ata sözü tam yerine oturuyor. "Dere geçerken At değiştirilmez" Türkiye İzcilik Federasyonunun kulüpleri bu hatayı yapmadılar, beni beğenmeyenler olsa da bu geçiş aşamasında katılanların tamamının oyunu alarak yeniden başkanlığa seçildik.
Eğer başkanlık gibi hayali olanlar varsa bunu gelecek seçimlere bırakırlarsa iyi olur. Sayın Alattin Karaca'ya şimdiden yeni döneminde başarılar diliyorum.
Bu kısacık zamanda insanların birbirini kırmasına aleyhte şeyler söylemesine gerek yok diye düşünüyorum.
Hasan Subaşı
 

Ynt: TDF Başkanı Kim Olmalı?

Bir şey daha.
Özerklik Türk Sporu İçin bir dönüm noktasıdır. Yöneticilerin kendi sporlarını o sporun kendine özgü sistemi ile donatabileceği, ve sporu başarıya götürecek en önemli adımdır. Bir çok insanın birilerini hegemonyası altında bulundurmaya çalıştığı şu günlerde, hegemonyası altındaki insanları hür bırakan, dünya standartlarına doğru adım adım yaklaşmalarını sağlayan Genel Müdürlük Yöneticilerini gönülden tebrik ediyorum.
 

Ynt: TDF Başkanı Kim Olmalı?

Hasancığım asıl dereyi geçerken at değiştirilir, hele o at yorulmuşsa uluslar arası standartlarda geri kalmışsa.
tdf nin Milli Takım diye seçtiği arkadaşlarımız bizim ağrı ikizi bir dağa tırmanamazken özel kulüpler ekip halinde Everest’e zirve yapar duruma geldi. Bana göre tdf çok değerli 9 yılı bu camiaya kaybettirdi… Son olarak alaattin beyin hazırladığı bir broşürü gördüm ve acıdım halimize o dağcılık deyince kendisini hatırlıyor anladığım kadarıyla…
Alaattin ağabey kendisinin Kırgızistan’a giden ekibe seçildiğini anlatıyor. O ekibe onu seçen rahmetli tayfun ağabey idi; ama Allattin ağabey bırak rakibini Milli Takıma seçmeği “Federasyon faaliyetine katılmadılar”diye federe ettiği nice güzide kulübümüzden insanı dışlayıp, dağlarda ölen bazı arkadaşlara da onların “lisansı yok bizim sporcumuz değil” deyecek kadar şaşırdığı anlar var… Ayrıca geride kalan yıllarda federasyon hatırda kalacak hiçbir ilke imza atamamış, yıldız sporcu yetiştirememiştir…
Sonuç olarak ona yakışan bu işi yapacak arkadaşlarımızın var olduğunu kabul ederek yapmak isteyen kardeşlerimize emaneti devretmekti, görebildiğim kadarı ile o bu yolu seçmeyerek başka bir yanlış yaptı.
 

Ynt: TDF Başkanı Kim Olmalı?

Ağabey, önce de ifade ettiğim gibi, standartları belirlenmiş kurumsal bir yapıda halefiniz de muhalifiniz de olsa aynı hakları taşımalıdır. Herkes aynı muameleyi görmelidir. Ben bana üye olan kulüplerin oluşturduğu bir federasyonun başkanıyım. Benim problemim daha büyük. Çünkü biliyorsunuz bir de Milli Eğitim İzciliği var. Benim çatım altında temsil edeceğim KKTC izciliği var. Muhalif grupların oluşturduğu bir dernekler federasyonu ve ayrıca bir dernek var. Bunların hepsi ayrı yapılarda. Dünya İzcilik Teşkilatları ise sadece TİF i tanıyor. Ben hem dünyanın kurallarını Türkiyede uygulamakla hem de vatandaşımı dünyaya ezdirmemekle görevli hissediyorum kendimi. Çünkü biz and içerken yani yemin ederken izcilikten önce vatanıma hizmet etmek kelimesini kullanırız.
Gelelim benim problemime. İzcilik yapan gruplardan biri sessiz çoğunluk. Dünya tanımıyor ama yasalarımız kabul ediyor. Bu sessiz çoğunluk çoğunluk da olsa. Eğer bizimle çalışacaksa azınlığın kurallarına tabi olmak zorunda. Çünkü bu azınlık diyor ki biz demokratik bir sivil toplum kuruluşunun üyesiyiz. Biz yönetim kurulumuzu sivil toplum kuruluşlarımızın belirlediği genel kurulca seçeriz. Biz para almayız gönüllüyüz. Biz ülkemiz ve dünya teşkilatlarına aidiyetimizin gerektirdiği aidatımızı öderiz. Dolayısı ile kalabalık da olsa azınlık da olsa bizle çalışmak isteyenler bizim bir araya gelerek birleştiğimiz bu prensiplere uymak zorundadırlar. Bunların bazıları sporcusu olmayan sadece yetişkinlerin "Başka bir şey yapamadıkları için" bir araya gelerek "KONUŞMAK" üzerine kurulu teşkilatlarıdır. Eğer maksat KONUŞMAK değil de İCRAAT olsaydı onlar da çocuk ve gençlerin yetişmesine katkıda bulunur, çaba sarfeder, sayılarını dolayısıyla genel kurul delegelerini artırırlar ve söz sahibi olurlardı.
Sisteme oturunca problemler düzele düzele en aza iner. Ama şu anda baştakini değiştirirsen öncesini bilmediğinden her şey havada kalır. Örnek de vermiştim. Özerkliğe geçiş aşamasında hepimiz bocaladık ve hala sisteme ayak uydurmaya çalışıyoruz. Ben de bulunduğum makama bir sivil toplum kuruluşunun başkanlığından geldim. Bir dernek başkanı olarak imza yetkim varken. Güya bu derneklerin oluşturduğu federasyonun başına gelince imza yetkim olacak sandım. Ama durum öyle değilmiş. Ben federasyon olarak Sivil savunma ile protokol yapmaya kalksam ben yapamıyor genel müdürlük yapıyordu. Oysa bir dernek başkanı olarak ben yapabiliyordum. İşte federasyonlar bu statüye yeni yeni kavuşuyor. (Dere geçerken at değiştirirken düşebilirsin bu iş jip değiştirmeye benzemiyor at değiştirmek daha zor:smiley:)
Benim federasyonuma üye olmayan kişiler mahsur kalmış. Bana üye değillerse zaten izci değiller ben de onları izci kabul etmem ve bu şekilde açıklama yaparım. Ama bana üye ise sonuna kadar da arkasında dururum. Zaten istenen farklı bir şey yok ki. Engelleme yokki. Diyoruz ki zaten bu işi standartlarına uygun yapıyorsunuz. Bizim engellemek gibi bir niyetimiz yok. Sadece "Bilgi mahiyetinde" izin alınız. Bizim yaptığınızdan haberimiz olsun. Madem bir çatıyı oluşturan ayaklardan biriyiz çatının haberi olmadan iş yapmak da olmaz. Kelimeler yetersiz ve tam olarak ifade edemiyorum ama bulunuduğumuz pozisyonda olanların. Mensuplarının nerede ne yaptığını BİLMESİ gerekiyor.
Ben de başkan olunca beni yetştirenler küstü ve ayrıldı. Beni yetiştiren liderim muhalif oldu. Sebep gayet basitti. Ben onları başımın üstünde görmek istedim. Onlar ise benim başkanlığımı kendileri yapmak istedi. Tabii ki problemler olacak.
Ancak son anda ortaya çıkan medyatik isimlerin dağcılığın hayatını kurtaracağını düşünmek de doğru değil. Ben biliyorum ki Alattin hoca için yazdıkların aleyhte kelimelerin bin katını ismini belirttiğin şahıs hakkında sen de yazarsın. Senin de nasıl oldu da böyle düşündüğünü anlamıyorum. Neyse sonuçta az zaman kaldı ve ben haklı çıkacağım. Ben haklı çıktıktan sonra durum tamamen düzelmiş olmaz. İş dağcılıkta da kurumsallaşmayı ve herkesin adilane temsil edilmesini gerektirir.
Alattin hocanın eleştirdiğin bazı konularda yaptıkları doğrudur.
Bir federasyonun mensubu isen ona katıman gerekir. Federasyon faaliyetlerine katılınmalıdır.
Federasyonun mensubu isen lisans sahibi olunmalıdır.
Hiç bir federasyon kendine üye olmayan, kendisinin faaliyetlerine katılmayanları tanımaz. Eğer tanırsa bu diğer üyelerine haksızlık olur.
Ama şurası kesinder konuşanlardansa çalışanlar her zaman başarılı olur. Hep konuşanları duyarsınız ama çalışanları görürsünüz. Artık bu konu bitmiş ve sonuçları izleme vakti gelmiştir.
 



