Ynt: Osmanlı Hanedanı; I.Selim (Yavuz)
9. I. SELİM (Yavuz)(1512–1520)
(II. Bayezid’in en küçük oğlu olmasına rağmen Yeniçerilerin tercihi olarak, 42 yaşında tahta çıktı)
Annesi
Kornelya(?) Lakabı; Gülbahar Hatun
Eşleri
Helga (Polanya Asıllı Yahudi) Lakabı; Hafza Sultan
Aleksandra (Sırp) Lakabı; Ayşe Sultan
Taçlı Hatun (Kırımlı)
babası gibi yavuz'un da 6 vezirinden 5 i devşirme
Devre Özel Olaylar
• Sultan Selim,Taht'ı ele geçirdikten sonra önce babasını öldürdü, ardından saltanat kanunu gereğince kendi oğlu Süleyman’dan başkasını hayatta bırakmamağa karar verdi ve Bursa’ya gelerek ilkönce elinde bulunan kardeşleri Şehinşah, Alemşah ve Mahmut’un oğullarını boğdurarak işe başladı. Abisi Korkut yakalanıp Bursa’ya getirilirken yolda kement ile boğuldu. Rehin olarak elinde bulundurduğu Korkut’un oğlu da boğduruldu. Sıra En büyük kardeşe Ahmet’e gelmişti. Ahmet çarpışma esnasında atından düşerek yakalandı ve orada boğuldu. (şehzadeler meselesi iki yılda halledildi.)
•İran seferine çıkılmadan önce Anadolu’daki beylerbeyi ve sancakbeylerine verilen emirler üzerine aleviler araştırılarak Şah İsmail’e taraftar olan ve ayaklanma ihtimalleri bulunanların bir defteri yapılmış ve bu suretle zararları dokunacak olan kırk bin kişi hapis veya idam ettirilmiştir.
•Ordunun şah İsmail’i ararken harap yerlerde müşkülata düşmesi Şah İsmail ile muharebe aleyhtarlarına fırsat verdi ve yavaş yavaş askeri tahrik ettiler, Bunlar ayaklandıkları gibi bir kısım yeniçeriler de yine teşvik ile “düşman meydanda yok, bu harap yerlerde ilerlemek, askeri beyhude telef etmektir, geri dönelim” tarzında padişahın çadırına mektuplar bırakılırsa da bu işe kati surette azmetmiş olan Sultan Selim yapılan gürültülere ehemmiyet vermemişti. Nihayet daha ileri giden yeniçeriler bir sabah erkenden ansızın çadırlarını yıkıp muhafaza etmekte oldukları padişahın çadırına kurşun atacak kadar serkeşlik gösterdiler.
•Çaldıran mağlubiyeti üzerine Şah İsmail Tebriz’de tutunamayacağını anlayarak Dergüzin’e kaçmış ve Osmanlı kuvvetleri Tebriz’i işgal etmişlerdi. Yavuz, Tebriz’de sekiz dokuz gün kadar kaldı ve Tebriz’deki sanat erbabı, tüccar ve sair işe yarayacaklardan bin haneyi İstanbul’a naklettirdi.
•Bu sanatkârlar, Tebriz ustaları namı ile Osmanlı Hat ve Seramik sanatını zirveye ulaştırdılar.(mavi-beyaz çiniler bu ustaların eseridir.)
•Vezirlerine karşı zaman zaman yumruk atmaya, hançer çekmeye varacak kadar hiddetli davranırdı. Her an ölüm tehlikesi geçiren Piri Paşa bir gün usanarak “Padişahım, eninde sonunda bir bahane ile beni öldüreceksin, bir gün evvel öldür de kurtulayım” sözleriyle ve üzüntü ile endişelerini bildirince, bu söze hayli gülen Yavuz Sultan Selim:
“Bende bunu arzu ediyorum, fakat yerini tutar bir adam bulunmaz, yoksa isteğini yerine getirmek kolaydır” sözleriyle kadirşinaslığını göstermişti.
•Kürtlere verilen özerkliklerle bölgede bu isimde kimlik gelişmeye başladı. Kanuni aynı tutumu sürdürdü.
Eyalet ismiyle, Kürt Beylerine ait sancaklardan bazıları: Cezire, Bitlis, Suran, Hısn-keyfa, İmadiye, Çemişkezek. Bunlardan aşağı Kürt beyleri sancakları: Hizan, Sason, Palu, Çapakçur, Egil, Sincar, Elok, Çermik, Hızo, Zerik, Siverek.
•Alevilik üzerine büyük bir kinle saldırıldı yüz binlerce Türk katledildi.
•Yeniçeriler Yavuz Sultan Selim zamanına kadar bekâr olup, bu dönemde ihtiyar olmak kaydıyla evlenmelerine müsaade edilmiş, daha sonra ise yavaş yavaş tamamen serbest bırakılmıştır.