Bu face çapkını - magazin muhabbetini okuyunca başka bir başlıkta yazılan şu satırlar hatırıma geldi, aynen kopyaladım:
"Bir de prestij düşkünlüğü denilen şey, yeni yetme ergen ruhundan "fışkıran" bir arzudur. Onun içindir ki, babalarının arabalarını kaçırıp/alıp sokaklarda yüksek volümlü müzikle dımçıs-dımçıs dolaşırlar. Bazıları da bu arzusunu doğan-şahin otolarla tatmin eder. Kendini böylece "çok iyi" hisseder. Çünkü kendisine "hayran bırakacak" bir şey yapmıştır. (Tabi buna tanık olan herkesin sövüp saydığını bilmezler.
Bu manada gösteriş, yeniyetme ergen kızlar nezdinde yapan kişiye "bir şey" kazandırır. Kız hihi diyerek bi bakmıştır, ergen de böylece mutlu olmuştur.
***
Türk toplumunun gerçeğine gelince; bizim insanımız, yani sessiz çoğunluk anlamında "sokaktaki insan" prestij kazanmak isteyenlere ve bu nedenle gösteriş yapanlara, gösteriş için gösterişli araçlara binenlere aşağılayıcı bir gözle bakar. (Gerçi eline fırsat geçerse, kahir ekseriyet de benzer şeyleri yapar. Fakat belli bir maddi doyuma ulaştıktan sonra bu tavrından çok çabuk da kurtulur. İlginçtir bizim insanımız.) Refah arttıkça insanlar lüks araçlara aşağılayıcı gözle bakmaya başlar.
Bu, kedi-ciğer meselesi değildir.
Bu toplumda, zengine, malından/arabasından dolayı kimse takdir dolu gözlerle bakmaz. Konuşulsa ve içten içe özenilse bile, "zenginin malı züğürdün çenesini yorar" denilince herkes "adam sen de, boşver" der. (Gerçi zenginin karşısında el oğuşturanlar da az değildir. Ama her şeye rağmen kanaatkarlık ruhu ortadan kalkmamıştır. Ama "ye kürkün ye" durumu da gerçektir. Çelişkilerle doluyuz vesselam.)
Bir zaman sonra, 100 milyarlık bir araba, toplumunçoğunluğu tarafından, sahibini hor görme aracı haline de gelebilir. Bunda elbette arabayı kullanış biçimi de önemlidir.
***
Peki Duster bir prestij aracı olabilir mi?
Hayır...
En önemli nedeni, markadır. Dacia zaten eski doğu blokunu hatırlatır.
Kimse prestij kazanmak için Duster'a binmemelidir.
Arabasının markasını prestij vasıtası olarak görenler, kesinlikle Duster'dan uzak durmalıdır.
Duster'a binen "cipe biniyorum" diye şişinmemelidir.
Cipe binerek şişinmek isteyen de, yanılıp yenilip Duster almışsa, satıp başka bir araba almalıdır. 45 milyarı gösterisli bir ikinci el cipe verip gönül rahatlığıyla "cipe biniyorum" diye sağa sola bakışlar fırlatabilir. Başkaları hayran hayran kendine bakınca (ki o başkaları da hasta ruhlu demektir) "yaz bir prestij daha "diyerek mutlu olabilir. (Benlik kaygısı mı ki?)
Toplumda da kimse zaten Duster'a cip muamelesi yapmamaktadır ve bu da olumlu bir şeydir. (Fakat bazıları onu cip zannedip "şu fani dünyada bir cip sollayalım" diyerek gaza yüklenmektedir, o başka.)
***
Peki Duster'a kimler binmelidir? Gösteriş düşkünü olmayan, çok fazla konfor aramayan, bazen birazcık bozuk yollara girebileceği altı yüksek, içi geniş, yakıtı cep yakmayan ve vergisi düşük bir araca binmek isteyen Duster almalıdır. "
Kopyalayıp yapıştırınca CUK diye bir ses geldi.