Ynt: Özgür Datvi !
söylediklerinde haklısın Demet ama "onların yaşam alanları bizimkinden daha geniş" düşüncene katılmıyorum.
yaşadığımız coğrafyayı hep öyle bir fetih zihniyeti ile sahiplenmişiz ki,bizden gayrı diğer canlıların hali nedir,nicedir fikrini örtpas etmişiz.
yaşadığımız şehirlere baktığımızda, hangisinde orman var?
var olan ormanlardan hangilerinde yaban hayat devam etmekte?
yaban hayatın devam ettiği ormanların hangileri koruma altında ve avlanmaya kapalı?
yaşadığım kentte,kocaeli'de kızıl geyiklerin önceden cirit attığı bir saha yıllar içinde aşırı ve bilnçsiz avlanmadan ötürü bu popülasyonu yitirmiş.ve şimdilerde bir fakültenin orman mühendisliği bölümünde üremeleri gerçekleştirilerek,kocaelideki bu sahaya bırakılıyorlar.tabi artık koruma altındalar.ama mantar yetiştirir gibi onları bu şekilde üretim şekline sokmamızın nedeni de geçmişte yapılan ego tatmininden başka birşeye benzetemediğim avlanma eylemidir.
avlayıcı-toplayıcı topluluk grubundan sıyrılalı kaç yüzyıl oluyor?artık yerleşik ve zirratle uğraşan topluluklar haline geldik,yapıcı olmamız gereken evrilme halinin doruğundayken, avcılığa ve bunun spor olarak lanse edilmesine anlam veremiyorum.
bırakın avcılığı,bunun yanısıra onların yaşam alanlarını en direk yoluyla işgal ediyoruz.yaban hayatın göbeğine ikinci,üçüncü evlerini inşaa edenler yaban hayattan şikayetçi olma yada yaban hayata savaş açma gibi bir lüksleri de olmamalı.
ve o zaman çıkar derler adama biz gibiler,"kardeşim dün, şu karacanın,şu kızıl geyiğin,şu boz ayının yatağıydı bu mahâl.şimdi sen Lidya icadının(paranın) kiri ile satın aldığın bu alanı ne cürretle sahiplenirsin.paşa paşa yaşa yada çek git".
söylenecek sözler tükenmez de,sözle çok da yol alınmaz.
sizlere nacizane tavsiyem,bulunduğunuz yerlerdeki yaban hayatı koruma sahaları ile ilgili çalışmalara katılın.yapılan faaliyetler olumlu adımlarsa desteklerde bulunun.olumlu adımlar değilse,vatandaşlık görevinizi yapın ve uyarın.bu alanlara,belediye ve orman müdürlüklerinden ulaşabilirsiniz.
demet kardeşe de selamlar buarada,yüreğini aynı durulukta tutmaya devam et, diğer dostlarımız gibi.