Ynt: TDF Başkanı Kim Olmalı?

Merhaba,
Ben İzmir İdadik'ten Murat Öz ,

Cemal Ağabey'i yakından tanımasam da linosport forumdan ve daha bir çok web sitesinde ki yazılarından sürekli takip ediyordum.

Cemal Ağabeyin TDF seçimlerinde ki görüşlerine katılmakta idim. Yeni bir değişiklik TDF için iyi olabilirdi.
Hasan Subaşı'yı da adaşların yazılarında ismini bir çok kez duymuştum. (pardon okumuş) ilk kez burada kendi görüşlerini okuma firsatı elde etmiş bulunmaktayım.

Hasan Ağabey demem de sakınca yoktur umarım.
Hasan Ağabey, uzun mesajınızı okuyunca size hak verdim gerçekten. Özerk bir federasyonda iş başına yeni gelmiş bir federasyon YK'si yerine, işin içinden gelmiş ve TDF'de çalışmış ve çalışan bir YK'nin bulunması çok daha doğru bir yaklaşım. Yalnız ;

15-20 kişi ile hadi bilemediniz 30-40 kişi ile kurulmuş bir dağcılık kulübünün ve/veya Judo kulübünün 400-500 üyeli bir dağcılık kulübü ile eşit oy hakkı olması durumunu değiştirmeye kalkmazlarsa ne olacağı da ayrı bir problem olarak karşımızda durmakta.

Ytudak e-posta grubunda ki yazışmaları düzenli takip ettiğim için bunun gibi bir çok olumsuzlukları öğrenmiş bulunuyoruz rahatça.
İnsanlar halk oyunları - Judo vs vs dernek & kulüp kurup bunların içersine Dağcılık kolu açıp kendilerini tescil ettirerek oy kullanma hakkı elde etmişler.
Normal kulüpler için 1, İhtisas kulüpleri için 2 oy hakkı. Esasında bu oy kullanma hakkı adeti sizin de yazdığınız gibi Lisanslı (güncellenmiş daha doğrusu vizeli) sporcu sayısına göre belirlenmeli.
Ne kadar çok lisanslı ve vizesi yapılmış sporcu varsa o kadar çok oy hakkı olması lazım. Tabii bu sporcuların kulüplere üye oldukları tarihte önemli.
Seçimlerden 1 ay önce 80-100 kişiyi naylon üye yapıp lisans çıkartmayı düşünen kurnaz Türk insanları da vardır mutlaka.
Kulübe 6 aydan önce katılan üye sayısının, çıkarılabilecek delege sayısını belirleyen üye sayısından düşürülmesini şiddetle tavsiye edebilirim.

Cemal Ağabey ve sizin dediğiniz gibi herkes için (buna bende dahilim) atıp tutmak, asmak ve kesmek çok kolay bir şey.
Mühim olan ciddiyet ile dürüstçe yaklaşmak Federasyon ve/veya kulüp çalışmalarına.!

Az ama ÖZ naçizane görüşlerim bunlar.

Kalın Sağlıcakla ,

İzmir'den Selam ve Sevgilerimle ,

Murat ÖZ ,

2203 - İdadik
www.deretepe.org
http://idadik.sitemynet.com/ILGAZ/id2.htm
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,744
Mesajlar
1,523,066
Kayıtlı Üye Sayımız
166,559
Kaydolan Son Üyemiz
Sercantetik

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst