Doğrucu Davut
Zirve
Aks yükünün kayması ile fren mesafesinin birbiriyle olan ilişkisinden çıkarılacak ders.
(Başlığa anlam veremeyenler, konuyu okuduktan sonra tekrar bakabilir )
Fren bilindiği üzere, ön aksı yere bastırıp, arka akstı yukarı kaldırmaya çalışır.
Ön taraftaki bu artırılmış temas basıncının oluşturduğu fren gücü ancak frenlerin tekerlekleri kilitleyebildiği noktaya kadar olup, fren daha sonra ters etki ile arkada çalışmaya başlar. Yani bu noktadan sonra fazla yük, daha fazla güç oluşturup frenleri etkilemeye başlamakta.
Özellikle yükler araçların ne kadar üst yerlerinde yer alırsa, aks yükünün kayması sonucu fren yolunun da o kadar uzayacağı düşünülmeli.
Bu dinamik yük kaymasının kapsamı prensip olarak dingil mesafesine ve aynı zamanda ağırlık merkezinin yüksekliğine bağlıdır. Temel olarak, dingil mesafesi ne kadar uzun ve ağırlık merkezi ne kadar düşükse, yük kayması ve dolayısıyla fren mesafesi üzerindeki etkisi de o kadar düşük olur. (Birincisinde kaldıraç kolunun uzunluğu, diğerinde ise kısalığı rol oynamakta)
Üst konumlu yüklerin panelvanların viraj alımlarını da etkilediğini biliyoruz. Dolayısıyla virajda fren, daha zorlu bir yapı göstermekte.
Tabi sahada bu fren yoluna bireysel tepki zamanının da eklenmesi gerekiyor.
Sonuç
Planlama açısından çözümü kolay olmayan bir bulgu olsa da karavanlar olduğunca dingiller arası ve zemine yakın yüklenmeli. Tabi ki izinli dingil ağırlığı da unutulmadan.
Örneğin; tüm malzemeleriyle ön koltukların hemen arkasında yer alan bir mutfağın ve hafif malzemeleriyle arka üst küçük giysi dolaplarının avantajlı olduğu düşünülebilir. Böyle yüklü L1 bir panelvan, fren yolu açısından; teknik açıdan benzeri diğer uzun biraderleri ile zaten toplamda daha az ağırlıklı olarak, neden aşık atmasın ki ?
Nihayetinde normal su depolarının araç altı ve ön dingile yakın konumları ile yine araç içi seçim zorunluluğunda bunların 40-50 litre yani abartısız hacımlı olarak sürücü arkasında yer alması gayet yerinde bir karar ama araç arka yük bölümüne 100-150 litrelik hacımları ile temiz+gri su depoları planlamak ise tabu olmalı ?
Fren yolu boyunca yük ağırlıklarının değişimi bilgilerine ulaşamasam da uç bir örnek olarak; saate 25+25= yani toplamda sadece 50 kilometre ile yapılan bir çarpışmada 100 kilonun kısa bir an için 3,5 tona eriştiği bilgisi, kütle ataleti üzerine belki bir fikir verebilirdi.
Yani dip bir frenin, anlık yük ağırlığını yatay istikamette, 35 olmasa da hızla orantılı olarak belki 3-5 misline çıkarabileceği düşünülmeli ?
(Başlığa anlam veremeyenler, konuyu okuduktan sonra tekrar bakabilir )
Fren bilindiği üzere, ön aksı yere bastırıp, arka akstı yukarı kaldırmaya çalışır.
Ön taraftaki bu artırılmış temas basıncının oluşturduğu fren gücü ancak frenlerin tekerlekleri kilitleyebildiği noktaya kadar olup, fren daha sonra ters etki ile arkada çalışmaya başlar. Yani bu noktadan sonra fazla yük, daha fazla güç oluşturup frenleri etkilemeye başlamakta.
Özellikle yükler araçların ne kadar üst yerlerinde yer alırsa, aks yükünün kayması sonucu fren yolunun da o kadar uzayacağı düşünülmeli.
Bu dinamik yük kaymasının kapsamı prensip olarak dingil mesafesine ve aynı zamanda ağırlık merkezinin yüksekliğine bağlıdır. Temel olarak, dingil mesafesi ne kadar uzun ve ağırlık merkezi ne kadar düşükse, yük kayması ve dolayısıyla fren mesafesi üzerindeki etkisi de o kadar düşük olur. (Birincisinde kaldıraç kolunun uzunluğu, diğerinde ise kısalığı rol oynamakta)
Üst konumlu yüklerin panelvanların viraj alımlarını da etkilediğini biliyoruz. Dolayısıyla virajda fren, daha zorlu bir yapı göstermekte.
Tabi sahada bu fren yoluna bireysel tepki zamanının da eklenmesi gerekiyor.
Sonuç
Planlama açısından çözümü kolay olmayan bir bulgu olsa da karavanlar olduğunca dingiller arası ve zemine yakın yüklenmeli. Tabi ki izinli dingil ağırlığı da unutulmadan.
Örneğin; tüm malzemeleriyle ön koltukların hemen arkasında yer alan bir mutfağın ve hafif malzemeleriyle arka üst küçük giysi dolaplarının avantajlı olduğu düşünülebilir. Böyle yüklü L1 bir panelvan, fren yolu açısından; teknik açıdan benzeri diğer uzun biraderleri ile zaten toplamda daha az ağırlıklı olarak, neden aşık atmasın ki ?
Nihayetinde normal su depolarının araç altı ve ön dingile yakın konumları ile yine araç içi seçim zorunluluğunda bunların 40-50 litre yani abartısız hacımlı olarak sürücü arkasında yer alması gayet yerinde bir karar ama araç arka yük bölümüne 100-150 litrelik hacımları ile temiz+gri su depoları planlamak ise tabu olmalı ?
Fren yolu boyunca yük ağırlıklarının değişimi bilgilerine ulaşamasam da uç bir örnek olarak; saate 25+25= yani toplamda sadece 50 kilometre ile yapılan bir çarpışmada 100 kilonun kısa bir an için 3,5 tona eriştiği bilgisi, kütle ataleti üzerine belki bir fikir verebilirdi.
Yani dip bir frenin, anlık yük ağırlığını yatay istikamette, 35 olmasa da hızla orantılı olarak belki 3-5 misline çıkarabileceği düşünülmeli ?
Son düzenleme: